HABERLER>POLİTİKA
2 Temmuz 2021 Cuma - 12:08

Soyer ile diyaloğunu anlattı: Siyaset dışında bir ilişkim yok!

CHP PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyerle ilişkisinde “yoldaşlık” vurgusu yaparken, “Siyaset dışında İzmir büyükşehir Belediyesi ve sevgili başkanım Tunç Soyer’le hiçbir şeyim yoktur” dedi.  Tarım ve kırsal kalkınmaya da vurgu yapan Nalbantoğlu, “Şapka Tunç başkana çok yakışıyor” diye konuştu.

Soyer ile diyaloğunu anlattı: Siyaset dışında bir ilişkim yok!

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi, Parti Meclis Üyesi Rıfat Nalbantoğlu, SONSÖZ TV’ye konuk olarak Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı. Parti içindeki durumları değerlendiren Nalbantoğlu, Türkiye ve İzmir siyasetine ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.

Belediyeler arası oluşan temasın yarattığı enerji ve İzmir’le kardeş şehir olan Ardahan’ın siyasiler tarafından izlenimlerini aktaran Nalbantoğlu, “Oraların iktisadi ve sosyal durumuna katkı koymak zorundayız. Gerçekten çok iyi bir belediye başkanımız var orada. Yıllar sonra ilk kez seçim kazandık Ardahan’da bunun hakkını vermek zorundayız. Sevgili Başkan Faruk Demir orada Ardahan’da yapayalnız bırakmamalıyız. Bu anlamda; İzmir Büyükşehir Belediyesi ortak kardeş oldu Ardahan’la. Bu konuda ortak bir çalışma yapıldı. Ortada görülen ‘Evet, Ardahan’dan kavrulmuş et alma, hayvancılık meselesine destek olma meselesi ya da Ardahan’daki bazı yolların asfaltlanması’ gibi görülse de ki bunlar çok önemli işler… Ama orada Ardahan’da bunun çok ötesinde bir iş oldu. Çok değerli bir iş oldu. Bizim önümüzde bir hedef var. İktidar. Başka bir iş yok. Bu iktidarı elde edebilmek, sağlayabilmek için Millet İttifakı bileşenleri her yerde birbiri ile dayanışma içerisinde olmak zorunda. Bunun başka hiçbir yolu yok.

Bizim bu hafta sonu Burdur’da yapacağımız toplantıda yine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Sayın Tunç Soyer’in başkanlığında, onun; doğaya, tarıma, tabiata gösterdiği büyük ilginin sonucudur. Salda Gölü’nü millet bahçesi yapmaya çalışıyorlar! Bakar mısın kafaya! Dünyada korunması gereken 5 yerden biri, bu seviyede bir tabiat varlığına yuvarlanmak için millet bahçesi yapıyorlar! Burdur Gölü çekildi, Türkiye’nin en büyük göllerinden bir tanesinde su kalmadı! Nasıl tarım yapılacak, nasıl hayvancılık yapılacak? Bunların hepsini yerinde incelemek, belki de bu konuda çözümler üretmek üzere Tunç Soyer başkanlığında bir ekiple inşallah 2 günlük seyahat yapılacak. Ardahan gibi çalışmalar olacak” dedi.

BENCE TUNÇ SOYER’E ŞAPKA ÇOK YAKIŞIYOR!
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in kullandığı şapka konusunda gelen eleştirilere yanıt veren Nalbantoğlu konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

“Sadece tartışmak istedikleri için tartışıyorlar. Bisikletten vazgeçtiler, çok çağdaş özellikle sıkışmış trafiklerde çok iyi bir ulaşım aracı hala aynı hızla kullanıyor Tunç Bey… Onun lafı bitti, şimdi de şapkaya taktılar. Kişisel görüşüm bence çok yakışıyor. Tabi ki şapka takınca köylü olunmuyor ama sen Türkiye Cumhuriyeti Tarım ve Orman Bakanlığı’nın bünyesinde olmayan tarımsal araştırma çalışmasını geçtiğimiz Cumartesi günü olduğu gibi Sasalı’da kuruyorsan, köylü gibi oluyorsun. Sasalı’da o tarımsal araştırmayı kuruyorsan o zaman köylü gibi oluyorsun. Sen Salda’da, Eğridir’de olup biteni kafayı takıyorsan köylü gibi oluyorsun. Sen Gediz’de nehrin nasıl kirlendiğine kafayı takıyorsan, doğduğu yerden –Önümüzdeki hafta Tunç Başkan oraya bir gezi yapacak- battığı yerden nerede kirleniyor, ne yapıyor, toprak nasıl bozuluyor bunları araştırıyorsan o zaman tarım dostu oluyorsun. Bu işten hiçbirini Tarım Bakanlığı ne planlıyor ne vizyonunda var. Yani bence Sasalı’da yapılan işi Tarım Bakanı dahi anlamamıştır bile. Acaba ne toprak analizi, toprak analizi yapılınca ne olacak gibi soruları soruyorlardır. Şapka takınca tarım dostu olmuyorsun ama bu çalışmaları yapınca tarım dostu oluyorsun. Hem şapkayı takıyor hem gereğini yapıyor tabi ki.”

GENEL BAŞKANIMIZ BİZE ÖDEV VERDİ!
Nalbantoğlu, 1 Temmuz tarihinde CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel ve İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in koordinasyonunda düzenlenen ve bir takım polemikler yaşanan toplantı hakkında konuştu. İzmir’de yaşanan bu tip problemlere ve istihdam konusundaki sıkıntıları değerlendiren Nalbantoğlu, konuyla ilgili şu sözleri söyledi:

“Bahsedilen tartışmayı daha yeni öğrendim. Ben o detaylarla ilgilenmiyorum. Çok önemli değil onlar... Sayın Tunç Soyer her yerde söyler, hali hazırda Büyükşehir Belediyesi’nde CV bankasında bekleyen 250 bin CV var. Keşke böyle bir imkan olsa, değerlendirilebilse, çözüm olsa… Bizim CHP’nin hiçbir kademesinde görev yapan arkadaşlarımın ister ilçe, il yöneticisi olsun, ister il başkanı, ister parti meclisi üyesi olsun, ister MYK üyesi olsun, ne olursa olsun; davranış biçimi olarak örnek alacağı tek bir kişi var; genel başkanımız. Genel başkanımız bir hedef koydu bize; bu dönem ne zaman yapılırsa yapılsın, önce parti içi dayanışmayı, parti içi hoşgörüyü, birlikte olmayı, daha beraber olmayı dayanışmayı daha da yükseltecek adımlar atmayı ödev olarak verdi. Hepimizin önüne ödev olarak vermiş durumda. Bu ödevi bir defa unutmayacağız. Bir de genel başkan bunun dışında, partinin üst yönetimine, MYK’sına başka bir ödev daha koymuş, dostlarımızla beraber diyor… Biz kendi içimizde bu meseleleri çözemezsek, dostlarımızla nasıl çözeceğiz? Ben bunların önemli bir sorun olduğunu düşünmüyorum. Gerçekten söylüyorum, il, ilçe yöneticisi bütün arkadaşlarımın bu mantıkta olduğunu düşünüyorum. Dayanışmamızı yükselttiğimiz zaman mecbur olduğumuz kaçma ihtimalimiz olmayan iktidara ancak o yolla gidebiliriz diye düşünüyorum. Tüm kademedeki arkadaşlarımın bu bilinçle olduğuna inanıyorum. Zaman zaman bu sorunlar olabilir. Ben arkadaşlarımın bu bilince sahip olduğuna eminim.”

