Bornova Belediyesi Uğur Mumcu Salonu’nda düzenlenen panele MHP İzmir 2. Bölge Milletvekili Adayı Murat Koç, Bornova Belediye Başkanı Olgun Atila’nın eşi Hikmet Atila, Türk Kızılay Bornova Şube Başkanı ve Egedesonsöz Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettin Dokak, Bornova Belediye Meclis Üyesi Mehmet Poyraz, Anadolu Birliği Kurucu Başkanı Koç Ali Al ve çok sayıda davetli katıldı.
Panelin açılış konuşmasını yapan KAYAD Yönetim Kurulu Başkanı Meral Poyraz, yönetim kurulu ile çıktıkları bu yolda kadınların sesi olmak amacını taşıdıklarını belirterek günün önemine ilişkin yaptığı konuşmasında, kadına karşı bilinçlendirmeye vurgu yaparak kadınlara daha fazla hak ve özgürlük tanınmasının altını çizdi.
Ülkemizde özellikle son zamanlarda yaşanan kadına şiddet olaylarının üzücü olduğunu vurgulayan Poyraz kadınlara eşit özgürlük ve hakların tanınmasına önem verilmesi gerektiğini belirterek “Birlik ve beraberlik çatısı altında çıktığımız bu zorlu yarışta beni yalnız bırakmayan yönetim kurulu üyelerine teşekkürlerimi iletiyorum. Sessizliğin dili olmak adına dernek olarak elimizden gelen neyse yapmaya devam edeceğiz” dedi
Panele konuşmacı olarak katılan Doc. Dr. Sibel Özbudun ise kadına yönelik şiddetin sistematik olarak işlendiğini, erkek egemen zihniyetin sorgulanmadan kadın katliamlarının önüne geçilemeyeceğini, kadın örgütlerinin yürüttüğü mücadele sayesinde kadınlar üzerinde ciddi bir farkıdalık oluştuğunu da söyledi.
“DAYAĞA KARŞI KAMPANYA”
Kadın hareketinin, 1986’da “Dayağa Karşı Kampanya” ile kadına yönelik şiddete karşı etkili bir mücadele ile başlatıldığını hatırlatan Doc. Dr. Özbudun “Söz konusu mücadele günümüze değin artarak devam etmiş olmasına karşın, kadına yönelik şiddet hiç azalmadı. Bununla birlikte kadın hareketinin kadına yönelik şiddete karşı yürüttüğü mücadele 20 yılı aşkın bir zaman içinde sürekliliğini korumayı başardığı gibi giderek daha da güçlendi. Ama kadın hareketinin mücadelesine karşı şiddeti besleyen kanallar o kadar fazla ve güçlü ki, bunların karşısında durmak kolay görünmüyor.” dedi.
YASAL DÜZENLEMELERE RAĞMEN
Toplumdaki güç ve iktidar ilişkilerini, hiyerarşileri, eşitsizlikleri ve genel olarak şiddeti besleyen her etkenin, cinsiyete dayalı eşitsizliklerin ve dolayısıyla kadına yönelik şiddetin de artmasına neden olduğunun altını çizen Doc. Dr. Sibel Özbudun “Devlet, kadına yönelik şiddete karşı bütün irade beyanlarına, bütün taahhütlere, bütün yasal düzenlemelere rağmen şiddetin temel kaynaklarından biri olmayı sürdürüyor. Üretim ve paylaşım süreçlerindeki eşitsizliklerin, sömürünün, şiddetin artması kadına yönelik şiddetin her türünü besliyor.” şeklinde konuştu.