HABERLER>GÜNCEL
25 Mart 2022 Cuma - 13:28

TMMOB'dan 'Çeşme' çıkışı: Dahil olan herkes suç ortağı!

Geçtiğimiz günlerde sunumu yapılan Çeşme Projesi ile ilgili eleştirilerini TMMOB adına dile getiren  Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Üyesi Zafer Mutluer, "Tartışıldığı günden beri bir kent suçu olan bu yağma projesinin tarafları, bütün süreci "aman aramızda kalsın" mutabakatıyla yürütmesine rağmen şeffaflıkla övünebilmektedir. Açıkça söylüyoruz: Bu rant projesinde rol alan herkes bu ekolojik kıyımın ve yıkımın bizzat suç ortağıdır" diye konuştu

TMMOB dan  Çeşme  çıkışı: Dahil olan herkes suç ortağı!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın koordinasyonunda çalışmaları devam eden ve gerek kent genelinde gerekse Türkiye'de tartışmalara neden olan Çeşme Projesi için Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy projenin son detaylarını anlatmak için İzmir'e gelmişti.

İzmir Ticaret Odası'nda gerçekleştirilen toplantıya ev sahibi İZTO Başkanı Mahmut Özgener'in yanı sıra Türkiye Cumhuriyeti Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, İzmir Valisi Yavuz Selim Köşger, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli ve Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran katılmıştı.

Yapılan tanıtım toplantısı sonrasında ise Türk Mimar ve Mühendis Odaları Birliği (TMMOB) projeye yönelik eleştirilerini dile getirmek için basın açıklaması düzenledi. Düzenlenen toplantıda katılımcılar adına hazırlanan metni Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi Üyesi Zafer Mutluer okudu.

PARSEL PARSEL SATILACAĞI İTİRAF EDİLMEKTEDİR
Sözlerine sulak alanların yok edildiğine vurgu yaparak başlayan Mutluer, "Son yıllarda Çeşme ilçesi, sermaye ve merkezi-yerel yönetimlerin çabasıyla kendi deyimleriyle parsel parsel ihale edilmek isteniyor. Kuşkusuz bu ihtiyacın toplumun ve doğanın ortak yararıyla en ufak bir ilişkisi bulunmuyor. Bütün bu talanın ise doğaya zarar vermeden “istihdam” sağlamak amacıyla yapıldığı iddia ediliyor. Yıllardır “Alaçatı Sulak” alanını yok etmeye çalışanların hemen yanı başında farklı bir şey yapacağına inanmamızı mı bekliyorlar? Evet şunu çok iyi biliyoruz; bütün kente beton döksek yine de gözü doymak bilmeyen bir akıl ile karşı karşıyayız! 2019 yılı ortalarında kamuoyunda tartışmaya açılan “Çeşme Projesi”nin kısa sürede bir talan projesi olduğu ortaya çıkmıştır. Son iki yıldır yetkili Bakanlıklar tarafından “Çeşme Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi" sınırları genişletilmekte, sit alanlarındaki koruma statüleri düşürülmektedir. Alanda mevcut mera, zeytinlik ve nitelikli tarım arazilerinin tarımsal faaliyet dışında kullanılmasını  sağlayacak İl Toprak Koruma Kurulu Kararı alınmaktadır. Bu kararlar, bilimsel dayanaktan yoksun olup bir süre sonra gündeme gelecek plan kararlarına altlık teşkil etmesi amacıyla yapılmaktadır. Alandaki mülkiyetlerin yüzde 97’si kamu mülkiyeti olmasına rağmen bu projenin hayata geçmesi durumunda buranın parsel parsel satılacağı itiraf edilmektedir" dedi.

SONUÇLAR YOKSA İNKAR MI EDİLMEKTE?
Mutluer meydana gelecek doğa tahribatı hakkında, "Üstelik bu itiraf çok sayıda üniversitenin, sivil toplum kuruluşları ve özel şirketlerin katkısıyla yapılarak kamuoyu aldatılmaya çalışılmaktadır. Söz konusu talan projesini meşrulaştırmak amacıyla suyun ters ozmoz yöntemiyle denize deşarj edileceği söylenmekle birlikte deniz ortamına deşarjı ile bertaraf edilmesi halinde deniz ortamında ekolojik tahribat oluşacağı, tuz giderme tesislerinden kaynaklanan konsantre akımlar yoğun tuz ve toksik içerikli olduğundan deşarj edildikleri noktalarda sucul ekosistemin olumsuz yönde etkileneceğinden bahsedilmemektedir. Yakın dönem çalışmalarından olan “İzmir Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı”nda (İzmir Büyükşehir Belediyesi, 2020) ve “İklim Değişikliğine Dirençli Kentler için Bir Çerçeve: Yeşil Odaklı Uyarlama Kılavuzu”nda (İzmir Büyükşehir Belediyesi ve Peyzaj Araştırmaları Derneği, 2019) yer alan analizlere ve 2050-2100 yılları iklim senaryolarına göre, Çeşme İzmir’in kırılgan olan ilçeleri arasında raporlanmıştır. İlgili araştırmalarda İzmir'de birçok ilçede birbirini izleyen kurak günlerin (yağışların mm'den az olduğu) sayısı da analiz edilmiştir. RCP4.5 (orta iyimser) ve RCP8.5 (en kötümser) iklim değişikliği senaryoları kullanılarak kurak günler endeksi 25'er yıllık dönemler için hesaplanmış olup Çeşme, Dikili ve Konak ilçelerinde kurak günlerin sayısının her iki iklim senaryosunda da arttığı görülmektedir. Ayrıca “ortalama toprak sıcaklığı artışı, buharlaşma artışı, toprak nemi azalışı, ardışık kurak günler, toplam yağış miktarından azalış, sıcak hava dalgası gün sayısında artış” faktörlerine göre Çeşme ve çevresi (yarımada) riskli bölgeler arasında gösterilmiştir. Bu analizlere dayanarak su miktarındaki azalmanın özellikle bitki su ihtiyacı açısından oldukça önem taşıdığı, suyun depolanması ve kullanımında daha dikkatli davranılması gerektiği vurgulanmıştır. Hal böyleyken İzmir Büyükşehir Belediyesi öncülüğünde yapılan bu akademik tabanlı çalışmalarda ortaya çıkan sonuçlar yoksa inkar mı edilmektedir?"diye sordu.

TAMAMEN HAYAL ÜRÜNÜ OLDUĞU AÇIKÇA ORTADADIR!
Bakan Ersoy'un proje sunumu esnasında yaptığı 'Sakız Ağacı' vurgusu hakkında değerlendirmelerde bulunann Mutluer sözlerini şu ifadeler ile sürdürdü:

"Çeşme yarımadasına ilişkin lisansüstü/doktora çalışmaları ve yerel yönetimlerce geçmişte yapılan araştırmalar bu talan projesiyle görmezden gelinmekte ve bu yıkım projesini “şirin" göstermek için "Cumhuriyet Köyü" ve hayvan köyünün kurulacağı, sakız ağaçlarının dikileceği ifade edilmektedir. Projede Kurulması planlanan “Cumhuriyet Köyü” doğa ile uyumlu olarak planlandığı ve çevresine 130 bin sakız dikilerek sakız üretiminin geliştirileceği varsayımı tamamen hayal unsuru olduğu açıkça ortadadır. Öncelikle sakız fidanı üretimi yaklaşık 10 yıldan beri devam etmekte olup Orman Genel Müdürlüğünce başlatılan “Sakız Eylem Planın” ile dahi yılda 10 bin adetten fazla fidan üretilememiştir. Sakız fidanı üretiminin teknik güçlükleri bilindiği halde bir anda belirtilen miktarda sakız fidanı dikme taahhüdü gerçeği yansıtmamaktadır. Ayrıca belirtilen mevkiinin tamamında belirtilen miktarda sakız fidanının dikileceği (yaklaşık 325,00 hektar), bir başka ifade ile teknik olarak ağaçlandırmaya uygun bu kadar büyüklükte bir alan bulunmamaktadır. Bu teknik verilere göre projede sakız ağaçlandırması yapılması öngörüsü teknik olarak gerçeği yansıtmamakta ve tamamen hayal ürünü olduğu açıkça ortadadır.

EKOLOJİK KIYIMIN VE YIKIMIN BİZZAT SUÇ ORTAĞIDIR
Tarımsal ürünler niteliklerini sadece toprakta değil, ekosistemden de alır. Bu nedenle bölgedeki Sakız Enginarı, Çeşme Sakızı, Çeşme Anasonu önemli değerlerimizdir. Örneğin bölgede yetişen Çeşme Kavunu coğrafi işaret almıştır. Bu alanda yapılacak her türlü müdahale, ekosistem ve tarımın bütünlüğünü olumsuz etkileyecek, habitatın ve sayısız canlı türünün ölümüne sebep olacaktır. Bu kadar hassas bir alanda bu projenin hayata geçmesi ekolojik felakete sebep olacak bir karardır. Bu popülist söylemler ve bilimsel açıdan oldukça tartışmalı olan uygulamalarla İzmir kamuoyunun aldatılmasına izin vermeyeceğiz. Çünkü turizm dışında bir kalkınma stratejisi sunamayan, tarımsal destekleri her geçen yıl azaltan, tarımı ve sanayiyi dışarıya bağımlı kılan, özellikle iklimsel krizin bu derece tırmanışta olduğu süreçte doğayı sömürülmesi gereken bir meta olarak gören bu aklı gayet iyi tanıyoruz. Tartışıldığı günden beri bir kent suçu olan bu yağma projesinin tarafları, bütün süreci "aman aramızda kalsın" mutabakatıyla yürütmesine rağmen şeffaflıkla övünebilmektedir. Açıkça söylüyoruz: Bu rant projesinde rol alan herkes (siyasetçi, bürokrat, bilim insanı, meslek insanı…) bu ekolojik kıyımın ve yıkımın bizzat suç ortağıdır."

TARTIŞMA GÖTÜRMEZ BİR GERÇEKTİR!
Bilindiği gibi Alaçatı Sulak Alanı, “Alaçatı Önemli Doğa Alanı” sınırları içindedir. Alaçatı Önemli Doğa Alanı, çok sayıda nadir canlı türüne ev sahipliği yapmakta olup, Önemli Doğa Alanları kitabındaki koruma önceliği, "korumaya bağımlı" olarak belirtilmiştir. Alaçatı Önemli Doğa Alanı, nesli tehlike altında olan çok sayıda kuş türüne ev sahipliği yapmaktadır. Önemli yırtıcı türlerinin üreme alanıdır. Alan, memeli türleri için de büyük önem taşımaktadır. Doğa Derneği'nin Önemli Doğa Alanları kitabına göre Ege Bölgesi’nde sırtlan ve karakulağın nadir yaşadığı alanlardan biridir. Bu alanda yıllardır devam eden müdahaleler sayısız canlı türünün yaşam alanını elinden almaktadır. Alaçatı Sulak Alanı da mevsimlere göre sayıları ve türleri değişen bir biçimde üreme ya da göç güzergâhı üzerinde mola ve beslenme amaçlı olarak kullandığı tespit edilen 150’nin üzerindeki kuş türü; alana özgü olarak varlığı tespit edilen su yılanı ve yine bilimsel çalışmalarla tespiti yapılan endemik/endemik olmayan flora ve faunaya sahiptir. Bu alanda yapılacak her türlü müdahale, bu habitatın ve sayısız canlı türünün ölümüne sebep olacaktır. Bu ölümler ekolojik işleyişin yapı taşları olan biyoçeşitliliğin garantörlerinin ortadan kalkması anlamına gelmektedir. İşleyiş bir döngüdür ve döngünün çarklarına verilen zarar domino etkisi yaratarak geri dönülmez sonuçların yaşanmasına sebep olacaktır. Bu kadar hassas bir alanda bu projenin hayata geçmesi ekolojik felakete sebep olacak bir karardır. Tüm bunlara ek olarak bu sulak alan yapısı ve bulunduğu bölge gereği çok fonksiyonlu önemli bir karbon yutak alanıdır. Su kaynaklarının bu kadar sıkıntılı olduğu bu bölge için, su ağlarının akışı için önemli bir tampon alandır. Teknik çözümlerin hiç birinin hiçbir bedel ödemeden bize bu kadar çok fonksiyonlu faydayı sağlaması mümkün değildir. İklim krizi gibi bir gerçeği her geçen gün daha da derinden hissederken, iklim değişikliğine uyum ve etkilerinin azaltılmasına en büyük katkısı olan sulak alanların gezegendeki karbon için en etkili yutak alanlar arasında olması gerçeği tartışma götürmez bir gerçektir. Bu gerçeği yok sayacak hiç akademik kurum olamaz ise bu projeye destek veren kurumlar nasıl bunu yok sayabilmektedir?"

KENTİMİZE DÖNÜK BU SALDIRILAR SADECE MESLEK ODALARININ KONUSU DEĞİLDİR
İzmir ili, Çeşme ilçesi, Alaçatı Liman Mevkii’nde inşaat faaliyetlerine başlandığı; kıyı çizgisine usulsüz yollarla müdahalede bulunulduğu ve su kotunun derinleştirilerek kanal açıldığı hususlarına yönelik olarak, TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şubesi ve TMMOB Şehir Plancıları Odası İzmir Şubesi tarafından yapılan açıklamalar, uyarılar ve suç duyurularını da kapsayan yargı süreçlerine rağmen ilgili Bakanlık ve yerel yönetimler uzman görüşlerini dikkate almamış, sunulan bilimsel verileri göz ardı etmiştir. Proje detaylı olarak incelendiğinde; ormanlık alanlar, kıyılar, sit alanları, tarım alanları, sulak alanlar, Önemli Doğa Alanları ve meraların üstün kamu yararı anlayışı ile bütüncül olarak korunması esasından uzak, yarımadanın eşsiz doğal güzelliklerini ve ekosistemini tahrip edici nitelikte olduğu açıkça görülmektedir. Sermayenin ve bir grup insanın çıkarı için bu alanın yok edilmesine ve sayısız canlı türünün zarar görmesine yaşam döngüsü içindeki işleyişe müdahale edilmesine izin vermeyeceğiz! Sonuç olarak; Alaçatı Sulak alanında yaşanan katliamı mumla aratacak yeni bir katliam “Çeşme Projesi” ile gerçekleştirilmek istenmektedir. Çeşme Yarımadası’ndaki ekolojik yıkım geri dönülemez bir noktaya ulaşmadan, bu yıkımın acilen durdurulması konusunda yetkili kurum veya kuruluşları sorumlu davranmaya, bu talan projesinden vazgeçmeye çağırıyoruz. Yaşam destek sistemi olarak görülmesi gereken bu alanlara sahip çıkmak, iyileştirmek ve korumak yerine tüm bu ekosistemlerin sağlığını geri döndürülemeyecek şekilde bozabilecek mega proje istemiyoruz. Aksi takdirde, bu kararların altında imzası bulunanlar, gelecekte yaşanacak olası kuraklık, trafik ve koku sorunlarında, “doğal afeti” gerekçe gösteremezler. Çünkü yaşanacak her türlü sorunun faili bizzat kendileridir! Kentimize dönük bu saldırılar sadece meslek odalarının konusu değildir. Bu nedenle geleceğimizi tehlikeye atacak rant projelerine karşı bütün kesimleri birlikte mücadele etmeye çağırıyoruz. Meslek odaları olarak, sürece ilişkin yaşanacak her gelişmeyi bilimsel ve teknik zeminde inceleyerek konuya ilişkin değerlendirmelerimizi açıklıkla paylaşacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz."

AK PARTİ DÖNEMİNDE KAMUYA AİT YERLER SATILDI
İZTO'da düzenlenen toplantıya davet edilip edilmediklerinin sorulması ve Bakan Ersoy'un açıkladığı yatak sayısı ve beton izninin düşürülmesi gibi maddelerin kendilerini için yeterli olup olmadığı yönündeki soruya yanıt veren Mutluer şunları söyledi:

"Davet gelmedi TMMOB'a. Çeşme'de düzenlenen toplantıda TMMOB görüşlerini aktardıktan sonra herhangi bir davet gelmedi. Projeyi meşrulaştıracak bir ortamda da bizim projeyi tartışmamız doğru değil. Yüzde 95'i doğal koruma alanı olan yerde herhangi bir yapılaşma mümkün değil. Burada ciddi anlamda bir ekosistem var. Burayı daha az betonlaştırarak, daha az insan getireceğiz demek uygun değil. Doğayı parçalayamazsınız. Yapacağınızı bir müdahale tamamına etki edecek bir durumdur. Orada bir yapılaşmanın 'koruyucu' olmasının imkanı yoktu. Bu alanın yüzde 97'sinin kamu mülkiyetinde olduğu unutulmamalı. AKP döneminde kamuya ait yerler satıldı. Çeşme Projesi de böyle bir projedir. Ne doğanın ne de kamunun yararı söz konusu değildir."

YILDIRIM:  BUNLARI ZATEN TMMOB AÇIKLIYOR
Proje tanıtımını 'ölümü gösterip sıtmaya razı etmek' olarak değerlendiren Mimarlar Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Uğur Yıldırım, "Ölümü gösterip sıtmaya razı etmek diye bir tabir vardır... Burada tartışmanın odağını daha az yapmakla birlikte aslında ekosisteme yapılacak en ufak müdahalenin bile uzun bir bilimsel süreç gerektirirken bu ölçekteki müdahalede az yapılacak olması ölçek değildir. Yatak kapasitesinin azalacağı inşaat alanın azalacağı anlamına gelmezdir. Bu nedenle tartışmanın odağını kaçırmamak lazımdır. Bu yapılmalı mı? Yapılmak için neden ısrar ediliyor? Ve yapılmalı mı? Bunları zaten TMMOB açıklıyor. Kanal olmayacak diye çıkıldı ancak burayı tamamen öldürecek en vahşi tavrı gösterip sonra bunu yumuşatmak uzlaşı ortamı gibi göstermektedir... Bu projenin eksiltilerek bile yapılması gündeme dahi gelmemeli" dedi.

GÜLER: 50 YIL, 100 YIL SONRASI İÇİN ALANLARIN BU ŞEKİLDE BIRAKILMASI GEREKİYOR
Peyzaj Mimarları Odası İzmir şubesi başkanı Elvin Sönmez Güler, tartışılan konunun proje olmadığını belirtirken, "Biz bir projeyi tartışmıyoruz. Bir sunum, lansman yapılmış. Bize sadece gelen bilgiler var. Bunlar doğrultusunda bile görülen sonuç bütünsel yaklaşımın göz ardı edildiği, ekosisteminin parçalanmaya yönelik planlandığı... Bizim detaylı bir bilgimiz yok. Bu bölge parçalanmamış çok nadir bir ekosistem alanı. Eski sit dereceleri zaten burada yapılabilecekleri sıralıyor. İlgili sit derecesi neyse müsaade edecekse onun yapılmasında sorun olmadığını düşünüyoruz. Bu bölge İzmir için bir yaşam ünitesi. Böyle bir noktanın bölünmesi, onun sağladığı faydanın azalmasına neden olacak. Burada tartışılan şeye geleceğim... Bu 50 yıl, 100 yıl sonrası için alanların bu şekilde bırakılması gerekiyor" diye konuştu.

AKDOĞAN: BİLİMSEL GÖRÜŞLERDEN UZAK BİR PROJE
Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi'nden Selma Akdoğan ise, "TMMOB'un bu projenin ortaya çıkmasından itibaren bahsettiği gibi bu bir talan projesidir. Korunması gereken alanların kalkınma, yatırım, istihdam ifadeleri altında yatırıma açıklamasıdır. Yarımada bölgesinin iklim krizi ile birlikte mevcut koşullarda da kendisine yetmeyen su kaynaklarının çok daha yetersiz kalacağı, ciddi anlamda su sıkıntısı yaşanacağını öngörüyoruz. Biz söylem olarak insanlar için su sıkıntısının altını çiziyoruz ancak orada bir de doğal yaşam var. Hem onların yaşamını, hem insanların yaşamını tehdit edecek bir proje. Bilimsel görüşlerden uzak bir proje" açıklamasında bulundu.

MUTLUER: TOPLUMCU VE KAMUCU TARAFTAN BAKIYORUZ
Projeye destek veren yerel yönetimlerin hatırlatılarak odalar ile yerel ve merkezi yönetim arasında neden bu kadar fark olduğunun sorulması üzerine konuşan Mutluer, "Kurumlar veya taraflar değil de bir zıt karşıtlık var. Bir taraftan doğa ve sermaye çıkarları var. Bir kamusal yatırımı, altyapı yatırımını tartışmıyoruz. Tartışsak orada olmasın burada olsun, teknik olarak böyle değil şu şekilde olsun tartışabiliriz. Ancak burada yüzde 97'si kamu mülkiyetinde olan bir alan ve peşkeş çekilmesini tartışıyoruz. Bu alan herhangi bir alan değil, doğal bir alan. Ekosistem yaşasın mı yaşamasın mı ona bakıyoruz. Toplumcu ve kamucu taraftan bakıyoruz. TMMOB'un ilkeleri, bağlı olduğu değerler bellidir. AKP'nin 20 yıldır yaptığı projelerin kimler için olduğunu görüyoruz. Bu projenin altında çalışan isimleri gördük. Projeyi meşrulaştırmak için bir dizi şirin ifadeler gördük. Bu projeye bir taş koyan bir suçludur" ifadelerini kullandı.

İZMİRLİLER GİDİP ORADA TATİL YAPABİLİYOR MU?
Çeşme'nin turizm alanın neden engellendiği yönündeki soruya da yanıt veren Mutluer, "İzmirlilerin gideceği bir proje olmayacak. İzmirlilerin tabiri caizse zenginlerin hizmetçisi olacağı bir proje. Alaçatı Port içinde bunları demiştik. İzmirliler gidip orada tatil yapabiliyor mu? Çeşme Projesi de halk için değil rant için yapılıyor. Burada doğal alanları kaybedeceğiz. Şu kadar istihdam yaracağız deniliyor… Devlet fabrika kurmuyor ki, birileri zengin olsun diye çalıştırılacak" diye konuştu.

 
Soyer: Ekmeği 2 TL'den satabilir hale geldik
 
Et ihracatına kısıtlama kararı
YORUMLAR
Toplam 6 yorum var, 6 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
izmirli 26 Mart 2022 Cumartesi 06:57

Acaba sizleri de projde bir danışmanlık verilseydi aynı mı düşünürdünüz sy oda baskanları...

Yorumu oyla      2      3  
İzmirli 25 Mart 2022 Cuma 22:13

Meslek odaları engel odalarıdır, ideolojik davranmkatadırlar,odalar bu kafada oldukça kimse tarafından önemsenmeyecektir

Yorumu oyla      4      3  
yazık izmir'e 25 Mart 2022 Cuma 18:11

oda çalışanlarının geçim kaynağı nedir, her şeye dava açıyorlar...birde mahkemeler bu kadar çabuk karar veriyor. benim bir davam var 19 senedir sürüyor. bilen lütfen cevap versin.

Yorumu oyla      4      3  
İstemezük! 25 Mart 2022 Cuma 15:44

Çok değişik kafalar. Dün de iklim krizinden bahseden kişiler ofisteki pahali klimanın önünde poz veriyorlardi. İklim krizi-klima?

Yorumu oyla      4      3  
halk 25 Mart 2022 Cuma 14:48

avrupaya giderler aaa ne kadar güzel olmuş derler kendi ülkesi yapmaya kalkınca olmaz doğa sever olurlar turizim nasıl gelişecek bu ülke turistleri nerede ağırlıyacak

Yorumu oyla      8      7  
Sami 25 Mart 2022 Cuma 13:50

Esas sizin ne yapmak istediğiniz belli değil oranin neresi olduğunu bile bilmiyorsunuz hikayeden itiraz ediyorsunuz sizin istediğiniz gibi olmuyor bilirkişilik var bilimadamlari var değerli arkadaşlar çalışıyor sizin kime kimlere hizmet ettiğinizi çok iyi biliyor izmirli

Yorumu oyla      10      8  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Muhsin Yazıcıoğlu soruşturmasında gelişme
Kahramanmaraş'ta, 13 yıl önce bugün düşen helikopterde bulunan Büyük Birlik ...
Samuray kılıçlı katil için istenen ceza belli oldu
İstanbul'da kaldırımda yürüdüğü sırada Can Göktuğ Boz tarafından samuray ...
Erdoğan'dan asgari ücret açıklaması!
Cumhurbaşkanı Erdoğan ekonomi gündemine dair önemli açıklamalarda bulundu. ...
 
Cami hoparlöründen müzik yayınlanmıştı... Beraat kararı bozuldu!
İzmir'de cami hoparlöründen müzik yayınını sosyal medya hesabından paylaştığı ...
Buca Cezaevi'nde yıkım durdu!
İzmir'de 62 yıl açık kaldıktan sonra geçen sene kapatılan ve bazı bölmelerinde ...
İzmir'de firari 10 hükümlü yakalandı
İzmir'de çeşitli suçlardan haklarında kesinleşmiş hapis cezası bulunan 10 hükümlü yakalandı.
 
Su parkı Kardelen'in sonu olmuştu... 508 bin liralık tazminat talebi!
İzmir'in Balçova ilçesinde, 9 yıl önce ailesiyle gittiği su parkında, ...
İzmir'deki Nevruz kutlamalarında 49 gözaltı!
İzmir'deki nevruz etkinliği sonrası terör örgütü PKK/KCK'yı öven slogan ...
İstanbul Boğazı girişinde gemi kazası
İstanbul Boğazı'nın Karadeniz girişinde bir kargo gemisi ile balıkçı teknesi ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Değersizliğin olağan halleri
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
İzmirli o üniversite bulutların üstünde!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Eğitim ve yeni müfredat
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Bir Mayıs, çok renk…
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Yeşil Yıkama ve İtibar Yönetimi
Hanzade ÜNUZ
Hanzade ÜNUZ
Fırtınam, felaketim, hasretim...
Aylin AKDOĞAN
Aylin AKDOĞAN
İzmir-İN
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva