HABERLER>SAĞLIK
22 Temmuz 2022 Cuma - 08:21

Prof. Dr. Şener uyardı: Hatırlatma dozunu ihmal etmeyin!

Son haftalardaki covid 19 vakaları ve vefatları değerlendiren Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, hatırlatma dozu aşıların açıldığını hatırlatarak, “Türkiye verisine baktığımızda 50 yaş ve üzerinin, hastanede yatma ve ölüm riski var. Bu nedenle hatırlatma dozlarını yaptırmaları gerekiyor” dedi. Prof. Şener ayrıca, açık havada da olsa, kalabalık alanlarda sosyal mesafenin altına düşüldüğünde mutlaka maskenin kullanılması gerektiğinin altını çizdi

Prof. Dr. Şener uyardı: Hatırlatma dozunu ihmal etmeyin!

EGEDESONSÖZ – Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi, İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi, Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Alper Şener, SONSÖZ TV’deki programda Gazeteci Muhittin Akbel’in sorularını yanıtladı. Covid 19 salgınında son günlerde artan vaka ve vefat sayılarını değerlendiren Şener, kullanma zorunluluğu kalkmasına rağmen özellikle toplu taşımlarda, 5-10 kişinin açık havada da olsa dipdibe olduğu yerlerde maske kullanılmasını tavsiye etti.

ANLAŞILAN O Kİ, TIRMANIŞ AĞUSTOS AYINDA DA SÜRECEK
Türkiye ve dünyadaki vaka ve vefatlardaki artışla ilgili değerlendirmelerinde Prof. Dr. Alper Şener, şunları söyledi:

“Vaka artışı tüm dünyada ivme kazandı. Bence iki önemli faktör var. Birinci faktör: Dünyanın genelinde artan bulaşıcılığı yüksek varyantlar da Türkiye’ye girdi. Belli bir baskınlık safhasına sahip oldu. Mayıs ayı içerisinde İngiltere ve Birleşik Devletler’de Omicron alt grup varyantlarında tırmanış vardı. Tahminen 6 ve 8 hafta sonra Türkiye’ye geliyor. Alfa ve delta varyantları ortaya çıktığı zamanda da aynı şekilde oldu. Eylül’de beklediğimiz vaka tırmanışını temmuzun son haftası veya ağustos ayının tamamında göreceğiz. Bu varyant ülkeye geldikten sonra, dağılım ve enfeksiyon zincirini kırmak gerekiyor. Enfeksiyon zincirini kırabilecek olan iki önemli etken var; ya bağışıklama oranınız hangi oranda yüksekse belli değerlerin üzerindeyse enfeksiyon zincirinin dolaşım hızı daha yavaş oluyor. Virüsün hızı kesilmiş oluyor. İkincisi de tabii ki maske ve mesafe gibi bilinen klasik önlemlere uyumdur. Uyumun da kalktığını biliyoruz. Maske kullanma zorunluluğu uygulaması, yalnızca hastanelerde kalmıştı. Haziran ayında kendi çalıştığım hastanede bile yarı yarıya kaybolduğunu görüyordum. Aslında şu anki yaşadığımız süreç sebep sonuç ilişkisi. Bu kadar hızlı tırmanışı Eylül’den önce beklemiyordum. Ağustos ayını daha rahat geçiririz diye düşünüyordum. Anladığımız kadarıyla bu rakam tırmanışı devam edecek, Ağustos ayında da.”

BİZDEKİ YATAK DOLULUK ORANI TIRMANIŞI FAZLA OLACAK GİBİ
Prof. Şener, Dünya Sağlık Örgütü Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge’un, “Bu ilerleme devam ederse, 2023 kışının zor geçeceğini düşünüyoruz” dedikten sonra bölge ülkelerine daha fazla sağlık hizmeti yüküne hazırlık yapın çağrısında bulunduğunu hatırlatmasıyla ilgili  olarak şunları söyledi:

“Bir görünür, bir görünmez ağırlığı var. Görünür ağırlığı akut vaka olarak görüyoruz. Görünmez ağırlığı ise önemsemediğimiz ağırlığı post covid ve long covid dediğimiz kronik hastalık süreci de ilerliyor. Yeniden enfekte olan aşılanmamış grup, tekrar tekrar enfekte olup sirkülasyonu devam ettirdiği için uzun dönem takip edildikleri zaman bunların ciddi bir kesiminde sendrom dediğimiz long covid ve post covid sendromları görülecek. Bu bir kronik hastalık yükü. Sadece İngiltere, Almanya değil, sağlık çalışanlarının üzerine komple bir yük. Avrupa Birliği’nin yaşadığı akut dönemdeki kriz; yatak doluluk oranlarında hala bir artış varken durağan faza geçti. Yatış endikasyonları ile ilgili olan terminoloji çok geniş değil. Oksijen konsantratörü daha iyi olan hastayı takip edilirken bizde çoğunlukla solunum sıkıntısı olanları dahi hastaneye yatırdığımız için daha dolu görünüyor. Gözlemlerimi sorarsanız sayıları bizimle paralel gidiyor. İngiltere, Almanya ve Hollanda bu konuda daha net rakamlara sahipken gerilemeye başladı ancak bu yanıltıcı. Biz aslında hastaneye daha çok yatan ve talepte bulunan, hastaneye yatış endikasyonu kolay konulan grubuz. Bizim hastanede takip ettiğimiz hastaların ciddi bir kesimini, Avrupa Birliği ülkeleri, daha ağır vakaları dahi evde takip değil de palyatif bakım ünitelerinde takip etmeyi tercih ediyorlar. Bu sağlık siteminin yatak kapasitesi ve sağlık personelinin dayanıklılığıyla ilişkili olan bir kolerasyon. Bizdeki bu yatak doluluk oranı tırmanışı fazla olacak gibi görünüyor.”

ŞU ANDA 6. DALGAYI ZATEN YAŞIYORUZ
Prof. Dr. Alper Şener, yoğun bakımların doluluğu ve 6. Dalga ile ilgili olarak, “Bakanlığın açıkladığı rakamlara göre zaten 6. dalganın içerisindeyiz. Yükseliş trendi devam edecek ama pik seviyesine ne zaman ulaşır, tam bilmiyoruz. Kendi çalıştığımız hastanede de başvuru sayılarında her hafta artış olduğunu görüyoruz. Zaten ilk üniteler, yeni yedek yatak ve yoğun bakım açılıyor. Yeni servisler açıldı. Yoğun bakım yatakları tanımlandı. Başka servislerde çalışan sağlık personellerinin yavaş yavaş bu alanlara doğru transfer hazırlığı var. Bununla ilgili sahada planlamalar başladı. Sağlık Bakanlığı verileri,  vaka sayılarının kademeli de olsa artacağını gösteriyor. Pozitif ve yoğun bakıma yatma gereği olan hastalar geldiği için kapattığımız alanlar geri açıldı” dedi.

BİREYSEL KORUNMAYI GÜÇLENDİRMEK GEREKİYOR
Prof. Dr. Alper Şener’in, “Maske kullanımının yeniden zorunlu hale getirilmesi söz konusu olur mu?” sorusuna yanıtı şöyle oldu:

“Hepimiz biliyoruz ki maske yasağı varken ciddi kaçaklar vardı. Maske kullanmayanlarla sık sık karşılaşıyorduk. Zorunlu hale getirip bir şey yasak dendiğinde cezası da olması gerekiyor. Cezai müeyyide de yok. Tek başına sağlık çalışanlarının, maske yasağı gelsin, demesiyle olmuyor. İdari bürokrasi müeyyideyi uygulayacak. Takmayana ne yapacaksınız dediğiniz zaman, sağlık çalışanı olarak yapacak bir şeyimiz yok. Muhatabı kimse, ilgili düzenleme yapılması gerekiyor.  Para cezası da uygulanmadı. Bunu uygulayabilen ülke de yok. İnsanoğlu her zaman için yasaktan dürtüsel olarak kaçıyor. Aslında kendine zarar veriyor ama farkında değil. Geldiğimiz noktada artık bireysel korunmayı güçlendirmek gerekiyor. Bu hastalığı yaşayan biliyor. Ölümün kıyısından dönenler biliyor. O kitle zaten maskeye uyuyor. Maskesiz kişiyi yanına sokmuyor, mesafesini koruyor. Bu kişilerin sayısı arttıkça takmamaya direnen grup da takmaya meyil edecek ya da bir şekilde o hastalığı yaşayacak. Kapalı alanda, hastanede maske takılacak. Takmıyorsanız, aşı olmuyorsanız hastalığa davet çıkarıyorsunuz demektir. Aşı olmuyorsanız, ölümü göze alıyorsunuz demektir. Artık ek bir tespite de ihtiyacı yok. Bunu yapmayacağım demek, çivi ile yazı yazacağım demek gibi bir şey oluyor.”

Grip salgının artmasını değerlendiren Prof. Şener, “Her burnu akan, öksüren, ateşi çıkan, covid 19 testi yaptırmalı mı?” sorusuna şu yanıtı verdi:

“Herkes için test kriteri koymuyoruz. Ateş, kas ve eklem ağrısı, boğazda yanma, batma, burun akıntısı olduğu zaman bu kişilerin, aksi ispat edilene kadar hem kendileri hem çevreleri için test olması gerekiyor. Covid 19 enfeksiyonunuz varsa, PCR pozitif ise bulaştırabilirsiniz. Maskenizi takarak, yanınıza gelen kişilere de bulaş zincirini kırmak için dikkat etmek gerekiyor. Bu hastaların her halükarda özellikle aşısız grupta ağırlaşma potansiyeli ve hastaneye yatma ihtimali olduğu için yakın istişare ile klinik tabloda takip edilmesi gerekiyor. Belirli aralıklarla kan testi yapılması gerekiyor. Bu açıdan bir hekimle irtibatlı kalmak lazım.”

SADECE PSİKOLOJİK DESTEK DEĞİL, MEDİKAL DESTEK DE İHMAL EDİLMEMELİ
Bir aylık bebeklerin dahi covid 19’a yakalanması durumunu değerlendiren Prof. Dr. Alper Şener, çocukları koronadan korumanın yolunu şu sözlerle tarif etti:

“Aynı evin içerisindeki kişilerde bulgu varsa, kendilerini maske yoluyla korumaları lazım. Beş yaşın altında etkin kullanımı olmayacağı için çocuklarda maskeyi çok yaygın kullanmıyoruz. Bizim kendimizi koruyarak çocuklara bulaş zincirini kırmamız gerekiyor.”

Prof. Dr. Alper Şener, covid 19 sonrası görülen hastalıklarla ilgili olarak, “Hastalar hastanelere, PCR testi negatifleşmiş, akut korona enfeksiyonu geçirmiş, takip eden 3 ay içerisinde geçmeyen, tanımlanamayan şikayetlerle geliyor. Uykusuzluk, sinirlilik, bulantı, kusma, karın ağrısı, saç dökülmesi, ishali kabızlık atakları, görme bozuklukları, koordinasyon problemi, bazı işlemleri yapmakta zorlanma, hatırlamakta zorluklar, belirli bir aralıklarla oluyor, belli bir zaman sonra kayboluyor. Bu kişilerin sendromu post covid ya da long covid sendromları oluyor. Yapılacak bazı testler ile tanıyı desteklemek mümkün. Bu sempotomoloji ile hastaya tanı koyuyoruz. Bazı tedavi metotları var bunlarla Bu kişilerin takip edilmesi gerekiyor. Long covid ve post covid’deki olay, daha çok organik temelli. Kanda aralıklarla salınan bazı stokinler var. Bu stokinler kan beyin bariyerini geçtiği için duygu durum değişikliği yapabilen beyindeki transmitterleri etkilediği zaman sinirlilik, anksiyeteler, korku gibi semptomlar psikolojik rahatsızlıklarla örtüşüyor. Organik temeli ortaya çıktığı zaman post covid ya da long covid olduğunu görüyoruz. Bunlar medikal tedavi ile düzeliyor. Sadece psikolojik destek değil, medikal desteği de ihmal etmemek gerekiyor.”

AŞI İLE SÜRÜ BAĞIŞIKLIĞININ SAĞLANMASININ ZOR OLDUĞU BİLİNİYOR
Sürü bağışıklığında gelinen noktaya da değinen Prof. Dr. Alper Şener, “Sürü bağışıklılığının aşı ile sağlanmasının zor olduğunu artık biliyoruz. Herkesi aşıya götüremiyoruz. Hatırlatma dozlarını istediğimiz rakamların üzerine çıkaramıyoruz. Sadece Dünya değil Türkiye de bunu yaşıyor. Antikor hatırlatmasını insanlar gözden kaçırıyor. Alt grup varyantlarda aşılamaya rağmen, aşılama sonrası da ortaya çıkan varyant enfeksiyonlar nedeniyle bunun artık sürü bağışıklığının sağlanma ihtimalinin çok zor olduğu, bilimsel arenada da kabul gören görüş haline geldi. Bu aşamada virüsü sıkı halde tutmak yerine serbest salınımda grip gibi mevsimsel dönem değil, tüm yıl içerisinde dağılım, serbest dağılım, serbest sirkülasyon, ondan sonra mevsimsel döneme geçmesini bekleme tarzında devam etme yönünde strateji belirlenmeye çalışılıyor. Long covid ile post covidi yakın takip altında tutmak gerekiyor. Buradaki olgu sayılarını, hastalık yükünün  sisteme ne kadar olacağını iyi hesap etmek gerekiyor. Bunların hepsinin ötesinde artık bireysel korunmanın ön planda olduğu aşılama stratejisinin de bireysel olması gerektiğine doğru bir gidiş var. En son Sağlık Bakanlığımızın 50’li yaşların üzerindekilerin hatırlatma dozlarıyla ilgili strateji belirlendiğini açıkladı. Özellikle 50 yaş üzerindekiler için önemli olduğunu söyledi. Hem kişiselleştirilmiş aşı stratejisi hem de kişiselleştirilmiş korunma stratejisi geliştirmek gerekiyor. Türkiye verisi içerisine baktığımızda 50 yaş üzerinin hastanede yatma ve ölüm riskinin fazla olmasıyla hatırlatma dozlarına dikkat etmesi gerekiyor. Yandaş hastalık olsun ya da olmasın, hastaneye yatış oranının yüksek olduğunu biliyoruz. Birinci  hedefimizin, hatırlatma dozunu yaptırmak olduğu unutulmamalı. İkinci hedef ise, hangi yaş grubu olursa olsun, hala alt grup varyantları baskın olduğu için mevcut aşılarla oluşan antikor yanıtı bu varyant grubu bloke etmekte çok başarılı olmadığı için yüzde 25-30’larda başarı sağladığı için, maske gibi bariyer önlemleri de ön planda tutmamız gerekiyor. Eylül Ekim ayında dünyada alt varyant gruplarına aşıların gelmesi bekleniyor” diye konuştu.

TOKALAŞMAMAYA, ÖPÜŞMEMEYE DİKKAT ETMEK GEREKİYOR
Prof. Dr. Alper Şener, hala aşı olmayanlar ve açık havada da maske takma konusunda şu görüşlere yer verdi:

“ Hala 70’li yaşlara gelmiş, kanser hastası, badire atlatmış insanların arasında aşı olmayanlar var. Neden aşı olmadın diyoruz, bilmiyorum aklıma gelmedi, diyor. İki yıldır bas bas bağırıyoruz. Bu gruba ısrar etmemek, onları artık kendi hallerine bırakmak gerekiyor. Diğer popülâsyonunda gözden kaçırdığımız şeyler oluyor. 50 yaş üzerinde daha fazla yatış var. Açık hava aktivitelerine güvenmiş, mesela düğüne gitmiş, maske kullanmamış ve temasta bulunmuş. Kalabalık açık hava grubundan vaka çok geldi. Sebebi, yaz düğünü olabilir. Dip dibe oturuyorlar. Tokalaşmamaya ve öpüşmemeye dikkat etmek gerekiyor. Açık hava ve kalabalık alanlarda sosyal mesafenin altına düşülünce, mutlaka maske takmalı. Virüsle karşılaşmayı ne kadar geçe ötelerseniz, yaşayabilme ihtimali daha fazla artacak. İzmir’de Kemeraltı gibi yer, açık hava formatındaki alan değildir. Kemeraltı’nda dip dibe yürümekle, metroya binmek aynı. “

 
Bakanlık açıkladı: İşçilerin yüzde kaçı sendikalı?
 
Tahıl krizini bitirecek anlaşma İstanbul'da
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
SOKAK 22 Temmuz 2022 Cuma 08:53

Sayın ŞENER'in açıklamaları çok önemli ve de değerli. Bizlere düşen görev, bu açıklamalar doğrultusunda tedbiri elden bırakmamak ve aşı sürecini eksiksiz tamamlamak. Hayat riske atılmaz-atılmamalı. NOKTA

Yorumu oyla      4      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
DSÖ'nün aşılama hedefi tutmadı... İşte oranlar!
DSÖ, dünyanın yüzde 70’inin aşılanmasını hedeflerken, Covid-19 aşılama ...
Haftalık tablo açıklandı... Tırmanış sürüyor!
Sağlık Bakanlığınca açıklanan haftalık Covid-19 tablosuna göre, 11-17 ...
İlçe ilçe korona haritası... Kırmızı İzmir!
İlçe ilçe korona haritası... Kırmızı İzmir!
 
İzmir'de maymun çiçeği şüphesi!
Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Alper Şener, Covid-19 pandemisinin ardından ...
DSÖ: Sonbaharda vaka patlaması olabilir
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Avrupa Bölge Direktörü Dr. Hans Kluge, Avrupa ...
Almanya'da maymun çiçeği vaka sayısı 2 bini aştı
Almanya'da, ilk vakanın üzerinden geçen 2 ay içerisinde 2033 maymun çiçeği virüsü vakası görüldü.
 
Avrupa'da COVID-19'da yeni dalga uyarısı
Son haftalarda koronavirüs vakaları Avrupa genelinde artışa geçerken yetkililer ...
Kenenin ısırdığı polis hayatını kaybetti
Adana’da kene ısırması nedeniyle hastanede tedavi gören polis memuru yaşamını yitirdi.
TUS 2. dönem başvuruları başladı
ÖSYM tarafından 4 Eylül'de düzenlenecek Tıpta Uzmanlık Eğitimi Giriş Sınavı ...
 
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Aydınlanmanın alacakaranlığında
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva