Yeniden Refah İzmir’den AK Parti’ye şartlı destek: Yanlış politikalar sürerse muhalefet ederiz!

Ahmet Can KARATAŞ/EGEDESONSÖZ- Türkiye’de genel seçimlerin yaklaşması ile birlikte neredeyse tek gündem maddesi seçimler olmuş durumda. Siyasi partiler bir yandan Cumhurbaşkanlığı bir yandan ise milletvekilliği adaylığı seçimlerine hazırlanmaya devam ediyor.

14 Mayıs’ta yapılacak olan seçimlere Cumhur İttifakı içerisinde, kendi amblemi ve adayları ile girecek olan Yeniden Refah Partisi İzmir 1’nci bölge 1’nci sıra milletvekili adayı ve geçmiş dönem İl Başkanı Cemal Arıkan seçim sürecini ve partisinin çalışmalarını Egedesonsöz’e anlattı.

AŞI KARŞITLIĞI BİLİMSEL BİR TEPKİYDİ
Dünyada büyük kayıplara neden olan koronavirüs dönemindeki aşı ve maske karşıtı tavırlarının nedenini anlatan Cemal Arıkan, “Resme baktık ve Siyonizm oyunu olduğunu gördük’ dedi. Arıkan, “Birileri bizlere dedi ki; ‘Biz Dünya Sağlık Örgütü ile anlaştık’. Aşı projesi tamamlanmamış bir şeye izin aldık. Bunu da milyarlarca kişiye uygulayacağız. Bizler aslında bilimsel bir tepki verdik. Bağımsız tıp dergilerinde daha sonradan maskenin bir koruyuculuğunun da olmadığı açıklandı zaten. Ancak maske takmak daha çok hasta etti, nefes almamızı boğdu. Maskenin deliklerinin boyutunu Konak Tüneli’nin girişi olarak düşünürsek virüsün boyutu zeytin çekirdeği kadar diyebiliriz. Bu daha sonradan zaten bilimsel olarak da yayınlandı. Yani neymiş maske virüsten bizleri korumamış. Bizim buradaki duruşumuz belli… Resme baktık ve burada siyonizmin bir oyunu olduğunu gördük.  Diğer partiler ise Dünya Sağlık Örgütü ne diyorsa kabul ettiler ve amel yaptılar. Biz bu süreçte kendi aklımızı kullandık ve sürecin sonunda milletimiz tarafından büyük bir teveccüh ile karşılandık. O gün için bizlerin yaptığı bu hareket kamuoyunda büyük bir tepki aldı. Ancak bizler doğru bildiğimizi söylemekten geri durmadık. Siyonizm bizlere tek bir yerden saldırmıyor ki, GDO’lu ürünler var, tarım kimyasalları var. Biz bunları da önceden görüp söylüyorduk. Bizim tavrımız çok netti aslında. Biz aşıya karşı değiliz ancak biz aşı ruhsatı almayan aşıya karşı olduk. Kanıtlanmamış, deneyi yapılmamış aşının karşısında durduk. Bir sorun olursa geriye dönük davacı olmamamız için aşı olurken imza verdik. Ben yıllardır devlet hastanelerinde aşı veya tedavi olurum. Hiç daha önce bunun gibi bir uygulama ile karşılaştınız mı? İlk kez adı aşı olan bu konuda bu uygulamayı yaptılar” ifadelerini kullandı.

LGBTQ+ MESELESİ BEKA MESELESİDİR
LGBTQ+ bireylerin dernekleşme çatısı altında meşrulaştıklarını savunan Cemal Arıkan, “LGBT meselesini biz memleket meselesi ve beka meselesi olarak görüyoruz” dedi. Arıkan, “Bir insanın cinsel tercihi bizi ilgilendirmiyor. İnancımız gereği biz o insanın bu yolu tercih etmemesi için ona tavsiye veririz. Cinsiyet değiştirme tercihini yaptıktan sonra her bireyin hayatı daha mı mutlu oluyor? LGBT lobisi neden tercihlerini değiştirip pişman olan, intihar eden bireyleri göstermiyor? Temelde bu olay psikolojide başlıyor. Çocukken cinsel istismara uğrayan, şiddete sevgisizliğe uğrayan insanlar daha sonralarında bu yolu bir çıkış yolu olarak görüyorlar. Bu durumun tıp dünyasında tedavisi mümkün... Ya da fizyolojik olarak Erkek ve Dişi hormonların ergenlik çağından önce bozulması durumu da biyolojik bir sorun… Bir iğne ve hormon tedavisi ile de bu sorun çözülebiliyor. İstanbul Sözleşmesi’nin mimarları ise bizlere ergenliğe girmeden çocuklara hormon dengeleyici ilaçlar verelim, sonrasında ise tercihi çocuklara bırakalım diyorlar. Bu nedir şimdi? Bu medeniyet diye bizim önümüze koyulan proje. Siz evinizde ne istiyorsanız yaparsınız. Ben sizin evinizin içerisine müdahale edemem. Sosyalleşmesinde de sorun yok. Ancak LGBT derneklerinde sorun var. Dernek neden kurulur? Yayılmak ve derneğin konusunu legal bir alana taşınmak için kurulur. Mesela ‘Karısını aldatan erkekler’ derneği kurulabilir mi? Bu akıl ve mantığa uyuyor mu? Bir kadın ve bir adam kocasını özelde aldatabilir, bu bizleri de ilgilendirmez. Ancak burada siz bunları yaygınlaştırmaya çalışırsanız orada sorun vardır… Bize LGBT’yi dayatanların idealleri herkesin LGBT’li bir birey olması. Dernek kurmaları bunun göstergesi aslında.  Ben dernek kurarken inancımı yaymaya çalışıyorum. Herkes bunları yaymaya çalışır. Peki, LGBT’li bireyler neden dernek kuruyor? Birlikte oturup çay içmek için mi bu dernekleri kuruyorlar? Karşı argüman olarak bizlere haklarını daha fazla ve örgütlü bir mücadele ederek kazanmak için dernek kurdukları da söyleniyor ancak, ütopik anlamda dünyaya gözlerimizi kapatıp sadece teori anlamında bir düşüncede olsak evet mantıklı olabilir. Dünyada siyonizm gibi bir gerçek var. Ve Türkiye’nin şunu anlaması lazım ki; Bu derneklerin hepsi bakın kimisi demiyorum. Hepsi yurtdışı fonlu... Soros Vakfı tarafından dünyada bazı fikirler yaygınlaşsın diye bir vakıf kuruyor. Bunlar LBGT yaygınlaşsın diye uğraşıyorlar. Ancak bizim ülkemizde bu kadar LGBT’lerin hakkını savunan bu insanların kendi memleketlerinde dernekleri var mı? Mesela İsrail’de dernekleri var mı? Hayır yok… İsrail demokratik bir devlet ancak İsrail’i bulaştırmıyorlar. Bunlar bir strateji uğruna hareket ediliyor. Amerikalı bir kişinin Türkiye’ye sadece iyi niyetinden yardım ettiğine inanıyor musunuz?  Buna inanmak için akıldan fukara olmak lazım. Batı bizim için ne istiyor ona bakmak lazım. LGBT konusunu bizler bir sapkınlık olarak görüyoruz. Bizlere cinsiyetsiz toplum yaratmaya çalışıyorlar. Orada çok net bir ifade var: Sözde Namus Kavramı… Yani bizlere aslında namussuz olmak iyidir, namus nedir diyorlar. Bizler erken yaşta evliliğe karşıyız evet ancak buna karşı olurken evli olmadan erken yaşta cinsel ilişkiye neden karışılmıyor? Bireye istediği kişi ile birlikte olma hakkı verilirken, evlenmesine izin verilmiyor. Bir fiilin birine izin verip görmezden gelirlerken, diğer fiile bir şey demiyorlar. Yanlış yanlıştır. Fiilden fiile değişmez. LGBT dediğimiz şey bizlerin, cinsel eğilimini saptıracağımız bir gençlik istiyor. LGBT’yi memleket meselesi ve beka meselesi olarak görüyoruz. Kesinlikle dernekleşmesi gerçekleştirilemez. Onur yürüyüşleri yapılamaz” şeklinde konuştu.

CUMHUR İTTİFAKI BİZLERE ÖNCE ‘OLMAZ’, SONRA ‘TAMAM’ DEDİ
Yeniden Refah Partisi’nin Cumhur ittifakına girme sürecini anlatan Arıkan, “Bu ülkeye zararlı ne varsa herkes Millet İttifakı’nı destekliyor. Bizler de karşımızdaki bu yapıyı görüyoruz ve bu yapının tam karşısında yer almalıyız diyerek Cumhur İttifakı’nı destekliyoruz” dedi. Arıkan, “Biz parti olarak da ve başta genel başkanımız olarak da fikir değiştirmedik. Kendi parti programımızda olan doğrularımızdan vazgeçerek bir yerlere gitmedik. Tayyip Bey eski milli görüş geleneğinden gelen bir siyasetçi. Erbakan Hoca’mızın öğrencisiydi. Bizim burada genel başkanımızın tavrı çok önemliydi. Biz önce öyle sonra böyle demedik. 39 madde olarak kırmızı çizgilerimiz var ve seçime logomuzla gireceğiz. Şimdi baktığımızda biz 30 maddeyi AK Parti tarafından imza altına aldırmış ve seçimlere kendi amblemimiz ile birlikte kendi adaylarımızla giriyoruz. Cumhur İttifakı bizlere önce ‘olmaz’ dedi. Sonra ise ‘tamam’ dedi. Bizim Cumhur İttifakı’na girmemizi gerektiren birkaç sebep var. Bunlardan en önemlisi, Yeniden Refah Partisi olarak bizler Cumhur İttifakı’nda olarak baraj meselesini ortadan kaldırmış olduk. Yani artık bizlerin politikalarını, anlattıklarımızı beğenen her vatandaşımızın oyu baraja takılırsak boşa gidecek algısını yıktık. İkinci olarak ise karşı ittifaka baktığımızda o ittifakı kimler destekliyor? HDP, Millet İttifakına destek oluyor. HDP ile bizim kurumsal bir parti olarak bir sorunumuz yok ancak terör ile arasına mesafe koyamayan bir parti Millet İttifakı’nı destekliyor. Amerika’nın 8 bin tır yardım gönderdiği terör örgütünün yöneticileri de açıklamalar yaptılar. Dediler ki, biz Millet İttifakı’nı destekliyoruz. Neden istiyorlar peki? Çünkü Kemal Bey, “Avrupa Özerk yönetimler şartını kabul ediyorum” diyor. Bu ülkeye zararlı ne varsa herkes o ittifakını destekliyor. Bizler de karşımızdaki bu yapıyı görüyoruz ve bu yapının tam karşısında yer almalıyız diyoruz. Birde yanında Erdoğan, bizim 30 maddemizi kabul ediyor” dedi.

ÖNCE KAN KAYBETTİK, SONRASINDA MİSLİ İLE KAZANDIK!
Cumhur İttifakı’na katılma kararı aldıktan sonra partisinde toplam 3 bin üyenin istifa ettiğini söyleyen Arıkan, “Cumhur İttifakı’na katılma döneminde partimizin içerisinde toplam sadece 3 bin üyemiz istifa etti. Ardından ise yine partimiz 27 bin yeni üye kazandı. Evet, bir tepki var mı? Var ancak, sonrasındaki duruşumuz ile bu istifanın 9 misli yeni üyemiz olmuş. Milli görüşteki kural da aslında budur. Her kararın bir faturası olur. Burada da siyaseten bir karar aldık. Sonrasında ise bir tepki ile karşılaştık. Sonrasında ise bizler açıklamalarımız ve anlatımlarımız ile birlikte birçok partilimiz sonrasında kararımızın doğruluğunu anladı. Aslında bizim konuşmalarımız ile de kabul etmeyen partililerimize bir gösterge de terör örgütlerinin Millet İttifakı’nı destekler konuşmaları oldu. Bir de teşkilatımız aslıda vatandaşlarınızın bize gösterdiği teveccühü görerek bizlerin haklı olarak seçimlere tek girmemizi istiyorlar” ifadelerini kullandı.

İDAM CEZASINI KESİNLİKLE SAVUNUYORUZ!
Parti politikalarında olan idam cezasını savunduklarını söyleyen Arıkan, “Net suçlarda idam cezasını savunuyoruz. Delil önemli. Biz idam cezasını savunurken delili çok önemsiyoruz. Evrensel hukuk denilen bir şey var. Kesin kanıt var. Birisi kadını öldürürken şahitler var ve bu arkadaş idam edilmiyor. Mahkemeye çıkıyor takım elbiseni giyiyor üzgün ve pişman adanı oynuyor ve iyi hal indirimi alıyor. Neyin iyi hali? Bu vatandaş sokağa çıkınca toplum içinde tehlikeli bir durum meydana geliyor. Bir kere bu işi yapanın bir daha yapmayacağının bir garantisi var mı? Yargıya büyük bir görev düşüyor tabi ki…” şeklinde konuştu.

AK PARTİ YANLIŞ POLİTİKALAR YAPMAYA DEVAM EDERSE MUHALEFET EDERİZ!
Yeniden Refah Partisi olarak AK Parti ile sadece seçim ittifakı yaptıklarını söyleyen Başkan Arıkan, “AK Parti 20 yıldır yaptığı yanlış politikaları yapmaya devam ederse söz veriyoruz ki biz AK Parti’ye muhalefet edeceğiz” dedi. Arıkan, “Cumhur İttifakı faizci bir ekonomik modelle geldi. Ancak dönüp Millet İttifakı’na baktığınızda ise onlarda dışarıdan para getireceğiz diyorlar. Biz bunca zaman AK Parti’yi neden eleştirdik? Bu ülkeye borç yaptınız. Sanayi tesislerimizi sattınız, bu ülkeye yanlış yaptınız. Diye eleştirdik. Eğer ki Cumhur İttifakı, bizimle ittifak kurarken attığı imzaları uygulamazsa, mecliste biz AK Parti’ye aktif muhalefet yapacağız. AK Parti iktidarının geçmiş 20 yılda yaptığı yanlışları tekrar etmesini istemeyen herkes Yeniden Refah Partisi’ne oy vermesi lazım. Çünkü ancak biz onları bu şekilde çalıştırabiliriz. Biz ayrı logomuz ve adaylarımız ile giriyoruz. Biz kimseye muhtaç değiliz. AK Parti ile sadece seçim ittifakı yapıyorum. Ve onlara diyorum ki, ‘eyy AK Parti bu maddeleri uygularsan sana destek olurum.’ Bizler AK Parti’nin 20 yıldır yaptığı yanlışları eleştirdik mi? Eleştirdik. Geldiğimiz yerde ise AK Parti’ye bundan sonra böyle yapmazsan ancak sana destek oluruz dedik. AK Parti bize geldi, kabul etti. Yeniden Refah Partisi mecliste olursa, AK Parti’de 20 yıldır yaptığı yanlış politikaları yapmaya devam ederse söz veriyoruz ki biz AK Parti’ye muhalefet edeceğiz” ifadelerini kullandı.

SEÇİMLERİN SÜRPRİZ PARTİSİ OLACAĞIZ!
Yeniden Refah Partisi olarak seçimlerde büyük bir sürpriz yapacaklarını belirten Arıkan, “politikalarımız 3 başlıkta anlatırsak bunlardan birincisi ekonomi, ikincisi ahlak ve maneviyat ve üçüncüsü, onurlu dış politika. Ekonomi olarak mesela dışarıdan gelen vatandaşlar bizim ülkemiz için, “aah sizin ülkeniz şöyle güzel, böyle güzel” diyorlar. Ben ne diyeyim böyle diyenlere? Onlara güzel çünkü dolarla geliyorlar ülkemize. Biz önce faizsiz bir ekonomik model ve üretime yönelik ekonomik modeli savunuyoruz. AK Parti’nin ilk dönemlerde yaptığı dışarıdan para getirerek piyasa fonlama işlemi sonrasında gelen para geri ülkeyi terk etti. Şimdi ise bizler para bulamıyoruz. Bu parayı reel ekonomiye aktaramadık. Ekonomik projelerimiz belli. Ekonomi ve sanayinin teşvik edilmesi lazım. Biz bu konuda dersimize çalışmış tek partiyiz. Bundan da gurur duymuyoruz. Keşke bizler gibi 4-5 parti daha olsa diyoruz. Biz kesinlikle bu seçimin sürpriz partisi olacağız. Mecliste de hükümette de olacağız” dedi.

28 VEKİL ADAYIMIZIN 28’İ DE İZMİRLİ
1995 yılında okumak için geldiği İzmir’e ayriyetten birde gönül bağı olduğunu dile getiren Arıkan, İzmir’i kendisi kadar bilen birinin olmayacağını söyledi. Arıkan ayrıca, partisinin adaylarının tümünün İzmirli olmasına da dikkat çekti. Arıkan, “Benim kadar İzmir’i bilebilen birisi yok. Benim İzmir’e gönül bağımda var. Bu gönül bağımız ile birlikte 1995 yılından beri buradayız. İzmir’in sorunlarını en iyi bilen insanlardan biri biziz. Bakın diğer partiler de ithal adaylar tartışmaları dönüyor. Bu konuda tüm İzmir’in bizleri takdir etmesi gerekiyor ki, şu anda bizim 28 vekilimizin 28’i de yerli İzmirli. Bizim adaylarımızdan en az sürede İzmir’de yaşayan adayımız 20 yıldır İzmir’de. İzmir’in sorunlarını en iyi savunacak olan yine biziz. Bu konuda hiçbir yere bir angajmanımız olmadığı için söylüyorum. Bizim bakış açımıza göre siyaset milletimiz, devletimiz ve inancımıza hizmet olarak görüyoruz. Ben İzmirliye bunu lütfetmiyorum. Ben bunu yapmak zorundayım. Ben bu millete hizmet etmek zorundayım” ifadelerini kullandı.

MİLLETİN GÖNLÜNDE CHP’DEN HİZMET ALMAK GİBİ BİR İHTİMAL YOK!
Milli görüş geleneğinin Saadet Partisi’nin seçimdeki pozisyonu hakkında değerlendirme yapan Arıkan, milli görüş seçmeninin CHP’ye oy vermeyeceğini savundu. Arıkan,  “Kesin ve net olarak söylüyorum ki, atmayacak. Bunu da sadece ben değil neredeyse tüm Saadet Partililer söylüyor. Bakın Hasan Damar ağabeyimiz bile biz Recep Tayyip Erdoğan’ı destekliyoruz dedi. Parti içerisinde ileri gelen ağabeylerimizin Saadet Partisi’nin mevcut gidişatını beğenmediklerini belirten açıklamalar var. Kesinlikle Milli Görüş çizgisini benimsemiş seçmenlerimiz CHP amblemin altına mühür vurmayacaktır. Temel Bey’in şu anda ki en büyük politikası Kılıçdaroğlu’nu bu ülkenin başına getirmek. Milletin gönlünde yüzde 75 anlamında CHP’den hizmet alma gibi bir ihtimal yok” şeklinde konuştu.

SAADET PARTİSİ’NİN MİNİMUM 6 KATI VEKİL İLE MECLİSTE OLACAĞIZ
Millet İttifakı’nda Saadet Partisi’nin görüşlerinin önemsenmediğini dile getiren Arıkan, milletvekili sayında iddialı konuşarak “Saadet Partisi’nin minimum 6 katı kadar vekille mecliste olacağız. Saadet Partisi 8 vekil çıkarırsa biz 48 vekille mecliste olacağız. Yani, Saadet Partisi’nin mislisi ile mecliste olacağız. Şerafettin Kılıç Bey’de Antalya’dan Saadet Partisi’nin adayı. Galiba liste hazırlanırken kontenjanlar çok karışıktı. Oysaki İzmir’de yıllardır bulunan birisiydi. Bu da Millet İttifakı’nın bir sorunu. Millet İttifakı’nda alınan kararlara Saadet Partisi’nin hiçbir etkisinin olmadığı aşikâr. Saadet Partisi’nin kırmızı çizgim dediği konuların bile Millet İttifakı açısından umurlarında olmadığı görülen gerçekler arasında. CHP, LGBT ve İstanbul Sözleşmesi işlerine aynen devam edeceklerini Saadet Partisi’nin gözünün içine baka baka söylüyorlar ve yapıyorlar. Saadet Partisi’ndeki kardeşlerimizde bunlara rağmen ısrarla orada. 8 vekil verilince sustular” dedi.

EVVELİMİZE BAKTIĞINIZDA, BİZLERE KÖTÜ CÜMLE EDEN KİMSE YOK!
Son olarak ise geçmişte yaptıkları hizmetlerden ötürü kötü olarak değil hep iyi olarak anıldıklarını hatırlatan Arıkan, “Biz bize oy verin demiyoruz hiçbir zaman sizler kendinize oy verin diyoruz. Bana oy verdiğiniz zaman bana her zaman ulaşabileceksiniz. Bizim derdimiz hizmet etmek doğrudan ayrılmamak olmasaydı biz bir yere gidemediğimizden gidememiş insanlar değiliz. Biz bu işi inancımız gereği yapıyoruz. Milletimizden de bu seçimde en güçlü şekilde Milli Görüş’ü meclise sokarak kendilerinin temsiliyetlerini sağlamayı vatandaşlarımızdan rica ediyorum. Bizim evvelki hizmetlerimize baktığınızda kimse bizlere siz bu ülkeye ihanet ettiniz denilecek bir şey yapmadık. Şimdi de aynı şekilde hizmet ediyoruz ve edeceğiz”  ifadelerini kullandı.