Kırkpınar’dan ‘devlet yoktu’ eleştirilerine yanıt: İftiradan öteye geçmiyor

EGEDESONSÖZ - AK Parti İzmir Milletvekili Yaşar Kırkpınar Sonsöz TV’nin konuğu oldu. Gazeteci Fatih Yapar’ın sorularını yanıtlayan Kırkpınar, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.

Yaşanan deprem için üzüntülerini dile getirerek sözlerine başlayan Kırkpınar,  “6 Şubat tarihinde meydana gelen ve 11 ilimiz etkileyen büyük bir felaketle karşı karşıya kaldık. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah'tan rahmet, yaralanan vatandaşlarımıza şifa diliyorum. Çok büyük bir deprem... Yıllar önce çok büyük depremler yaşadık. 1983 depremini, Kocaeli, Elazığ ve İzmir depremlerini yaşadık. Bunlar depremse bu yaşadığımız felaket. Ben 20 güne yakın süre  deprem bölgesinde kaldım. Çok büyük bir felaket. Yıkım çok büyük. Ne tarafa dönerseniz dönün yıkık binalar, enkazlar, yardım isteyen insanlar vardı. Bunların hepsi 11 ilde aynı anda oldu. Bu durumu sayın Cumhurbaşkanımız da belirtti.Dünyadaki tüm arama kurtarma ekiplerini topladığınızda bunlar 35 bin kişi ediyor. Bu bile çok ciddi yetersiz kalıyor. Çok büyük felaket” diye konuştu.

HER ŞEYİ DEVLETTEN BEKLEMEYEN VATANDAŞ MODELİNİ GÖRDÜK
Deprem sonrasında ‘bölgeye asker gönderilmedi’ eleştirilerine yanıt veren ve tepki gösteren Kırkpınar, “Felaketin büyüklüğünü burada anlatabilmek için çok ciddi zamana ihtiyacımız var. 11 vilayet yıkılmış, yollar bölünmüş, havayolu, karayolu ile ulaşamıyorsunuz. Antakya'ya ulaşmanız büyük zaman alıyor. Yollarda çok ciddi bir yoğunluk var. Bir yandan da çok ciddi bir hava muhalefetinin olduğunu hatırlayın... Orada bir kıyamet söz konusu. Buraya hiçbir ülkenin tek başına ya da birleşerek mücadele etseler bile üstesinden gelmesi mümkün değil. Deprem sonrası bir şok süreci ve sonrası  yapılabilecekler…  Asker olay olmasının hemen ardından bölgeye intikal etmiştir. MSB Bakanımız da açıkladı. Saat 5 civarında konuşuyorlar ve hemen bölgedeki askerler illere paylaştırılıyor. 11 il olduğu için... Sadece 1 bölgede olmuş olsa bin üniformalı asker dikkat çeker. Ancak burada 11 il ve onlarca ilçe var. Her birine bir birlik gönderseniz bile gözükmüyor. Köylerde, şehir merkezlerinde, ilçelerde yıkımlar var. O anda toplu ve organize bir şekilde planlı bir şekilde görüntü vermek isteyen bir güruh var. Muhalif düşünen, bölgeye giden arkadaşlarımız da durumu gördükleri için söylemlerinden geri adım attılar. Bizim devlet vardı yoktu, asker vardı yoktu tartışmalarını yapacağımız an değildi. O an yaraları sarma, şoku atlatma zamanıydı.  Şu an bölgede 40'ın üzerinde valimiz görevli. Siz oraya gittiğinizde vatandaşlardan çok devletin görevlilerini görürsünüz bölgede. Devlet orada yoktu, zamanında ulaşılamadı gibi sözler iftira boyutundan öteye geçmeyen şeyler. Biz milletimiz ve devletimiz ile gurur duyduk. Dünyada hiçbir devlet ve millet böyle mahşer gününde el ele olmaz. Milletimiz ve devletimiz ile gurur duyalım. Biz her şeyi devletten beklemeyen vatandaş modelini gördük” ifadelerini kullandı.

KISA SÜRE İÇİNDE MADDİ YÜKÜ KALDIRIRIZ
Depremin devlete olan yükünün büyük olduğunu ancak altından kalkılamayacak bir durum olmadığını belirten Kırkpınar, “Çok ciddi bir yük deprem yükü. Türkiye gelişmekte olan bir ülke. Özellikle çalışama hayatları ile ilgili çok büyük yenilikler yaptık. EYT, asgari ücret, vergilerden vazgeçmesi gibi şeylerle devletin sırtında çok büyük yük vardı. Bu deprem ile yük iyice artmış durumda. Tahmini olarak 70-80 milyar dolar civarı bir zarar öngörülüyor. O kadar çok kaybettik ki... Bunları ekonomi ile para ile getirme şansımız yok. Canlarımız gitti, tarihi eserlerimiz gitti. Aklımıza gelmeyecek şeyleri yitirmiş olduk. Türkiye büyük ve güçlü bir ülke. Biz çok kısa süre içinde bu için maddi yükünü kaldırırız. Maddi yükü çok rahat bir şekilde kaldırırız. Dünyanın hiçbir yerinde depremin 15'nci günü konut yapımı için temel atılmaz. Biz bunu yapmış bir ülkeyiz. Cumhurbaşkanımız da söyledi biz vatandaşların konut ihtiyacını 1 yıl içinde yapacağız. Bunu Elazığ'da, Van'da, İzmir'de gösterdik. Bizde bu irade var. Kısa süre içinde 250 bin konut, köy evleri ile 400 bin konut yapımı için tüm hazırlıklar yapılıyor” dedi.

EN İYİ ÖRNEK İZMİR
TOKİ’yi örnek göstererek zemin ve yapı uyumuna dikkat çeken Kırkpınar, “Yapı bir bütün olarak değerlendirilmeli. Siz çok güzel bir zemin sütü yapı yaparsınız, ancak zemin ile ilgili bilginiz yoksa o binanızı ne kadar güçlü yaparsanız yapın ayakta durma ihtimali yok. Burada gördüğümüz, bütün bileşenlerin paydaşların birlikte değerlendirilmesi... Biz bunu TOKİ'de gördük. Bölgede en çok dikkat çeken TOKİ konutları. Hiçbiri yıkılmadı, camlarında çatlak bile yok. Burada bir bütünlük var. Zemin araştırması yapılmış, zemin üzerine zemine uygun inşa...  Mühendisler her zemin üstüne inşa yapılır, ancak yeter ki zemine uygun yapı yapılsın diyor. Bunun en iyi örneği İzmir. Zemini en kötü olan yerde gökdelenler yapılıyor. Binaların bir bütünlük içinde zemin ve inşanın uyumlu olması halinde binaların depremde zarar görmeyeceğine inanıyorum. Son yönetmelikte zemin ile üstteki yapı arasında bir bütünlük olmadığını gördük” diye konuştu.

İFTİRALARI ÇOK GÖRDÜK
Muhalefetin ‘asrın felaketi’ sözcüğüne ilk olarak tepki gösterdiğini ancak sonrasında kabul ettiğinin altını çizen Kırkpınar, “Niye devlet bunu gizlesin? Hem asrın felaketi diyoruz... Muhalefet ilk önce asrın felaketi diyorsunuz ki seçimleri ertelemek için kılıf buluyorsunuz diyerek iftirada bulundular. Şimdi de ölenlerin sayısını az tutuyorsunuz dediler. Biz asrın felaketi diyorsak  ölen sayısının fazla olmasını arzu ederiz bunun felaket olduğunu ifade etmek için. Bina sayısı çok, bunu sebebi 7,6'lık deprem olduğunda önceki depremde dışarıda olmuş olmaları. Yüzlerce bina var içinde  vefat yok. Çünkü 7,7'de terk etmişler binayı. Bu oransallaştırmadaki yanılgı buradan çıkıyor. Bunu oraya gitmeden hesaplamak ayıp bir şey. Buna benzer ifadeleri ve iftiraları çok gördük” ifadelerini  kullandı.

BANA GÖRE AFFEDİLEMEYECEK BİR ŞEY
Kendilerinin uzun süre bölgede bir görüntüsünün olmamasının ‘gitmediler mi’ yorumlarına neden olmasına yanıt veren Kırkpınar, “Olayın ilk anından itibaren tüm milletvekillerimiz, bakanlarımız... Her birimiz ilçelere dağıtıldık. Her birimizin ayrı ayrı görevleri vardı. Olayın ilk anından itibaren bölgedeydik. Hiçbirimiz görsel olarak bir şey paylaşmadık. Ben İskenderun'da Hatay'da görevlendirilmiştim. Oradaki insanlarımızın, vatandaşlarımızın diğer illere nakli ile görevliydim. 150 kişilik ekip ile bunu yerine getirdim. Bizim o ortam içinde görüntü video paylaşmış olmamız, bana göre affedilmeyecek bir hadisedir. Çünkü o anda Cumhurbaşkanımız dediği gibi biz can derdindeyiz bazıları mal derdinde. Bende bunu düşünüyorum. Bu işler rahatladıktan sonra, Cumhurbaşkanımız geldiğinde karşılarken göründük, ya da bakanlar geldiğinde göründük. Kendi isteğimiz dışında orada gözükmeye başladık. o zaman vatandaşlarımız 'sizi burada göremedik deprem bölgesindeymişsiniz' dediler” diye konuştu.

ÖNÜNE GELEN ÖNERGE VERİYOR!
Türkiye'nin gündeminde yer alan ‘imar barışı’ konusunda da amacın kentsel dönüşüm olduğunu vurgulayan Kırkpınar, “İmar barışı ile ilgili... Muhalefet iddia ediyor ki bir daha imar barışı... İmar barışı iddiası olsaydı bizim komisyonumuz gelirdi. Ben plan ve bütçe komisyonu üyesiyim. Bir önceki bizim komisyondan geçmişti. CHP'nin İmar Barışı ile ilgili verdiği önerge var. Sayın Mustafa Destici'de bir önerge sundu vatandaşlardan gelen talebi. Komisyonlarda bekleyen, bizim, grubumuzun gündeminde böyle bir şey yok. Biri çıkarsın ispatlasın. Önüne gelen önerge veriyor. Bunlar komisyona gelecek diye bir mesele yok. Bizim imar barışı ile ilgili de bir gündemimiz yok. Diğer imar barışı ile ilgili de... 30-40 yıl önceki yapıların mevcut durumlar içinde insanlar yaşıyor. Bunların yasal zemine kavuşturulması için atılmış adımdı. Bu sağlandı. Burada kaçırılan bir nokta var, bu imar başında bizim asıl ana hedefimiz kentsel dönüşüme geçiş yapmakta. İmar barışının altına bir şart var. Kentsel dönüşüme evet demek şartı ile imar barışından faydalanabilirsiniz diye. Bizim imar barışımız ile alakalı kentsel dönüşümü açmak içindi. İzmir'de yapı stoku nun kötü olduğu yerlerde imar barışından faydalanan yerler var. Burada belediye yerel yönetim dönüşüm yapma kararı alırsa ve vatandaş imar affından yararlanmışsa ben kentsel dönüşüme katılmıyorum diyemez. İmar barışı kentsel dönüşümün önünü açan bir durum” dedi.