HABERLER>POLİTİKA
20 Mart 2022 Pazar - 17:06

DEVA'dan İzmir'de gövde gösterisi!

Düzenlenen 1'inci İzmir İl Kongresi'nde açıklamalarda bulunan DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan, mevcut hükümete eleştiriler getirerek "Hodri meydan! Sizin gücünüz; Türkiye’nin köklü demokrasisini yok etmeye yetmeyecek. Türkiye’yi daha fazla aşağı çekmenize izin vermeyeceğiz. İlk seçimden hemen sonra Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i inşa edeceğiz. Ülkemizi özgürlükle, adaletle ve zenginlikle buluşturacağız. Bunu engelleyemeye gücünüz yetmeyecek" dedi

DEVA dan İzmir de gövde gösterisi!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi kuruluşunun üzerinden geçen 2 yıllık süreç sonrası İzmir'de ilk olağan kongresini İzmir Kültürpark içinde yer alan Celal Atik Spor Salonu'nda gerçekleştirdi.

Kurucu il başkanı olarak görev yapan Seda Kaya Ösen'in tek aday olduğu kongreye DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'da katıldı. Kongreye ayrıca, CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, Buca Belediye Başkanı Erhan Kılıç, Narlıdere Belediye Başkanı Ali Engin, Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü ve Gelecek Partisi İzmir İl Başkanı Onur Sivaslı'da katıldı.

MERAK ETMEYİN, EN YAKIN ZAMANDA…
İl kongresine katılan ve açıklamalarda bulunan DEVA Partisi Lideri Ali Babacan, İzmir'in kadim medeniyetler şehri olduğunun altını çizerek, "Çok kültürlü sosyal dokusuyla, Türkiye’nin fikir ve sanat hayatına benzersiz katkılar sunan İzmir, merhaba! İzmir’in özgürlük ve demokrasi özlemiyle yanıp tutuşan haysiyetli insanları, merhaba! Demokrasisine ve özgürlüğüne aşık olan bu kentte olmaktan büyük bir mutluluk duyuyorum. Hasan Tahsin’in ilk kurşunu attığı, Gazi Mustafa Kemal Atatürk önderliğindeki Millî Mücadelemizin, zaferle taçlandığı güzel İzmir’i muhabbetle selamlıyorum. Bu gelişimiz soğuk günlere denk geldi ama, merak etmeyin, en yakın zamanda, Kordon’da imbatın estiği bir gün, Pasaport’ta beraberce gevrek yiyeceğiz inşallah. Biliyorsunuz, Türkiye’nin diğer şehirlerinde gevreğe simit diyorlar" dedi.

OTORİTER İTTİFAKIN DA SONUNA YAKLAŞIYORUZ
Mevcut iktidarın sonuna yaklaşıldığını vurgulayan Babacan, "Ülkemiz şu anda, son derece önemli bir yol ayrımında. Ya 84 milyon el ele verip özgürleşeceğiz, ya da bu otokrat rejim memleketimize iyice perçinlenecek. Ya Türkiye’yi hep beraber bir hukuk devleti yapacağız, ya da iktidardaki otoriter ortaklığın ülkemizi sefalete sürüklemesine seyirci kalacağız. Ya Türkiye’yi tam demokrasi rotasına sokacağız, ya da demokrasimizden eser kalmayacak. İşte yol ayrımı bu. Ama emin olun; Yarının Türkiye’sini özgür, demokratik ve zengin bir ülke yapmak bizim elimizde. Bizler, üstümüze düşen sorumluluğun bilincindeyiz. İnanıyorum ki bugünleri atlatacağız. Hep beraber atlatacağız. Tıpkı kabustan uyanıp, bir yudum su içer gibi ülkemizi hızla rahatlayacağız. Çünkü, çok iyi biliyoruz ki, hiçbir baskı rejimi sonsuza dek sürmez. Hiçbir tarih kitabı, baskı rejimlerinin sonsuza dek sürdüğünü yazmaz. Bugünkü otoriter ittifakın da sonuna yaklaşıyoruz. İktidardaki otoriter ittifak toplumun tüm kesimlerine çok ağır bedeller ödetti, ödetiyor. Bu baskı döneminin en büyük bedelini ise kadınlar ve gençler ödüyor. Her hanenin geçim yükünü üstlenen kadınlar, yokluğu ve yoksulluğu bizzat yaşıyorlar" ifadelerini kullandı.

TÜRLÜ HAKSIZ VE HADSİZ MÜDAHALEYLE KARŞILAŞIYORLAR
Özellikle gençlerde endişe olduğunu ve bunun düzeltilmesi için çalışacaklarını dile getiren Babacan, "Kadınlar gündelik hayatta; fiziksel, ekonomik, psikolojik, her türlü şiddetle karşılaşıyor. Yetmezmiş gibi tek bir kişi, gece yarısı aklına eseni yaparak, gözünü kadınların kazanımlarına dikiyor. Kadınlar, hukuksuzluğu iliklerine kadar yaşıyor. Daha önce de ifade etmiştim: Tarihimizdeki en şiddetli tartışmalar, ideolojik kutuplaşmalar, maalesef hep kadınlar üzerinden yürütüldü.  Çağdaşlık tartışmaları, hep kadının konumu üzerinden yapıldı. Laiklik kadının kıyafeti üzerinden tartışıldı. Dindarlık kadının başörtüsüyle anıldı. Kadınlar, haklarını ararken dahi, “Şu kılığına kıyafetine bak”, “O saatte ne işi varmış”, “Başında örtü var”, gibi her türlü haksız ve hadsiz müdahaleyle karşılaşıyorlar. İşte bu ipe sapa gelmez ideolojik takıntılar, bugün de, kadın haklarının üzerinde tepinilerek sürdürülüyor. İmzalanmasına Türkiye’nin öncülük ettiği İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılarak, hem kadınların kazanımları ellerinden alınıyor, hem de ülkemiz Avrupa kurumlarından uzaklaştırılıyor. Biz bu tartışmaları kabul etmiyoruz arkadaşlar. Kadınların tüm hak ve özgürlüklerini amasız fakatsız savunuyoruz. İktidardaki otoriter zihniyetin bedelini en ağır bir biçimde ödeyen diğer kesim ise gençler. Gittiğimiz her yerde gençlerin gözlerindeki endişeyi görüyor; dillerindeki haklı isyanı duyuyoruz. Gençlerin haklı tepkilerini her fırsatta iktidar ortaklarına da duyurmaya çalışıyoruz" dedi.

KENDİ ÜLKESİNDE BOĞULAN GENÇLER…
Türkiye'de gençlerin farklı ülkelere gitmeye çalıştığını vurgulayan Babacan, "Bir kez de hep beraber İzmir’den duyuralım. Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli… Şimdi size sesleniyorum: Gençler, buldukları ilk fırsatta, kendilerine başka bir ülkede hayat kurmayı hayal ediyorlar. İlk fırsatta Türkiye'den kaçmak istiyorlar. Var mı bir cevabınız? Gençler, “Harçlıklarımızla sokağa çıkmak, bir kafede oturmak, sinemaya gitmek mümkün değil artık!” diyor. Var mı bir cevabınız? Gençler, “Sosyal medyada düşüncemi açıkladığımda kapıma polis dayanmasından, ileride iş bulamamaktan korkuyorum” diyor. Var mı bir cevabınız? Gençler, “Onca yıllık emeğim mülakatlarda çöp oluyor, torpil yoksa iş yok” diyor. Var mı bir cevabınız? Sabah akşam hayali düşmanlar üretip gölge boksu yapacağınıza, gençlerin gözünün içine bakarak bu sorulara cevap verin. Bakın arkadaşlar, biz, gençlere, gasp edilen haklarını iade etmeyi taahhüt ediyoruz. Bunun yolunun da özgürlükçü bir sistemi inşa etmekten geçtiğini çok çok iyi biliyoruz. Ancak bu sayede, gençlerin kaçmak istediği değil, yaşamak istediği bir ülkeye kavuşabiliriz. Çünkü bu baskı ortamı gençleri boğuyor. Kendi ülkesinde boğulan gençler yurt dışına çıkmanın yollarını arıyor" açıklamasında bulundu.

BİRİNCİ SINIF DEMOKRASİYİ MÜJDELEYEN BİZLER OLACAĞIZ
İnternette videolar izlediğinde gençlerin yurt dışına çıkma yollarını aradığını gördüğünü ifade eden Babacan sözlerine şu ifadeler ile sürdürdü:

"Arada bir YouTube’da bakıyorum; “Yurt dışına kaçmak isteyen gençlere tavsiyeler” temalı videolar var. Bu videoları yüz binlerce genç izlemiş. Bu videoların altındaki yorumlara baksanız içler acısı… Bir genç, “Cebimde 60 lira parayla yurt dışına çıkma hayali kuruyorum” diye yazmış. Bir diğeri, “Bizi Türkiye'de yaşamaktan nefret eden gençler yaptınız. Sağ olun” diye yazmış. Bir başkası, “Yurtdışında yaşayıp Türkiye’ye tatile geleceksin, başka türlü zor” diye yazmış. İşte, iktidardaki otoriter ittifakın, ülkemizi sürüklediği noktanın özeti budur arkadaşlar. Bu iktidar sabah akşam beka diyor. Bir üleknin gençlerinin başka ülkeye gitmek istemsi kadar büyük bir beka sorunu olabilir mi? Ha bu arada, kimse de haklı olarak doğumuzdaki ülkelere bakmıyor. Kimse “İran’a, Pakistan’a, Kazakistan’a falan nasıl giderim?” diye araştırmıyor. Gençler kendilerine Avrupa ülkelerinde bir hayat kurmak istiyor. Neden biliyor musunuz? Çünkü gençler, hukuk devletinde yaşamak istiyorlar. Özgürlük istiyorlar. Hayat kalitelerini arttırmayı, ailelerinden çok daha iyi koşullarda yaşamayı istiyorlar. İşte bu yüzden Avrupa Birliği ülkelerine bakıyorlar. İktidardaki otoriter zihniyet ise neredeyse her gün yeni bir hukuksuzluğun altına imza atarak ülkemizi Avrupa Birliği değerlerinden de, demokrasiden de uzaklaştırıyor. Eğri oturalım doğru konuşalım. Avrupa’nın kapıları Türkiye’ye ne zaman açılır biliyor musunuz? Kendi anayasasını çiğneyen, hukukun üstünlüğünü yerle bir eden bu zihniyeti iktidardan gönderdiğimizde, kapılar ardına kadar açılır. Biz bu konuda kadrolarımıza güveniyoruz. Çünkü Türkiye’yi, Avrupa Birliği sürecine yeniden sokacak siyasi aklın DEVA Partisi’nde olduğunu biliyoruz. Biz bu özgüvenle hareket ediyoruz. Hiç kuşkunuz olmasın. En kısa zamanda, ülkemize birinci sınıf demokrasiyi müjdeleyen bizler olacağız. Hiçbir ayrım yapmadan, tüm vatandaşlarımızın hukuk güvenliğini sağlayacağız ve refahını yükselteceğiz."

HODRİ MEYDAN!
"İktidar ortaklarının DEVA Partisi’ni engellemek için ürettiği tüm entrikaları boşa çıkaracağız. Korkuyorlar! Matematik hesaplarıyla değil, meydanlarda büyümeye devam edeceğiz. Bildiğiniz gibi, iktidar ortakları, DEVA Partisi’ni engelleme çabalarına geçenlerde bir yenisini daha eklemeye kalkıştı. Belli ki Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli önlerine haritayı koymuşlar; masa başı formüllerle jübile seçimlerine nasıl gireceklerini konuşmuşlar. İkisinin de jübilesi olacak. Nafile! Beyhude! Boşa kürek çekiyorlar! Ben buradan otoriter ittifakın büyük ve küçük ortağı Sayın Erdoğan ve Sayın Bahçeli’ye sesleniyorum: Sizin entrikalarınız bize vız gelir, vız. Elinizden geleni ardınıza koymayın. İstediğiniz dalavereleri çevirin. Masa başında üretilen matematik formülleriyle, entrikalarla, dalaverelerle seçim kazanılmaz! Seçim meydanda kazanılır, meydanda! Onun için size “Hodri meydan!” diyorum, “Hodri meydan!” Sizin gücünüz; Türkiye’nin köklü demokrasisini yok etmeye yetmeyecek. Türkiye’yi daha fazla aşağı çekmenize izin vermeyeceğiz. İlk seçimden hemen sonra Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’i inşa edeceğiz. Ülkemizi özgürlükle, adaletle ve zenginlikle buluşturacağız. Bunu engelleyemeye gücünüz yetmeyecek. Varın siz, bu devletin bütün imkanlarını, sonuna kadar, kendi siyasi ikbaliniz için  arcayadurun. Varın siz, hergün hukuk dışına çıkarak, insanları korkutarak, güç gösterisi yapadurun."

GLADYO VE BENZERİ ÇETELERDEN, MUTLAKA HESAP SORULACAK
"Unutmayın, demokrasilerde hiçbir güç halkın iradesinin üstünde değildir. Biz gücümüzü, halkımızdan, halkımızın ilgi, sevgi ve desteğinden alıyoruz. Unutmayın, haklı olan güçlüdür. Biz gücümüzü, haklı olmaktan alıyoruz. Onun için tekrar ediyorum, İzmir'den onlara sesleniyorum ve hodri meydan diyorum. Anlaşılan o ki, seçim hesapları Beştepe’nin koridorlarını epey hareketlendirmiş. Beştepeler koridorları seçim yaklaşıyor ancak bizim halimiz ne olacak diye bir panik ortamı oluşmuş. Ne zaman ki iktidar seçimi kaybedeceğine kanaat getirir o zaman seçim yasasını değiştirir. Bu son teşebbüs kendilerinin gitmekte olduklarının en önemli belirtisidir.  Zannediyorlar ki önümüzdeki seçim sonuçlar 2018 gibi olacak. Önümüzdeki seçimlere çok şey değişecek. Bizi hedef almak kolay değil. Çünkü biz yerinde duran bir hedef değiliz. Hızla ileriye koşan bir hedefiz. Bizi yakalayamazlar. Bir seneye kadar DEVA Partisi nerden nereye gelecek. Bunu anlayamıyorlar. Ekonomik kriz veya faili meçhul cinayetler dönemi denilince ilk akla gelen bazı isimlerden medet umar hale düşmüşler. Enerjinize yazık yahu. Bu millet, 90’lı yılların siyasi yıkımlarını unutmadı, unutmayacak. Bu millet, 90’lı yılların karanlığında, ülkenin doğusunda kol gezen Beyaz Torosları, ülkenin batısında katledilen aydınları ve gazetecileri, Manisa’da gençler için kurulan işkence haneleri unutmayacak. Türkiye er ya da geç adalete kavuşacak. Devletin içinde, hukuka aykırı faaliyet yürüten şebekeler, bir gün mutlaka temizlenecek. Hiçbir masum vatandaşımız, boğazında düğümlenen acısıyla yaşamayacak. Bundan birkaç ay önce, bir mafya liderinin, çete benzeri yapılanmalarla ilgili anlatılarını hep beraber izledik. İşte, kararlı bir siyasi irade iş başına geçtiğinde, böylesine hukuk dışı faaliyetlere asla geçit verilmeyecek. Devletin resmî belgelerinde dahi kayda geçen Gladyo ve benzeri çetelerden, mutlaka hesap sorulacak. Bu hesabı, “bağımsız ve tarafsız yargı” soracak."

DEPREMDEN SONRA YAŞANAN SÜREÇ SAĞLIKLI YÖNETİLEMEDİ
"Devlet her türlü hukuksuzluğa karşı, hukuk içinde kalarak mücadele verir. Bir yanlış, başka bir yanlışla düzeltilmez. Karşınızda, çete de olsa, mafya da olsa, terör örgütü de olsa, devlet bunlara karşı mücadelesini, devlete yakışır şekilde verir. Bu noktada, “bağımsız ve tarafsız yargı”nın altını özellikle çiziyorum. Hukuka aykırı işler yapanlar; demokrasimize kasteden, hukuk sistemimizi felç eden FETÖ’nün bulandırdığı suda temizlenemezler. Bu yüzden biz, öncelikle yargının bağımsızlığını ve tarafsızlığını tesis edeceğiz. Biz, kurunun yanında yaşı yakmadan, masum tek bir vatandaşımızın haksız yere ceza çekmesine razı gelmeden, adaleti tesis edeceğiz.Sayın Erdoğan ne dedi? Acımayın acınacak hale düşersiniz dedi. Devletin başındaki biri böyle bir şey diyebilir mi?  Bildiğiniz gibi, DEVA Partisi olarak tarımdan sosyal politikalara, ekonomi ve finans politikalarından dijital dönüşüm ve teknoloji alanına kadar pek çok alanda eylem planlarımızı hazırladık. Türkiye tarihinde bir ilkin altına imza attık. Yine bu kapsamda açıkladığımız eylem planlarımızdan birisi de Afet Eylem Planı’ydı. Orada, afet durumlarına ilişkin yaklaşımımızı etraflıca ortaya koyduk. Çok yakın bir zamanda korkunç bir acıyla sarsılan şehrimizdeyiz. 30 Ekim 2020 tarihinde İzmir’de yaşanan depremde 116 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ben de yıkımın ardından İzmir’e gelmiş, vatandaşlarımıza baş sağlığı ve geçmiş olsun dileklerimi iletmiştim. Arkadaşlarımızla beraber incelemelerde bulunmuştum. Aradan 1 buçuk yıl geçti. Ama ne yazık ki depremden sonra yaşanan süreç sağlıklı yönetilemedi.  Bu tür afet zamanlarında, en önemli konulardan biri, kuşkusuz, hasar tespit çalışmalarıdır. Hasar tespit çalışmaları; şeffaf, kurallı ve standartlara bağlanmış bir yöntem anlayışıyla, konunun uzmanı mühendisler tarafından yapılmalıdır. Bu hususta meslek odaları görev almalıdır."

YEREL YÖNETİMLERİN ETKİNLİĞİNİ ZAYIFLATIYOR
"Bu hususta meslek odaları görev almalıdır. Çalışmalar bağımsızlık ve tarafsızlık ilkeleriyle yürütülmelidir. İlgili mercilerin, hazırlanan hasar tespit raporlarına erişim kolaylıkları mutlaka sağlanmalıdır. Ayrıca, yıkılan veya ağır hasar gören binalarla ilgili mülkiyet ilişkilerinde de düzenlemeler yapılması kaçınılmazdır. Yeniden yapılacak binalardan veya verilecek kredilerden yararlanmayı tanımlayan “hak sahipliği” kavramı, mağduriyetleri giderecek şekilde yeniden düzenlenmelidir. Mülkiyet hakkının bulunmadığı veya tüzel kişiliğe sahip olduğu için hak sahibi kabul edilmeyen afetzedelerin konut veya işyeri edinebilmeleri kolaylaştırılmalıdır. Afet bölgelerinde oluşacak zararların önlenmesi için gereken kaynak mutlaka erkenden temin edilmelidir. Bu kapsamda, ulusal kaynak ve imkanların yanında, uluslararası kalkınma ve yatırım ajanslarının, finans kuruluşlarının uygun koşullu kredi programlarından istifade edilmelidir. Arkadaşlar, afetle mücadelede en önemli hususlardan bir tanesinin de, merkez ile yerel arasındaki dengeyi doğru kurmak olduğunu düşünüyoruz. Merkeziyetçi yönetim anlayışının, afet durumlarında etkinliği azalttığını biliyoruz. Bu kapsamda, DEVA Partisi iktidarında, her kademedeki yönetim birimlerinin ve yerel yönetimlerin rollerini yeniden tanımlayacağız. Şu anda, operasyonel sorumluluğun AFAD ve valiliklerin üzerinde bulunması, yerel yönetimlerin etkinliğini zayıflatıyor. Yine AFAD, kuruluş amacına uygun olmayan faaliyetlerde de çok fazla sorumluluk alıyor. Bu durum, AFAD’ın asıl görevlerine odaklanmasını zayıflattığı gibi, afetlerin yönetiminde de yetki karmaşasına yol açıyor. Tüm bunların önüne geçmek amacıyla, afetle mücadelede, yerel yönetimlerin yetki ve sorumluluklarının arttırılması gerektiğini söylüyoruz."

İNSANLARININ VERDİKLERİ HAKLI MÜCADELEYİ DE SONUNA KADAR DESTEKLİYORUZ
"Merkezi yönetim ile yerel yönetim meselesi sadece afet durumlarında da gündeme gelmiyor. Özellikle İzmir, merkezi ve yerel yönetim arasındaki siyasi ve ekonomik çekişmeleri derinden hisseden bir şehrimiz. Bu durum, İzmir’in hak ettiği yatırımları almamasına neden oluyor. Biz bu haksız ve adaletsiz durumu kesin olarak reddediyoruz. Mesele vatandaşa hizmet ve kentlerimize yatırımsa, partiler arası çekişmeye asla izin vermeyeceğiz. İktidarın, yerel seçimlerde kaybettiği şehirlerimizi cezalandırmasına, Ankara’nın İzmir’e “üvey evlat” muamelesi yapmasına son vereceğiz. Değerli arkadaşlar, Bugün değinmek istediğim bir diğer husus da yakın zamanda Resmî Gazete’de yayınlanan ve Urla ilçemizi de yakından ilgilendiren maden yönetmeliği. Neymiş? Elektrik üretiminde kullanılan maden sahası, zeytinlik alan içinde kalırsa, sahada madencilik faaliyeti yürütülebilirmiş. Biz DEVA Partisi olarak, yasalara açıkça aykırılık teşkil eden bu konuda Danıştay’da iptal davası açtık. Çünkü, maden faaliyetleri esnasında oluşacak kimyasal atığın ve tozun dumanın, zeytin ağaçlarına ve zeytinliklere büyük bir zarar vereceğini biliyoruz. Parti programına “Nesiller arası adalet” ilkesini yazan ilk parti olarak biz, bizden sonraki nesillere yaşanabilir bir ülke bırakma sorumluluğuyla hareket ediyoruz. Türkiye’nin “Zeytinime dokunma” diyen tüm vicdanlı ve düşünceli insanlarının verdikleri haklı mücadeleyi de sonuna kadar destekliyoruz."

İZMİR’İN DEVA’SI VAR
"
Şimdi sözü sizlere, güzel İzmir’e bırakmak istiyorum. Ve soruyorum: Demokrasi ve atılım bayrağını Buca’da, Karabağlar’da, Konak’ta, Gaziemir’de mahalle mahalle, kapı kapı dalgalandıracak mısınız? Çiğli’de, Karşıyaka’da, Bayraklı’da, Bornova’da özgürlük diye haykıran her bir kadının yanında olacak mısınız? Dikili’nin, Bergama’nın, Kınık’ın adalet arayan yürekli insanlarıyla omuz omuza verecek misiniz? Yokluğun değil, bolluğun Türkiye’sine; Menemen’in, Foça’nın, Aliağa’nın fedakâr üreticileriyle birlikte yürüyecek misiniz? Menderes’te, Selçuk’ta, Tire’de geçim sıkıntısından şikâyet eden vatandaşlarımız ile, DEVA Partisi arasında, gönül köprüsü kuracak mısınız? İktidardaki keyfi yönetime Bayındır’ın, Ödemiş’in, Kiraz’ın, Beydağ’ın haysiyetli insanlarıyla beraber son verecek misiniz? Mücadelemizi, Çeşme’nin, Karaburun’un, Urla’nın, Seferihisar’ın köylüsüyle omuz omuza büyütmeye var mısınız? Hayatını özgürlükçü bir Türkiye’de kurmak isteyen Balçovalı, Güzelbahçeli, Narlıdereli gençlerin gücüne güç katmaya var mısınız? Bu uzun demokrasi maratonumuzu Torbalılı, Kemalpaşalı işçilerle el ele vererek koşmaya var mısınız? Demokrasi ve atılım bayrağını İzmir’in her köşesinde dalgalandırmaya var mısınız? İzmir muhteşem. Siz varsanız biz de varız. Artık Türkiye’nin DEVA’sı var. İzmir’in DEVA’sı var."

ÖSEN: HAYALİNİ KURDUĞUMUZ TÜRKİYE’Yİ…
Kongre de konuşmasını gerçekleştiren DEVA Partisi İzmir İl Başkanı Seda Kaya Ösen ise, "Ege’nin incisi, Demokrasi ve Atılım’ın kalesi, aydınlığın, kardeşliğin temsilcisi, milli mücadele ateşinin yakıldığı, kadınla erkeğin yan yana yürüdüğü, Cumhuriyet kazanımlarının yılmaz bekçisi, demokrat ve özgür insanların şehri İzmir’e hoş geldiniz, safalar getirdiniz.  “Dinlenmemek üzere yola çıkanlar asla yorulmazlar” diyen Ulu Önder Atatürk’ün çizdiği yolda yürüyen, Türkiye’nin dünyaya yön verebileceğine inanan, toplumuna, insanına sırt dönmeyen, kendisi için değil herkes için çalışan, yeniden insanca bir siyaset mümkün diyenler olarak bugün, milyonların gönlüne ve fikrine, silinmez izlerle kazınmış, DEVA Partisi’ne İzmir’den güç katıyor, omuz veriyoruz.  2020’nin son çeyreğinden bu yana, İzmir Teşkilatımıza verilen görevle birlikte bu coşkulu salonda, görevimizi eksiksiz yapmanın, partimizi şehrimize tanıtmanın, ülkemiz, çocuklarımız için bir şeyler yapabildik diyebilmenin, huzuru ve mutluluğu ile sizlerin karşısında bulunuyoruz. Pandemi, ekonomik şartlar ve siyasi baskı ortamında, İzmir Teşkilatı’nın genci  yaşlısı, kadını erkeği durmadan ve yorulmadan, bu topraklarda, hala ve her zaman ümit var diyerek, semt  semt, pazar  pazar, ev  ev dolaşarak, hayalini kurduğumuz Türkiye’yi vatandaşlarımıza anlattı" diye konuştu.

SİYASİ FİKİR BİRLİKTELİKLERİNİN TEMELLERİNİN GÜÇLÜ BİR ÇİMENTOSU OLUYORUZ
Mağdur kadınların, öğrencilerin ve birçok kesimin yanında DEVA Partisi olduğunu vurgulayan Ösen, "Güzel İzmir’in 26 ilçesinde teşkilatlanmasını tamamlayan partimiz, toplumsal gücü baskın olsun olmasın, hiçbir çağ ve vicdan dışı görüşe uymadan, samimi, çözüm odaklı ve insancıl yaklaşımlarıyla İzmirlinin yanında oldu. 7 ilçemizdeki kadın ilçe başkanlarımız, üye sayısında dahi yakalamayı başardığımız, yüzde 35 cinsiyet ve yüzde 20 gençlik kotamız ile İzmir’e ve İzmirliye yakışan siyasi duruş ve birlikteliği hep birlikte gösterdik. İzmir Teşkilatı’ndaki tüm yol arkadaşlarımla İzmir’de basılmadık toprak, çalınmadık kapı, dinlenilmemiş dert bırakmadık. DEVA Partisi olarak muhtaç olan her İzmirlinin yanında, yakınında olduk.  Açık yüreklilikle belirtmek isterim ki; Artık bizim sayemizde, İzmir’in adliyelerindeki, şiddet mağduru kadınların yanında DEVA var! Yurtsuz, evsiz üniversite öğrencilerinin yanında DEVA var! Geçinemeyen, kimsesiz ailelerin yanında DEVA var! Güçsüzün, haklının, mazlumun yanında DEVA, suçlunun, radikalin, arsızın karşısında yine DEVA var!  Güzel, eşsiz ve yalnız ülkemizde paylaşamadığımız, paylaşamayacağız hiçbir şey yok diyenlerin hareketi olan DEVA Partisi, 9 Mart 2020’den bu yana, siyasetteki ezberleri bozmaya, konuşulmayanları konuşmaya, kurumsal devlet yapısını onarmaya, çıkar gruplarına değil, halka hizmet eden bürokrasi anlayışını tekrar getirmek için yola çıktı. DEVA Partisi, inanmış kadrolarının elinde, daha güzel bir Türkiye, bizimle mümkün diyenlerin ortak sesi olarak, ahlaklı insanlarımıza cesaret ve umut aşılıyor. Yıllar içerisinde ötekileştirilen, farklılıkları törpülenmek isteyen insanlarımız, DEVA Partisi çatısı altında konuşuyor, eleştiriyor, siyaseti yeniden kurguluyor. Bu özgürlükçü yapımızla Türkiye’de geleceği tasarlamak adına, oluşan siyasi fikir birlikteliklerinin temellerinin güçlü bir çimentosu oluyoruz" dedi.

ZİHİN OYUNLARI “TENCERELERDEN” BÜYÜK DEĞİLDİR
Türkiye'de son dönemlerde daha çok DEVA Partisi'ne ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Ösen, "Türkiye siyasi hayatında, daha önce görülmemiş, 6 siyasi parti ile attığımız ortak adım, yalnızca siyasi elitlerin değil, tabanlarımızın da barış ve huzur ortamında, yetişen ve yeşeren, yeni siyaset anlayışını benimsediğini ülkemizin tamamına kanıtlamış bulunuyor. Atılmış olan bu adım ile yalnızca siyasi iktidara değil, insanlarımızın tamamının, kalplerinde de iktidar olma hedefimiz için çaba sarf ediyoruz.  Bu günlerde, ülkemiz hiç olmadığı kadar DEVA Partisi’ne ve kadrolarına ihtiyaç duyuyor. Gözlerdeki ışık ile ekonomik sorunları çözeceğini sanan yetkililer, görevden alındığı için mutluluk pozları veren bakanlar; Tüm bunlar ülkemizi yönetme işinin artık birilerine bıkkınlık verdiğini, gönülsüzlükle yapılan görevlerin, memleketimiz için olumlu sonuçlar doğurmayacağını, bizlere açık biçimde gösteriyor. Bunların yanı sıra, geçmişimizde görmeye alışık olduğumuz yağ ve benzin kuyruklarını yine görüyor, kiraları aşan faturalarla boğuşan, pandemide adeta yokmuş gibi davranılan esnafların feryatlarını duyuyor, hep birlikte, yıllar içinde kazandığımız birikimlerimizin, ellerimizden birer birer kayışını üzüntüyle izliyoruz. Özgürlükler ve adalet alanında geriye gittikçe ceplerimiz, mutfak dolaplarımız boşalıyor, zihinlerimiz “sıradanlaşmış umutsuzluklarla” doluyor, her gün kara kara düşünüyoruz. Kadın cinayetleri artmaya devam ederken, ülkemizin güzel çocuklarının, topraklarımızı terk etme isteğini bir türlü yok edemiyoruz. Tüm bunlar yaşanırken, birileri yine geçmişten tanıklık ettiğimiz şekliyle, vadesi dolmuş iktidarların yaptığı gibi, seçim sistemleri üzerinden, yürütülmüş beyhude çabalara bir kez daha girişiyor, benzer yöntemleri kullanarak farklı sonuçlar elde etmeyi amaçlıyor. Ancak unutulan nokta şudur ki; Seçim masalarda, mevzuatlarda değil! Mutfaklarda, pazarlarda, sokaklarda, sandıklarda kazanılır! Korkunun ecele, seçim sistemlerinin olacaklara faydası yok. Zihin oyunları “Tencerelerden” büyük değildir! Millet var! DEVA var!

Milleti, sistemlerle, suni gündemlerle uyutmak isteyenlerin karşısında yurttaşlarımız, daima aklının ve vicdanının izinden gidecek, rant ve çıkar gruplarının değil, evlatlarının ve ülkesinin yarınlarını düşünecektir. Dün olduğu gibi bugün de siyasi adımların altındaki art niyetleri rahatça okuyabilen milletimiz, ferasetiyle birlikte, hedefe oturtulan sanatçıların, kovulmak istenen, canımızı ve sevdiklerimizi emanet ettiğimiz doktorların, itibar suikasti mağdurlarının, kadınların, gençlerin, emekçilerin, korku ve baskı ortamında sinmiş, masum kalplerin yanında olmuştur ve olmaya devam edecektir" diye seslendi.

TÜRKİYE, HAYALİNİ KURDUĞUMUZ ÖZGÜRLÜKÇÜ VE DEMOKRAT GÜNLERİNE…
Sözlerine  parlamenter sistem ile ilgili kullandığı ifadeler üzerinden devam eden ve Kanal İstanbul göndermesi yapan Ösen, şu sözleri söyledi:

"Bu nedenle milletimizin, kendi bağrından çıkan DEVA Partisi, haram yemeyen herkesin, laiklerin, muhafazakarların endişelenmesine gerek yok diyerek! bugüne dek ezilmiş ve ötelenmiş yurttaşlarımıza bir “Tuba Ağacı” gibi şemsiye olacaktır.  Türkiye, hayalini kurduğumuz özgürlükçü ve demokrat günlerine partimiz, güçlendirilmiş parlementer sistem ve haklarını bilen ve koruyan 84 milyon vatandaşımızla birlikte kavuşacaktır.  Bunu gerçekleştirerek ülkemizi ve yarınlarımızı koruyacağız. Coğrafyamızın dört bir yanında savaşlar olur bombalar patlarken, ülkemizi karanlık ve kimsesiz günlerden uzak tutmanın yegane yolu, hukuk devletinin, demokrasi ile yeniden taçlandırılmasından, toplumsal birlikteliğimizin de yara almadan yaşatılmasından geçmektedir. Bu da etnik ve dini ayrımları akıllara hiç getirmeden, insanımıza, eşit yaklaşım ve eşit fırsat şansını sunma zihniyetine sahip, DEVA kadrolarının görevi devralmasıyla gerçekleşecektir.  Bölgemizde yaşanan üzüntü verici gelişmeleri takip ederken, yıllar önce Atatürk ve arkadaşlarının, bizleri huzur ve barış ortamı içerisinde yaşatmak adına, girişmiş oldukları başarılı siyasi anlaşmaların, önemini bugün hep birlikte görüyoruz. Bu noktada “çılgın kanal projesi” olarak lanse edilen hedeflerin, sakin ve sorunsuz denizlerimize felaketi getireceği net bir şekilde anlaşılıyor, bu gibi projelerin hiçbir şart altında, gündemde tutulmaması gerektiğine inanıyoruz."

EMİN BİR ŞEKİLDE, DİK DURARAK YÜRÜYECEĞİZ!  
"Yine bu dönemde gündemi meşgul eden yeni seçim yasasıyla birlikte erken seçim tartışmalarının rafa kalktığını, partimizi, tüm kitlelere anlatmak ve tanıtmak için bizlere yeni bir fırsat doğduğunu düşünüyoruz. Yasanın yürürlüğe girmesiyle başlayan 1 yıllık sürede çok çalışmalı, daha çok konuşmalı, daha çok kapı çalmalıyız.  Yine bu sürede DEVA Partisi’nin özgürlükler ve çağdaş yaşam adına kesin bir taraf olduğunu tekrar tekrar dile getirmeli, tek vaadi yoksulluk ve çaresizlik olanları vatandaşa şikayet etmeli; Ve kaderimizi belirleyecek o önemli seçim günü geldiğinde, oy pusulasında mührü “Damlaya” 3 kez vurmalıyız!  23 Haziran 2021’de Sayın Genel Başkanımızın katılımıyla gerçekleştirdiğimiz ilk kongremiz ile birlikte bugün 17. kongremizi, İzmir İl Kongresi olarak gerçekleştiriyoruz. Sizlerin ahlaklı, çalışkan ve emektar tutumları sayesinde, partimizi İzmir’de, halkımızın, medyanın, kişi ve kurumların ilgi ile takip ettiği, karar verici ve oyun değiştirici bir yapıya getirmiş bulunuyoruz. Şimdi yine sizlerle, atılmak istenen tüm art niyetli adımlara, tüm engellemelere rağmen, yılmadan, güzel günlerde buluşacağımızı hayal ederek, umutsuzluklara yer vermeden, geleceği ve yeni siyaseti kuracağız.  Hep birlikte, yüz üç yıl önceki gazeteci Hasan Tahsin gibi, doksan iki yıl önceki Şehit Asteğmen Kubilay gibi, İzmir’in sokaklarında, alnımız açık, geri adım atmadan, emin bir şekilde, dik durarak yürüyeceğiz!  İzmir’e, Kordon’a, Dağlarımızda açan çiçeklere selam olsun."

 
Tire'de "Sultan Nevruz" kutlandı
 
CHP Lideri Kılıçdaroğlu gençlere seslendi
YORUMLAR
Toplam 4 yorum var, 4 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
sezarın hakkı sezara 21 Mart 2022 Pazartesi 03:08

AKP nin laciverti.

Yorumu oyla      7      3  
Vanya Dayı 20 Mart 2022 Pazar 22:41

Hodri cemaat.

Yorumu oyla      8      4  
Vatandaş 20 Mart 2022 Pazar 20:47

Sayın Babacan,uzun yıllar ekonomiden sorumlu bakan olarak görev verildi ve yaptı, Davutoğlu da bakanlık ve başbakanlık yaptı,ne oldu? İkiside büyük bir hızla parti kurdu,sanırım bakanlık maaşlarından dişlerinden tırnaklarından artırdıkları birikimleri ile kurdular sanırım,parti kurmak çadır kurmak kadar kolay değil büyük sermaye ister,sıradan kişiler parti kuramıyor,çünkü çok sermaye gerekir onun için halk arasında "Çok laf yalansız çok para haramsız olmaz"derler...

Yorumu oyla      9      4  
tuba 20 Mart 2022 Pazar 17:47

ufacık partisin boş konusuyorsun anayasayı değiştirmeden parlamenter sistemi getiremezsin 276 vekili alacagız diye 6 taneniz bir araya geliyor didiniyor 400 vekil lazım Anayasa değişikliği için millete hayal satıyorsunuz

Yorumu oyla      9      6  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
MHP'li Osmanağaoğlu: Soyer İzmir'e verdiği hiçbir sözü tutmadı
MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, ...
İntegral Araştırma Koordinatörü Yaldız'dan seçim yorumu: Millet İttifakı adayını millete sormalı
Millet İttifakı'nın Cumhurbaşkanlığı adaylığı konusunda CHP Lideri Kemal ...
CHP'li Serter'den Ankara-İzmir YHT tepkisi: Kaynağını neden açıklamadınız?
CHP İzmir Milletvekili Bedri Serter, uzun zamandır takipçisi olduğu ve ...
 
CHP'li Bakan: AK Parti İzmir'i radyasyona mahkum etti!
“İzmir’in Çernobili” olarak anılan nükleer atıkların bulunduğu Gaziemir’deki ...
AK Partili Kaya’dan stat çıkışı: Daha yola çıkmadan projeyi kaybettiler!
Karşıyaka Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın, Karşıyaka Stadı’nın yapım ihalesine ...
İbrahim Kalın: Putin görüşmeye hazır değil
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın Ukrayna'da barış için yürütülen ...
 
MHP İzmir'den Beydağ'da 'Adım Adım 2023' toplantısı
MHP Genel Sekreter Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Tamer Osmanağaoğlu, ...
CHP, Bayraklı’da tek yürek! Başkan Gültekin: Hedef genelde de iktidar
Geçtiğimiz hafta yapılan Cumhuriyet Halk Partisi Bayraklı İlçe Kongresi’nde, ...
Delican’dan 'Yıldırım' destek: Emekleri unutulmaz
AK Parti İzmir önceki dönem İl Başkanı Bülent Delican Çanakkale Köprüsü ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Böyle mi olacaktı?
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Çıkışlar kapalı
Kemal ANADOL
Kemal ANADOL
Bardak boş mu dolu mu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
19 Mayıs 'yorulmadan' ilerleme günüdür
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Ben böyle inanıyorum!
Çağdaş ÖZGÜN
Çağdaş ÖZGÜN
Çocuklukta yaşamsal sorunlar üzerine
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva