HABERLER>POLİTİKA
4 Ocak 2021 Pazartesi - 15:39

İnciraltı Planı için Bornova Ovası'nı örnek verdi: Bu da mı elden gitsin?

İnciraltı Planlanması konusunu yorumlayan CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, "Ben Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Başkanıyken, tarım alanlarının tarım dışında kullanılmasına hep karşı çıktım. Bir yerin tarım alanı olmak için ne gerekiyor? Toprağın verimli mi verimli… Oralar İzmir'in sebze bahçeleriydi. Toprak milyonlarca yılda oluşur. Bornova Ovası'nı maalesef kaybetmişiz. Bu da elden gitsin mi?" dedi.

İnciraltı Planı için Bornova Ovası nı örnek verdi: Bu da mı elden gitsin?

EGEDESONSÖZ- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, Sonsöz TV'de gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtladı.

Gündeme dair değerlendirmelerde bulunan Sındır, bütçe görüşmelerinden erken seçime, Menemen'de tekrarlanacak kura seçiminden Sayıştay raporlarına kadar bir çok konuyu değerlendirdi.

Menemen'de bugün gerçekleşecek Başkan Vekili kura seçimi ile ilgili konuşan Sındır, AK Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ'a seslendi.

 "YÜZÜ VARSA ÇIKSIN DESİN"
AK Parti İzmir Milletvekili ve Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ'ın kura esnasında seçimin doğru olduğunu söylediğini ifade eden CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, "Yüzü varsa çıksın desin ki ben öyle demedim o yanlıştı. Kendisinin sesi çıkmıyor. Benim üzüldüğüm nokta bizim Menemen Belediye Meclisinde 15, İYİ Parti'nin 3 oyu vardı.  18 kişinin verebileceği oy ile adayımızı rahatlıkla belirleyebilecekken kura ile durumun buraya gelmiş olması. Bu sürece kadar gelmese, getirilmesiydi. Sayın Pehlivan, ‘bizim alışkın olduğumuz bir usulle yapılmadı’ dedi. Bende o zaman mesaj attım, 'AK Parti'nin alışkın olduğu seçim şekli mutlaka kazandığı şekildir, kaybedeceği bir seçim usulü onların alışkın olmadığı bir usuldür, o yüzden kurayı iptal ettirdiler'. Şimdi bundan sonra AKP kaybedince, kazanıncaya kadar seçim kura istiyor gibi kampanyalar yapılabilir. Esas olan Menemen halkına kimse sormuyor. Menemen halkı iradesini seçimde ortaya koymuş. Halkın iradesi hiç konuşulmuyor ve tartışılmıyor. Seçim kuradan biz nasıl idare etmek için kurayı katakulli ile hallederiz gibi… Sayın Hamza Dağ'ın kendisi bile ilk kurada bu usulün doğru olduğuna yönelik bir irade vardı, şimdi ne oldu da kabul etmiyor onu açıklasın. Menemen halkı kararını vermiş, Menemen'i kimin yöneteceğine karar vermiş Menemen halkının iradesi yok sayıldı" ifadelerini kullandı.

"DEVLETE GÜVENECEĞİZ, BAŞKA ÇAREMİZ DE YOK"
Aşı konusunda devlete güvenilmesi gerektiğini belirten Sındır, "Bu ülkeyi yöneten, devleti yöneten bir iktidar var. Dolayısıyla devletimiz bize aşı öneriyorsa biz ona güvenmek zorundayız. Ben güvenmiyorum falan… Şunu yaşamadık mı, Çernobil'de  lıkır lıkır çay için bakanlar… Ondan güvensizlik yaşıyoruz. Dolayısıyla zamanındaki bu tür yanlışlar, bugün vatandaşların devletine güven duygusunu yitirmesine neden oldu. Ülkeyi kim yönetiyorsa, ne kadar kötü yönetirse yönetsin, vatandaşın devletine güveniyor olması gerekir. Bu da liyakatten gelir. Tek adam rejimi yaşadığımız için güven duygusu da erozyona uğradı. Başka bir çaremiz yok aslında da. Ben kalkıp da kimsenin, 83 milyonun hayatını riske sokacak bir önermede bulunacağını zannetmiyorum. Devlete güveneceğiz, başka çaremiz de yok" ifadelerini kullandı.

 "1 YIL İÇERİSİNDE MEVCUT İDARİ YAPIYLA BİR ŞEYLERİN DEĞİŞMESİNİ BEKLEMEK ABES OLUR"
2007'den beri Türkiye'nin kötüye gittiğini söyleyen Sındır, "Maalesef umutsuz yaşanmıyor diyoruz ancak umudu önümüzdeki 1 yıl içerisinde ve mevcut idari yapıyla bir şeylerin değişmesini beklemek biraz abes olur. Her şey aynı, daha iyiye gidecek, bu pek mümkün değil. 18 yıldır ülkeyi yönetenler özellikle 2007 sonrası Türkiye'nin ekonomik açıdan kötüye gittiğini görebiliriz. Her açıdan görebiliriz. Milli gelir açısından, enflasyon, satın alma gücü açısından ve ücretler açısından, gasp edilen haklar açısından birde üstüne üstlük pandemi sürecinde daha büyük darbe yiyen esnafı sanayicisiyle, daha da kötüsü ücretli kesimin asgari ücretin 3'de 1 maaşa mahkum edilmesi ile…" ifadelerini kullandı.

"AÇLIK SINIRI DEDİĞİMİZ 4 KİŞİNİN DEĞİL, 1 KİŞİNİN HESAPLANMASI"
Tamamlanan bütçe görüşmeleri ile ilgili açıklamalarda da bulunan Sındır, "Bütçe dediğimiz şey ülkeyi yöneten siyasal iradenin tercihleri ile ülke insanının ve ülkenin bütün varlıkları ile önümüzdeki 1 yılı nasıl tanımladığını ortaya koyan bir belgedir bütçe. Siyasi yönetimin bu ülkeye umut vaat edip etmediğini ve ülkeyi neye teşvik ettiğini, enflasyonu nasıl engelleyeceğini, işsizliği nasıl önleyeceğini, Türkiye'nin ekonomisinin ulusal anlamda nereye koyacağını gösteren bir durum aslında… Bütçeye baktığınızda bir şey göremiyorsunuz, çok büyük çelişkiler görüyorsunuz aslında. Tarıma 2021 yılında 22 milyar TL bütçe ayrılmış bu 2020 yılı ile aynı. Bazı kalemlerde düşmeler bile var. Bütçenin hacmi yüzde 22.8 büyümüş durumda.  Ama tarım sektörüne verdiğiniz destek aynı. Asgari ücret baktığınızda açlık sınırı 2700 TL'nin üstünde. Asgari ücret ne verildi? 2825 TL. Açlık sınırının biraz üstünde… Açlık sınırı dediğimiz 4 kişinin değil, 1 kişinin hesaplanması. Dünyada asgari ücret 4 kişilik ailenin geçimi için öngörülen minimal ücrettir. Bizde ise 1 kişi üzerinden hesaplanıyor. Pandemi nedeniyle bütçeye doğru düzgün bir yükü de olmadı. Geçtiğimiz Mart'tan bu yana nakdi yardım 8 milyar TL'yi bulmaz. Onun dışında verilenlerin hepsi kredi ve kredi yapılanması, erteleme… Kredi veya borçlandırma ile biz pandemi sürecini geçirmeye çalışıyoruz. Esnafa diyoruz ki kepengini indir, ee? Kahvehaneye kapatacaksın diyorsun, bunu kirası, çalışanlar, stopaj ücretleri var. Bunlar ne olacak? Sen diyorsun ki sana kredi vereyim. Esnafın kapısına borç büyüyerek geldi. Pandemi sürecinde bu ülkenin insanına verilen bir destek filan asla değil, sadece ötelemek. Sorunu 6 ay, 1 sene sonraya yine vatandaşın sırtına yükleyen bir dönemi yaşadık. Emlak vergisini bile veremiyor. Belediyelerin en büyük sıkıntılarından biri bu. Birde kısmi çalışma ödeneği ve kısa çalışma ödeneği anlamında yapılan uygulamalar var. Asgari ücretin 3'de 1'i ücretindeki rakamla seni izne ayırıyorum gelme işe diye söyleniyor. Maalesef bu işçiye verilen bu kısa çalışma ve ücretsiz izinin yükü bütçeye değil, bunun yükü İşsizlik Sigorta Fonu'na. Bu işvereni destekleme fonuna dönüşmüş durumda. Devlet buna el atıyor, oradan alarak diyor ki destek veriyorum. Hayır efendim sen bütçe kaynağından kullansana, niye bunu işçinin bütçesinden kullanıyorsun?" dedi.

"TORUNLARIMIZIN 30 YIL SONRAYA KADAR Kİ BÜTÇESİNİ KULLANIYORUZ"
Türkiye'de projeler için sıkça kullanılan yap işlet devret modelini eleştiren CHP İzmir Milletvekili Kamil Okyay Sındır, 30 yıl sonraki bütçenin dâhil bugün kullanıldığını söyledi. Sındır, "Rezerv dediğimiz şey, toplam dış varlıklarımızdır. Bundan döviz yükümlülüklerini çıkarırsanız ortaya net rezerv çıkar. Net rezerv Türkiye'de eksi 61 milyar dolar. Çünkü yükümlülüklerimiz var. Bu süreç, AKP'nin son 15-16 yıl, özellikle 2007 sonrası tamamen bir israf politikası ve doğrudan yatırıma veya istihdam yaratan yatırıma yönelik politikanın tem tersine, tüketim ve ithalata dayalı bir uygulama süreci ile bu duruma geldik. Türkiye'nin geçmişten gelen birikimleri vardı onlar gitti, vatandaşın evlerinde birikimleri vardı onlarda gitti. Kamu özel işbirliği projeleri, yap işlet devret projeleri ile bizim torunlarımızın bundan 30 yıl sonraya kadar ki bütçesini de şimdi kullanıyoruz ve ödemesini yapıyoruz. Yap işlet devret den dünyanın birçok ülkesi bundan vazgeçmiş, biz ısrarla bunları yapıyoruz. Otoyollar, köprüler yapılıyor… Şehir Hastanesi'nde hasta garantisi yok diyor Bakan, doğru yok ancak kira garantisi var. Hastanedeki her şey için hizmet garanti adı altında bir garanti var. Hasta garantisi yok diyor bakan, doğru, yalan söylemiyor ancak, verilen başka garantiler var onların üstü örtülmeye alışıyor. 2021 bütçesinde sadece garanti verilen ücretlere 31 milyar TL para ödeyeceğiz. Az önce söyledim, sadece çiftçiye verilen destek 22 milyar TL. Çiftçinin kısa vadeli borcu 16 milyar lira. Normalde 130 milyar TL'yi bulmuştu. Şu anda 5 milyarlık ödenmemiş borcu yasal takip altın. Üretim için ihtiyaç duyduğu öküzü, pulluğu, traktörüne haciz edilemez diye bir kanun maddesi var ancak traktörler haciz ediliyor. Bakana dedik, ipotek ve borcu olmayan bir tane çiftçi getirin, bizde onu alkışlayalım diye. Tarım Kanunun 21'nci maddesi diyor ki, tarımsal desteklemeler, milli gelirin yüzde 1'inden az olamaz diyor. 5 trilyonun üzerinde milli gelir beklentisi var 2021 yılı için. 5 trilyon desen, bunun yüzde 1'i ne yapar, 54 milyar… Ne veriyor destekleme tarıma 22 milyar TL, iki katı olsa 44 milyar TL… Yani şu anki desteklemenin 2.5 katı kanunen zorunluyken, geçen sene ile aynı yardım veriliyor. Girdileri bir kenara koyuyorsun ancak kanuna uymuyorsun" ifadelerini kullandı.

"EŞİ BENZERİ OLMAYAN BİR BÜTÇE ÇEŞİDİ İLE KARŞI KARŞIYA KALDIK"
Bütçe görüşmeleri sırasında Ekonomi Bakanı ve Merkez Bankası Başkanlarının değiştiğine dikkat çeken Sındır, "Gıda enflasyonu, tarım enflasyonu… Ben bunları grafikleri ile çıkardım bakana gösterdim ancak kendisi yorum yapmadı. Ben bakanın yanına gittiğimde sorduğumda biz başka veriler kullanıyoruz dedi. Ben bir grafik koydum 2002'den 2020'ye tarım alanlarındaki azalış… 35 milyon dönüm alan tarım alanı dışında. Çiftçi bırakmış tarlasını gitmiş. Sabit bir ücretim olsunda çoluğumun çocuğumun masraflarını karşılayayım diye bırakmış. Paramız var ki ithal ediyoruz diyen bir bakan var. Çiftçi çok çok çalışır az az kazanır diyen bir bakan var. Gidin ellerinde nasır olmayan üretici yoktur. Bunun bütün ızdırap, mali ve maddi yük de çiftçiye yükleniyor… Dış ticaret açığımız sadece tarımda değil, son bir yılda  Kasım dış ticaret açığı yüzde 153.5 büyümüz. Dış borç stokumuz 435 milyon dolara yükseldi. Borcun yüzde 30 kısa vadeli. Dış borcun Gayri Safi Hasılata oranı yüzde 60'a yaklaşmış durumda. Kredi mevzuat durumu, vatandaş büyük faizlere rağmen TL'ye dönmüyor. Bu iktidar geçmişten gelen birikimler yok etti. Nedir bunlar özelleştirme uygulamaları. Neyimiz varsa harcadı. Mevcut vatandaşın yastık altından bu gelsin şu gelsin diyerek onları harcadı. Türkiye'nin bütün varlıklarını Varlık Fonu üzerinde toplayarak satışa sundu ve onun üzerinden para kazanmaya çalıştı. Yap işlet devret modeli ile 25 yıllık geleceğimizi harcadı. KOBİ'lerin bankaya olan borcu 859 milyar TL'ye ulaştı. Yani bütçenin 4'de 3'ü kadar para demek bu. Tarım sektörü 123 milyar TL'ye yükseldi.  Esnafında ciddi anlamda takibe alınan borcu var. KOBİ'lerin zamanında ödeyemediği borcu 58 milyar TL'ye çıktı. Bütçe, önceki bakan Albayrak tarafından hazırlanmış bir bütçedir. Onun bakanlığında devletin bütçesi hazırlanmıştır. Daha bir sürü olumsuzluk ve trajik durumlar yaşadık bütçe sürecinde. Çıkan kanunla bütçe program esaslı bütçe diye dünyada eşi benzeri olmayan bir bütçe çeşidi ile karşı karşıya kaldık. Kanun çıktı arkasından bütçe geldi. Demek ki talimatı hazırlatmışlar bütçe çıkmadan önce. Bu bütçeyi hazırlayan Albayrak, bütçe görüşmeleri sırasında istifa ettirildi, yerine bizim plan bütçe komisyon başkanımız Lütfi Elvan getirildi. Merkez bankası başkanı değişti. Ne diye değişti? Yargı reformu ekonomik sosyal reform yapacağız diye değişti. Peki bu reformlara yönelik bir bütçe mi 2021? Sen o reform sözlerini taaddüt ettiğinde önceki bütçe konusunda bir değişiklik yapmadın. Ekonomik ve yargı reformları budur diyebilecek kimse yok şu an ortada. Merkez bankası başkanı kendisi bir geldi, bir bilgilendirme toplantısı yaptı komisyonumuza. Şundan çok korkuyorlar doğal olarak. Toplumda psikolojik anlamda ekonomik güven endeksini olumsuz etkileyecek bir algı oluşmasın, biz her şey iyi olacak algısını verelim ki piyasaya, Türkiye ekonomisi olumlu bir ivme kazansın… Ancak bu tek başına yetmez. Rezervi sorduğumuzda Merkez Bankası başkanı söyleyemiyor bize. Bütçe hakkı bu ülkede yaşayan her bir yurttaşın adına bir haktır.  Biz muhalefet ile iktidarı ile, kim olursa olsun TBMM'ye verilmiştir millet adına. TBMM Sayıştay aracılığı ile kamu kurumlarının bütçesini denetler. Ancak Sayıştay'ı yap işlet devreti denetleyemiyor… Sayıştay'ın denetiminden bütçenin neredeyse 3'de 1 'i denetimden kaçırılıyor" dedi.

"BİZ SEÇİME HAZIRIZ"
Erken seçime her zaman hazır olduklarını belirten Kamil Okyay Sındır, Türkiye'yi tek başına Erdoğan'ın seçime götürebilme gücüne sahip olduğunu söyledi. Sındır, "Biz her zaman söylüyoruz. Yarın seçim olsa biz seçime hazırız. Bugün Türkiye'de seçime götürecek CHP değil, Erdoğan ve ortağı MHP. Bu tek adam rejiminde ülkeyi tek başına kararla seçime götürebilecek kişi Cumhurbaşkanı Erdoğan'dır. Biz erken seçim olmasın falan asla demiyoruz. Türkiye'yi erken seçime götürecek bütün argümanları ve yapıcı eleştirilerimizi sunuyoruz.  İkinci yüzyıla çağrı beyannamesi var… Çağrı beyannamemiz biz bu ülkede iktidara geldiğimizde topyekun Türkiye'yi yeni yüzyıla taşıyacak parti olduğumuzu beyan ediyoruz. Erken seçim ile ilgili bir süreç önümüze gelirse biz buna hazırız" dedi.

"HAMZA DAĞ BAKANLIKLAR ÜZERİNDEN BİR DEĞERLENDİRME YAPSA YA"
Sayıştay raporları konusunda  CHP'li belediyelere karşı detaylı aramaların yapılmasına rağmen bir şey çıkmadığını belirten Sındır, "Bir kere Sayıştay mali yargı organıdır ancak Sayıştay yaptığı denetim sonrasında ya kamu zararı tanımı yapar,  ya yapılan iş ve işlemlerde usulsüzlük tanımlar. Bu ülkenin bir hükümeti var. Bakanlıkların Sayıştay raporlarını konuşuyor muyuz? Sayın Hamza Dağ bakanlıklar üzerinden bir değerlendirme yapsa ya. Ulaştırma bakanlığına ısrarla sorduk, yolsuzluk iddiaları var diye. İhale yolsuzluğu var mı yok? Bir kişinin zimmetine para geçirme mi var? Yok. Sayıştay raporlarına böyle bakmak lazım. Yargıya giden konularda yargı kararını verecektir. Şu an Urla ve Menemen dışında bir konu yok ki yargıda. Mülki müfettişleri gelirler her türlü ince detayına kadar, kaldı ki o belediye çalışanlarından AK Partiye yakın olan kişiler iddialarla onları beslemeye çalışlar, ona rağmen didik didik edeler ancak hiçbir şey çıkmaz. O kadar mülkiye müfettişlerine rağmen ortada bir şey yok. Ne var ? Hamza Dağ'ın ağzında sakız olmuş belediye Sayıştay raporlar… Bende şunu sormak isterim, İstanbul, Ankara Büyükşehir Belediye başkanlarını neden istifa ettirdiniz? Bu ülkede yargının bağımsızlığı yitirilmişse, Anayasa Mahkemesi'nde hakimlerin teşkil edilmesinden bu işleri görmek konuşmak lazım" dedi.

"MAHKEME KARARI OLMASI LAZIM"
Mahkeme karar vermediği sürece yorum yapmanın doğru olmayacağını belirten Sındır, "CHP'li belediyelere gönderilen denetim elemanları, talimatla gönderilmiş. Özel seçilmiş olabilirler. Görevlerini yapıyor yapmıyorlar tartışmasına girmek istemem ama ortada somut olarak suç olarak gösterilecek bir durum yok. Bir kişi mahkeme tarafından suçluluğu kesin hükme bağlanmadığı sürece kişinin masumiyeti esastır. Hiçbir mahkeme yoksa hiç edemezsiniz yani. Kalkıp da Menemen Belediye başkanı hakkında söyle böyle diyebilmek için bir mahkeme kararı olması lazım. Mahkeme kararı gelirse o zaman değerlendirilir" dedi.

 "KAMU YARARI BİR BAKANIN İRADESİNE BIRAKILMAMALI"
Kamu yararı kararının çok kolay verildiğini ifade eden Sındır, İnciraltı için henüz verilmiş net bir karar olmadığını söyledi. Sındır, "Bir kere Büyükşehir Belediyemiz, Başkanımız Tunç Soyer, bu alan ile ilgili artık netleşsin anlayışı içerisinde. Bu alan ile ilgili geçmişte Büyükşehir Belediyemizin planları var. Bu Expo süreci, alanın Expo ile ilgili bir süreç yaşandı. En son yapılmış bir plan üzerinden onu da doğru bulmayarak büyükşehir belediyesi bir plan sundu. Ortada bir kesin karar yok. Çevre Bakanlığının o alan içerisinde, iktidarın körfez geçiş projesi var.  Ben Ziraat Mühendisleri Odası İzmir Başkanıyken, tarım alanlarının tarım dışında kullanılmasına hep karşı çıktım. Bir yerin tarım alanı olmak için ne gerekiyor? Toprağın verimli mi verimli… Oralar İzmir'in sebze bahçeleriydi. Toprak milyonlarca yılda oluşur. Bornova Ovası'nı maalesef kaybetmişiz. Bu da elden gitsin mi? Tarım alanı ile ilgili Toprak Koruma Kurulu, bu alanla ilgili alanın 3'de 2'sinin 471 hektar mutlak tarım arazisi olduğunu söylüyor. Mutlak tarım arazisi, tarım dışında kesinlikle kullanılamayacağını belirtir. Toprak Koruma Kurulu bu kararı vermiş. Bu karar sonrası alanın tek tarım dışında kullanma durumu bakanlığın kamu yararı kararı vermesi.  Bakanlıklar, bu zamana kadar tarım alanlarının dışına çıkması konusunda hangi konu varsa kamu yararı diyerek kullandılar. Bir bakanın iki dudağının arasında olması diye bir şey olabilir mi. 'Kamu yararı'nı bir bakanın şahsi iradesine bırakılmasını yıllardır eleştiren biriyim. Biz burada tarım alanı niteliğini görmek, bunun korunması mücadelesini vermek… Düşünsenize şehrin ortasında böyle bir ekoloji olduğunu. Şehrin göbeğinde böyle alanların korunması gerekiyor. Ben vicdanen bu konuda Bakanın kamu yararına dayanılmasını doğru bulmuyorum. Burada düğün salonları var deniyor. O zaman neden gereği yapılmıyor? Bu çok tartışıldı. Orada arazilerin çok ciddi anlamda el değiştirdiğini düşünüyorum. Orada tarımsal üretim yapan yurttaşlarımızdan çok başka kişiler imar beklentisinde orada. Çok ciddi imar baskısı var. Burada yerel idare ve Büyükşehir, buna kayıtsız kalması ve görmezden gelmesi de doğru değil. Yöneticilikte burada zaten. Böyle bir krizi doğru yürütebilmek yani.  Ben kendi savunduğum değerler üzerinden bunu ne kadar kabullenebilirim bilmiyorum. Tarım toprakları kolay kazanılmıyor. Balçova Barajı tarım toprakları için yapılmış bir barajdır. Burası çok büyük getiri sağlayabilecek, başka anlamda tarımsal niteliği korunarak ta yapılabilir. Süreç nedir ne değildir bir şey diyemem.  Bir şekilde bir karar noktasına doğru gidiyor süreç. O noktada demokrasi gereği ben doğru bildiğim ne varsa ifade ederim, ancak gelinen noktada ne varsa onu da kabul edeceğiz. Ben şunu kabullenemiyorum. Başka bir yer olsaydı bakanlık aynı kararı verecek miydi? Bakırçay, Küçük Menderes havzasında şehrin hemen dibinde bir yer olsaydı ve bu CHP'li bir belediyenin plan değişikliği kararı olsaydı, 'burası tarım alanı' mı derdi, yoksa 'yok siz ne diyorsanız doğrusu bu' mu derdi? Kamu yararı uygulamasını mutlak tarım arazilerinin korunması adına, kamu yararı uygulamasının kesinlikle ortadan kaldırılmasını ısrarla söylüyorum" diye konuştu.

 
HSK'den Fikri Sağlar açıklaması
 
Hazine iki ihaleyle 8,9 milyar lira borçlandı
YORUMLAR
Toplam 2 yorum var, 2 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
saygılar 4 Ocak 2021 Pazartesi 23:29

Sayın vekilimiz o bahsettiğiniz inciraltındaki ; meyve ve sebze yetiştiği zamanlar ben ilkokula gidiyordum.Babamla beraber bir şişe gazoz içerdim inciraltında kahvelerde,sonrası dolmuşa biner gelirdik. Bazende babamla macera olsun diye yürüdük ara yollardan Balçovaya:)Şuan İse 40 Yaşına Gelmiş Bulunuyorum.Evliyim ve Bir çocuk sahibiyim.Yaşadığım çocuklugu oğlumda yaşasın istiyorum ,fakat gelin görün ki durum berbat...Su yok,Toprak ölü,Harabe bir şekil almış durumda heryer...zaten eski insanlar rahmete kavuşmakta,mecbur olanlar zor durumda olanlar yok pahasına yerlerini satmakta... Yani Garip bekler ,Zengin gelir bedavaya çöker ...Daha da çözüm olmazsa ; Karmakarışık bir alan olup çıkar maalesef..neyse derdi olan çoktur ..Allah herkesin gönlüne göre versin.Anlamak istersenizde bizleri ; Az empati yapın !!! Saygılarımla...

Yorumu oyla      2      3  
KSKLİ 4 Ocak 2021 Pazartesi 18:34

İmara açılmasında millet ufak ufak villa dikmeye başlamış. bunlar imarlımı kaçak mı?

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Kura öncesi CHP’den açıklama: Başkanlığın elimizden alınmasına asla müsaade etmeyiz!
CHP İzmir İl binasında düzenlenen basın toplantısında bugün kura bölümünün ...
Akşener’den zam yorumu: Memura ‘aç kal’ diyorlar
Emeklilere yapılacak zam oranına tepki gösteren İYİ Parti lideri Meral ...
'Elektriğe, elektroniğe zam geldikçe TRT yöneticileri ellerini ovuşturuyor'
Gelirinin yüzde 88’ini elektrik katkı payı ve bandrol ücretlerinden elde ...
 
O parti Millet İttifakı'ndan ayrılıyor!
Cumhurbaşkanlığı, milletvekilliği ve yerel seçimlerde Millet İttifakı ...
Meclis üyeleri katılmadı... Menemen Meclisi'nde kuraya boykot!
Menemen Belediye Başkanvekilli Seçimi için bugün yapılması planlanan kura ...
Mehmet KARABEL yazdı... Güzelim köyler mahalle olmaktan nasıl kurtulur?
Mehmet KARABEL yazdı... Güzelim köyler mahalle olmaktan nasıl kurtulur?
 
Kadir Topbaş'ın durumu ciddiyetini koruyor!
Yoğun bakım ünitesinde tedavisine devam edilen Topbaş'ın sağlık durumunun ...
AK Parti'den CHP'nin SMA kampanyasına tepki!
AK Parti İzmir Milletvekili Cemal Bekle, sosyal medya hesabından yaptığı ...
AK Parti'den Büyükşehir'e 'dağıtım' tepkisi!
İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından Konak ilçesine bağlı 2. Kadriye ...
 
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Bu vapur bir milletin kaderini nasıl taşıdı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Bir portre Recai Acar...
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Bir başkadır Göztepe sevgisi
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva