Yakın tarihe kadar İzmir ile özdeşleşen, “devlet baba”nın kapısı olan fabrikalar vardı.

TARİŞ örneğin…

Alsancak’taki kolonya, incir fabrikaları ile hem iç piyasada hem yurt dışında katma değer oluşturulan ürünler piyasaya sürülürdü.

Ülkenin gurur kaynağı bu fabrikalar, özelleştirme politikaları ile adeta yok edildi. O fabrikaların yerinde ise Alsancak semalarında rezidanslar yükseliyor.

Konumuz ise PETKİM…

Türkiye’nin stratejik fabrikalarından birisiydi. İzmir’in ise en değerli varlıklarından biriydi. Petrokimya hammaddelerini petrokimyasala dönüştüren ve rafineri ürünlerini iç piyasaya dağıtan PETKİM, sayısız sektöre can verdi. Koca şirket yıllara yayılacak şekilde kastlı olarak zarar ettirildi. Bu zararın sonunda 2008 yılında Azerbaycan merkezli SOCAR&Turcas Ortak Girişim Grubu'na 2 milyar dolar bedelle satılarak PETKİM özelleştirildi.

PETKİM’in şu an yüzde 51’i firmanın, yüzde 49’u ise halka açık… PETKİM’in stratejik bir fabrika olması sebebiyle de devletin altın hissesi hala duruyor. Özelleştirme İdaresi’nin uhdesinde olan altın hisse ile devlet, yönetimde sembolik de olsa bir ismi atıyor. Burada amaç, PETKİM’i korumak.

2018 yılında ise Azeri firma Star Rafinerisi’ni hizmete aldı. İSO verilerine göre, Star Rafinerisi en büyük 500 sanayi tesisi arasında üçüncü sırada yer alıyor.

SOCAR, Star Rafinerisi’nden iyi para kazanıyor. Ancak yatırımın varlık sebebi olan PETKİM adeta kaderine terk edildiği belirtiliyor. Yakın bir zamanda PETKİM, 7 milyar TL zarar açıkladı. Zararın sebebi ise yaşanan ekonomik kriz ve yüksek enflasyon olarak açıklandı.

Koskoca PETKİM nasıl zarar eder, gerçekten akıl alır gibi değil.

Zarar ile ilgili farklı iddialar var tabi.

İddiaları özetlersek;

-PETKİM’de kısa süreliğine kapatıldığı açıklanan fabrikalar, uzun zamandır çalıştırılmıyor. Petrokimya fabrikalarının uzun süre çalıştırılmaması demek çok daha büyük maliyetler demek. Bu konuda firma sessiz… Her yıl bakım-onarım için yapılması gereken 100 milyon dolarlık yatırımın yapılmadığı belirtiliyor. İddialar doğruysa PETKİM’de dönüşü artık çok maliyetli olan bir yola girildiği söylenebilir.

-Star Rafinerisi açıldığı döneme kadar üretim kapasitesi yüzde 90’nın altına düşmeyen şirketin kapasitesi yüzde 58’e gerilemesi raporlara yansımış durumda…

-PETKİM’in bankalara ödenmesi gereken 1 milyar dolar olduğu belirtilen kredi borcunun nasıl ödeneceği meçhul…

PETKİM ile genişleme, büyüme ve yatırımlar konusunda projeler açıklanıyor. Ancak sadece açıklamadan ibaret…

2024 Yatırım Raporu ortada... Habertürk yazarı Güntay Şimşek iddiaları sık sık dile getiriyor.

1 PETKİM yetmez, 10 PETKİM açmak lazım gerekirken elimizdeki PETKİM’den olmak üzereyiz. İzmir’in göz bebeği olan, katma değer üreten koskoca PETKİM, ‘iki devlet, tek millet’ Azeri ‘kardeşlerimiz’ tarafından resmen yok ediliyor.

Böyle kardeşlik düşman başına…

Burada en enteresan detay ise altın hisseyi elinde bulunduran Özelleştirme İdaresi’nin sessizliği… PETKİM’de bunlar olurken muhalefetin elindeki belediyelere operasyonlar yapılıyor ve hesaplar didik didik ediliyor. En ufak açıkta belediye çalışanları kendini hapishanede buluyor. Bazı belediyelere ise kayyum atanıyor.

Eğer ki ortada bir rüşvet, yolsuzluk varsa tabi ki cezasını çekmeli.

Peki ya PETKİM?

Azeri ‘kardeş’lerimiz altın yumurtlayan tavuğu kıtır kıtır kesiyor ve Özelleştirme İdaresi ‘gık’ demiyor.

Alın size çifte standart…

İlla ki bir kayyum atanacak ise PETKİM’e atayın. Bu millet ödediği vergilerle oradaki zararı da karşılar. Sayısız sektöre hayat veren PETKİM eski günlerine döner, bunun karşılığında ithalat azalır, ürünler ucuzlar.

Olmuyorsa da yeni PETKİM’ler yaratın. ‘Gerçek milliyetçilik’ işte tam da burada başlar.

Bu ülkenin ekonomik bağımsızlığı için stratejik öneme sahip olan sektörlerde “devlet baba” kendini göstermek zorunda… Ekonomik bağımsızlığımızı kaybetmek demek siyasi bağımsızlığımızı da kaybetmek demektir.

İş işten geçmeden bu ülkenin vergileri ile kurulmuş, göz bebeği olmuş ve maalesef birilerinin oyuncağına dönmüş koca tesis, ekonomiye yeniden kazandırılmak zorunda...

İş, işten geçmeden...

Emperyalizmin "yeni-sömürge"si olmadan...