Melek ERYAZICI
Astronot Niyazi
18 Şubat 2021 Perşembe

İnsanın tarih, tarihin içinde insan yolculuğunu ve toplumsal yaşamın dinamiklerini çevre, ilişkiler ve siyasi koşullara bağlı olarak ne güzel yansıtır tiyatrolar.

Pandemi döneminde, burnumun ucunu sızlatan bu keyiften mahrum kalmanın sancısını Cumhuriyet dönemi Türk edebiyatının ve epik tiyatronun da Türkiye’deki öncüsü büyük değer, gazeteci, öykücü, yazar ve akademisyen Haldun Taner’le anlatmak istedim bu hafta.

Alman tiyatro yazarı Bertolt Brecht’in bilim çağının tiyatrosu olarak adlandırdığı epik tiyatro, Türkiye’de orta oyunundan doğaçlama doğan tuluat tiyatrosunun hızlıca yerini alarak, toplumsal olayların ardındaki gerçekleri ve toplumu harekete geçirme bilincini seyirciye aşılarken, çağın gereksinimi içerisindeki gelişim ve değişimin önemine eleştirel ve sorgulayıcı yaklaşımla ayna tutar.

Türk edebiyatında Keşanlı Ali Destanı ile epik tiyatro anlayışını tanıştıran Haldun Taner, seyircinin kalbinden ziyade aklına seslenirken, hayatın değişmeyen tek sahne olduğu gerçeğini de vurgular.

Seyircisini hayati gerçeklerle karşılaştırabilmek için, dönemin sosyo-politik çerçevesi dahilinde, düşünsel-eleştirel becerinin önemini güncel örneklerle hicveder.

Nitekim, büyük usta bu amaçla, 1967 yılında, Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Ahmet Gülhan ile birlikte Devekuşu Kabare’yi kurmuş ve Türkiye’de taşlama edebiyatının hayli gelişmesine olanak vermiştir.

Taner sahneyi toplumsal bilincin yanlışları üzerine inşa ederek, bir yandan olay örüntüsünde düşünsel alan oluştururken diğer yandan da siyasi gözlemciliğin önemine dikkat çekerek, oyuncu ve seyirci arasında köprü kurma hedefini korumuştur.

Bu anlamda, tiyatronun birleştirici unsurlarının kullandığı Astronot Niyazi oyunu, 70 li dönemin trajik sosyo-ekonomik gerçeklerini ve bilhassa Türkiye’nin uzay yolculuğu ve çalışmaları konusundaki bilimsel ve toplumsal yaklaşım yetersizliğinin altını çizer.

Günümüzün şartlarına dönecek olursak, Ay’a insan göndermeyi başarmış medeniyetleri bilimsel manada hala yakalayamamış olmamız “eller Ay’a biz yaya” sorunsalının sosyo-ekonomik açıdan bir müddet daha süreceğine delalet edecek gibi.

İnsanı, yaşamı, dünyayı ve toplumu çağdaş algıyla analiz ederken, ince mizah gücüyle gündelik olaylar içerisinde hicvedebilmek ne büyük meziyet.

Haldun Taner yaşasaydı, bugünün koşullarını nasıl yorumlar ve yansıtırdı diye düşünmekten alamıyorum kendimi...

Ferhan Şensoy’un kurguladığı, Haldun Taner Kabare Kitabı’nda yer alan deyişiyle haftaya veda edeyim;

“Bir düne bak bir bugüne.

Hey gidi günler hey.

Az gittik uz gittik

Bir de dönüp baktık ki dostlar,

olduğumuz yerdeydik”

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 7 yorum var, 7 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Rabia Koç 18 Şubat 2021 Perşembe 13:16

Kalemine sağlık. Okudukça onayladığım harika tespitler. Emeğine sağlık.

Yorumu oyla      2      3  
Tayyar ÖNDER 18 Şubat 2021 Perşembe 13:14

Başta Orta Doğu Olmak Üzere Dünyayı Bu Hale Ay'a İnsan Gönderen Medeniyetler Getirdiğini de Sakın Unutmayın...

Yorumu oyla      2      3  
Nalan 18 Şubat 2021 Perşembe 11:44

Kalemine sağlık ??????

Yorumu oyla      2      3  
Gonca Çınkır 18 Şubat 2021 Perşembe 11:19

Öyle güzel günleri ,çok büyük bir özlemle kaleme almışsınız ki, emeğinize sağlık.kaleminize sağlık.Gercekten çok güzel ve özel günleri yaşamışız. COcuklarimizin aynı hisleri yasayamamasi beni çok üzüyor .

Yorumu oyla      2      3  
Bahattin SÜMER 18 Şubat 2021 Perşembe 09:47

Bizi geçmişe götürdüğün için öncelikle teşekkür ederim.Haldunu Metini Zekiyi Ferhanı tekrar anımsadım.Mizah her dönem siyasetin aynası olmuştur.Karikatürlerle parodilerle siyasetin nabzı tululur hatta espirili bir dille Demirel Ecevit Özal eleştirilirdi.Levent Kırca nur içinde yatsın sazın hep bam teline vururdu.Ve siyasiler buna gülüp geçer hatta eylenirdi.Ya şimdi? Sanırım sanat hiç bukadar zorlanmamıştır.Tamda dediğin gibi HEY GİDİ GÜNLER HEY. Sağlıcakla kal.

Yorumu oyla      2      4  
Ayça Karaküçük 18 Şubat 2021 Perşembe 09:17

Elinize sağlık. Dünden bu güne değişen pek şey olmadığını çok güzel anlatmışsınız. O zamandan bu zamana toplum olarak bir arpa boyu yol belki gitmişizdir. Harcanan nesillere yazık...

Yorumu oyla      2      3  
Erhan Doğanay 18 Şubat 2021 Perşembe 09:15

Kalemine sağlık emeğine sağlık ne denir bu kadar güzel anlatılır mı ayakta alkışlıyorum

Yorumu oyla      3      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Köy Enstitülü olmak…
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Geleceğe ‘miras’ altın ses!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva