İzmir’deki kızlarının cesedini 22 yıl kolide saklayan aileye ne ceza istendi?

İzmir'in Bayraklı ilçesinde 22 yıl önce işlenen cinayetin zanlıları oldukları gerekçesiyle haklarında, 20 yıldan ağırlaştırmış müebbete kadar hapis cezası istemiyle dava açılan sanıkların cinayeti nasıl tasarladıklarının ayrıntıları ortaya çıktı.

İzmir Cumhuriyet Savcısı tarafından hazırlanan ve İzmir 4. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, tutuklu sanıklar İbrahim Halil Akın hakkında "Kasten öldürme" suçlamasıyla ağırlaştırılmış müebbet, Ferzende Tunçdede ve Mevlüde Tunçdede hakkında ise "Kasten öldürmeye azmettirme" suçlamalarıyla 25 yıla kadar hapis cezası talep edildi.

İddianamede, öldürülen Aynur Tunçdede'nin dayısı olan sanık Akın tarafından ormanlık alanda boğularak öldürüldükten sonra suça ortak olan anne ve babasının yaşadığı evin bahçesine gömüldüğü, bir süre sonra ise kemiklerinin bir koliye konularak uzun yıllar saklandığına vurgu yapıldı.

Ailesinin onaylamadığı bir evlilik yapan ve sonrasında boşanan Aynur Tunçdede'nin ailesinin geç vakitlere kadar dışarıda kalmasından rahatsız olduğu ve bunu bir "namus meselesi" olarak gördüğüne değinilen iddianamede, baba Ferzende ile anne Mevlüde Tunçdede'nin iş bulma bahanesiyle İzmir'e çağırdıkları öldürülen kadının dayısı Akın'ı azmettirdikleri, Akın'ın ise sohbet etmek ve alkol almak gibi sebeplerle ormanlık alana götürdüğü kadını elleriyle boğduğunun anlaşıldığı kaydedildi.

"Akın, Mevlüde ve Ferzende Tunçdede'nin birlikte soğukkanlı bir şekilde hareket ederek Aynur Tunçdede'yi evlerinin bahçesine gizlice gömdükleri, başka yere taşınacağı esnada ise cesedin bulunması ihtimaline karşı cesedi gömdükleri yerden çıkartıp kalan kemiklerinin bir karton kutuya koyup evlerinin içerisinde muhafaza ettikleri anlaşılmaktadır" ifadelerine yer verilen iddianamede, sanıkların olayı nasıl gerçekleştirdiğine ilişkin beyanları da yer aldı.

"Ne yapıyorsun dayı?' deseydi kendisini bırakırdım"
Sanık Mevlüde Tunçdede'nin, cumhuriyet savcısına verdiği ve iddianamede yer alan ifadesinde, kızı Aynur'un Karşıyaka'daki Barış Manço konserine gitmek için izin istediğini, dayısı Akın ile birlikte evden çıktığını belirterek, "Saat 02.00 gibi kapımız sert biçimde çalınca eşim kapıyı açtı. Kardeşim İbrahim Halil Akın telaşlı ve alkollü bir şekilde eve girdi. Kızımın nerede olduğunu sorunca, o da bana (Aynur yok onu boğup öldürdüm. Bu eller benim değil, bu beyin benim değil, nasıl yaptım anlamadım. Örnekköy semtinin üst tarafındaki ormanlık alanda birlikte alkol aldık, Aynur sızdıktan sonra ellerime boğdum, olay sırasında bana direnmedi. 'Ne yapıyorsun dayı?' deseydi kendisini bırakırdım)" dediğini söyledi.

"20 yıldır kızımın kayıp olduğunu söyledim"
Yaşadıkları evin bahçesine 1995'te gömdükleri kızının cesedini 2004'te kiraladıkları eve taşımak için gömdükleri yerden çıkardıklarını dile getiren sanık Ferzende Tunçdede, ifadesinin devamında şunları anlattı:

"İbrahim Halil Akın'ı 'kan davası ve daha fazla can kaybı olmasın' diye polise ihbar etmedik. Eşim ve kayınbiraderime 'Bu işten kurtulmanın yolu evin bahçesine bir çukur kazalım, buraya gömelim. Olayı üçümüz dışında kimse duymasın' dedim. Sonra bahçeye kazdığım bir metre boyundaki çukura kızımı elbiseleriyle gömdüm. 2004'te Egekent'e taşınmadan önce kızımı gömdüğümüz yeri kazıyınca sadece kemiklerinin kaldığını gördüm. Kemikleri bir karton içerisine doldurarak yeni evimize götürdüm. Soranlara, 20 yıldır kızımın kayıp olduğunu söyledim ayrıca kızımın 'gaiplik' kararı için mahkemeye başvurmuştum."

Yeğenini boğarak öldürdüğünü itiraf eden sanık Akın ise olaydan sonra ve 2013 yılında polise teslim olmayı düşündüğünü ancak eniştesinin buna engel olduğunu ileri sürdü.

OLAY
Başbakanlık İletişim Merkezine (BİMER) yapılan "Aynur Tunçdede'nin öldürülmüş olabileceği ve ailesinin bu durumu gizleyebileceği" yönündeki ihbar üzerine çalışma başlatan İzmir Emniyet Müdürlüğü Asayiş Şubesi Cinayet Büro Amirliği ekipleri, öldürülen kadının babası Ferzande (76) ve annesi Mevlüde Tunçdede'nin (67) yaşadığı Menemen ilçesindeki evinde geçen yıl eylül ayında yaptığı aramada, kilerde karton bir kutunun içindeki poşette, insana ait kemik parçaları ele geçirmişti.