Türkiye’’de 23 adet Hukuk Fakültesi, bu fakültelerde öğretim görevlisi olarak çalışan yüzlerce bilim insanı, eğitim gören on binlerce gencimiz var.’¶ Hukuk Fakülteleri’’nde eğitim veren Profesör, Doçent, Doktor ve diğer eğitim görevlileri çok önemli sorumluluklar taşıyorlar. Bu değerli bilim insanlarımız yarınlarımızın Hukuk sistemine yön verecek, Hakim, Savcı ve Avukatları yetiştiriyorlar.
İçinden geçtiğimiz süreçte, bugünümüzü ve yarınlarımızı derinden etkileyecek çok önemli iki hukuki olayı birlikte yaşıyoruz. Adına ’“Ergenekon’” denen ve ’“Silivri Cezaevinde’” görülmekte olan dava ve Erzincan- Erzurum hattında yaşanan HSYK’’nun müdahale ettiği, dosyaların kaçırıldığı, tarikat ve cemaatlerin Hukuk sistemimizin bir bölümünü ele geçirme çabalarının gün yüzüne çıktığı, Başsavcı İlhan Cihaner’’in davası.
Demokratik ülkelerde, böyle iki olay karşısında ülkesinin tebaası değil, vatandaşı olduğu bilincine ulaşmış,kendisini yetiştiren ülkesini her türlü fikri saldırıya karşı korumayı görev bilmiş, bilim insanları ve onlardan oluşan kurumlar anında tepki verir. Peki, bizde ne oluyor?Bu milletin olanakları ile kurulmuş 23 tane Hukuk Fakültesinden ses var mı?Allah rızası için tek ses var mı?Tık yok. Ama tarikat gazetelerinde yazan, tarikat televizyonlarında boy gösteren Atatürk ve Laik Cumhuriyet düşmanı kişiler zehir saçmaya devam ediyorlar.
Size bir örnek vereyim; AKP’’nin desteği ve bilgisi ile Boğaziçi Üniversitesinde, Bilgi Üniversitesinde ’“Ermeni Tezlerini’” savunan paneller düzenlendi. Milletin gözünün içine baka baka geçmişimize kara çalınmaya kalkıldı. Kimlerdi bunlar?Murat Belge, Halil Berktay, Elif Şafak, Taner Akçam, Baskın Oran,Etyen Mahcupyan, Şahin Alpay, Oral Çalışlar,Sarkis Seropyan. Türkiye’’ye zarar verecek bir konu ortaya atıldığında bunlar ve yamakları hemen konunun üzerine atlar ve başlarlar sağından, solundan çekiştirmeye. Bu ülkenin yetiştirdiği binlerce bilim insanı ise kenardan seyreder, sanki bu vatan onların değil, sanki bu fakir millet kıt imkanlarını onlar için seferber etmemiş, sanki dedelerimiz onlar rahatça para kazansınlar ve memleket hayrına iş yapmayıp kenarda otursunlar diye şehit olmuşlar ve bu toprakları vatan yapmışlar.
Çıkın ortaya, fert olarak veya kurum olarak, doğruları milletle paylaşın. Devletimizin bir yanlışı varsa onu da söyleyin, söyleyin ama diğerleri gibi yıkmadan, bölmeden, ayrıştırmadan. En azından bu kadarını lütfen yapın. Korkmayın size bu tarikat artıkları hiçbir şey yapamaz. Çok sıkılırsanız derdinizi Türk Milletine anlatın. Bakın nasıl baş tacı ediliyorsunuz.
Bu ülkenin bir vatandaşı olarak merak ediyorum ve Hukuk Fakültelerinden cevap bekliyorum. Ne düşünüyorsunuz?Ergenekon isimli dava hakkında; Ordu teslim ettiğimiz Orgeneraller, Meslektaşlarınız Profesörler, Gazeteciler,Aydınlar ne ile suçlandıklarını bilmeden cezaevinde tutulmaları hakkında ne düşünüyorsunuz. Türk Hukuk geçmişinde ilk kez, bir Savcının, bir Başsavcının evini ve çalışma yerini basması, dosyaların kaçırılması, tarikat ve cemaatlerin etkinliği hakkında ne düşünüyorsunuz. Ne düşünüyorsanız çıkın söyleyin. Buna mecbursunuz, neden mi?Bu gün tarikat ve cemaatlere, milletin kendilerine verdiği makamları peşkeş çekenleri de sizler yetiştirmediniz mi. Uzaydan mı geldi bunlar?
Neyi nasıl yapacağınızı unuttuysanız, öğrencilerinize sorunuz. DEMOKRATİK REJİM İÇİNDE nasıl eylem konur, gençler size hatırlatır. Haydi kıpırdayın biraz, lütfen.