Nalbantoğlu’ndan AK Partili Kaya’ya: Beni babana sor!

EGEDESONSÖZ/ CHP Parti Meclis Üyesi Rıfat Nalbantoğlu kendisi hakkında değerlendirmelerde bulunan AK Parti İzmir Milletvekili Atilla Kaya’ya tepki gösterdi. Nalbantoğlu, Kaya’nın babasını çok iyi tanıdığını, kendisini babasına sormasını istedi.

İki isim arasında tartışma; geçtiğimiz günlerde İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi Toplantısı’nda AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal’ın İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki olan İZBETON ile konuşmasından sonra çıktı. Hızal, mecliste İZBETON’dan alacağı olan müteahhitlerin bir avukatlık bürosuna davet edildiği ve buralarda görüşmelerden çıkan onaydan sonra hak edişlerinin verildiğini iddia etmişti. İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya konuyla ilgili yargıya giderken CHP PM Üyesi Rıfat Nalbantoğlu’ndan bir çıkış gelmişti. Nalbatoğlu, “Tamperli toplantılar güvenli değildir” diyerek parti içine mesaj vermişti.  SONSÖZ TV’ye konuk olan AK Parti İzmir Milletvekili Mahmut Atilla Kaya da Nalbantoğlu’na, “açık konuş” çağrısı yaparken Nalbantoğlu’nun aslında AK Parti eski Teşkilat Başkanı Tanfer Kemerli’yi kast ettiğini, CHP’li isimlerle toplantıdan elde ettiği bilgileri Hızal’a aktardığını ve onun da mecliste konuştuğunu söylemek istediğini dile getirmişti.

AK Partili Kaya’nın Nalbantoğlu’nun sözlerini açan ve ne anlama geldiğini anlatan açıklamaları yeni bir tartışmanın fitilini daha ateşledi. SONSÖZ TV’de yeni açıklamalarda bulunan CHP PM Üyesi Nalbantoğlu, konuşmasında isim vermediğinin altını çizdi.

Nalbantoğlu, “Her şeyi birbirine karıştırmış Sevgili Atilla. Ben bir televizyon kanalında her an ulaşması çok mümkün, Youtube’ta falan da hala duran bir televizyon kanalında bu konuya ilişkin bana sorulan soruya, sadece şu cümleyi kurdum; ‘Benim bildiğim Tamperli cam güvendir, Tanfer çok güvenli değildir’ dedim. Başka hiçbir şey söylemedim. Fakat nasıl bir derinlik çıkartmış buradan, o onla görüşmüş, öteki ona gitmiş ki ona söylemiş, öteki gitmiş Özgür Bey’e söyletmiş falan… Ben bir defa orada Atilla Bey’in ifade ettiği hiçbir şeyi söylemedim” dedi.

İMA ETMEK AÇIK SÖYLERİM!

AK Partili Hızal’ın İZBETON Genel Müdürü Heval Savaş Kaya ile ilgili sözlerinin yargıya taşındığını, üstüne konuşmanın da bir anlamının olmadığını dile getiren Nalbantoğlu, “Konu yargıya intikal etmiştir ama o söylemlerin belli yerlerde üretilmesi konusunda da benim hiçbir imam yoktur, hiçbir şey söylemedim. Ha, böyle bir şey ima edecek olsam açık açık söylerim. Böyle bir şey yok. Hiç öyle bir şey yok. Ben herhangi bir şeyi söylemekten öyle çok çekinmem. Çekinecek bir şeyimiz yok. Ben böyle bir şey ima etmedim. Ben siyasette ima etmekten ziyade direkt söylemenin doğru olduğunu düşünürüm. Ve bu güne kadar hep böyle yapmaya çalıştım” diye konuştu.

BİZ BİRBİRİMİZE YETERİZ

AK Partili Kaya’nın, “Tuncay Özkan’a yakın belediye başkanları Büyükşehir tarafından cezalandırılıyor” sözlerini kast eden Nalbantoğlu, “Bir defa kimse ama hiç kimse bizim partili arkadaşlarımızı savunmaya çalışmasın, eğer bizim partili arkadaşlarımız savunulacaksa biz savunuruz. Biz birbirimize yeteriz. Bir defa hiç bizim partili arkadaşlarımızla ilgili hiç yorum yapmasınlar, herkes işine baksın. Biz birbirimize yeteriz. Eğer biz birbirimizi korumamız gerekirse koruruz” dedi.

TUNÇ BAŞKANIN DESTEĞİ BENİM İÇİN ONURDUR

Nalbantoğlu, Kaya’nın “CHP kurultayında Nalbantoğlu için Büyükşehir’in istihdam olanakları kullanıldı. Kadrolar il başkanlarına dağıtıldı” sözleriyle ilgili de, “Sevgili milletvekili Atilla’nın bilmediği bir iki şeyi ben hatırlatayım ona; bu benim Parti Meclisi’ndeki 3. dönemim. Benim Parti Meclisi’ne 3’üncü seçilişim. Bundan sadece birinde Tunç Başkan vardı. Daha öncekilerde Tunç Başkan yoktu ama Tunç Başkan’ın benim Parti Meclisi’ne seçilmem konusunda desteği varsa ki var, benim için onurdur. Biz arkadaş, yoldaşız. Yoldaşlar birbirine ihtiyaçları olduğu durumda yardım ederler, arkalarında, yanında dururlar. Biz yoldaşız. Dolayısıyla Tunç Başkan’ın benim Parti Meclisi’ne seçilmem konusunda bir desteği olmuştur. Bir de arkadaşların bilmediği konular, benzer şekilde seçim meçim işleri hiç yapmıyorlar. Bilmedikleri konulara girmesinler. Bizim aramızda böyle bir rekabet yok. Bizim partilerimizin hepsi gerek büyükşehir belediyesiyle, ilçe belediyeleri ilişkileri, gerekse il başkanıyla diğer partili arkadaşların ilişkileri hepsi olması gereken düzeydedir. Zaman zaman yanlış yapılıyor mu yapılıyordur. Bunun da yapıldığında söyleriz ama herkes işine baksın. Bizim parti işlerimizle ilgilenmesinler, kendi işlerine baksınlar. Eğer ben bir partili arkadaşımızı savunacaksam Atilla’ya ihtiyaç yok. Hiç ihtiyacı yok. Atilla kendi işine baksın. Biz birbirimizi savunuruz da yeri gelirse uyarırız da eleştiririz de. Ama bunların hangi mekanizmaların üzerinde yapıldığının, hangi yolar üzerinde yapılması gerektiğini partinin hangi organlarında kimin tartışması gerektiğini biliriz. Yani biz hiç kimsenin sırtından partililerimize ateş etmeyiz. Biz partililerimizle sadece dayanışma içinde oluruz” ifadelerini kullandı.

BAK ATİLLA, BAK CANIM!

Nalbantoğlu, konuşmasında AK Partili Kaya’nın babasını çok iyi tanıdığını ve babasının kendisi için söyleyeceği sözlerin Kaya’ya rehber olması gerektiğini anlattı. Nalbantoğlu, “Atilla Kaya benim söylediklerimi ve iddialarımı araştırmak istiyorsa sadece babasına sorması yeter. Sadece babasına sorsun, ‘Ya Rıfat Nalbantoğlu böyle diyor, doğru mu diye sorsun’ ben sayın milletvekilimin babasını çok iyi tanırım, 50 yıllık arkadaşım benim. Sadece babasına sorsun ‘Böyle iddia ediyor, ne diyorsun’ desin, babasının vereceği her cevaba da razıyım. Atilla Kaya benimle ilgili ‘herhalde politikaya biraz ara vermiş’ diyor. Buradan söylüyorum;  bak Atilla, bak canım politika ara verilerek yapılacak iş değildir. Biraz dinleneyim de yapayım denilebilecek bir iş değildir. Politika bir gönül işidir. Görev almayabilirsin, o sırada partin seni görevlendirmeyebilir yada sen almayabilirsin ama politikanın hep içindesindir. Ben politikadan hiç ayrılmadım. Hep politikanın içinde oldum. Herhalde biraz ayrıldığı için politikadan tam kaçırdı, yok… Yine baba dostunun tavsiyesidir, babasının dostuyum ben onun; böyle durup durup iki de bir de ‘siyasetten çekilmeye ben varım sen var mısın’ demesin. Bırak bu işleri” dedi.

TOPLANTIYA İHTİMAL VERMEM

Nalbantoğlu konuşmasında Atilla Kaya’nın kendi kapalı olan sözlerini açması ve isim vermediği halde bazı isimleri sıralamasına anlam veremediğini söyledi. Nalbantoğlu, “Ben ayrıca burada sevgili milletvekili Atilla Bey’in ima ettiği arkadaşlarının hiçbirinin de gidip AKP’lilerle, ayrıca tanımam ben o arkadaşı (Tanfer Kemerli’yi kast ederek) bir toplantı yapacağına ihtimal vermem. O verir, o bilir ben bir şey diyemem. Ben vermem. Ben partili arkadaşlarıma sonuna kadar güvenirim, sonuna kadar yanlarında olurum ve biraz önce söylediğim gibi eğer onları bir yerde savunmak gerekirse hiç Atilla Bey’e falan ihtiyaç yoktur. Ben savunurum. Hiç kimseye gerek yok” dedi.

İLÇE BAŞKANININ BABASI SAATÇİ, O İSTİFA ETSİN!

Nalbantoğlu, Torbalı Belediye Başkanı İsmail Uygur’un vefatından sonra yapılan başkanlık seçimi üzerinden de Kaya’ya tepki gösterdi. Kaya’nın istifa restine karşılık veren Nalbantoğlu şunları söyledi:

“Ben neyi kanıtlayayım ya? Ben bir şey kanıtlayacak durumda değilim ki… Beni hiç ilgilendiren bir olay değil. Atilla Bey buralara nasıl geldi, ne yaptı hakikaten anlamış değilim yani. Ortada o gün seçim yapıldığı gün, akşamüstü saat 16.25 gibi yayınlanmış bir haber var. Torbalı’da bir yerel sitede. O habere baktım, haberin çıkış saati 16.25 gibi. Şu arkadaş AK Parti’ye katıldı diye haber yapılmış. Haberin çıkış saati 16.25 mi 50 mi ne… 16.50’de bir adam Adalet ve Kalkınma Partisi’ne katılmışsa ve orada duran saat 11’ e çeyrek varı gösteriyorsa, ben de onu orada görüyorsam, kardeşim bu rozet takma hadisesi, ‘Seçimden önce oldu’ derim. Görüyorum ben onu orada. Bu seçimden önce olmuş. Ha seçimden önce bir insan gidip Adalet ve Kalkınma Partisi’ne katılır mı katılır tabi.

İstediği saatte istediği partiye gidebilir. Hiçbir itirazım yok. Sadece benim tezim doğruysa orada rozet taktıktan sonra gelip CHP grup toplantısına katılmak, siyasi ahlakla bağdaşmaz. Onun dışında isteyen istediği partiye gider, arkadaşı da tanımam gitsin AKP’ye gitsin bana ne yani. Beni ilgilendirmez. Ben haberde gördüğümü söylüyorum, şimdi bu beni hiç ilgilendiren bir konu değil. Bunun için siyaseti neden bırakacağım. Tam da dediğiniz gibi saat bozulmuşsa bence ilçe başkanı bıraksın siyaseti. Ya yarıçapı aşağı yukarı 30-40 santim olan bozuk saat ilçeye asılır mı? Hem de o an Torbalı’nın en büyük saatçisiyse. Babası Torbalı’nın en büyük saatçisi. En büyük saat ustası. Bir ilçe başkanı yarım metre çapındaki saati varsa o zaman söylüyorum, ben asla bu konuya taraf değilim. Bana nasıl geldiğini de merak ediyorum. Bir oraya bozuk saati asan ilçe başkanını istifaya davet etsin, o bozuk saati yapmayan ilçe başkanının babasını davet etsin, bana ne kardeşim ya?

Bir de dipnot vereyim, öyle kolay kurtulmak yok. Bizim hedeflerimiz var, Allah korusun, Allah burada konuştuğumuz herkese uzun ömürler versin… Öyle bir şey gelişmediği sürece, yani nefes almaya devam ettiğimiz, yaşamaya devam ettiğimiz sürece bu iktidar gitmeden ben siyaseti ben bırakmam. Hele ki bu Atilla Bey’in söylediğinden sonra hayatta bırakmam. Bu iktidar gittiği günü inşallah Allah bize nasip edecek, gösterecek. Bırakmıyoruz, niye bırakalım işimiz var bizim. Bu ülkeyi sizden kurtarma işimiz, görevimiz, ödevimiz var. Neden bırakalım, senin bozuk saatin yüzünden niye bırakayım? Bozuk saati asan sensin. Niye bırakayım? Saat bozuksa da asan sensin ben değilim. Gidip de bozuk saati arkada fon yapıp niye resim çektiriyorsun kardeşim? En azından babana ayıp ya, saatçi, çok de değerli bir insan. Hiç değilse yaptırın kardeşim ya! Bana nasıl geliyor konu, ben niye bırakıyorum, sen bozuk saati asıyorsan bana ne”