Fatih YAPAR/EGEDESONSÖZ - Kültür ve Turizm Bakanı Ertuğrul Günay ile Ulaştırma Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın açıklamalarına yanıt gecikmedi.
- Bakanlar İzmir'i birbirine ikram etti...
CHP İzmir Milletvekili Alaattin Yüksel, “İki bakan birbirine ‘sen aday ol’ diyor. Bu aslında İzmir’i kazanamayacaklarının göstergesidir. Nasıl olsa kazanamayacağım anlayışı ile topu birbirlerine atıyorlar. İki de kaybeden olmak istemiyor. Bırakın bakanların aday olmasını başbakan bile aday olsa bir şey yapamazlar. Benim önerim başbakan nasıl olsu bu dönemden sonra görevi bırakıyor. Gelsin buradan aday olsun. İzmir’in kendine has duyarlılığı, tutumu ve davranışları var. Belediye başkanı olarak da mütevazi, kentini seven, proje yapan insanı yeniden görmek ister. İki bakan da İzmir için umutsuzluk sarmalında olduğu için böyle davranıyorlar” dedi.
Hükümetin bakanlarının her şeyde olduğu gibi EXPO konusunu da siyasi malzeme haline getirdiğini anlatan Milletvekili Yüksel, “Sürekli bir çıkar elde etme çabasındalar. İzmir’de EXPO başta olmak üzere birçok konuyu kullananlar başka yerlerde de kendilerine yeni meseleler buluyorlar. Türkiye’de yaptıkları gibi İzmir’de de kenti sevenler ve sevmeyenler ayrıştırması içine girdiler. Kentin geleceğini tehlikeye atmakta bir sorun görmeyen bu zihniyet faydadan çok zarar veriyor. EXPO konusuna partiler üstünde bir açıdan bakmak lazım. Bu bizim projemiz. Siz, bakan olarak yerel yönetimleri hizmet düşmanı olmakla suçlayamazsınız. EXPO’nun alınmasında umutsuzluk gördükleri için olası sorunlu bir durumda ve başarısızlıkta bahane bulacakları için şimdiden altyapısını oluşturuyorlar. EXPO 2015’deki başarısızlık için kendi partilerinin kapatma davasını gerekçe gösterenler bugün belediyelere yapılan operasyonlar, baskılar ve zulümler ortaya konulduğunda ‘onun bununla alakası yok, yargının işine karışamayız’ diyorlar” diye konuştu.
![](/images/image/yukseldencoksert.jpg)
ÖNCE HESAP VERSİNLER!
Bakanların her fırsatta kentte görev yapan STK’lara ve meslek odalarına yüklenmesinin kabul edilemez olduğunu anlatan Milletvekili Yüksel, iktidarın kendi anlayışına karşı çıkmayacak bir yapı istediğini söyledi. Yüksel, “Her konuda rant sağlamaya çalışan, Özelleştirme İdaresi eliyle satılmadık yer bırakmayan hükümete ‘dur’ diyen ilgili meslek kuruluşları düşman ilan edilerek, kentin önünde engel olarak gösteriliyor. Bu kabul edilebilir bir iş değildir. İzmir, gelişmesine, büyümesine ve hızla yükselmesine rağmen hükümete verdiğini alamıyor. Bakanlar önce bunun hesabını versin” ifadelerini kullandı.
İÇLERİNDE TALAN ZİHNİYETİ VAR
Bakan Yıldırım ve Bakan Günay’ın açıklamalarını ciddiyetten uzak bulan CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu, Büyükşehir Belediye Başkanlığı için aralarında geçen diyalogu ‘basit, niteliksiz’ buldu. Moroğlu, “İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin başkanlık makamı öyle insanların kendi arasında gülerek dalga geçecek bir yer değildir. İki bakan ‘sen ol, ben olayım’ diyaloguna giriyorlar. İkisine de bu durum yakışmıyor. Tabi ki bu işin bir boyutu daha var. Bu seçimi kazanamayacakları için iki bakan siyasetin birbirini bitirmek için çabalıyor. Kaybeden olmamak için topu birbirlerine atıyorlar” dedi.
![](/images/image/morogluiceribakanlar.jpg)
Bakanların yerel yönetimleri eleştirmelerine de anlam veremediğini anlatan Moroğlu, “Bir belediye başkanı için ‘az yaptı, çok yaptı’ diyebilirsiniz. Sonra da ‘biz daha fazlasını yapacağız’ da dersiniz. Ama çıkıp ‘İzmir’i köy kent yaptılar’ diyerek merhum Ecevit’i de üstü kapalı eleştiremezsiniz. Başbakan ne dediğini bilmediği için bakanlar da onun yolundan gideriz anlayışı ile aynı hareketleri yapıyorlar. Çıkıp, İzmir’de meslek odalarını ve STK’ları eleştiriyorlar. Siz önce kendinize bakın. AKP hükümetinin bakanları kendileri gibi oda yöneticileri istiyorlar. Biz yapalım kimse bir şey demesin, her yapılana onay versin mantığındalar. Odalar görevini yapıyor. Sizi engelliyor da eline silah alıp önünüze mi çıkıyor. Sadece bilime aykırı olan duruma itiraz ediyor ve ardından yargıya gidiyor. Yargı kararını verince niye suçlu STK’lar oluyor? Zaten 12 Eylül Referandumu’ndan sonra yargının elini kolunu bağladılar. Ayrıca çıkartılan genelgeler ile meslek odaları çalışamaz hale geldi. Bakanlar açıklamaları ile içlerindeki talan zihniyetini dışa vurdular” diye konuştu.
İSTERSE İKİSİ BİRLİKTE GELSİN
CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, iki bakanın belediye başkanlığı adaylığı için yaptığı açıklamaların ardından çağrıda bulundu. Çam, “Kabinede kim aday olmak isterse olsun. Bizim için fark etmez. İsterse bir kanun değişikliği ile iki bakanı da İzmir’den aday gösterebilirler. Biz buna da hazırız. İzmir çağdaş ve demokratik seviyesinden asla ödün vermeyecektir. İzmir’deki belediyeler çok başarılı çalışmalar yapıyorlar” dedi.
STK’ların bakanlar tarafından hedef gösterildiğini ifade eden Çam, “AKP ‘biz yüzde 49 oy aldık, kural ve kanun tanımayız’ diyor. Bu anlayış ile hareket ediyorlar. Kamunun menfaatine aykırı hareket etmek artık doğal karakterleri oldu. Bu anlayışa karşı İzmir’de yaşayan herkesin uyarıda bulunması, gerekeni yapması ve meslek odalarının çalışma yapması en doğal görevleridir. Bunu yapmayanlar asıl görevlerini yerine getirmemiş, sorumluluklarından kaçmış olurlar” diye konuştu.
EXPO’nun sadece İzmir değil tüm Türkiye’nin bir projesi olduğunu anlatan Çam, bu çalışmalarda hiçbir kurum ve kuruluşun dışlanmaması gerektiğini dile getirdi. İzmir’de birçok karar alınırken belediyelerin ve yerel yönetimlerin devre dışı bırakıldığını anlatan Çam, “EXPO’nun İzmir’e alınması sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin şerefi olamaz. Bu durum genele yayılmalıdır. Bu şeref tüm İzmir’in olmalıdır. Eğer EXPO hükümetin çalışmalarıyla alınırsa bu şeref de sadece hükümetin değil tüm herkese paylaştırılmalıdır. Bizim bu özeni ve duruşu göstererek EXPO konusunda tutum içine girmemiz gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Bakanlarını açıklamalarının gerçeği yansıtmadığını ifade eden CHP İzmir Milletvekili Erdal Aksünger, EXPO’da hükümetin yüzünden kavram kargaşası ortaya çıktığını söyledi. Bakanların yerel yöneticileri eleştirmesinin anlamsız olduğunu anlatan Aksünger, “ Bu tür organizasyonlarda ve bundan önce yapılan EXPO’larda bu işin sahibi yerel yönetimlerdir. Kentin belediye başkanı bu işin yürütülmesinde aktif rol alır. Baktığınızda bakanların burada daha çok gündeme gelmeye çalıştıkları görülüyor. Eğer bu organizasyon alınırsa ‘biz yaptık’ diyecekler. Başarısız olunma ihtimaline karşılık da şimdiden altyapısını yaparak ‘yerel yönetimler çalışmıyor’ diyorlar. Bu planlı bir çalışma” dedi.
Bakanların belediye başkanlığı ile ilgili açıklamalarına da değinen Aksünger, “İki bakan bir yer ile ilgili topu ortada döndürüyor, ben yaparım demiyorsa demek ki kazanamayacaklarını onlar da biliyor. Eğer İzmir’i alacaklarına inansalardı ‘sen ol’ değil ‘ben olayım’ derlerdi. Ben duruma böyle bakıyorum” diye konuştu.
GÜNAY ŞAMAR OĞLANINA DÖNDÜ
İki bakanın tavırları ile İzmir ve İzmirlileri küçük gördüğünü anlatan CHP İzmir Milletvekili Aytun Çıray, " Alaycı ve küçük görücü cümleler kurmak milletin iradesine ipotek koymaktır. Bu tavırlarını ayıplıyorum. Bakan çıkıp 'İzmir'de iş yapmak deveye hendek atlatmaktan sor' diyor. Bana göre bu İzmir'e 'gavur' diyen zihniyetin ve düşüncenin devamıdır. Deve kimdir? Hendek neresidir? İzmir'de her şeyi kanunlara, yasalara uygun yaparsanız kimse önünüze çıkmaz. STK ve odalar görevlerini yerine getiriyor. İki bakanın birbiri arasındaki diyalogda Yıldırım, Günay'a 'anılarını yazacak' demesi gerçekten üzücü bir durum. Günay'ın durumuna üzülüyorum. AKP içerisinde kendisi şamar oğlanına döndü. Bir başbakan fırçalıyor, sonra da Bülent Arınç eleştiriyor. Gerçekten durumu vahim" dedi.
![](/images/image/hasantopal.jpg)
MİMARLARDAN YILDIRIM’A ELEŞTİRİ
Bakan Yıldırım’ın odalar ve sivil toplum kuruluşlarına yönelik yaptığı açıklamaya ilk cevap Mimarlar Odası İzmir Şube Başkanı Hasan Topal’dan geldi.
Topal, “Mimarlar Odası bugüne kadar İzmir’de planlama ilkelerine, şehircilik bilimine, kamu yararına, akla ve bilime uygun hiçbir projeye eleştiri yapmamıştır. Aksine, kent planlarıyla uyumlu olmayan, kamu yararı gözetmeyen, kentte daha çok altyapı sorunları yaratacak projelere ise eleştirilerde bulunmaktadır. Örneğin; Üçyol’dan Buca’ya metro için bütün planlar hazırken, metro yerine, metro hattının yaklaşık 1 kilometre doğusundan kentin ulaşım ana planında yer almayan Konak Tüneli’nin yapılması, kentin öncelikleri açısından ve kent içi ulaşım politikaları açısından eleştirilmesi gereken bir projedir. Ayrıca, kentte gündeme getirilen yanlış ve plansız projelere karşı çıkılmasaydı İnciraltı, şimdiye kadar çoktan 35 bin nüfus içeren yapılaşmaya açılmış, Pasaport Limanı kazıklı Kordon yoluyla doldurulmuş, kentin kamu elindeki bir çok arazisi kamunun elinden alınmış olacaktı. Özetle Odaları eleştirenler, kentte proje önerecekleri alan bile bulamayacaklardı. Mimarlar Odası, kente önerilecek bütün projeler için, demokratik, katılımcı karar süreçlerinde katkı koymaya her zaman hazırdır. Akılcı, bilime uygun, kentin plan ana kararlarını bozmayan, gerçek anlamda üreten ve istihdam yaratan projelere destek vermeye hazırdır” dedi.