Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - 2018 yılında gerçekleştirilen yerel seçimlerinde Millet İttifakı'ndan bağımsız olarak İzmir'de seçimlere giren Saadet Partisi, 2018 yılındaki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ise Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nu aday olarak göstermişti.
Yerel seçimlerde 30 ilçede ittifaktan bağımsız olarak aday çıkartan Saadet Partisi, erken seçim tartışmalarının yapıldığı konjektürde İzmir'deki hedeflerini açıkladı.
Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran, ilçe örgütlenmelerinden Tunç Soyer'in performansına, Urla ve Menemen'de yaşanan siyasi olaylardan kentsel dönüşüme kadar birçok konuda açıklamalarda bulundu.
YERELDE İTTİFAK OLMAZ
2024'de gerçekleştirilmesi beklenen yerel seçimlerde İzmir'de 30 ilçede aday çıkartacaklarını belirten Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran, teşkilatlanmalarının tamamlandığını belirtti. Erduran, "Saadet Partisi İzmir teşkilatı olarak 30 ilçede örgütlenmemiz mevcut. Sadece 2 ilçede ilçe binalarımız bulunmuyor, onları da ilgili de şu an bir çalışma başlattık, Şubat ayı sonunda bu iki ilçemizde de ilçe binalarımızı faaliyete geçireceğiz. İttifak yapmak demek bir yere itaat etmek demek de değil. Biz İzmir'de bulunan 30 ilçede de büyükşehirde de aday çıkartacağız. Milli görüşün kültüründe yerelde ortak aday görüşü yoktur. Biz mutlaka aday çıkartırız" ifadelerini kullandı.
İZMİR'DE GÖZE GÖRÜLÜR BİR ÇALIŞMA YOK
İzmir'de belediyelerin performansını değerlendiren Erduran, "Yerel siyasetle alakalı ilçe belediye başkanlarının bir şeyler yapamaya çalıştığını gördük. Bayraklı ve Konak İlçe başkanlığı geçtiğimiz günlerde 550 gün sunumu yaptılar ve bizleri de oralara davet ettiler, hedeflerini anlattılar, planlarını anlattılar, plan programlar güzel. Ancak halkın beklentisi biraz daha farklı… Yerel seçimlerde bu güne kadar geçen 2 yılı değerlendirmek gerekirse, vatandaşların beklentileri karşılandı mı? Yapılanlara baktığımız zaman karşılandı demek yanlış olur. Büyükşehir anlamında konuşmak gerekirse, metropoller Büyükşehir'e bağlı olduğu için bir bakıma ilçe belediyelerin görevleri Büyükşehir'e devredilmiş gibi oldu. İzmir'in temel sorunlarından bazıları otopark, imar, battı-çıktı sorunları. Bu konulara baktığımız zamanda Büyükşehir bu konularda herhangi bir adım atmadı. Başarılı ya da başarısız diye değerlendirebilmek için beş yılın sonundaki tabloya bakmak gerekir. Şu an bir şeyler yapmaya çalışılıyor ancak iki yılda çok ciddi bir yatırım görmedik. Sadece Kemeraltı'nda bazı yatırımların olduğunu ve yenileme çalışmalarının olduğunu biliyoruz ancak Kemeraltı'nda sadece Havra Sokağı'nda bu çalışmalar yürütülüyor. Genel anlamda İzmir'de göze görülür bir çalışma yok. Keşke bu iki yıl göz dolduran faaliyetler ile geçmiş olsaydı" dedi.
"MAKAM BAŞINDAKİ İNSANLAR MAZERET YERİNE İŞ ÜRETMELİ"
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'e önerilerde bulunan Erduran, "En azından İzmir'in mevcut sorunlarından biri olan trafik sorununa çözüm getirilebilirdi. İl binamızın bulunduğu 9 Eylül Meydanı tıkanıyor. Buraya bir çözüm getirilebilirdi. Battı-çıktı yapılabilir, ayrı bir kavşak düzenlemesi yapılabilir ancak mutlaka bir çözüm bulunabilirdi. Bu tip sıkışan yerlere pratik çözüm nedir? Battı çıktılardır. Bu tip sistemler ile trafiği rahatlatmak lazım. Tabi İzmirimizin temel sorunlarından bir tanesi de otopark sorunudur. Otoparkla alakalı ciddi bir çalışma yapmamız lazım. Bu sorunu en çok yaşayan yerlerden birisi de Kemeraltı Çarşısı tabii ki. Otopark sorunun çözülmesi gerekiyor ki, İzmir için önemli olan ticaretinde gelişmeler yaşansın. Deprem bölgesel bir olaydı. Depremde maalesef ki hayatını kaybeden vatandaşlarımız oldu. Ancak İzmir'in genelini etkileyen bir durum değildi. Pandemiye gelirsek o tüm dünyayı etkileyen bir olay… Belki Büyükşehir, personeli çalıştırma konusunda çalıştırılması anlamında sıkıntı yaşamış olabilirler ama en azından yapılabilecek bazı şeyler vardı ve yapılabilirdi. Tabi Tunç Bey oradan öyle görüyor biz de vatandaş olarak bunu böyle görüyoruz. Vatandaş olarak bizlerin beklentileri de gayet normaldir. Bir söz vardır 'hiçbir mazeret başarının yerini tutmaz.' Makam başındaki insanlar mazeret yerine iş üretme anlamında ortaya performans koymasını gerekiyor" diye konuştu.
'BİZ OLSAYDIK DAHA İYİSİNİ YAPARDIK' DİYEBİLİYORUZ
İktidarın İzmir'de siyasi yapının başarılı olmasından rahatsız olduğunu belirten Erduran, "Sosyal çalışmalarında İzmir'in yerel yönetimleri olsun gerek sivil toplum örgütleri olsun, bu konuda çok iyi çalışan bir İzmir var. Ancak merkezi yönetim pandemi ile alakalı diğer yerel yönetimlerin ve derneklerin bu işe dahil olmasını pek istemediler. Yani 'bakın hükümet başaramadı, yerel yönetimlere ve derneklere mecbur kaldı' denmesin diye bence böyle oldu. Bugün hükümet İzmir, İstanbul ve Ankara gibi üç büyükşehirlerin başarılı olmasından memnun değil. Başarılı olursa orayı tekrardan geri alamam diye düşünüyorlar. Onlar bu sosyal yardımlaşma ile alakalı güzel bir şey yaparsa, AK Parti burada kendini geri kalmış gibi görüyor. Burada hükümet 'gelin bu küresel krizde birlikte çalışalım' demesi lazım ancak hükümet buna yanaşmadı. Başarı ve başarısızlık notunu beş sene sonra millet sandıkta veriyor. Biz tabi bir siyasi partiyiz ve baktığımız zaman şunu söyleyebiliyoruz. 'Biz olaydık daha iyisini yapardık' diyebiliyoruz. Bizim Konak, Karabağlar, Bayraklı ilçelerimiz kentsel dönüşüm sıkıntısı yaşayan ilçelerimiz arasında. Büyükşehir yasası bir bakıma da ile belediyelerin ellerini kollarını kilitledi. Ama burada ilçe başkanları bir araya gelip, büyükşehir ile masaya oturup bir an önce bu işe girmeleri gerekiyor. Biz kentsel dönüşümde İzmir olarak çok geç kaldık" ifadelerini kullandı.
"BEN MUHALEFETSEM EKSİKLİĞİ DE SÖYLEMEK ZORUNDAYIM"
Konak ilçesinin önemine dikkat çeken Saadet Partisi İzmir İl Başkanı Mustafa Erduran, "Ben Konak'ta Belediye Başkan adayı oldum. Bir siyasi parti benim numune projem diye bir şey yapacaksa bu Konak'ta yapılmadı. Büyükşehir ve Konak Belediyesi de Cumhuriyet Halk Partisi'nde. Bir araya gelip, otopark sorununu nasıl çözeceğini masaya yatırmaları lazım. Özellikle Kemeraltı Çarşısı… Türkiye'nin en büyük alışveriş merkezi ancak dökülüyor. Yağmur yağdığı zaman dizlerinize kadar suyun içinde kalıyorsunuz. Bu kötü görüntüyü ortadan kaldırmanız lazım. Senelerdir yerin altına yapılan yatırım ölü yatırımdır gözüyle bakılıyordu. Yeraltına yapılan yatırımlar ise dışarıya görsel vermez ancak sıkıntıyı giderir. Şimdi Büyükşehir Belediyesi Kemeraltı için ihaleyi yaptı umarım da bunda başarılı olurlar. Biz hiçbir partiye vazife aldıkları yerde başarısız olsunlar da biz görev alalım diye bakmayız. Ben muhalefetsem eksikliği de söylemek zorundayım. Bu şehrin mimarları mühendisleri var, okulları ve akademisyenleri var. Burada tüm kademeler ile birlikte ortak bir çalışma yapılırsa daha iyi olur. Ben bilirim derseniz burada kaybeden olursunuz" dedi.
URLA VE MENEMEN'DEN DERS ÇIKARTILMASI GEREKİR
Belediye başkanlarının ve örgütlerinin belirlenmesinde liyakatin çok önemli olduğunun altını çizen Erduran, "Belediye başkanı olmak demek şehri yönetebileceğiniz anlamına gelmiyor. Liyakat sahibi insanların göreve gelmiş olması lazım. Bu güne kadar Konak'a Belediye Başkanı olan insanlar Konak'ı tanımıyordu. Bir insanın belediye başkanı olduktan sonraki iki yılı zaten belediyeyi tanımakla geçer. Burada bir de ekip sorunu var. Yani acaba başkanlar ekibini kendi mi kurdu yoksa teşkilatın referansı ile mi kurdu bu önemlidir. Bunu sadece CHP bazında söylemiyorum, Saadet Partisi dışında birçok siyasi partide adaylar etiketine bakılarak seçiliyor. Urla ve Menemen'den bu siyasi partilerin ders çıkarması lazım… Yaşananlar ve şehrin geldiği durum belli. Buradan asıl ders çıkarması gereken de toplumun kendisi. Siz senelerdir İzmir'i yönetiyorsunuz, ya da İzmir'i yöneten kadroları belirliyorsunuz, ısrarla aynı kadroda ısrar ediyorsunuz. Bugün nasıl hükümet değişiyorsa, yerel yönetimlerde de eğer bir siyasi parti başarısız olduysa 'dur arkadaş sen dinlen' denmeli. Açık söylemek gerekirse İzmir'de Cumhuriyet Halk Partili arkadaşlarımız da var. Ancak yerel yönetimlerin genelinden rahatsızlar, bu bir gerçek. İzmir'e kim gelse '40 sene öncede aynı İzmir'di şimdi de aynı İzmir' deniliyor. Mutlaka çalışan belediye başkanları da var ancak İzmir'de maalesef genel yapı bu. Ve bu genel yapıdan İzmir'i kurtarmak lazım. Biz bunları iyi niyetlerle söylüyoruz. Bu şehir yönetilemedi, bu bir gerçek. Biz AK Parti'ye diyoruz ki alın diğer siyasi partileri de aynı masada konusun, aynı yerel yönetimlerde de geçerli. Bugün Cumhuriyet Halk Partisi İzmir'de yerel yönetimlerin iktidarıdır. Alın diğer siyasi partilerinin il ve ilçe başkanlarını ve nerelerde yanlış yapıyoruz diye bir sorun" dedi.
KEMALPAŞA VE BUCA HEDEFİMİZ
İlk etapta İzmir'de 3-4 ilçeyi almayı hedeflediklerini belirten Mustafa Erduran, merkez ilçeler arasında kazanmayı istedikleri ilçeyi de açıkladı. Erduran, "Rakamları kestirmek kolay olmaz ama İzmir'de hedefimiz birinci parti olmak. Neden olmasın? Toplum eğer derse ki ' biz hepsinden illallah ettik' İzmir'de birinci parti olabilirisiniz. Bizim masaya yatırdığımız bazı ilçelerimiz var tabii ki. Örneğin bizler Kemalpaşa ilçemizi yeniden kazanmak istiyoruz. Metropolde en azından 1 ilçeyi kazanmak istiyoruz. Çevre ilçelerden örneğin Ödemiş ve Tire gibi ilçelerin başkanlıklarını kazanmak istiyoruz. En azından İzmir'de 3-4 tane numune belediyemiz olsun ki, burada hizmetleri yaptıktan sonra bize referans olsun. Biz de bir sonraki seçimlerde İzmir'de Büyükşehir ve metropollerde kazanalım. Biz bir belediyeyi kazandığımızda 'oh kazandık' artık demeyiz. Hemen çalışmalara başlarız. Diğer siyasi partilerde bu yok. İzmir'de bir siyasi parti ilçeyi kazandığı zaman ' oh kazandık, alkış, havai fişekler' bitti. Ancak ondan sonra o ilçelerin sorunları ne sorgulamıyorlar. Yani en azından bizim 4-5 belediyemizin İzmir'de olması lazım ki şu anki şartlar buna müsait... Bunu iyi kullanmamız lazım. Sokakta olmak ve halka dokunmak lazım… Buca İlçesinde Ceren Kara diye bir hanımefendi adayımız vardı. Kendisi geçtiğimiz geçimlerde çok güzel bir çalışma yaptı ve kendisini tanıttı. Biz gelecek seçimlerde Buca'yı kazanmak istiyoruz. Ben Kemeraltı'nda esnafım birileri gelip muhabbet ettiğimizde 'Saadet Partisi'nin Buca'da bir adayı var çok kültürlü ve çok bilgili ve böyle insanlar lazım' diye konuşan insanlar duyduk" dedi.
"BİZDEKİ ARKADAŞLAR RANT BEKLEMEZLER"
Saadet Partisi'nin İzmir Büyükşehir Belediyesi'ni yönetmesi halinde çok büyük değişimler olacağını belirten Erduran, "İzmir bakir bir şehir, yani hizmetin en rahat yapılacağı şehir. Buradaki bütün emsal ekibi iyi kurabilmekte… Bütün yükü Büyükşehir'e atarsanız yükü oraya atarsanız, onun bu yükün altından kalkması mümkün değil. Büyükşehir Belediye Başkanı da ben yaptım oldu derse gene bunun altından hizmet çıkmaz. Ekip ve kadro çok önemli… Biz İzmir'de Büyükşehir'i kazandığımız zaman beş sene sonra İzmir'i kimse tanıyamaz. Burada bir tane gecekondu göremezsiniz, bir tane sorun göremezsiniz. Arkadaşlarımız gerekirse çizmeleri giyip kendileri çalışırlar ki yeter ki bizim başkanımız kazansın diye. Bizdeki arkadaşlar rant beklemezler, yapacakları hizmeti Allah rızası için yaparlar. Bizim göreve geldiğimizdeki hedefimiz İzmir'de aç bırakmamak. Herkesin evine öncelikle sıcak çorba girsin ve sobası tütsün. Sonra ise sokakta kimse kalmasın. Burhan Özfatura döneminde TOKİ anlamında çalışmalar olmuştu. Bizde gücümüz yetiriyorsa onları ev sahibi yapmak için elimizden ne geliyorsa yaparız. Otopark yapmak, alt yapı sorununu çözmek kolay işler, bunlar yapılır. Biz biraz daha sosyal olarak bakıyoruz işe, İzmir halkının yüzünün gülmesi lazım" dedi.
"BAŞARIRLARSA O ZAMAN ALKIŞLAMAK GEREKİR"
Konak'ta hedeflenen kentsel dönüşümü de değerlendiren Erduran, "Ben kentsel dönüşüm hakkında Abdül Batur beyle görüştüm ve 'kentsel dönüşüme hep rantsal dönüşüm gözü ile bakılır' dedim. Kendileri bana yerinde dönüşüm olacağını söyledi. Bu olması gereken bir şey… Ben yapılan yerlerdeki rantın kimlere gideceğini açık açık sordum ve bana bugün oralarda kimler oturuyorsa, yapıldıktan sonrada onlar oturmaya devam edecek dedi. Hedef bu. Bu şekilde başarırlarsa o zaman alkışlamak gerekir. Muhalefet etmek demek her şeye karşı çıkmak anlamına gelmez" diye konuştu.
TAKIM TUTAR GİBİ PARTİ DESTEKLENMEMELİ
Vatandaşların mevcut belediye başkanlarını sorgulaması gerektiğin belirten Erduran, "İzmir'de 30 ilçeyi de sorgulamanız lazım. Yani futbol takımı tutar gibi desteklemekten ziyade siz orada beş yıllık bir hizmet alımı yapıyorsunuz. Siz bu süre içinde ya hizmet alacaksınız ya da hizmet almayacaksınız bu kadar. Burada seçmenin sorgular bir yapıya gelmesi lazım. Yani 'aman benim partim kaybetmesin' demek olmaz. Senin partin kaybetmiyor ama millet kaybediyor. Bu anlayışı kaldırmak lazım… Biz 30 ilçede en iyi adaylar çıkartmak için çalışıyoruz. Ancak tabii ki Urla ve Menemen gibi ilçelere de daha fazla eğileceğiz. Çünkü halk bir şeylerden bıkmış. Bizim içinde bir nevi kazanma yolu açılmış oluyor. Tabii burada doğru adayla gitmemiz gerekiyor. Halk burada biz hizmet istiyoruz, işi layığı ile yapacak insanlar istiyoruz diyorsa daha dikkatli adaylar belirlemek gerekiyor. Seçime 3 sene var ve şu an aday belirlenmesi o adayı yıpratır. Seçimlere bir sene adayımızı belirleriz ve o sahaya çıkıp çalışmaya başlar" diye konuştu.
"İZMİR SİYASETİNDE BİR SAVAŞ VAR"
İzmir'de yapılan siyaseti de değerlendiren Mustafa Erduran, "Basına yansıyan kadarıyla gördüğümüzü söylemek gerekirse, merkezi yönetimdeki gibi İzmir siyasetinde bir savaş var. Hizmet edilecekse yapıcı eleştiriler yapılır. Ancak biz buna oy vermeyiz derseniz, eleştirirseniz yapıcı çözümlerde koymanız gerekir. Bu gerilim vatandaşa yansıyor. Oradaki kutuplaşma ve gerginlik tabana yansıyor. Ne oluyor sonra? Oluşan kutuplaşma ile birlikte bir ilçede belediye başkanı başarısız olsa dahi insanlar yine de oy veriyor. Şimdi bir savaş var ve oradan mısın buradan mısın diye soruluyor vatandaşa. Hizmetten yana mısın diye sorulmuyor" ifadelerini kullandı.