Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin yerel seçimlerden iki yıl önce 2007 yılında kapatılan beldelerin de faaliyetlerini sürdürdüğü dönemde uzun çalışmaların ardından yaptığı 1/25 bin Ölçekli Kentsel Bölge Nazım İmar Planı yeniden gündeme geldi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu'nun 'Kentin Anayasası' diyerek nitelendirdiği nazım imar planında yapılan revizyon yine fayda etmedi. Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi, değişikliği yeterli bulmayarak itiraz etti.
Şehir Plancıları Odası yapılan itirazda genel değerlendirme yaparken kendi doğu, batı, kuzey ve güney olarak dört bölgeye ayırdı. Nazım İmar Planı'nda yapılan değişiklikler bölge bölge anlatıldı. Plan yaparken 'katılımcılık' anlayışının geçerli olmadı ifade edilirken, 'Farklı disiplinlerden uzmanların özellikle Odamızın katılımını zorunlu kılan bu ölçek ve içerikteki bir planlama sürecinde, kentin tüm bileşenlerinin (üniveriste/ilçe belediyeleri/ilgili bakanlıklar) katılımı da diğer bir zorunluluk ve sürece önemli bir katkıdır. Bu hususlar plan hazırlama sürecinde yerine getirilmemiştir' denildi.
Mevcut planların sorgulanmadan kabul edildiği ifade edilirken Nüfus Projeksiyonu, Sağlıklaştırma ve Yenileme Alanları gibi durumlarda yeterli çalışmanın yapılmadığı belirtildi. İtirazda, 'Plan Açıklama Raporunda, yürürlükteki uygulama imar planlarının öngördüğü nüfuslar yer almamakta olup, raporda belirtilen kapasite ve projeksiyon nüfusunun nasıl hesaplandığı anlaşılamamıştır. Nasıl hesaplandığı belli olmayan ve çelişkili nüfus kararları nazım plan için kabul edilemez bir durumdur' ifadelerine yer verildi. Yeni planda sağlıklaştırma alanlarına yer verilmediği ve yoğunluk değerlerine de bakılmadığı dile getirildi.
Meskun alanlardaki sağlıklaştırma, yenilenmesi gereken alanların ve yapılaşma koşullarının nasıl olacağı tariflenmediği ifade edilirken 'Kırsal alanların gelişme alanları itiraz konusu planda kaldırılmıştır. Ancak kaldırılma gerekçeleri açıklanmamış, uygulama kıstasları belirlenmeyerek, alt ölçekli planlarda farklı uygulamaların önü açılmıştır' denildi.


KONTROLSÜZ SANAYİ ALANLARI
Yeni planda, Kemalpaşa Organize Sanayi Alanının genişletilerek tarım alanlarının ve Aliağa Sanayi Bölgesi'nde PETKİM Liman Gerisi Hizmet Alanı ile orman alanlarının yok edilmesine olanak sağlandığı vurgulanırken planlama ilkelerine ve imar mevzuatına aykırı olarak yapılaşmış sanayi, küçük sanayi, organize sanayi alanlarının plan ile yasal hale getirildiği ifade edildi. Başvuruda, 'Aliağa Bölgesi mevcut durumu ile kentimiz ve bölgemiz açısından yüksek riskler taşıdığından, sanayi kullanımlarını arttıran, destekleyen ve kolaylaştıran yatırım kararlarının; uzun vadede telafisi mümkün olmayan hatalara sebep olarak toplumsal zararlar doğuracağı göz önünde bulundurularak insan ve canlı yaşamının devamlılığı adına doğal kaynakların ve doğal ekosistemlerin yok edilmesine ilişkin kararların, sağlıklı bir çevrede yaşama hakkının bir insan hakkı olması sebebiyle kamusal bir anlayışla ele alınması gerekmektedir' denildi.

YAŞAR ÜNİVERSİTESİ PLANDA YOK
Oda, üniversite alanları ile ilgili de itiraz etti. İtirazda, 'Üniversite Yerleşke Alanları başlığı altında planlama alanı içerisinde, kamuya ait Ege Üniversitesi, Dokuz Eylül Üniversitesi, İzmir Yüksek Teknoloji Enstitüsü ile özel olarak faaliyet gösteren Yaşar Üniversitesi ve Ekonomi Üniversitesi bulunduğu belirtilmiş ancak Yaşar Üniversitesi planda gösterilmemiştir. Ayrıca Koyundere'de İzmir Üniversitesi değil Gediz Üniversitesi eğitim vermektedir. İzmir 1. Derece deprem bölgesinde yer almakta olmasına rağmen 1980'li yıllarda yapılan imar planları ile büyük oranda yapılaşmıştır. İtiraz konusu çevre düzeni planı da jeolojik-jeoteknik etütleri olmayan bu alt ölçekli imar planlarını aynen kabul ederek deprem riskini göz ardı etmektedir. Sulak alanlar, su havzaları, mutlak tarım toprakları gibi doğal değerlerin korunmasına yönelik, plan açıklama raporunda birçok söylem yer almasına rağmen, bu söylemleri gerçekleştirecek plan kararları üretilmemiştir. Tarım ve zeytinlik alanlar plan ile yapılaşmaya açılmaktadır' ifadeleri yer aldı.
GOLF ÇEVREYE ZARAR
Plan sınırları içinde kalan kırsal yerleşmelere ilişkin tarımsal verimi arttırmaya, altyapı gereksinimlerini karşılamaya ve bu bölgelerde yaşayan köylü nüfusun ekonomik refahını arttırmaya dönük çalışmaların olmadığı ifade edildi. İtirazda, 'Plan sınırları içinde çeşitli bölgelerde golf alanları önerilmektedir. Bu kullanım gerek getirildiği alanın bio-çeşitliliğini tehdit etmesi, gerek kullanılan gübre sebebiyle su kirliliğine yol açması, gerekse sulama amacıyla çok fazla suya ihtiyaç duyması nedeniyle bölgenin çevresel değerlerine yönelik tehdit oluşturacaktır. Yapılan araştırmalara göre golf alanlarında, normal bir tarım arazisinde kullanılanın altı katı kadar kimyasal gübre ve su kullanıldığı tespit edilmiştir. Bu nedenle golf alanları yakın gelecekte su sıkıntısı yaşanması beklenilen İzmir Kenti için sorun oluşturabilecektir' denildi.
İtirazda ayrıca, EXPO 2020'nin yapılacağı İnciraltı Bölgesi için de değerlendirmelere yer verildi. Başvuruda, 'İnciraltı bölgesinin 1. Derece Doğal Sit Alanı olmasına rağmen EXPO Alanı olarak belirlenmesi itiraz konusu çevre düzeni planının koruma ilkelerine ters düştüğü gibi bu durum planlama esaslar ve şehircilik ilklerine de aykırıdır' denildi.

GEREKİRSE DAVA AÇARIZ
Büyükşehir Belediyesi'nin yaptığı planın ortaya çıkan mevzi imar planları ile delindiğini ve belli yerlere ayrıcalıklar verildiğini anlatan Şehir Plancıları Odası İzmir Şube Başkanı Zeki Yıldırım, yeni plana itiraz gerekçelerinde haklı olduklarını söyledi. Plan inceleme komisyonunun hummalı çalışmasının ardından sağlam dayanaklarla itiraz ettiklerini ifade eden Yıldırım, 'Biz itirazımızı yaptık. Belediye yetkilileri durumun değerlendirmesini yapacaklar. İtirazımız ret edilirse yargıya gideceğiz. İzmir için gerekirse dava açarız' dedi.
İŞTE İTİRAZLAR VE ÖNE ÇIKAN KONULAR…
MERKEZ KENT İTİRAZLARI
-Alsancak Limanı'nın hangi döneme dek bugünkü işlevini sürdüreceği, hangi dönemden itibaren Çandarlı Limanı'nın devreye gireceği, Alsancak Limanı'nın genişletilip genişletilmeyeceğine ilişkin kararlar bu planda verilmeli iken planda bu konuya ilişkin kararlar üretilmemiştir. Özellikle Limanın özelleştirilmesi konusunun ve genişletilme gereğinin gündemde olduğu bu dönemde, Limanın özelleştirilmesi sonrasında Alsancak Limanı'nın bugünkü fonksiyonunu yitirmesi ve Çandarlı Limanının gerçekleşmesi çok daha zor olacaktır.
-Balçova, Narlıdere, Güzelbahçe aksında planlanan hafif raylı sistem, mevcut yol güzergahında bölgede yaşayanların denizle bağlantısını kesmeden nasıl gerçekleştirileceği belli değildir. Bu raylı sistemin bölgede yaşayanları denize kolaylıkla ulaştıracak şekilde şimdiden projelendirilmesi, tasarlanması veya yönlendirilmesi gerekmektedir. Sistemin aks boyunca hemzemin gitmesi bunu engelleyeceği için sakıncalıdır. Ayrıca, Çiğli-Şemikler ve Bayraklı-Salhane kesimlerindeki raylı sistem güzergahları da hemzemin olarak planlanmıştır. Böylesi uzun erimli bir planlama sürecinde, bugünün finansal kısıtlamaları yerine uzun dönemli bir perspektifle söz konusu güzergahların yer altına alınması, merkez kentin ulaşımı sorunlarında kalıcı, sağlıklı ve sürdürülebilir çözümler sunacaktır.

-Konak Tüneli Projesi, hiçbir bilimsel gerekçeye dayanmadan, kent içi ulaşımın ana ilkelerine açıkça aykırı biçimde imalatına başlanmış olup ulaşım sistemini nasıl etkileyeceği ve hangi sorunlarının çözümüne yönelik olduğu belirsiz bırakılarak bilimsellikten uzak bir projedir. Gerek sit alanlarının gerekse tescilli yapıların bu yoğun taşıt trafiğinden nasıl etkileneceği, örneğin oluşacak hava kirliliği, gürültü ve vibrasyonların nasıl yıkıcı bir etkisi olacağı araştırılmadan mevcut ulaşım sistemine entegre edilmesi, çevre düzeni planı ile yasallaştırılması planlama esasları ve şehircilik ilkelerine aykırıdır.
-Bornova Işıkkent ve Doğanlar'da faaliyetini sürdürmekte olan ve büyük çevre sorunlarına neden olan çimento fabrikalarının gelecek on yıllarda da faaliyetlerine devam edebilecek şekilde koruması planlama ilkelerine aykırıdır.
-İzmir-İstanbul Otoyolu ile Kemalpaşa Caddesi arasında kalan, mevcutta askeri alan kullanımı devam eden Cemal Gürsel Kışlası'nın bulunduğu alan sınırlarının plana aktarılmama nedeni anlaşılamadığından söz konusu alanda bu plan ile getirilen arazi kullanım kararlarının ne zaman ve nasıl uygulanacağı öngörülmemiştir.
-Karşıyaka tersane alanındaki askeri bölge kararı korunmuşsa da mevcut askeri alanın taşınması halinde bu alana ilişkin arazi kullanım kararlarının bu plan ile öngörülmesi uygun olacaktır.
-Mavişehir ile Koyundere aynı gelişme yoğunluğu ile gösterilmesi planlama esaslarına aykırıdır. Yerleşmelere ait yoğunluk değerlerinin belirlenerek farklılaşan bu yoğunluk değerlerinin plan üzerinde gösterilmesi gerekmektedir.
-Büyük kullanım alanları için planlanması gereken ulaşım ağı düşünülmemiştir. Gaziemir'deki Fuar Alanı ve Serbest Bölge'ye toplu ulaşım sıkıntısı yaşanacaktır.
-Şirinyer Parkı'nın olduğu bölge kentsel yerleşik alan olarak gösterilerek, itiraza konu alt ölçekli plan değişikliklerine yasal zemin oluşturulmaya çalışılmıştır. Bu karar pazar esnafı ve vatandaşlar açısından sıkıntı yaratacaktır. Yürürlükteki 1/1000 ölçekli uygulama imar planında şehir holü, turizm kültür merkezi olarak ayrılmış alan ve üzerindeki kamu yapısı hiç dikkate alınmamış, yok sayılmıştır. Fonksiyon değişiklikleri getirdiği için yapılması zorunlu olan imar planına esas jeolojik-jeoteknik etüd yaptırılmamıştır. Zaten yetersiz olan ulaşım altyapısı tamamen çökecektir. Yapılacak olan otopark alanları, getirecek ticaret alanına yetip yetmeyeceği belirsizdir. Tüm Buca İlçesi için büyük önem arz eden bu alanın plan yolu ile azaltılarak, kamusal ve yeşil alanların rant uğruna tahrip edilmesi kentimiz için oldukça önemli bir sorundur.


KUZEY AKSI İTİRAZLARI
-En önemli hedeflerden biri olarak Gediz Havzası'nı koruma iddiasında olan plan bu iddianın nasıl gerçekleşeceğini ortaya koymamaktadır.
-İl sınırları içerisinde yer alan Gediz Deltası (İzmir Kuş Cenneti) Türkiye'nin de taraf olduğu Ramsar Sözleşmesi ile koruma altına alınmıştır. Körfez derinliğinin artırılması ve temizliği aşamasında çıkacak olan çamurun bu bölgede bertaraf edilecek olması endişe yaratmaktadır.
-Sirkülasyon Kanalı ve Tarama Malzemesi Geri Kazanım Alanı yer seçimi kararlarının, çevre düzeni plan kararlarında belirtilen koruma-kullanma kriterlerine uyması, planın amacı olan alıcı ortamlarda (su, toprak ve hava) var olan kirlenmenin giderilmesi ve yeni kirlenmelerin oluşmasını önleyecek kararları geliştirmek çerçevesinde ele alınarak Gediz Deltası Gediz Nehri'nin oluşturduğu Menemen Ovası'nın kıyı kesiminde İzmir Metropoliten kentin bitişiğinde yer alan zengin biyo-çeşitlilik ve yaban hayatı barındıran sulak alan, yaban hayatı ve sit statüsünde koruma altına alınmış olan uluslararası öneme sahip 'Ramsar Alanı' statüsünde bir sulak alan ekosistemi olduğu göz önünde bulundurularak tekrar irdelenmesi gerekmektedir.
-Menemen Ovası'nda onaylı mevcut imar planlarının da ötesinde öngörülen gelişme alanları ova için ciddi bir tehdit kaynağıdır. Menemen Ovası içinde yürürlükte olan planların, irdelenmeksizin Nazım Plana aktarılması ve ilave alanlarla büyütülmesi, Gediz Havzası'nı koruma iddiasıyla bağdaşmamaktadır.
-Seyrek Bölgesi Yerleşim'inin batısında yer alan Maltepe Serbest Bölgesi ve Villakent Mahallesi arasında kalan alanın ve çevresinin konuta açılması, etrafındaki nitelikli tarım topraklarına zarar verici ve yapılaşma baskısı oluşturucu niteliktedir.
-Aliağa'nın güneyinde nitelikli tarım ve zeytin alanları üzerinde gelişme konut alanları önerilmiştir.
-Aliağa'nın güneyindeki bugün bile bölge için oldukça kirletici durumda bulunan mevcut demir-çelik tesislerinin aynen korunması, petkim ve nemrut limanları vs sanayi yoğunluğunu arttırıcı kullanım kararları getirilmesi ve bugünkü mevcut alanın nerdeyse iki katı kadar yeni gelişme alanının eklenmesi Menemen Ovası'na ve çevresindeki yerleşimlere büyük zarar verecektir. Ayrıca demir-çelik tesislerinin arkeolojik sit alanına zarar verecek ölçüde büyütülmesi yörenin gelecekteki turizm potansiyelini olumsuz etkileyecektir.
-Kuzey aksında Türkiye açısından stratejik öneme sahip Tüpraş, Petkim, Çandarlı Kuzey Ege Limanı, ALOSBİ gibi büyük kuruluşlar yer almaktadır. Depremsellik riski yüksek olan bölgenin bu açıdan irdelenmesi ve gerekli önlemlerin bu ölçekte belirlenmesi gerekmektedir.
-Yeni Foça yerleşmesinin güneyinde önerilen konut gelişme alanı, yerleşmeden tamamen kopuk bir şekilde ve yeşil kuşak alanı delinerek Doğal Karakteri Korunacak Alan içinde yer almaktadır. Hangi ihtiyaç ve planlama ilkeleri değerlendirilerek böyle bir gelişme alanı ayrıldığı anlaşılamamıştır.
BATI AKSI İTİRAZLARI
-Batı Kıyı Gelişme Program Alanı'nda yer alan ve Selçuk ile Sığacık yerleşimi arasındaki kıyı bandı, 'Seferihisar – Dilek Yarımadası Çevre Düzeni Planı'nda 'turizm gelişme alanı' olarak planlanmış olmasına karşın, planda 'tercihli kullanım alanı' alanı olarak belirlenmiştir.Büyükşehir sınırları içinde son yirmi yılda binlerce ikinci konut inşa edilmiştir ve bu ikinci konut alanları hem çevreye zarar vermekte, hem de etkin olarak kullanılmamaktadır.

-Urla ve Çeşme-Karaburun Yarımadası, İzmir Metropoliteni içinde doğal değerlerini bugüne dek göreli olarak koruyabilmiş tek coğrafyadır. Bu nedenle bu yöreye ilişkin geliştirilecek plan kararlarının doğal değerleri, yerel özellikleri ve kültürel değerleri koruyucu, organik tarım ve alternatif turizm olanaklarını destekleyici nitelikte olması gerekmektedir. Bu strateji bölgenin doğal, kültürel ve yerel değerlerini tehdit edecektir. Yarımada için yarışma sonucu belirlenen stratejiler plana yansıtılmamıştır.
-Bu coğrafya üst düzeyde depremsellik riski taşımaktadır. Dolayısıyla plan sınırları içindeki, önceki tarihlerde onanmış yürürlükteki tüm planların, bu risk dahilinde irdelenmesi gerekmektedir.
-Urla bölgesinde geçmişte onaylanan mevzi imar planları ile tarım alanlarının yapılaşmaya açıldığı bilinmektedir.
GÜNEY AKSI İTİRAZLARI
-Güney aksında Torbalı ve çevresinde yer alan Güney Tarım Havzası Program Alanı içinde tanımlanan Güney Sanayi Program Alanı ile çevreye zarar verecek nitelikteki sanayi alanları kaçak yapılaşmış olmasına karşın korunmuş (Mermerciler Sanayi Bölgesi gibi) ve bu planla yasal hale getirilmiştir.Bu bölgedeki çok nitelikli tarım alanlarını konut ve sanayi gelişimine açan yürürlükteki imar planları yeterince irdelenmeksizin aynen taşınmıştır.
-Torbalı Kemalpaşa bağlantısını sağlayan ve vadi içinden geçen taşıt yolunun kesitinin plan kararı ile genişletilmiş olması bu vadideki yapılaşma taleplerini arttırıcı nitelikte olup çevresel değerlere zarar verici sonuçlar yaratacaktır. Kentin doğu aksı ile güney aksını birbirine bağlayan oldukça iyi bir nitelikte açılmış olan otoyol bağlantısı varken, bu vadi içi yolun genişletilmesi planın yeşil kuşak ilkelerine zarar verici niteliktedir. Çok yakın zamanda ve oldukça iyi bir nitelikte açılmış olan, kentin doğu aksı ile güney aksını birbirine bağlayan otoyol bağlantısı varken, bu vadi içi yolun planda alternatif olarak gündeme getirilmesi planın yeşil kuşak ilkelerine zarar verici niteliktedir.
-Yazıbaşı yerleşiminin güneydoğusunda İzmir–Aydın Karayolu'na paralel olarak, var olan zeytinlik araziler üzerinde sanayi gelişimini öngören imar planları tekrar irdelenmelidir. Buradaki sanayi alanında bugün ancak yüzde 30 yapılaşma bulunmaktadır. Mevcut zeytinlikler dikkate alınmaksızın sanayi alanının zeytinlik alanlar üzerine genişletilmesi planlama ilkelerine aykırıdır.
-Subaşı Belediyesi'nin batısında yer alan tarım alanlarındaki mevcut küçük ölçekli sanayi tesislerinin ve diğer sanayi tesislerinin bulunduğu alanın yaklaşık olarak beş kat büyütülmesi ve çok nitelikli tarım alanlarının bulunduğu bu bölgede sanayi gelişimine ayrılması planlama ilkelerine aykırıdır.
DOĞU AKSI İTİRAZLARI
-Kemalpaşa Havzası'nda Kemalpaşa OSB ve imar mevzuatına uygun olarak yapılaşmış sanayi alanları dışında hiçbir sanayi yapılaşmasına izin verilmemelidir. Kemalpaşa Ovası'nın doğusunda ve batısında yeni sanayi alanları önerilmiş olmasına ve bu sanayi alanlarında boş alan bulunmasına rağmen, ovada henüz yapılaşmamış tüm mevzi planlar 'kazanılmış hak' olarak kabul edilmektedir.
-Plan raporunda tarım alanlarının korunarak bu alanlarda sadece tarıma dayalı sanayiye yer verilmesi gerektiği yönünde ifadeler yer almasına rağmen, gerek Kemalpaşa gerekse Torbalı aksları üzerinde önerilen sanayi alanlarında hangi tür sanayi tesislerinin yer alacağına ilişkin bir bilgi planda veya plan notlarında verilmemiştir.
-Plan raporunda tarım alanlarının korunarak bu alanlarda sadece tarıma dayalı sanayiye yer verilmesi gerektiği yönünde ifadeler yer almasına rağmen, gerek Kemalpaşa gerekse Torbalı aksları üzerinde önerilen sanayi alanlarında hangi tür sanayi tesislerinin yer alacağına ilişkin bir bilgi planda veya plan notlarında verilmemiştir.





