EGEDESONSÖZ - İzmir Lokantacılar ve Gazinocular Odası Başkanı Doğan Kılıç, SONSÖZ TV'de sektördeki gelişmeleri değerlendirdi. Lokantacı esnafının zor günler geçirdiğini belirten Kılıç, Kent Lokantaları'nın ihtiyaç sahibi insanların yaşadığı yerlerde açılmasına karşı olmadıklarını, ancak esnafın, memurun, turistin yemek yediği Kent Lokantaları'na karşı olduklarını söyledi. Beyaz yakalıların da 500 liraya varan yemek maliyetlerine rağmen sefertasına döndüğünü anlatan Başkan Kılıç, kasapların dönercilik, köftecilik yapmasını da eleştirdi.
ESKİDEN AYDA 4 KEZ GELEN MÜŞTERİ, ARTIK BİR KEZ GELEBİLİYOR
Yemek fiyatlarının arttığını, her artışta müşteri kaybına uğradıklarını itiraf eden Oda Başkanı Doğan Kılıç, şunları söyledi:
"İnsanların lokantalardan giderek uzaklaştığının farkındayım ben de... Biz de zam yapmak istemiyoruz. Yaptığımız her zamdan sonra müşteri sayımız azalıyor. İnsanların alım gücü belli. Maalesef zam yapmak zorunda kalıyoruz. Neden? Girdi maliyetlerimiz o kadar yüksek ki, altından kalkamıyoruz. Devletin yaptığı zamlar da bizi yıpratıyor. Asgari ücret artınca, SGK primi de arttı. Vatandaşın asgari ücreti yeterli değil, dolayısıyla lokantaya yemeğe gidemiyor. Öyle ki bizde asgari ücretle çalışan kimse yok. Asgari ücretle adam çalıştıramayız, çünkü o paraya çalışacak insan bulamayız. Elektriğe, suya, yemeklerde kullandığımız tüm ürünlere çok büyük zamlar geldi. Mesela bana gelen su faturası, 93 bin lira. Bunun 19 bin 800 lirası katı atık bedeli. Özetleyecek olursak, zam yapmak benim hiç işime gelmez. Şu andaki asgari ücretle, memura, memur ve işçi emeklisine yapılan zamlarla o insanların esnaf lokantasına gelmesi mümkün değil. Yılbaşı geldi, dükkan sahibi kapımızı çaldı, yüzde 80 kiraya zam istedi. Eski müşterilerimizi ayda üç kere, dört göre mekanımızda görüyorduk. Şimdi bir kere anca geliyor. Biz de bundan hoşnut değiliz. Bize zam yapmayın demek, kapatın gidin, demektir."
BİR LOKANTA KAPANIYOR, YENİSİ AÇILIYOR
2023 yılında açılan lokanta sayısının İzmir için 362, kapanan lokanta sayısının da 378 olduğunu belirten Başkan Doğan Kılıç, şu değerlendirmeyi yaptı:
"2024 yılında 464 lokanta açılmış, 481 lokanta kapanmış. Bu rakamlar bize, bir lokanta kapanırken, birinin de açıldığını gösteriyor. 2023 yılında da geçtiğimiz yıl da tüm sorunlara rağmen meslektaşlarımız bu işi yapmak için kolları sıvamış ama bir o kadarı da kapanmış. Devletimizin, bu lokantalar neden bu kadar çok kapanıyor, diye sorgulamalı. İzmir gibi bir yerde her gün en az bir lokantanın kapanması, üzerinde durulması gereken bir şeydir."
YÜZDE 40'IN ÜZERİNDE ZAM GELİR DİYE TAHMİN EDİYORUM
2025 yılı tarifesini belirlemek için çalışmalara başladıklarını anlatan Başkan Doğan Kılıç, yüzde 40'ın üzerinde zam olabileceğini tahmin ettiğini söyledi:
"Yılbaşı itibariyle yeni yılda uygulanmak üzere fiyat tarifesi çalışmasına başladık. 6 ayda bir fiyat tarifesini düzenlememiz gerekiyor ama fiyat tarifesine talep pek olmadığı için yılda bir yapmaya başladık. Yüzde 30 zam yapıyorum, kurtarmıyor! Yüzde 40 zam yapıyorum, o da kurtarmıyor! Güncellemeyi yapıp da Esnaf Birliği’ndeki komisyona fiyat listesini sunamadım. Çorbanın fiyatı bugün tarifede 100 lira ama lokantada 250, 300 lira. Hele sakatat çorbaların yanına yaklaşılmıyor. Kış geldi, sakatat fiyatları ikiye katlandı. Mercimek, Ezogelin çorbalarını biz belirleriz ama astronomik rakamlarla aldığımız sakatattan yaptığımız çorbayı nasıl belirleyeceğiz? Diyeceğim o ki , yüzde 40’ın üzerinde zam olabilir yemeklere."
200 LİRALIK ÇORBANIN 25 LİRASI KDV VE KART KOMİSYONU
Lokantaya gelen müşterilerin yüzde 95'inin kredi kartıyla ödeme yaptığının altını çizen Başkan Kılıç, vergilerin yüksekliğinden yakındı:
"Evet; müşterilerimizin yüzde 95’i kredi kartıyla ödeme yapıyor. 200 liralık bir çorba sattığınızda bunun KDV’si 20 lira. 5 lira da kredi kartına komisyon olarak kesiliyor, çorba 175 liraya düşüyor. Bir ekmek olmuş, 12,5 lira… Masanın üzerine koyduğunuz tuzu, karabiberi, kürdanı, peçetesi, hepsi para… Hiçbir şeyin fiyatı yerinde durmuyor. Eskiden kürdandır, peçetedir, bunların hesabını yapmazdık. Şimdi kürdanın hesabını bile yapar hale geldik. Yemek fiyatlarındaki artışın olmaması için ekonomiyi düzeltmek, satın aldığımız ürünlerin sürekli artan fiyatlarını durdurmak gerekiyor. Ya da devletin sigorta prim desteği, düşük faizli kredi gibi imkanlar sağlamalı."
KENT LOKANTASI, İHTİYAÇ SAHİPLERİNİN YOĞUN OLDUĞU YERLERE AÇILSIN
Beyaz yakalıların günlük yemek maliyetlerinin 500 lira olduğunu, ancak onların bile artık yemeklerini evden getirmeye başladığını öne süren Başkan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Asgari ücretliler artık lokantalarda yemek yiyemiyor. Size bir şey söyleyeyim mi, beyaz yakalılar da yemek maliyetleri 500 liraya kadar çıktığı halde, onlar da sefertasına döndü. Artık onlar da evlerinden sefertasıyla yemek getiriyor. Eğer getiremiyorsa, Kent Lokantası’nda sıraya giriyor, karnını orada doyuruyor. Kent lokantaları açılıyor. 13 Haziran’da ilki açıldığında dedik ki, hedef kitlenin olduğu yerlerde açın! Kemeraltı’nda bir yığın esnaf lokantasının olduğu yerde açmayın, dedik. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Çiğli Balatçık'ta öğrencilerin çok olduğu bir yerde Lokantası açtı. Buna hiçbir itirazımız yok. Öğrenciler o fiyata yemek yesinler. O imkanlardan faydalansınlar. Mesela Karabağlar’da bir Kent Lokantası açıldı. Kemeraltı gibi bir yer değil ama Karabağlar Kaymakamlığının hemen yanı başında. Bozyaka Hastanesi’nin dibi. Biz hala aynı yerdeyiz; ihtiyaç sahipleri insanların kartlarına para yüklemesi yapılsın, gelsin bizden indirimli bir şekilde yemeğini yesin. Esnafımızın bile gidip Kent Lokantasında yemek yemesi zoruma gidiyor. Alıyor yanına arkadaşlarını, gidip Kent lokantasında karnını doyuruyor. Gerçekten ihtiyacı olanlar yesin orada yemek… Turistler 1,5 euroya yemek yiyor orada. Bu kabul edilebilir bir şey değil.Hedef kitlenin olduğu yerde açılan yerlerde Kent Lokantası açılması doğru, ama esnafımızın çok olduğu bir yere açılmasın. O lokantalarda fakir fukaranın, emeklinin, engellilerin yemek yemesinden çok memnun oluyorum ama bir işadamını, bir makam sahibi kamu yöneticisini, lokantacılık dışında iş yapan bir esnaf arkadaşımı orada görünce çok üzülüyorum. Psikolojimizin bozuk olduğunu söylemiştim, bundan önceki yayında. Ama şimdi psikolojimiz çok daha kötü. Huni takma aşamasına gelmedik ama üzerimizdeki stres, çok fazla. Bu arada kent lokantalarında fiyatlar bir belediyede 45 lira, bir belediyede 50, bir belediyede 80 lira, ötekinde 90 lira… Bunların hepsi belediye? Neden tek fiyat yok? 90 liraya yemek veren belediye başkanına soruyorum, neden 90 lira diye? 90 liradan satmazsam kurtarmıyor, yanıtını alıyorum."
ESNAF, KAFASINA GÖRE FİYAT VERMEMELİ
Tüm lokantacı esnafının fiyat tarifesini dükkanının görünür bir yerine asması gerektiğini, bunun da kamu tarafından denetlenmesinin şart olduğunu belirten Bakan Kılıç, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İnsanlar gittikleri lokantaların çoğunda fiyat listesi göremediklerini söylüyorlar. Tarım İlçe Müdürlükleri, İl Müdürlükleri, belediyelerin zabıtaları, bu tarife meselesini ciddiye alıp denetlemeleri lazım. Müşteri, fiyat tarifesini mutlaka görmeli. 11 kişi toplanıyoruz, fiyatları tartışıyoruz, bir rakam ortaya koyuyoruz. Sonra Esnaf Birliği’nde 17 kişilik bir komisyon, bizim verdiğimiz rakamı değerlendiriyor, orada da bir mücadele başlıyor. Akşamdan sabaha o fiyat değişiklikleri olmuyor. Esnafımız, hazırladığımız fiyat tarifesinin altından satış yapabilir ama üstünde bir fiyatla satış yapamaz. Denetlemede bir sıkıntı var. Ahmet ağa, kendi kanununu uygulamış, rakamı kendi koymuş! Bu konu yasal hale getirilmeli. Esnaf, kafasına göre fiyat vermemeli, odanın hazırladığı tarifeye uymalı."
KASAP KASAPLIĞINI YAPMALI, DÖNERCİ DÖNERCİLİĞİNİ...
KDV konusunda çok büyük sıkıntı yaşadıkları ifade eden Başkan Doğan Kılıç, "Ticaret Bakanımızla bizzat konuşarak bu sorunumuzu anlattım. Aldıklarımız yüzde 1 KVD, satışlarımızda yüzde 10 çıkıyor. Biz buradaki adaletsizliğin sona erdirilmesini istiyoruz, dedim. Bakan Bey, ben, sen alım yaparken sana yüzde 9 kazandırıyorum, bana bunu ödeyeceksin; yoksa batarsın, yanıtını verdi. O yüzde 1’lik KDV’yi de yüzde 10 yapın o zaman… KDV yüzünden esnafımızın hesaplarında bloke var, hatta kullandıkları kredi kartları bile bloke edilmiş durumda. Bu böyle gitmez" dedi. Başkan Kılıç, dönercilik, köftecilik yapan kasapları da eleştirdi:
"Kasaplar, dükkanlarının önüne bir tezgah açmış, dönercilik yapıyor, köftecilik yapıyor. Kasaplar Odası ile bu konuyu görüştüm. Oda diyor ki, benim üyem, yani kasap, döner de satar, köfte de satabilir! Ben yemek dışında bir şey satamıyorsam, sen de çiğ etin yanında pişmiş et satamazsın arkadaş! Yan tarafta dükkan aç, odaya kayıt olursun, vergi kaydı yaptırırsın, dönercilik yaparsın, sorun yok. Benim 600 liraya aldığım eti 380 liradan dönere çevirirsen, ben seninle nasıl rekabet edebilirim? Kasap, kasaplığını yapacak; köfteci köfteciliğini, dönerci dönerciliğini yapacak! Hem kasaplık, hem dönercilik, ikisi bir arada olmaz, ruhsat alamaz ama adamlar iki işi bir arada yapıyor. O zaman bana da ver etin kilosunu 380 liradan, ben de döner satayım."
EĞİTİM ÇALIŞMALARIMIZ DEVAM EDİYOR
Geçmiş yıllarda çıkan bir yasanın, bunca yıldır dikkate alınmadığını ancak 2025 yılı itibariyle üzerinde ısrarla durulduğunu belirten Doğan Kılıç, "Bir kişi dahi çalıştırsanız, bir iş güvenliği uzmanıyla çalışmanız gerekiyor. Bunu yapmadığınızda cezaları çok büyük. Esnaf arkadaşların bu kurala uymasını tavsiye ediyorum. Piyasada bu işi yapan çok kişi var ancak Oda’mızın anlaştığı uzmanlar var, daha uygun şartlarda bu imkandan faydalanabilirler. İnşaat işlerinde iş güvenliği çok önemli, çok büyük risk var ancak biz az riskli işleri sınıfına giriyoruz ama yine de risk var sonuçta" diye konuştu. Başkan Kılıç, eğitim çalışmaları hakkında da bilgi verdi:
"Personel yetiştirmek için eğitim çalışmaları yaptık, ama kursiyer bulamadık. Fakat pes etmiyoruz. Sektörümüzde aktif olan, 5 yıl bu işi vergi kaydıyla yapan arkadaşlarımızın ustalık ve kalfalık belgesini veriyoruz. Sonra usta eğiticilik sınava yapıyoruz. Şimdi de meslek okuluyla anlaştık, aşçılık belgesi vereceğiz. Bu belgeleri alan arkadaşlar, meslek okullarında iki veya üç öğrenci alıp çalıştırma hakkını elde ediyor. Biz çalıştırıyoruz, öğrencilerin parasını, sigortasını devlet ödüyor. Tek şartımız var, o çocuklara meslek öğretmek. Büyükşehir’in meslek fabrikasını ortak çalıştırmak istiyoruz. Lokantacılar, pastacılar, fırıncılar, hepsi orada olmalı, meslek fabrikasında eleman yetiştirmeliyiz."