BANA GELEN İSTİHDAM TALEPLERİNE CEVAP OLAMIYORUM…
Nalbantoğlu, kendisine ve belediyeye gelen istihdam talepleri hakkında, “Biz örgütte hep beraber, bu taleplerin tabi ki belediyenin ihtiyacı olan insanların CV banktan devşirileceği açık... Sonuçta hep beraber belediyemizi, il başkanlığımızı koruyacağız. Yapılması gereken her şeyin ben zaten  başta Tunç Soyer olmak üzere belediye bürokrasisi tarafından yapıldığına inanıyorum. Ama güç yetmediği yerde de birbirimize biraz daha anlayışlı davranacağız. Çünkü bu çok zor bir süreç, Türkiye’de işsizlik artık had sayfaya gelmiş durumda. Tahammül edilebilir ve yaşanabilir durumda değil Türkiye artık. Genç işsizlik acayip bir noktaya geldi… Bana gelen taleplere ben cevap olamıyorum, bu sebeple de gittikçe azaldı gelen talepler. Organik ilişkilerim tabi ki belediyede var ama milletvekillerimiz çok zor durumdalar bu noktada… Dün Parti Meclisi’ne ara verdiğimizde Genel Başkan Yardımcımız Bülent Kuşoğlu’yla ayaküstü sohbet ediyorduk… Bülent, benim siyasal bilimler fakültesinden sınıf arkadaşım, ‘Nasıl gidiyor’ dedim, ‘Ya bir yandan parasızlık, bir yandan işsizlik’ dedi. Tabi onun bir de partiyi parasal anlamda yönetme görevi var. ‘Çok zor durumdayız, herkes iş istiyor’ dedi. ‘Tamam, tamam’ dedim… Ne diyeyim?” ifadelerini kullandı.

SİYASET DIŞINDA HİÇBİR ŞEY KONUŞMAM!
“Rıfat Nalbantoğlu Büyükşehir Belediyesi kadrolaşmasında, personel alımında, sistemin kurulumunda ne kadar etkili” sorusuna yanıt veren Nalbantoğlu, şu sözleri söyledi:

“Hiç… Niye benim üzerimden saldırıyorlar bilemem. Siyaset yapan herkese hem tabi ki beraber siyaset yapmadığı insanlar, tabi ki karşı tarafa bir takım sözler söyleyecek. Ben siyaset yapıyorum ben eğer belediyecilik yapmak isteseydim… Bak kaç yıl burada il başkanlığı yaptım, bir tane yerel adaylığımı duydunuz mu? Hiç ilgi duyduğum ve anladığım bir alan değil. Ben anlamadığım hiçbir işle uğraşmam, bulaşmam ve tarafı olmam. Çünkü anlayanlara engel olursun. Daha iyi noktaya taşıyacaklara engel olursun… Ben bunu bilirim. Çalışma hayatının ne anlama geldiğini bilirim. Ben siyasetçiyim, siyaset yapıyorum. Siyaset dışında İzmir büyükşehir Belediyesi ve sevgili başkanım Tunç Soyer’le hiçbir şeyim yoktur. Tabi ki siyaset konuşuyoruz,  görüş alıyoruz ama bunun dışında hiçbir şey konuşmam.”

BAŞKA DÜNYADA YAŞIYORLAR
Erken seçim tartışmaları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Nalbantoğlu, Cumhur İttifakı cephesinin neye dayanarak bu sözleri sarf ettiğine anlam veremediğini söyledi. Nalbantoğlu, “Seçim olacak tabi bu dönem. Burada seçime karar verebilecek tek bir mekanizma var. Bunun dışındakilerin hepsi tahmin ve dilek. Cumhurbaşkanı ve Cumhur İttifakı buna karar verir. Söylemlerine bakarsak seçim yok. Başka dünyalarda yaşıyoruz galiba. Zaman zaman bu duyguya kapılıyorum yani başka bir dünyada yaşadıklarını düşünüyorum gerçekten ya da biz başka bir dünyada yaşıyoruz. Seçim şu anlamda olabilir diyorum; bizim gördüğümüz duruma göre kesinlikle sürdürülebilir bir durum yok hiçbir noktada. Ne ekonomik, ne hukuki, ne sosyal… Her şey birbirine karışmış ki vatandaş geçinmek, karnını doyurmak üzerine çözüm arıyor. Seçim dışında alternatifi yok insanların. Başka dünyada yaşıyorlar herhalde ki seçim yok diyorlar. Vatandaş halinden memnun diyorlar” dedi.

MEMNUN OLMAYAN ÇOK CİDDİ BİR KİTLE VAR
“Siyaseten bu durumu nasıl yorumluyorsunuz?” sorusu üzerine konuşan Nalbantoğlu, “Bu yorumlanabilir bir şey değil. Gerek Türk-İş, gerek TÜİK’in yaptığı açıklamalara göre Türkiye’nin yüzde 60-70 açlık sınırında yaşıyor. Açlık sınıfında yaşamakta olan bir nüfus, bu insanlar bu durumdan memnun olabilir mi? Tamam ya ne gerek var seçime diyebilir mi? Evet, konuları istediğimiz gibi anlama hakkına zaman zaman sahibiz ama bu direkt yaşamakla ilgili bir sorun. Direkt karın doyurmak, sağlığa, hukuka ulaşmakla ilgili bir sorun. Bunun sana göre bana göre yorumu olacak şey değil. Ben yurttaşların çok büyük bir kesiminin seçim istediği yönünde bir talepleri olduğunu biliyorum, tahmin ediyorum. Direkt siyasi yoklamaları bir tarafa bırakırsak ‘ekonomiden memnun musunuz? Hukuktan memnun musunuz, geleceğinizden umutlu musunuz?’ soruları sorulduğunda yüzde 80-90 hayır mutlu değilim, umutlu değilim diyecek. Demek ki yaşadığı ortamdan memnun olmayan çok ciddi bir kitle var. Bu insanlar seçim istemiyor demek için bu insanları aptal yerine koymak lazım” ifadeleriyle cevap verdi.

AÇLIK DENİNCE VATANDAŞIN KARNININ SIRTINA YAPIŞMASINI MI BEKLİYORLAR?
Geçmiş zamandan beri süre gelen “Cumhuriyet Halk Partisi Sivas’tan öteye gidemedi” ön yargılarının çoktan aşılmış olduğunu aktaran Nalbantoğlu, “Şu anda bu anlamda hiçbir sorunu olmayan bir yapı Millet İttifakıdır. Sadece CHP’nin vatandaşa dokunmak üzere sahada olduğunu söylemek diğer muhalefet partilerine; Sayın Genel başkanımızın değimiyle, dostlarımıza haksızlık olur. Çünkü aynı şekilde İYİ Parti’de sahada, nabız yokluyor. DEVA, Saadet, Gelecek Partisi de herkes alanda… Hiç kimsenin elde ettiği sonuç Cumhurbaşkanı’nın öğretmeye çalıştığı gibi değil. Bambaşka bir Türkiye var. Afrika’da eskiden çok kötü fotoğraflar vardı, açlıkla ilgili. Karnı sırtına yapışmış çocuklar, insanlar vardı.  Acaba açlık meselesinden bunu mu anlıyorlar? Böyle olunca mı aç oluyor insan? ‘Hala bizimkilerin karnı sırtına yapışmış değil’ bunu mu anlıyorlar. Asgari ücret Türkiye’de genel ücret haline geldi ve açlık sınırının çok altında. Buna bir önlem almak lazım. Hepimiz bu ülkenin yurttaşlarıyız. Cumhurbaşkanı da bu ülkenin yurttaşı, ben ne kadar sorumluysam bugün Tokat’taki işçi ne kadar bu işten etkileniyorsa Cumhurbaşkanı’nın da buna karşı tepki vermesi ve vatandaşın sesine kulak vermek zorunda. Bu sürdürülebilir bir durum değil” dedi.

TASARRUF GENELGEYLE DEĞİL ZİHNİYETLE OLUR!
Cumhurbaşkanlığı tarafından yayınlanan kamuda tasarruf genelgesini değerlendiren Nalbantoğlu, “Müthiş tedbirler var. Bu tedbirlerle inşallah Türkiye’deki özellikle kamunun yarattığı savurganlığa son verilecek. O tasarruf tedbirleri vasıtayla elde edilen gelirler de yurttaşa çare olarak dönecek. Temmuz’da zorunlu yapılacak zamlar var. Buradan elde edilecek tasarrufla beklenen zamlar sağlanır. Araçta tasarruf edilecek, şu modeller satılacak bu modeller gelecek ama daha yeni arabalar mı istiyoruz acaba? Bu elimizdeki biraz eskimiş olan seyahat ederken çok da rahat etmediğimiz arabalar yerine daha yeni arabalar mı istiyoruz acaba? Diye insan düşünüyor… Bir de Cumhur İttifakı’nın değerli liderleri ister kabul ederler ister etmezler, bugün Türkiye’de savurganlığın –onlara göre itibarın, bize göre savurganlığın- en net temsil edildiği nokta olan saray, bu tedbirlerin dışında bırakılmış. Herkes tasarruf edecek, hiç kimseye birikmiş izin parası ödenmeyecek, izne çıkarılacak ama saray hariç... Böyle olmaz. Bu gün Türkiye’de savurganlığın timsali haline gelmiş yerler, eğer senin yayınladığın genelgenin dışında kalmışsa bu tasarruf genelgesi asla asla inandırıcı olmaz. Bu yolla da hiçbir şey tasarruf edilmez zaten. Tasarruf bir zihniyettir. Genelgeyle falan olmaz. Bazı şeyler genelgeyle düzenlenir ama böyle bir tasarruf; yaşam biçimi, genel tavırla sağlanabilir ama bunun zerresi yok ki ortada. Zerresinin olmadığı yer de ne tasarruf olur ne bir şey olur” diye konuştu. 

Yapılan açıklamalar doğrultusunda enerji tüketimlerine gelen zamları, Türkiye’de bulunan rezerv kaynakları üzerinden eleştiren Nalbantoğlu, “Doğalgaz falan her şey ucuzlayacaktı. Her gün bir yerden bir şey buluyoruz. Hatta ben geçen bir köşe yazısında şöyle bir şey okudum ‘Ya şu buldukları doğalgazları not etseler unutacaklar, nerede ne bulmuştuk diye’ diyordu. Her gün bir yerlerden buluyoruz maşallahımız var, her gün bir yerden başka bir şey buluyoruz doğal kaynaklar konusunda gittikçe zenginleşiyoruz ama bugün doğalgaza yüzde 12 zam geldi… Bu rakamlar ödenebilir, altından kalkılabilir rakamlar değil. Yaşanabilir bir dünya, yaşanabilir bir durum olmaktan gerçekten çıktı Türkiye” dedi.

TÜRKİYE TAM TAKIR KURU BAKIR!
Seçim takvimi ile kafanızda bir şey var mı sorusuna yanıt veren Nalbantoğlu, Cumhur İttifakı’nın seçim hazırlığı içinde olduğunu söyledi. Nalbantoğlu, “Ben mevcut ekonomik yapının bir gün bile sürdürülebileceğini düşünmüyorum. Eskilerin söylediği gibi, Tam takır kuru bakır durumdayız. Hazinede para tamamen bitti, eksilere düştük. Yeri gelmişken 128 milyar dolar uçtu mu soralım… Atlamayalım. Bunu sormazsak olmaz. Onlar cevap vermemekte ısrar etsinler ama biz sorma şerhini koymuş olalım... Evet çok yüksek perdeden Cumhur İttifakı’nın parti yöneticileri seçim yok diyor ama herkes biliyor ki hem AK Parti hem de MHP bir seçime hazırlanmanın pratik işlemlerinden ilki olan sandık eğitimleri çalışmalara çok yoğun bir şekilde başladılar” diyerek Cumhur İttifakı arasında konuşulduğu iddia edilen “dar bölge” çalışmaları hakkında “Bu konuda anlaşabileceklerini sanmıyorum. Dar bölge, bizimde okuduğumuz taslaklarla gerçek olursa, baraj düşse bile yüzde 5’lere, dar bölge geldiği zaman MHP 5 milletvekili ancak çıkarabilir, dar bölgede. Çünkü dar bölge biraz daha fazla oy alanların şanslı olduğu açık olan bir sistem. Dolayısıyla bu konuda MHP’yi ikan etme şansları olduğunu düşünmüyorum. 7 milletvekili üzerinden hesap yapılmış, taslakta okuduğum kadarıyla… Her bölgeyi  7 milletvekiline bölmüşler. Bizde 28 milletvekili olduğumuza göre her bölge 2 ye ayrılacak gibi görünüyor ama bu da taslak. Ben önümüzdeki ilkbahar aylarında seçim yapacağımızı düşünüyorum. Yapmak zorunda kalacaklar. Bize sorarsanız yarın yapılması gerekiyor” ifadelerini kullandı.

