Bu yıl 26’ncısı düzenlenecek İzmir Uluslararası Kısa Film Festivali dopdolu içeriğiyle 3-9 Kasım tarihlerinde İzmirli sinemaseverler ile buluşacak.

Muhabirimiz Buse Açıkalın, İzmirlilerin gönlünde yıllardır taht kuran kısa film festivalini yönetmen ve festival direktörü Yusuf Saygı ile konuştu.

Saygı, Türkiye’deki kısa film kültüründen, İzmirlilerin kısa film festivaline olan ilgisine kadar birçok konuda değerlendirmelerde bulundu.

“İZMİR, TÜRKİYE’DE KISA FİLMİN BAŞKENTİ”
-İzmir, Türkiye’de kısa film kültürünün önemli merkezlerinden biri. Sizce bu başarının sırrı ne?


İzmir evet Türkiye’de kısa filmin başkenti diyebiliriz ve bunun için de çalışmaya gayret ediyoruz. Bu durumun lokomotifi 26 yıldır süren İzmir Kısa Film Festivali. Festival bu anlamda kendi izleyici kitlesini oluşturdu ve İzmir’de Kasım aylarının bir geleneği haline geldi. Burada festivalin yanında İzmir’de bulunan üniversitelerdeki sinema bölümlerinin de etkisinden bahsedebiliriz. Toplamda 9-10 kadar farklı bölüm bulunuyor sinema ve televizyon ile ilgili. Üretim konusunda çok fazla destek görmese de kısa filmci arkadaşlar filmlerini gerçekleştiriyorlar. Bu üretime biraz da destek olarak genç sinemacıların yanında yer almak lazım diye düşünüyorum. Başarının sırrı dediğim gibi en başta kısa film izleyen seyirciler. Festival olarak da en çok övündüğümüz nokta aslında bu biz İzmir Kısa Film Festivali olarak seyircisi ile var olan onunla övünen bir festivaliz.

Alis, Yönetmen Beril Tan

“120 ÜLKEDEN 4 BİN BAŞVURU YAPILDI”
-Kaç ülkeden, kaç film başvurdu? Seçici kurul bu yıl hangi ölçütleri ön planda tuttu?


120 ülkeden yaklaşık 4000 kısa film festivalimize başvuruda bulundu. Bu sayı her yıl 4000 in üzerinde gerçekleşiyor. Bu bizi oldukça memnun eden ve doğru bir iş yaptığımızı bize hatırlatan motive eden bir husus. Filmleri değerlendirme de ve seçmede uzun yıllardır birlikte çalıştığımız bir ekibimiz var. Filmler profesyonel kriterlere göre yönetmenliği, senaryosu, görüntüsü başta olmak üzere birçok konuda farklı gözlerden değerlendiriliyor. Filmleri değerlendirmek çok zor tabi ki ama bir zaman sınırlamamız olduğu için toplamda 200 kadar filmi programımıza dahil ediyoruz. Ne kadar çok filmi ve yönetmeni izleyici ile buluşturabilirsek o kadar mutlu oluyoruz. Bulunduğumuz yılın başarı kazanmış ulusal ve uluslararası filmleri festivallimizde izleyici ile buluşuyor.

Yusuf Saygı

“İZMİR’DE GÖSTERİM İÇİN SALON BULMA KONUSU GERÇEKTEN ZOR”
-Festivalin bu yıl öne çıkan yenilikleri ya da sürprizleri nelerdir?


Festivalin en önemli unsuru filmler ve izleyiciyi bir araya getirmek bunun için gösterimlerin kusursuz olarak gerçekleşmesi, film izleme kalitesinin yüksek olması ve kentin birden çok alanında filmlere ulaşılabilmesine dikkat ediyoruz. Salon bulmak konusu özellikle gösterim için elverişli salon bulma konusu İzmir’de gerçekten zor. İzmir Film Lab bölümümüz yine dopdolu olacak. TOBB Kreatif Endüstriler Meclisi’nin de desteği ile bu sene çok güzel bir seminer programımız da bulunuyor. Ayrıca RED dijital cinema kameraları ile bu yıl Cannes Film Festivali’nde en iyi film ödülü alan Görünmez Kaza filminin görüntü yönetmeni Amin Jafari İzmirli sinemacılar ile minimum malzeme ile nasıl etkili görüntüler elde edebilirler konulu bir çalışma gerçekleştirilecek. Fon bulma, proje sunma, yönetmenlik, oyunculuk konularında da birçok söyleşi ve konuşma İzmir Film Lab programımız dahilinde festivalimizin içerisinde olacak. Tüm gösterimler Fransız Kültür Merkezi, Karaca Sineması ve Karşıyaka Çatı Bostanlı’da yapılırken İzmir Mimarlık Merkezi’nde ise etiğim içeriklerimiz ve panellerimiz yer alacak.

Galaksinin Tezenesi, Yönetmen Semih Ellialtı (1)

“KISA FİLM GÜNCEL YAŞAMA DAHA HIZLI ANLATIMLAR GERÇEKLEŞTİRİYOR”
-Bu yıl öne çıkan film türleri veya temalar nelerdi?


Aslına bakarsanız sadece bu yıl için değil genel olarak bir şeyden bahsetmek isterim bu sorunuza. Üretim olarak uzun metraj filme göre daha hızlı gerçekleştirildiği için kısa filmler güncel yaşamımıza çok daha hızlı anlatımlar geliştirebiliyor. O yüzden güncel olan olaylar hızlı bir şekilde beyaz perdeye bu filmler ile aktarılabilmekte. Daha özgür anlatım biçimleri ve söylemler de genç yönetmen arkadaşlarımız tarafından geliştirilmekte. O yüzden günceli kısa filmlerde çok rahatlıkla bulabiliyor izleyici.

İzmir Kısa Film Festivali Berlin'de

“İZMİR’DE BULUNAN DERİN BOŞLUĞU GİDERMEK İSTİYORUZ”
-Önümüzdeki yıl için hedefleriniz veya planlarınız var mı?


Önümüzdeki yıl yine marka olarak hedefimiz olan Kısa Filmin Başkenti İzmir söylemimizin gerçekleşmesi, İzmir’de yerelde bulunan kanaat önderlerinin özellikle ilk etapta yine İzmir’de bulunan kısa film yapımcıları için desteklerini artırmaları ve sinema alanında İzmir’de bulunan derin boşluğun giderilebilmesi için hem festivalimiz hem de İzmir Sinema Kültür ve Eğitim Derneği adına çalışmalarımızı devam ettireceğiz.

“FESTİVAL İZMİR’DE GELENEK HALİNE DÖNÜŞTÜ
-İzmir halkının festivale ilgisini nasıl değerlendiriyorsunuz?


Festival İzmir’de bir gelenek haline dönüştü diyebilirim ve bunun en önemli mimarları İzmirli izleyicilerimiz. Bunun için çok teşekkür ediyorum salonlarımızı dolduran tüm izleyicilerimize.

Fetival Afisi

“ÇOK GÜZEL FİLMLERE DAHA SONRA ULAŞAMIYORSUNUZ”
-Bağımsız film üreticileri için bu tür festivallerin önemi nedir?


Özellikle kısa filmin ticari bir değerinin Türkiye’de tam olarak oluşmaması festivalleri bu anlamda çok önemli kılıyor. Kısa filmler sadece festivallerde izleyici ile buluşuyor sonrasında ize çok azı bazı platformlarda gösteriliyor ve sonrasında ulaşılma şansı olmuyor. Çok güzel filmlere anlatılara daha sonra ulaşamıyorsunuz. O yüzden özellikle kısa filmde festivallerin önemi daha da önemli. Burada dikkat etmemiz gereken ciddi gösterim koşulları oluşturmak ve en iyi biçimde filmleri izleyiciler ile buluşturmak.

“YETER Kİ DESTEKLEME KONUSUNDA ADIM ATALIM”
-Türkiye’de kısa film üretiminin geleceğini nasıl görüyorsunuz?


İzmir Kısa Film Festivali Türkiye’nin ilk ve tek Academy Award ® Qualifing Festivali 'dir. Bu yolla Türkiye’den her yıl bir animasyon ve bir kurmaca kısa film Oscar ödülleri için başvuru yapabilmektedir. Burada da geçen yıllarda güzel bir adım attık ve Oscar ödüllerinde bir kısa film kısa listeye yani ilk 15 film arasına girmeyi başardı. Sadece bu yarışmada değil yurtdışında birçok kısa filmin birçok festivalde ödül aldıklarını gösterildiklerini de görmekteyiz. Yerel bazı destekleme programlarının da olması farklı kentlerde filmlerin daha uygun şartlarda çekilmesine destek oluyor. İleride daha çok ödül alan film, başarı kazanan yönetmen yapımcı göreceğimizden umutluyum. Yeter ki destekleme konusunda adımları atalım.