Çimento tartışması İTO'ya taşındı: Demirtaş devreye giriyor

Onur DENİZ/EGEDESONSÖZ -  İzmir Ticaret Odası, yılın ilk meclisinde bir araya geldi. Meclis Ocak ayında yaşamını yitiren şehitlerin isimleri okunarak başladı.

Meclis oturumunda İzmir’de üreticiler ile müteahhitler arasında yapılan zam nedeniyle tartışmaya neden olan çimento tartışması damga vurdu.

Meclis gündeminde konuşmasını yapan İzmir Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Ekrem Demirtaş, sözlerine Güneydoğu’da yaşanan terör olaylarına karşı barış mesajlarını aktararak başladı.

İHRACATTA YENİ YOL HARİTASI
Dünya piyasalarında yaşanan ekonomik ve sosyal olayları değerlendiren Demirtaş, yaşanan risk ortamının Türkiye ekonomisini olumsuz etkilediğini söyledi. TL’nin  Dolar ve Euro karşısında değer kaybetmesinin devlet borçlanmasının yüzde 12’ye çıkardığını dile getiren Demirtaş, “En kötüsü de, 2016'ya Rusya pazarının kaybı ve terör sorunu ile girdik. Aralık ayı ihracatı, 2014 yılının aynı dönemine göre, yüzde 12 düşüşle 11,5 milyar dolar oldu.  2014’te 157, 6 milyar dolardan 2015 yılında ihracatımız 143,7 milyar dolara geriledi Hemen hemen tüm sektörlerin ihracatı büyük kan kaybetti. İzmir’in ülkeler bazında ihracat rakamlarına baktığımızda ise, en fazla ihracat yaptığımız ilk beş ülke sırası ile Almanya, ABD, İngiltere, İspanya, İtalya oldu. İzmir, 2015 yılında, geçen yıla göre en fazla ihracat gerçekleştirdiği ilk 10 ülke arasında sadece İsrail ve İspanya’ya olan ihracatını arttırabilmiş. Diğer 8 ülkeye yapılan ihracatın tümünde ise düşüş yaşanmış. Tüm bunlar ihracatta yeni bir yol haritasına ihtiyacımız olduğunu gösteriyor” diye konuştu.

SURİYE VİZESİ ÜLKENİN BARIŞINI ETKİLEYEBİLİR
Başbakan yardımcısı Numan Kurtulmuş tarafından açıklanan Suriyeli mültecilere çalışma izni ile ilgili Demirtaş, “İşsizlik önemli sorunlarımızdan birisi olmaya devam ediyor. 3 milyon 180 bin kişi işsiz. Suriyelilere çalışma izni verilmesi kararı istihdam piyasasını derinden etkileyecek. Türkiye’ye yaşlılar gelmedi ki. O nedenle milyon Suriyelinin işgücü piyasasına katılması sürpriz olmaz. Hali hazırda Suriyelilerin bir kısmı zaten çalışıyor. Artık Suriyeli sığınmacılar bu kez mevzuata uygun bir şekilde istihdam edilecekmiş. Peki, bizim yüzde 10,5, 3 milyon işsizimiz ne olacak? Üstelik iş barışını olumsuz etkileyen sonuçlarıyla karşılaşabiliriz” ifadelerini kullandı.

2006 YILINA GERİ DÖNDÜK
İzmir’de son kruvaziyer iptalleri ile dip yapan turizm verileri ile ilgili konuşan Demirtaş,“Turizm için zor bir yıla girdik. Turist gideceği yerde güven ister. Travel Turkey Fuarı’nda yaptığı konuşmada Turizm Bakanımız güvenlik açısından sorun olmadığını söylemişti.  Ama ne yazık ki hemen arkasından Sultanahmet’teki canlı bomba saldırısı gerçekleşti. Türkiye için önemli olan bir Rus pazarı kaybedildi. Alman pazarında da çok ciddi tedirginlik oluştu. Bunu kruvaziyer turizmde net olarak yaşıyoruz. 2016 yılı içinde MSC’nin de son iptallerinden sonra, mevcut durumda Yunan adaları turları olan şirketler ile toplamda 49 seferimiz var. 2015 yılında 116 sefer ile 227 bin yolcumuz oldu. Ne yazık ki iptallerden dolayı 2006’lı yıllarımıza geri dönmüş gibiyiz. Sadece Costa Craciere Pullmantur gibi şirketlerin 32 sefer iptali oldu ve 99 bin civarında yolcu kaybı yaşadık. Bu iptaller olmasaydı, 148 sefer ile 326 bin civarında yolcumuz olacaktı” dedi.

YOLUMUZDAN DÖNDÜREMEZ
Şirketlerin Türkiye iptallerinin ardından yurtdışı seyahat ilanlarını gösteren Demirtaş, “Gazetelerde kruvaziyer tur ilanları var. Yani İstanbul’dan yolcuyu alıp uçakla Barselona, Gatwick, Roma, Miami, Kopenhag, Stockholm, Dubai, Şangay’a götürüyorlar. 1300 euro ile 3200 euro arası fiyatlar var. Bu fiyatlarla zor bilet satarlar. Yine bize gelecekler.  Bunlar bizi yolumuzdan döndüremez. Hatırlayın, biz kruvaziyere sıfır noktasından başladık.  10 yılı geçen büyük bir emeğimiz var. 550 bin yolcuya kadar çıkmıştık. Bu nedenle asla kruvaziyer turizmin peşini bırakmayız. Bugün şartlar böyle, ancak yarın değişecektir” şeklinde konuştu.

CENOVA’DA KRUVAZİYER HAMLESİ  
Ekrem Demirtaş geçen sene seferlerini iptal ettiğini açıklayan İtalyan kruvaziyer devi Costa ile İzmir arasında yeniden ilişki kurmak için görüşmede bulunacağını söyledi. Demirtaş, “Cuma günü İtalya’nın Cenova kentinde Costa Crociere Şirketi’nin Yönetim Kurulu Başkanı Neil Palomba ve Güzergah  Planlama Yöneticisi Federico Bartoli ile görüşeceğim. 14-17 Mart 2016 tarihlerinde ise ABD’nin en büyük kruvaziyer fuarı Cruise Shipping Fort Lauderdale’e katılacağım. Tüm şirketlerle görüşeceğim. Umarım kruvaziyeri yeniden harekete geçiririz. Sadece kruvaziyer değil turizmin tüm çeşitler için tüm gücümüzle çalışıyoruz” dedi.

İZTAV’DA BÜYÜKŞEHİR ÖNCÜ OLMALI
Ocak ayı içerisinde şirket vasfının kapatılarak vakıf bünyesine aktarılan İzmir CVB için İTO Başkanı Demirtaş,  İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni desteğe çağırdı. Demirtaş, “Şimdi, İzmir’in etkin kurumlarının ve turizmcilerinin İZTAV çatısı altında kenetlenmesinin tam zamanı. Turizm Tanıtma Vakfı’nın senedini değiştirdik. Kısır örgüt ve sınırlı üye sayısı geride kaldı. Bu değişimle birlikte, İzmir’in turizm sektörüne yeni bir soluk getirilecek. Her turizmcinin, İzmir’e gönül veren her işadamının bu Vakfa üye olması gerektiğini düşünüyorum.  Çağrımıza kulak verin. Birlikte güç olalım, sorunları aşalım. Burada İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin destek vermesi çok önemli. Büyükşehir’in İZTAV’da mutlaka öncü rol oynaması gerekir” şeklinde konuştu.

 

ÇİMENTO TARTIŞMASINDA SÖZ NASIR’DA
Meclis gündeminde üyelerin güncel konuşmaları sırasında söz alan Müteahhitler Federasyonu Başkanı Necip Nasır, son günlerde İzmir’de giderek hararetlenen ‘çimento’  tartışmasını gündeme taşıdı. İzmir’deki firmaları kartelcilik ile suçlayan Nasır, Batıçim Genel Müdür Yardımcısı Feyyaz Ünal’ın EBSO mecliste yaptığı konuşmayı hedef aldı.

Ünal’ın hesabının hatalı olduğunu söyleyen Nasır, “Biz 2004 yılında İzmir’de beton firmalarının aralarında anlaşarak kartelcilik yaptığını dile getirmiştik. 2004’ten 2016’ya ne değişti?  2016’nın ilk haftasında mıcırcılar zam yaptı.  Kayseri’de Konya’da 100 TL  olan hazır beton fiyatları İzmir’de 120 TL’den 150 TL’ye çıktı.   Geçen gün Sanayi Odası meclisinde sektörün temsilcisi konuyu dile  getirmiş. 630 TL bedel çıkarmış. Bugün hangisi doğru deniyor. Kendisinin mecliste kullandığı tabirle 120 metrekarelik dairede 45 metreküp. Çok basit bir hesapla söylüyorum Kayseri’deki çimento fiyatıyla İzmir’deki fiyat farkını bu metreküp oranıyla çarptığınızda 2 bin 500 TL ile 3 bin TL arasında bir bedel çıkıyor. 100 daire yapsanız bu 300 bin TL yapar” diye konuştu.

TÜRKMEN’İN YAZISIYLA SESLENDİ

Nasır, konuşmasının ardından Milliyet Gazetesi Yazarı Hamdi Türkmen’in İzmir’deki çimento firmalarını çevre kirliliği, kartelcilik gibi konularda ağır sözlerle itham eden yazısını okudu. Necip Nasır sözlerinin sonunda Ekrem Demirtaş’a seslenerek, “Bu 1 ay içerisindeki sorunun çözümü ile ilgili adım bekledik. Ama bugün başkanımızdan ticaret ahlakına uygun bir hamle bekliyoruz” dedi.

ÖNCE ÇİMENTO FABRİKALARI KURULDU
Nasır’ın konuşmasının ardından iki büyük firmadan biri olan Çimentaş’ın eski ortağı Bülent Akgerman, Hamdi Türkmen’in yazılarının okunmasına tepki gösterdi. Akgerman, ‘‘Her şeyden önce gerekli yerlere başvurabilir. Rekabet Kurumu kararını verir. Nitekim ilk cezalardan birini de biz ödedik. Çimentaş 1951 de kuruldu. O zamanki planlamayla dağ başında kuruldu. Aynı şey Batıçim için de geçerlidir. Ondan sonra çevresine imar verdiler. Sonra çimento fabrikaları havayı kirletiyor dediler” ifadesini kullandı.

YARIN BİZ DE MÜTEAHHİTLER DOĞRU VERGİ VERİYOR MU DİYEBİLİRİZ
Akgerman konuşmasını, “Kendi sektörümüzü koruma adına bazı tedarikçileri burada itham ediyoruz. Biz Çimentaş hisselerini devrettik. Ama gaz beton için çimento alıyorum. Aynı zam bizim için de geçerli. Biz iş yaptığımız firmaları burada zor duruma sokamayız.  Yarın size de bunu diyebiliriz. Yarın biz de çıkıp müteahhitler doğru vergi veriyor mu diyebiliriz. Empatiyle konulara bakalım” sözleriyle sürdürdü.  

TOZ YUTUYORSAK UCUZ OLACAK
Akgerman’ın ardından tekrar söz alan Nasır, “Nakliye fiyatları, Allah’ın taşı kireç taşı gibi topraktan çıkan şeylerin artması, en büyük maliyet olan petrol fiyatları ve nakliyenin en yüklü olduğu bir mesafeden Konya’daki çimento firmaları çok uzun yerden malzeme getiriyor. O firmalar 90 TL’ye satıyorsa buradaki arkadaş da şehir içinde tozunu yutturuyorsa ucuza satmak zorunda” ifadesini kullandı.

SESSİZ KALDIK SANMAYIN
Konu ile ilgili görüşmelerin ardından Ekrem Demirtaş durumu, “Sayın Nasır çimentoda ciddi bir mücadele veriyor. Biz çalışmalarımızı yapıyoruz. Bizi sessiz kalıyor sanmayınız.  Biz 1997’de şikayetleri değerlendirerek bilgi istedik. Rekabet Kurumu’na şikayet ettik. 1999’da ceza verildi. Biz inşaatçı üyelerimizin hep yanında olduk. Bizim görevimiz zayıf olanın yanında olmaktır.  Şu anki ortamda, üretici firma yüzde 15 zam yaptıklarını söyledi.  Bunun normal olduğunu söylediler.  Şimdi maliyetleri konusunda bilgiler aldım. Sonradan bir indirim geldi” sözleriyle değerlendirdi.

NEDEN BURSA DEĞİL DE KONYA ÖRNEĞİ ?
Söz konusu tartışmada iki tarafı da eleştiren Demirtaş, üretici firmalara fazla zam, müteahhitlere de ağır eleştiri uyarısı yaptı. Demirtaş, “Beton fiyatları beton santrallerinden inşaatlara kadar fiyat değişiyor. Beton sektöründe çok çeşitli faktörler var. Bunların hepsi fiyatları etkiliyor.  Liste fiyatları ile bu iş çözülemiyor.  Burada öncelikle iş barışını sağlayacağız. Konya’da 96 lira, İzmir’de neredeyse iki katına çıkıyor. Bu fiyat kabul edilemez.  Ancak, ben de inşaat işi yapıyorum. Çimentaş’tan alınan son fiyatlarda C25 hazır beton 113 TL, C30 120 TL fiyat verilmiş.  Bu indirimle daha da düşüyor.  Konya örneği veriliyor. Konya’nın nüfusu 1 milyon. İzmir’in ki 4 milyon.  Buradaki maliyetleri daha fazla. İkisini mukayese ettiğiniz zaman benzer rakamları görüyoruz. Neden Bursa ile kıyaslamıyoruz?  Bursa’da 130 TL burada 128 TL. Ama yine de geçen seneye göre yapılan zam olarak fazla” ifadelerini kullandı.  

DEVREYE GİRİYOR
İki tarafında mağdur olmaması için devreye gireceğini açıklayan Ekrem Demirtaş,” Ben firmalarla görüşeceğim; çünkü menfaatleri müşterek iki sektör söz konusu. İnşaatçıların ve  müteahhitlerin verdiği taahhütler var. Yapılan zam onların beklentilerinin çok üzerinde olması nedeniyle zorda kaldılar. Yapılan zammın bu denli yüksek olmasının bir gerekçesi yok. Daha önce yapmadık diyorlar; yapsaydınız. Öne sürdükleri gerekçeleri kesinlikle kabul etmiyoruz. Gidip konuşacağız ve bu konuda Meclis’in tavrını, tutumunu kendilerine ileteceğiz” dedi.