Buse AÇIKALIN/EGEDESONSÖZ- Havaların soğumasıyla birlikte grip sezonu açıldı, kış çayları da yeniden aktarlarda yerini almaya başladı.

HİASD Başkanı Dr. Rodoplu, Egedesonsöz’e konuştu: İlk yardım dersi 12 yıl verilmeli!
HİASD Başkanı Dr. Rodoplu, Egedesonsöz’e konuştu: İlk yardım dersi 12 yıl verilmeli!
İçeriği Görüntüle

Egedesonsöz’e konuşan TMMOB Gıda Mühendisleri Odası İzmir Şube Başkanı Ömer Ulaş Kırım, bitkilerin ve çayların poşetlenmesi konusunda uyarıda bulundu.

Kış çayları konusunda “toksin” uyarısında bulunan Kırım “Bitkilerin kendisi toksin üretmez, ancak yanlış koşullarda hazırlanır, saklanır veya uygun olmayan ambalaj kullanılırsa zararlı maddeler oluşabilir” dedi.

Kırım, şunları söyledi:

“Dikkat edilmesi gereken başlıca noktalar vardır. Nemli ortamda bekletilen bitkilerde küf gelişebilir; bu da aflatoksin gibi toksinlerin oluşmasına yol açabilir. Çok uzun süre kaynatmak, bazı bitkilerdeki fenolik bileşiklerin bozulmasına ve mide tahrişine neden olabilir. Metalik süzgeçler veya düşük kaliteli kaplar kullanıldığında metallik iyonlar sıvıya geçebilir. Uygun olmayan çay poşetleri (özellikle naylon veya plastik bazlı olanlar) yüksek sıcaklıkta mikroplastik ve zararlı kimyasal salınımına neden olabilir. Bu durum özellikle PET, PP veya naylon içeren poşetlerde ısı etkisiyle artar”

‘NE KADAR ÇOK O KADAR İYİ’ MANTIĞI DOĞRU DEĞİLDİR!
Kış çaylarının genel olarak vücut sağlığı için zararsız olduğunu söyleyen Kırım, “Kış çayları genel olarak zararsızdır, hatta doğru şekilde tüketildiğinde vücut direncini artırabilir. Ihlamur, zencefil, kuşburnu, tarçın, karanfil, ekinezya, adaçayı gibi bitkiler antioksidan, iltihap önleyici ve bağışıklığı destekleyici özellikleriyle bilinir. Ancak çok fazla bitki karıştırmak, bitkiler arası etkileşimi artırır. Bazı bitkiler ilaçlarla etkileşebilir. Örneğin; zencefil, tarçın ve karanfil, kan sulandırıcı ilaçlarla birlikte alındığında kanama riskini artırabilir. Meyan kökü, tansiyonu yükseltebilir. Ekinezya, alerjik bünyelerde cilt reaksiyonlarına yol açabilir. Kış çayları faydalıdır ama “ne kadar çok, o kadar iyi” mantığı doğru değildir. Her bitki vücutta farklı etki gösterir, bu nedenle dengeli kullanmak gerekir” dedi.

“HER BİTKİNİN ETKİSİ FARKLIDIR, KULLANIM AMACINA DİKKAT EDİLMELİDİR
Kış çaylarının kullanım süresi ve tüketim şekli ile ilgili de açıklamalarda bulunan Kırım, “Kış çayları, özellikle soğuk havalarda bağışıklığı desteklemek ve vücudu rahatlatmak için tercih edilir. Ancak her bitkinin etkisi farklı olduğundan, kullanım amacına göre dikkat edilmelidir. Ihlamur, kuşburnu, zencefil, tarçın veya karanfil gibi hafif içerikli bitkilerden yapılan kış çayları, keyif amaçlı olarak günlük 1–2 fincan tüketilebilir. Bu tür çaylar genellikle düşük etken madde içerdiği için yıl boyunca aralıklı şekilde içilmesinde sakınca yoktur. Evde, keyif veya ısınma amacıyla bu tür karışımları içmek güvenlidir. Ekinezya, meyan kökü, adaçayı, kekik gibi daha güçlü etken maddeler içeren bitkiler, kısa süreli kullanım için uygundur. Soğuk algınlığı veya hastalık dönemlerinde 7–10 gün boyunca, günde 1–2 fincan içilmesi yeterlidir. Bu bitkilerin haftalarca her gün tüketilmesi, özellikle ekinezya veya meyan kökü gibi güçlü bileşenler içeriyorsa, bağışıklık sisteminde dengesizlik veya karaciğer üzerinde ek yük oluşturabilir. Bu nedenle bu tür çaylar kür şeklinde, sınırlı sürelerle kullanılmalıdır” ifadelerini kullandı.

“BİTKİLERİ GÜVENİLİR AKTARLARDAN ALIN”
Kış çaylarının güvenli kullanımı için önerilerde bulunan Kırım, “Bitkileri güvenilir aktarlardan veya paketli markalardan alın. Çay poşetlerinde biyobozunur veya kağıt bazlı filtreli ürünleri tercih edin. Kuru, serin ve güneş almayan ortamda saklayın. Demleme süresi 5–10 dakika olmalı; kaynatılmamalıdır. Metal yerine cam, porselen veya gıda sınıfı paslanmaz çelik demleme kapları kullanın” şeklinde konuştu.