Büşra ÇETİNKAYA/ EGEDESONSÖZ – İzmir Ticaret Borsası (İTB) haziran ayı olağan meclis toplantısı İzmir Ticaret Odası meclis salonunda yapıldı. Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer idaresinde düzenlenen toplantıya İTB Yönetim Kurulu Başkanı Işınsu Kestelli ve meclis üyeleri iştirak etti.
İTB YK Başkanı Işınsu Kestelli, mecliste yaptığı konuşmada, Enerji ve madencilik faaliyetlerini hızlandırmayı amaçlayan ve zeytinliklerin madencilik faaliyetlerine açılacak olan yasa teklifi ile ilgili değerlendirmede bulundu.
KESTELLİ: BU TOPRAKLARIN RUHUYLA OYNAMADAN GELİŞMELİYİZ
Kestelli, “Dengeli ve sürdürülebilir kalkınma, kadim dünyanın kültür mirası olan bu topraklar için bir insanlık borcu, bir zorunluluk. Dolayısıyla tarımı, sanayisi, turizmi, madenciliği ile her alanda bir gelişmişlik çizgisi yakalamamız önemli ama bunu, bu toprakların ruhuyla oynamadan başarmamız çok değerli.
Kamuoyunda her ne kadar zeytinlik alanlar önce çıksa da orman alanları, korunan alanlar ve mera alanlarının da maden kullanımına açılmasının kolaylaştırılması da kanun teklifinde yer alıyor.
Pandemi, küresel iklim krizi, savaşlar ve tarım ürünleri fiyatlarındaki aşırı dalgalanmalar gıda güvencesinin ne kadar önemli olduğunu tüm dünyaya bir kez daha hatırlattı.
Bu nedenle tarım ve gıda üretimini koruyucu ve destekleyici uygulamalardan ödün verme lüksümüz bulunmuyor.
“2024 YILINDA ZEYTİN ÜRETİMİMİZ TARİHİ REKOR KIRDI”
2000 yılından sonra verilen destekler ile zeytin ağaç varlığımız 90 milyondan 204 milyona yükseldi ve 2024 yılında zeytin üretimimiz tarihi bir rekor kırdı. Bu gelişmeler sonucunda İspanya’nın ardından dünyanın ikinci büyük zeytin ve zeytinyağı ülkesi konumuna ulaştık.
Daha önce 10 kez reddedilen, 11. defa gündeme gelen ve Komisyondan geçen kanun teklifinin, TBMM Genel Kurulu’nda sağduyulu bir yaklaşımla tartışılmasını ve zeytin dostu bir karar alınmasını beklediğimizi ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı.
“ENFLASYONLA MÜCADELEDE TERZİ İŞİ ‘İNCE AYAR’ YAPILMALI”
TÜİK’in ilk çeyrek büyüme rakamlarını açıklamasını değerlendiren Kestelli, “Ekonomimiz yılın ilk çeyreğinde yüzde 2,45 olan beklentinin biraz altında; yüzde 2 oranında büyüdü. Yani büyüme pozitifte kalmakla birlikte ivme kaybediyor. Bu nedenle enflasyonla mücadele hedefi ile büyüme arasındaki dengede terzi işi bir “ince ayar” yapılması şart görünüyor” diye konuştu.
“TARIMSAL İTHALAT ARTACAK”
Sözlerine tarım sektöründeki kayıptan bahsederek devam eden Kestelli, “Yılın ilk çeyreğinde tarım sektöründe ise yüzde 2’lik daralma yaşandı. M Tarımda toplam üretim bu yıl geçen seneye göre bir miktar daha düşük olacak, bu öngörü, yetkili ağızlarca açıklanmıştı. Nitekim TÜİK tarafından açıklanan bitkisel üretim birinci tahminleri ve sahadan gelen haberlerde bu görüşü doğrular nitelikte. Dolayısıyla 2025 yılında tarımsal büyüme oranı büyük bir ihtimalle negatif olarak gerçekleşecek.
Yüksek girdi maliyetleri, zayıf kârlılık ve bazı ürünlerde öngörülen rekolte riskleri, ne yazık ki sektör adına olumlu bir tablo sunmuyor. Bu gelişmelerin, önümüzdeki dönemde gıda enflasyonunu yüksek tutmasını ve tarımsal ürün ithalatını artırmasını muhtemel görüyoruz” dedi.

TUNCER: TARIM ARAZİLERİNİN PARÇALANMASINA NEDEN OLAN HER ŞEY ENGELLENMELİ
Meclis Başkanı Ömer Gökhan Tuncer yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Tarım öyle kritik bir noktaya geldi ki, yıllardır devam eden yapısal sorunların artık çözülmesi gerekiyor. Tarım arazilerinin parçalanmasına veya zarar görmesine neden olabilecek her türlü girişim katı kurallarla engellenmesi gelecek nesillere bırakabileceğimiz en önemli miras.
Tarım, artık gençler için ekonomik ve sosyal olarak cazip bir sektör olmaktan çıktı. Sosyal güvence eksikliği, belirsiz gelir yapısı ve destek yetersizlikleri genç nüfusu kırsaldan uzaklaştırmakta, bu da üretimin sürdürülebilirliğini riske atmaktadır.”
“YÜKSEK GİRDİ MALİYETLERİ KANAYAN YARAMIZ”
Tuncer, yüksek girdi maliyetlerinin yarattığı zorluğa değinerek “Bir diğer yapısal sorunumuz olan yüksek girdi maliyetleri konusu ise tedavi edemediğimiz kanayan yaramız. Küresel piyasalarda yaşanan krizler ve döviz kurundaki dalgalanmalar tarımsal üretimde kullanılan girdilerin maliyetini artırmakta ve çiftçinin kârını ciddi şekilde azaltmaktadır.
Gübre, yem, tohum ve zirai ilaç gibi temel girdilerde dışa bağımlılıktan kurtulmadan bu sorunu çözmemiz mümkün görünmüyor. Başta mazot olmak üzere tüm enerji girdisinde fosil yakıt yerine yenilenebilir enerji kaynaklarına topyekün geçmeliyiz” ifadelerini kullandı.





