Allah yaratmış arkadaş, her şey zıddıyla kaimdir kaidesine uygun bu dünyada bütün yaratıklar.

Her şeyin bir dişisi, bir erkeği var; bir artısı bir eksisi olduğu gibi bir şişmanı bir de zayıfı ve bununla birlikte bir uzunu bir de kısası var…

Bu kaide şaşmaz. Zaten tüm yaratıklar tek düze olsaydı hayatın rengi ve zevki olmazdı ki.

Gerçi bu renk arada sırada öylesine alacalı, öylesine bir renk cümbüşü haline geliyor ki şaşırıp kalıyoruz.

Haksızlık yapmak istemem ama nedense biz kadınlar erkeklerle olan iletişimimizde ve ilişkilerimizde daha bir baskın durumuma geçiveriyoruz… Buna babamız, eşimiz, kardeşimiz ve çocuğumuzla olan ilişkilerimiz de dâhil.

Tabii olarak normal ilişkilerden bahsediyorum, bir tarafına sakatlık ve hastalık bulaşmış ve suç dairesi içine girmiş münasebetlerden değil.

Bu baskınlığımız direk varlığımızdan yani yaradılışımızdan kaynaklanıyor… Koskoca Âdem (A.S.)peygambere bile istediğini yaptırmış Havva Anamız… Yazımın başında dedim ya Allah yaratmış arkadaş!

Bu kadar güçlüyüz yani, bu kadar etkili ve bu kadar kudretli…

Adını hatırlayamadığım bir tarih felsefecisinin şöyle yazdığını okumuştum; “Kleopatra’nın burnu biraz büyük veya küçük olsaydı dünya tarihinin seyri değişirdi”… Yalan da değil hani düşünsenize Kleopatra denilen hemcinsimiz Sezar’ın Roma imparatorluğunu ne hale getirmiş…

Biz böyleyiz işte, bir büyüğümüz de (Çok değerli ağabeyimiz Mehmet Deniz Kınıklı) biz kadınlar için şöyle söylüyor; “dünyayı idare edebilecek güce sahip olan kadınların bazen ailelerini idare edememesini, onları hayırda birleştirmek için gayret sarf etmemelerini şaşkınlıkla takip ediyorum”…

Gerçekten de öyle değil mi kıymetlerine paha biçilmez olan hemcinslerim? Böylesine güçlü değil miyiz?

Moda bizim için, kozmetik bizim için, ayna bizim için, makyaj bizim için ve daha ne bileyim birçok şey bizim için…

Her sene kıyafet anlayışımız moda diye değişiyor, renkler, kesimler ve sitiller farklılaşıyor… Bir sene mini etek, diğer sene uzun etek, bir yaz göbek, diğer yaz omuz dekoltesi; bir dönem apartman topuk diğer dönem ince topuk ve daha birçok değişiklik, hepsi ama hepsi bizim için…

Bazen bizim bu değişim ve güzellik heyecanımızın küresel sermaye tarafından kötü kullanıldığını bile düşünüyorum laf aramızda…

Durum böyle işte kızlar, biz biraz farklıyız, biraz fazla etkiliyiz ve çok fazlaca güçlüyüz… Allah yaratmış arkadaş!

Bu gücü, bu etkiyi ve bu farkı iyi kullanmalıyız diye düşünüyorum. Ana şefkati gibi mesela, eş hassasiyetiyle, abla gayretiyle… Hz. Aişe gibi, Erzurum’un Kara Fatması, Aydının Ayşe Efesi gibi…