Yargıtay üyesine kumpasa iddianame!

Ankara Cumhuriyet Savcısı Durmuş Ali Kaya’nın hazırladığı iddianameye göre daha önce İzmir Cumhuriyet Başsavcısı olan ve halen Yargıtay Üyesi olarak görev yapan Ömer Faruk Aydıner, Marmaris’te 80 metrekarelik bir daireyi satın almak için Marmaris Yapı Limited Şirketi ile anlaştı. Şirketin sahipleri Arzu Kayaoğulları ile Mehmet Ali Bal ve Nizamettin Kahramanoğlu’ydu.. Aydıner daireyi aldığı 2018 yılında söz konusu şirkete toplam 500 bin lira ödeme yaptı. Ancak inşaatın yapımı sürerken şirket ortakları; Bal, Kahramanoğlu ve Kayaoğulları ticari anlaşmazlığa düştü ve araları açıldı. Bu sırada Arzu Kayaoğulları, Aydıner’in 500 bin liraya satın aldığı daireyi bir başkasına tam 750 bin liraya sattı. Ömer Faruk Aydıner bu durumu fark edince Arzu Kayaoğulları, Aydıner’e 750 bin lira yerine başka bir daire önerdi. Ancak önerdiği daire de ipotekli çıktı. Bunun üzerine Yargıtay üyesi Ömer Faruk Aydıner ödediği paranın tamamının iadesini talep etti.

Ancak Arzu Kayaoğulları Aydıner’i dört ay oyalayıp ödeme yapmadı. Aydıner’in, parasının ödenmemesi halinde hukuki yollara başvuracağını söylemesi üzerine, Arzu Kayaoğulları paranın bir kısmını banka yoluyla bir kısmını ise elden şoförü aracılığıyla gecikmeli olarak Aydıner’e ödedi. Ancak Arzu Kayaoğulları ve Suna Öztaşdönderen bu ödemeyi tam 2 ay sonra sonra Aydıner’i çete ve örgüt kurmak ve bu parayı kendisinden zorla almakla suçladı ve savcılığa suç duyurusunda bulundu.

YAZILI DELİLLERE RAĞMEN İFTİRA ATMIŞ! İDDİANAMEDEN ÇARPICI TESPİTLER
Arzu Kayaoğulları ödemeyi kendi iradesiyle yaptığını gösteren yazılı mesaj ve makbuz gibi başka kayıtlar olmasına rağmen bir süre sonra avukatı Suna Öztaşdönderen ile birlikte Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na başvurup, Aydıner’in “Suç İşlemek İçin Örgüt Kurmak” “İrtikap”, “Görevi Kötüye Kullanmak”, “Tehdit” dahil 11 ayrı suç işlediğini iddia etmişti. Soruşturmayı yürüten savcı Durmuş Ali Kaya iddianamede şüphelilerin iddialarının hayatın olağan akışına aykırı olduğuna şu ifadelerle dikkat çekti:

“Kayaoğulları’nın Aydıner’e ait daire parasının bir kısmını 23 Eylül 2019’da kendisine gelen hesaba banka yoluyla, kalan kısmı da Aydıner’e şoförü vasıtasıyla teslim ettiği, Aydıner’in şüpheli Arzu’ya 2 Ekim 2019’da, “Daire hususunda herhangi bir alacağım kalmamıştır” şeklinde makbuz verdiği, hayatın olağan akışı gereği baskıyla alındığı iddia edilen paranın karşılığında makbuz vermeyeceğine…”

İddianamede Ömer Faruk Aydıner’e kumpas kurulduğuna dair şu ifadeler de dikkat çekti: “Arzu Kayaoğulları’nın şoförü aracılığıyla Ömer Faruk Aydıner’e daire parasını gönderirken, teslim saatini dakikası dakikasına not ettiği, parayı öderken dahi Aydıner’e tuzak kurarak, Aydıner’in illegal bir şekilde para aldığı izlemini verdiği ve bu durumu suç duyurusu yaptığı dilekçesinde belirttiği, hatta medya organlarına da paranın Yargıtay’daki (makamında) verildiği şeklinde haber yaptırıldığı anlaşılmıştır”

Savcılık iddianamesinde Arzu Kayaoğulları’nın Ömer Faruk Aydıner’e olaydan bir buçuk ay sonra bayram mesajı atmasına da dikkat çekerek iddianamede şu tespiti yaptı : Şüphelinin kensine baskı yaptığını iddia ettiği kişiye, baskılandığını iddia ettiği tarihten 1,5 ay sonra bayram mesajı atması, iddiaları asılsız hale getirmiştir”

“İFTİRA DİKKAT ÇEKSİN DİYE…”
Arzu Kayaoğulları, hiç bir delil olmadığı ortaya çıkan suçlamalarını bir adım daha ileri götürerek, Ömer Faruk Aydıner’in kurduğu suç örgütünde MİT ve emniyet mensuplarının da bulunduğu öne sürdü. Avukat Öztaşdönderen’in Arzu Kayaoğulları adına verdiği bu dilekçeden hemen sonra, FETÖ mensubu olduğu için yurt dışına kaçan Adem Yavuz Arslan ile Doğan Ertuğrul’un sahibi olduğu internet sitelerinde Ömer Faruk Aydıner aleyhine haberler çıkmaya başladı.

DELİLSİZ SUÇLAMA YAPAN AVUKAT
İddianamede şüpheli olarak yer alan Kayaoğulları’nın avukatı Suna Öztaşdönderen için de çarpıcı tespitler yer aldı: “Şüpheli avukat Öztaşdönderen’in 11 adet ağır suçlamayı yaparak aynı gün medya organlarına servis ettiği, ki; bu suçların bu deliller ile isnat edilemeyeceği mesleği avukat olan kişi tarafından bilinebileceği hayatın olağan gerçeğidir.”

“TERÖR ÖRGÜTLERİNE HEDEF GÖSTERDİLER”
İddianamede iki sanık hakkında yer alan başka bir çarpıcı tespit ise verdikleri suç duyurusu dilekçesinde Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner’i tanımlama şekliyle ilgiliydi. İddianamede iki şüphelinin Aydıner’i görevinden nedeniyle terör örgütlerine hedef gösterdiği şu sözlerle ifade edildi: “Şüphelilerin şikayet dilekçesinde Ömer Faruk Aydıner’i tanımlarken, 15 Temmuz soruşturmalarına bakan başsavcı olarak tanımladığı, Aydıner’i terör örgütlerinin hedefi haline getirdikleri, haberlerde 15 Temmuz kahramanı Aydıner’e ‘Çete, irtikap, rüşvet soruşturması açıldığı” şeklinde haberler yapıldığı ve hakkında Yargıtay Başkanlığı’nca suçlamalara ilişkin ön incelemeler tamamlanıp herhangi bir suç unsuru taşımadığına karar verilmesine ve “ikinci Susurluk Vakası” “İrtikaptan Çete Kurmaktan Yargılanıyordu, dosya kapatıldı” şeklinde haberlerle itibar suikastı yapıldığı tespit edilmiştir.

YARGITAY “DELİL YOK” DEDİ SUÇ DUYURUSUNDA BULUNDU
Arzu Kayaoğulları’nın avukatı Öztaşdönderen aracılığıyla savcılığa verdiği suç duyurusu dilekçesi, Ömer Faruk Aydıner’in Yargıtay üyesi olması nedeniyle incelenmesi için Yargıtay’a gönderildi. Yargıtay dosya ve iddiaları inceledikten sonra Kayaoğulları ve Öztaşdönderen’in iddialarının hiç bir delilinin bulunmadığına karar verdi. İddialar herhangi bir delile dayanmadığı için yüksek yargı mensubuna yönelik bu suçlamaların iftira niteliği taşıdığı gerekçesiyle suçlamaları yapan Arzu Kayaoğulları ve Suna Öztaşdönderen hakkında Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.

AYDINER’E KUMPASIN DELİLLERİ
Ankara Cumhuriyet Savcısı Durmuş Ali Kaya tüm bu tespitler ışığında Arzu Kayaoğulları ve Suna Öztaşdönderen hakkında ayrıntılı bir soruşturma sürecinden sonra iddianame hazırladı. İddianamedeki kayıtlara göre, iki şüpheli Ömer Faruk Aydıner’e parayı ödedikten sonra FETÖ çizgisindeki internet siteleri üzerinden itibar suikastına girişti. Savcının talimatıyla Aydıner aleyhine yapılan internet haberlerinin izini süren Siber Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri haberlerde FETÖ izine rastladı. Yargıtay üyesi Aydıner’e aleyhine yapılan haberlerin neredeyse tümü, FETÖ mensubu isimlerin sahip olduğu internet sitelerinden yapılmıştı. Söz konusu haberlerde Aydıner ile birlikte hareket ettiği iddia edilen Mehmet Ali Bal’ın Milli İstihbarat Teşkilatı mensubu olduğu ve sabıkalı olduğu iddiası da yer alıyordu. Ancak yapılan incelemede Bal’ın eski bir polis memuru olduğu, dahası hakkında aleyhine herhangi bir suç kaydı ya da mahkeme kararı olmadığı belirlendi. Yargıtay üyesi Aydıner aleyhine iftira niteliği taşıyan haberlerde Nizamettin Kahramanoğlu adlı kişinin ise uyuşturucu ticaretinden hüküm giydiği yazılmıştı. Yapılan incelemede Nizamettin Kahramanoğlu’nun ise hiç bir sabıka olmadığı anlaşıldı.

MİT VE UYUŞTURUCU İFTİRASININ NEDENİ
Arzu Kayaoğulları ve Suna Öztaşdönderen’in “MİT ve Uyuşturucu” iftira niteliğindeki bu iddiaları öne atmasıyla ilgili de savcılık iddianamesinde şu görüşlere yer verildi: MİT ve Yargı kurumları ile uyuşturucu kaçakçılığı iddialarının yan yana getirilmesinin ana amacı Ömer Faruk Aydıner’i, toplumda linç etme amacına dönük olduğunu göstermiştir.

“SUÇ UYDURUP İFTİRA ATTILAR”
Ankara Cumhuriyet Savcısı Durmuş Ali Kaya, deliller ve bu tespitler ışığında Yargıtay Üyesi Ömer Faruk Aydıner hakkında, sistematik biçimde karalama ve yıpratma faaliyetlerini organize eden Arzu Kayaoğulları ve Avukatı Suna Öztaşdönderen dava açtı. İddianamede, Türk Ceza Kanunu’na göre kamu görevlisi Ömer Faruk Aydıner’e karşı “Suç uydurma”, “hakaret” ve “iftira” suçlarını işledikleri gerekçesiyle Arzu Kayaoğulları ve Suna Öztaşdönderen hakkında 9 yıla kadar hapis cezası istendi. Davanın ilk duruşması önümüzdeki günlerde Ankara Asliye Ceza Mahkemesinde görülecek

ÖMER FARUK AYDINER KİMDİR?
Hükümete karşı darbe amacıyla FETÖ’cü polisler tarafından hazırlanan 17/25 Aralık dosyalarıyla ilgili kritik soruşturmada görev yaptı. Selam Tevhit adıyla hazırlanan kumpas dosyalarına karşı soruşturma yürüten savcılar arasındaydı. FETÖ’nün yargı ayağındaki savcı ve hakimlere yönelik yürütülen kritik soruşturmalar da Ömer Faruk Aydıner görev aldı. Başta Zekariya Öz olmak üzere bir çok isim hakkında açılan soruşturmaları yönetti. İzmir Cumhuriyet Başsavcısı olarak atandıktan sonra İzmir’de de FETÖ ve PKK ile mücadele etti. Ömer Faruk Aydıner’in darbe ve terör örgütleri ile mücadale amacıyla yürütülen onlarca soruşturma dosyasında imzası bulunuyor. Aydıner, 15 Temmuz darbe gecesi de cuntacılar hakkında ilk gözaltı kararını veren savcıydı.