İKİ GENEL BAŞKAN DIŞINDA BİR ADAYA İHTİMAL VERMEM
Nalbantoğlu, “Olası bir seçim durumunda CHP’nin cumhurbaşkanı adayı kim olacaktır” sorusuna şu sözlerle yanıt verdi:

“Bir CHP’li olarak tabi ki Genel Başkanımın aday olmasından onur duyarım. Genel başkanın eğilimi de oraya doğru eğiliyor gibi… Ama Genel Başkanımız her konuşmada şunu ısrarla söylüyor ki, sonuçta bu seçimlere ittifak olarak gireceğiz. Bu ittifak genel başkanların üzerinde hem fikir olduğu bir adayla gideceğiz. Bu genel başkanımız olursa biz bundan mutlu oluruz. Herkes ayrı ayrı adayını ilk turda çıkarmayacak şeklinde görülüyor. İttifak görüşmeleri sırasındaki ortaya koyan tezler, çalışmalar ve tabi ki oy potansiyeli, hangi adayla daha fazla oy alınabileceği konusundaki eldeki veriler belirleyici olacak. Ortada Sayın Akşener ve Sayın Kılıçdaroğlu varken dışarıdan başka bir adayın Millet İttifakı adayı olarak çıkabileceğine kişisel olarak ihtimal vermem. Bu aday meselesi seçim yaklaştığı zaman ittifak görüşmeleri bu noktaya geldiği zaman üzerinde çalışılacak iş. Oraya gelene kadar daha çok yol var. Bu işin son noktası. Seçime çok yaklaştığımız bir süreçte ortak kanaatle oluşacak bir şey… “

İKİ ÖNEMLİ GÜNDEM MADDEMİZ VARDI…
30 Haziran tarihinde gerçekleşen CHP Parti Meclis toplantısının gündemiyle ilgili bilgiler veren Nalbantoğlu, “Toplantımızda yapılacak işlerimizin bir kısmı görüşüldü. Çok verimliydi. Son toplantımızda 2 tane çok önemli gündem vardı. Birisi güçlendirilmiş parlamenter sistem konusu. Bu konuda görevlendirilmiş değerli partili arkadaşlarımızın hazırladığı bir rapor tartışmaya açıldı. Birde yerel yönetimlerin yeniden organize edilmesi konusunda yine Genel Başkanımız tarafından görevlendirilmiş arkadaşların hazırladığı 2 önemli çalışma tartışmaya açıldı. Partili arkadaşlarım bu konuda görüşlerini söylediler. Genel Başkanımız ya da parti sözcümüz toplantıdan sonra, bugün basında da zaten var, bu işin ana hatlarının ne olduğu meselesi basınla paylaştılar. Şimdi burada temel sorun şu; yaşamakta olduğumuz sorunların ortadan kaldırılmasına yönelik adımlar atılmalı. Bir de güçlendirilmiş parlamenter sistem konusunda her parti sayfalarca rapor hazırlayabilir… CHP’nin dünkü tartışmaya açtığı rapor da öyle ama sonuçta bu iş Millet İttifakı Genel Başkanlarıyla konuşulup görüşülmeye başlandığında bir ilkeler manzumesi halinde olması ve o detaylardan ziyade ilkeler üzerinde anlaşılması lazım. O ilkede anlaştığınız zaman onun nasıl gerçekleşeceği konusunda, bunun nasıl sisteme dahil edileceği konusu mutlaka çözüm bulur. Herkesin üzerinde ittifakla beraber olunacağı...

DENETLENİYOR OLMAKTAN MUTLUYUZ!
Bütün Millet İttifakı paydaşlarının üstünde anlaşacağı temel konular var. Öncelikli olarak bu; tarafsız bir cumhurbaşkanı konusu, parlamentodan seçilmiş başbakan, parlamentodan seçilmiş ve güven oyu almış bakanlar kurulu meselesi, maalesef yitip kaybolan kurumların yeniden güçlendirilmesi. Sayıştay diye bir şey var, unuttu millet… Kamuda tutumlu olmak konusunda genelge hazırlıyor da denetleyen, denetlenebilen bir kurum kalmadı ortada. Parlamentoda görüşülen bir Sayıştay raporu kalmadı. Belediyeler denetleniyor. Bizler kendi adımıza denetleniyor olmaktan çok mutluyuz. Sürekli müfettiş geliyor, olsun hiçbir sakıncası yok ama bütün kamu kurumlarında olsun. Kötü bir şey değil, her yerde olmalı. Belki de bütün genel başkanlarının üzerinde ittifak edeceği güçlendirilmiş parlamenter sistemin yol haritası konusundaki en önemli maddelerden biri de tarafsız cumhurbaşkanlığı kadar; saydamlık, açıklık, şeffaflık, hesap verilebilirlik olacak. Buna uygun yapılar, sistemler kurulacak. Sayıştay’ın tekrardan çalışmaya başlaması mekanizmalardan bir tanesi. Başbakanın parlamentodan seçilecek olması birisi, parlamentoya hesap verecek yani…Maalesef çok fena zarar verildi. Geçen sürede çok zarar gördü ülke. Bu restorasyon çok kısa sürede tamamlanacak bir şey değil ve niyetiniz yapmak olsa bile herkesin yapabileceği bir şey değil. Kolay değil çünkü ortada hiçbir şey kalmadı” dedi.

HER HATA ÇÖZÜLEBİLİR AMA…
Millet İttifakının iktidar olması durumunda yaşanacaklardan bahseden Nalbantoğlu, “Kasa dolacak, birden tabi ki toparlanmaz hiçbir şey ama bütün mevzuyu şöyle düşünün; bir ülke çapında, ülke hazinesi, bütçesi olarak değil kendi bütçeniz olarak düşünün… Diyelim ki; siz ve eşinizden oluşan bir aileniz var ve bütçeniz çok kötü hale geldi. Toparlanır mı toparlanır. Nedir? Tedbir alacaksınız. Herkesi, tüm yurttaşları kapsayacak önlemler alınırsa her şey toparlanır. Ekonomik olarak ve teknik olarak yapılmış hataların -MB’nin yönetilmesi teknik olarak hatalıdır, vergi denetim kurumları hatalıdır, Sayıştay’ın, SGK’nın yönetimi hatalıdır- Teknik hataların hepsinin teknik çözümü vardır ama yapılan hatanın derinliğine göre bazısı çok kısa sürede çözülebilir, bazısı biraz daha zaman alabilir.

Maalesef açılan yara çok büyük olduğu için restorasyon süreci çok kısa sürede bitmez. Ama çok net ki bu ülke bu durumdan kurtulacak. Çünkü bu sürdürülebilir bir durum değil. Bu ülke bu durumdan kurtulacak. Bu da dostlarımızla beraber, ilk seçimden sonra, ister zamanında yaparlar ister tahmin ettiğim gibi 2022 baharında olur… Ne zaman olursa olsun ilk seçimde bu restorasyon süreci millet ittifakının iktidar olmasıyla başlayacak” diye konuştu.

MİLLET İTTİFAKI’NA KATKI KOYACAK HERKESİN BAŞIMIZIN ÜZERİNDE YERİ VARDIR
“Muharrem İnce’nin parti kurup ayrılacağını sanmıyorum” sözlerinin hatırlatılması üzerine gelinen noktadaki durumu değerlendiren Nalbantoğlu, CHP’den ayrılan partilerin Millet İttifakı’nda kalacağını belirtti. Nalbantoğlu açıklamasında “Burada artık ilk yapacağımız seçim dahil olmak üzere ve muhtemelen önümüzdeki belki birkaç seçim daha bilemiyorum, ilk yapacağımız seçimin ittifaklar üzerine yürüyeceği kesin. İlk seçimde cumhur ve millet ittifakı yarışacak. Ha başka bir ittifak kurulur kurulmaz ona bir şey diyemem ama şu anda ortada yok böyle bir şey. Dolayısıyla eğer CHP’den ayrılan partiler, Millet İttifakı’nın içinde kalıyorlarsa –ki kalıyorlar, ben Sayın Sarıgül’ün de Sayın İnce’nin de kurduğu partilerin Cumhur İttifakı noktasında saf tutacağına ihtimal vermem, bu derecede yanılmış olmak istemem gerçekten- Biz tabi ki isteriz ki bu dostlarımız partimizden ayrılmasalardı. Güç vermeye devam etselerdi. Ama  böyle bir siyasi yol çizdiler en doğal hakları. Burada bizim açımızdan belirleyici olan nokta şudur; mecbur olduğumuz Millet İttifakı’na su taşıyacaklar mı, katkıda bulunacaklar mı? Ayraç benim için budur... Partimizden ayrılan arkadaşların Millet İttifakı’nın iktidar olması ve var olan şu düzenin ortadan kalkması noktasında gerekli katkıyı koyacağını düşünüyorum. Bu anlamda da, mevzu eskiden olduğu gibi sadece siyasi partiler bazında sürüyor olsaydı… Ama bu kalktı, bu bizim dışımızda kalktı, biz böyle bir şeyi planlamadık ama böyle oldu. Bence Sayın Cumhurbaşkanı da böyle ummuyordu. Yani hatırlayın anayasa oylaması sırasında söylediklerini,  hiç böyle işler planlarında yoktu. İş geldi yüzde 50’ye oturdu. Bu durumda Türkiye’nin ihtiyacı olan Millet İttifakı’na katkı koyacak herkesin başımızın üzerinde yeri vardır” ifadelerini kullandı.

 
Altınordu'da eksik bölgelere akademi takviyesi
 
Adım adım Karşıyaka Stadı... Görüşmenin detaylarını Başkan Tugay anlattı
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen 1 yorum var.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
Lombak 3 Temmuz 2021 Cumartesi 00:30

Yav bu siyasete hakikaten hayret ediyorum. Rahmetli Kadir Topbaş, Tunç Soyer'in en iyi kankisi değil miydi? Tıpkı İmamoğlu'nun Gül hayranlığı gibi. Bu "al gülüm ver gülümler" hakikaten çok masum! değil mi?

Yorumu oyla      2      3  
BAK BAK 2 Temmuz 2021 Cuma 12:56

HİÇMİ HİÇ İNANDIRICI DEĞİLSİN YOL ARKADAŞIN ÖZUSLU İÇİN NE DERSİN

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Nalbantoğlu’ndan AK Partili Kaya’ya: Beni babana sor!
CHP Parti Meclis Üyesi Rıfat Nalbantoğlu kendisi hakkında açıklamalarda ...
AYM'den Ömer Faruk Gergerlioğlu kararı!
Anayasa Mahkemesi, vekilliği düşürülen Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun bireysel ...
Erdoğan açıkladı: Kadına şiddette 5 stratejik hedef
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele 4. Ulusal Eylem ...
 
AK Partili Sürekli: İzmirliler CHP’li yerel idareden memnun değil ve mutsuz!
AK Parti İzmir İl Başkanı Kerem Ali Sürekli, Buca’da ‘Bölge Mahalle Başkanları ...
AK Parti'den Elmalı davası açıklaması
AK Parti Sözcüsü Çelik, Elmalı davası sürecini yakından takip ettiklerini ...
AK Parti'den hayvan hakları yasası teklifi
AK Parti Grup Başkanvekili Mahir Ünal, hayvan hakları yasa tasarısına ...
 
CHP’li kadınlar: İstanbul sözleşmesi yeniden yürürlüğe girecek
Cumhuriyet Halk Partisi Kadın Kolları Genel Başkanlığının, İstanbul sözleşmesi ...
CHP'li Sertel: Göreve gelenlerin hiçbiri denizci değil!
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) İzmir Milletvekili ve KİT Komisyonu üyesi ...
20 vekilin dokunulmazlık dosyası Meclis'te: İzmir'den hangi vekiller var?
20 milletvekiline ait dokunulmazlık dosyası Meclis Başkanlığı'na sunuldu. ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Polis kurşunu ile ölen ilk üniversiteli!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Sorun, sadece seçmenin öfkesi mi?
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
Ender ALDANMAZ
Ender ALDANMAZ
İmamoğlu’nun el uzattığı Somalı köylüler
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Mahfi Eğilmez’den Yeni Ekonomi ve Çevre
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bugün hepimiz çocuk olalım!
Fatih YAPAR
Fatih YAPAR
Gömleğin ilk düğmesini yanlış iliklemek!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
Çok başarılı bir STK örneği: EÇEV
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Bizim Yahudiler neden susuyor?
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva