CHP'li Arslan'dan ‘üç istifa’ yorumu: Partiden değil vekillikten istifa ederdim

EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Ednan Arslan, Sonsöz TV'de gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtladı. Gündeme dair açıklamalarda bulunan Arslan, Menemen'deki seçim sürecinden İnciraltı Planlamasına, Sayıştay denetimlerinden önseçime kadar birçok konuyu değerlendi.

Dünyayı ve Türkiye'yi etkisi altına alan koronavirüs salgını nedeniyle yapımı devam eden aşılama süreci hakkında değerlendirmeler de bulunan Ednan Arslan, aşılanmanın önemine dikkat çekti. Arslan, "Ben Genel Başkanımızın söylediği gibi sıramızı bekliyoruz. Aşı önemli. Bizim salgından kurtulmamızın bir tek yönü var, aşılanmak ve doğal bağışıklı olmak. Ülkemizde Çin yazılı bir şey olduğunda güvensiz diye bir algı var. Ben sırası geldiğinde herkesin aşı olmasını istiyoruz. Milletvekili olduğumuz için bize bir öncelik tanınmadı. TBMM'nin birçoğu covid geçirdi. Bir kısmı hekim ve eczacı olduğu için, diğerlerinde ise yaşı geldiği için aşı olanlar oldu. Bu salgını bitirmek istiyorsak, herkesin aşılanması lazım. Ben bu aşıya güveniyorum" dedi.

"SAYIN BAKANA SOSYAL MEDYA ÜZERİNDEN ULAŞABİLİYORUZ"
Yeni yılın ilk aylarında 50 milyon aşının gelmesinin beklendiğini ancak henüz sadece 13 milyon aşının geldiğini ifade eden Arslan, şu ifadeleri kullandı:

"Aralık, Şubat, Mart... 50 milyon aşı gelecekti. Ancak şu an 13 milyon aşı geldi. Bu yetmez. Bizim aşılanma hızımıza baktığımızda büyük bir başarımız var. O yüzden aşının hızı gelmesi gerekiyor. Aşılanmayı hızlı yapmadan salgını bitiremeyiz. Buradaki sorunlardan biri de,  şu: Tüm yumurtaları aynı sepete koyduk. Çin ile ilgili bir sıkıntı yaşadığımızda ne yapacağız? Aşısız kalırız. Keşke Pfizer ile de sözleşme yapmış olsaydık. Keşke aşı üreten ve acil kullanım onayı almış o aşılarla da anlaşma yapmış olsaydık. Bir yerde sorun yaşarsak diğer yerlerden tedarik ederdik. Bu sistem öyle bir sistem var ki ortada bakan yok. Bakanı görene aşk olsun. Bakan bütçe sunumunda gelir, o günkü sunumu yapar ve sonrada bakanı kimse göremez. Parlamenter sistemde bakanın oturduğu bir yer vardı ve insanlar iyi kötü iletişim kurabilirdi. Sadece CHP değil, AK Parti'nin de bankalara ulaşma konusunda sorun yaşadıklarını biliyorum. Halkın oyu ile seçilmiş ya da Meclisten onay alarak seçilmiş değiller. Sayın bakana sosyal medya üzerinden ulaşabiliyoruz sadece. Salgın ile mücadele güven önemli bir faktör ancak ilk başlarda bakana olan güven azalmış durumda. Aşı sayılarında bile söylenen rakamlara ulaşılamadı. Hızlı bir şekilde bu aşının tedarik edilmesi gerekir. Bir an önce toplum güven içerisinde olmak zorunda."

"BİZ ESNAFA HİBE VERMEDİK, BORÇ VERDİK!"
Pandemi ile birlikte esnafın zor durumda olduğunu ve maddi yardım açısında yetersiz kaldığını belirten CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, şunları söyledi;

"Sabah gelirken bakıyordum işletmelerin haline, hepsi kapalı. Birçok yer de satılık ya da kiralık. Üzüldüm buna. Esnaf bu ülkenin belkemiğidir. Hem verginin en büyüğünü öderler, hem de yanlarında çalıştırdıkları sayesinde istihdam sağlarlar. Biz esnafı kaderine terk ettik gibi görünüyor. İlk önce 25 bin kredi verdiler. Biz esnafa hibe vermedik. Biz 25 bin TL borç verdik ve sonra faizi ile ödeyecekler. Bu krediye de herkes ulaşabildi mi? Hayır. Şimdi yeni bir paket açıkladılar. 2019 cirosu 3 milyon liranın altında olanlara verilecek. Bu esnafın 1 aylık kirasını bile karşılamaz. Yani biz esnafı kaderine terk ettik. 128 milyon dolar, Merkez bankasından eksiltildi. Nereye gitti bu para? Salgında herkes bir bedel ödüyor, peki köprü ve karayollarından garanti geçiş ücreti alanlar bir bedel ödedi mi? Anlaşmalar dolar bazlı ve garanti geçişli. Herhangi bir hukuki sorunda ise yetkili mahkemeler Londra mahkemeleri olacak. İnsanlar arıyor bizi, kiralarını ödeyemiyor diye. Kapalı dükkâna ortalama elektrik faturaları gönderiliyor. Zaten zorda bu insanlar. Öyle bir noktaya geldi ki insanlar artık intihar ediyor. Siz bütçeyi, yaptığınız köprülerin paralarını ödemeyi öncelik koyarsanız… Siz ücret garantisi verdiğiniz firmalara, olağanüstü bir süreçten geçiyoruz. Siz bir sene almayın bu paraları, ben esnafıma vereceğim, diyebildiler mi? Vatandaşa geldi mi çiftçinin traktörünü haczediyorlar. Bakanlığa soruyoruz, ancak bakan cevap vermiyor. Kaç abonenin elektriğini kesip açtınız, kaç para kazandınız? Sorduk ancak cevap verilmiyor. TEDAŞ yazı yazmış benim binalarımı kullanıp reklam yapıyorlar diye, sonra bir karar çıkıyor tüm tedarik ücretini tedarik şirketinin kasasına girmiş. Sayıştay zor görev yapıyor. Belge verilmiyor, bilgi verilmiyor, yaptıkları da sansürleniyor. Varlık Fonu diye paralel bir bütçe oluşturduk, onun içine ne atarsanız denetimden muaf. Yasa teklifinde iki şeye bakarız, bir denetime muaf mı iki Sayıştay dahil mi değil mi."

ANKETLERDE ÇIKAN KARARSIZ OYLAR, ORANTISAL DAĞITILMAYACAK
Seçim süreci için yapılan anketlerin bu dönemde yanıltıcı olabildiğini belirten Arslan, kararsız kesimin korkudan konuşamadığın söyledi. Arslan konuyla ilgili şu ifadeleri kullandı:

"Bütün anket şirketleri bu dönemde yayılır. Eskiden beri anket yaptığımızda birine oy veririm diye çıkıyordu ve bir miktar da kararsız çıkıyordu. Şimdi bu kararsız oranı arttı. Firmalar bunu orantısal dağıtılıyordu. Ancak göreceksiniz ki bunlar orantısal dağıtılmayacak. İnsanlar açıklamaya korkuyor. Telefon anketlerinde bir memuru aradınız nasıl cevap verecek? Kararsızım deyip kapatıyor. Fikrini özgür bir biçimde ifade edebilecekleri bir ortam yok şu an. Kararsızlar orantısal dağıtılmayacak göreceksiniz. Cumhurbaşkanı da gördü bunu, bir anda ziyaretlere başladı. Zillet ittifakındaki Saadet Partisi, İyi Parti'ye karşı olan söylem değişti. Bu sistem zor bir sistem. Rektörü Cumhurbaşkanı atıyor, Valiyi, Kaymakamını Cumhurbaşkanı atıyor. Tek kişinin karar verdiği bir sistem var burada. Yüzde 49.9 oy alan hiçbir şey yapamıyor. Parlamenter sistemde koalisyonlar oluyordu. Keşke doğru işlese. Avrupa'nın birçok kentinde bunlar var. İstihare yapılarak karar verilse keşke. Ancak bizde bir bakıyorsunuz bir yazıyla biri gitmiş, diğeri gelmiş. Biz seçime hazırız. Bir seçim bittikten sonra diğer seçimin çalışmaları başlar. Bu konuda örgütlerimiz hazır. Özellikle Doğu, Güneydoğu illerinde çalışmalarımız var. Oralarda partimize olan ilgi gitgide artıyor. Daha önce bize randevu vermeyen STK'lar artık bizi de ziyaret edin diyorlar. Ben Sivas'a gittim, aradılar burada şeker pancarı sorunu var, lütfen gelin, ziyaret edin dediler. Gittiğimiz illeri raporluyoruz ve bunlar Genel Başkana sunuluyor. Şu an için CHP hem seçime hazır, hem de oy oranı olarak iyi bir yerde. Millet İttifakı olarak da iyi bir yerdeyiz. İktidarın oy oranının düştüğünü de fark ediyoruz. Hodri meydan da diyoruz. Cumhurbaşkanı illa 2023'te diyor, çünkü yetki elinde ve vermek istemiyor."

BİZİM HDP İLE İTİTFAKIMIZ, İŞBİRLİĞİMİZ YOK
Cumhuriyet Halk Partisi'nin sık sık HDP ile anılmasını eleştiren Ednan Arslan, resmi ittifakları içinde yer almadığını belirtirken sözlerini şu şekilde sürdürdü;

"Millet İttifakı'nın bileşenleri belli. Bizim HDP ile ittifakımız ve işbirliğimiz yok. Bu konuda resmi bir görüşmemiz de yok. Bunu böyle gibi göstermek bir akıl tutulması. HDP resmi bir partidir. O ayrı.  Millet İttifakı, Cumhur İttifakı ve HDP var. Yani bize ne kadar yakınsa HDP, AK Parti'ye de o kadar yakındır. Bizim bir farkımız var diğer partilere göre, nezaket olarak tüm partiler ile görüşüyoruz. Bunu yapanlar da Cumhur İttifakı. Bunu nerede nasıl görmüşler?  Burada HDP var mı? HDP'nin Cumhurbaşkanı adayı farklı değil miydi? Ne alakası var CHP ile?  Sapla samanı birbirine karıştırıyoruz. HDP sunu söyledi. Ben kazanamadığım yerde Cumhur İttifakı'na kaybettireceğim dedi. Bunun tam tersini demiş olsa ne olacak? Millet kendi oyunu kendi kullanıyor. İnsanların kendine göre duygusu ve düşüncesi var. Onlar kendilerine göre siyaset belirlemişler. Bu söylemi Cumhur İttifakı'na oy vereceğiz deseydi, HDP bugün aynı söylemler ile karşılaşır mıydı? Makbul olurlardı o zaman onların gözünde."

"CHP KURULUŞ İLKESİ İLE DEVAM EDİYOR"
Cumhuriyet Halk Partisi'nden istifa eden ve aralarına İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi'nin de bulunduğu 3 ismin için ' Ben istifa edeceksem partiden değil milletvekilliğinden istifa ederim' yorumu yaptı:

"Parti içi demokrasi diyor arkadaşlarımız da, parti içi demokrasi sonrası mı milletvekili oldu bu arkadaşlarımız.  Ben bu partide 22-23 yıldır aktif siyaseti kesintisiz yapan biriyim. 7'nci sırada zor seçildim, Mehmet Ali Bey ise 4'ncü sıradan seçildi. O zaman bana dedi mi sen parti içindeydin bu senin hakkın diye? Bir yerden istifa edeceksen partiden değil, partinin sağladığı görevden istifa etmen lazım. Ben istifa edeceksem, partiden değil, milletvekilliğinden istifa ederim. Partiye küsülmez. CHP Atatürk ilke ve inkılaplarını rehber edinmiş bir parti. Parti nereye kayıyor? Parti var olduğu kuruluş ilkesi ile devam ediyor. CHP oraya kaydı, CHP bir yana kaydı diye bir şey yok. CHP bu ülkenin huzuru ve mutluluğu için var. 100 bine yakın esnaf iflas etmiş, bunu gündeme getiriyoruz, üreten çiftçinin sorunlarını dile getiriyoruz. Biz bu ülkede huzur ve mutluluk içinde yaşayalım istiyoruz. Parti için demokrasi diyoruz. Genel Başkanın iki dudağı arasında olmayacak millet bizzat seçecek milletvekillerini diyor. Mehmet Ali Bey, ilk kırılma diyor… Mehmet Ali Bey seçildi ve seçildiğinden hemen 1 ay sonrası olağanüstü kurultay talebi ortaya çıktı. İlk kopuş orada diyor. Sen yeni göreve geldin, nasıl yaşadık bu sıkıntıyı? Hiçbir CHP'li isim, olağanüstü kurultay talebi ortadan kalktıktan sonra tartışma yaşamadı.  Mehmet Ali Beye, geçen bütçe konuşmasının 30 dakikalık süre verdik. O kadar güveniyoruz kendisine. Rahatsızlıkları partiden ayrılmalarını gerektirecek bir konu olduğunu düşünmüyoruz.  CHP öyle otel odalarında 2 satır dilekçe ile kurulmuş bir parti değil. Dünyada sayısı çok az olan bir siyasi gelenekten gelir. Koca çınardan 2-3 yaprak düştü diye çınar zarar görmez. CHP, Atatürk'ün bize büyük bir mirasıdır. Ben Ednan Arslan olarak hem CHP'ye, hem de Atatürk'ün eserlerine sahip çıkmaya devam edeceğim. Kendileri için bu sürecin hayırlı olmasını diliyorum. Bu ülkede bir bakan istifa etti, 24 saat kimse niye istifa etti soramadı. Bu istifa, altyazı ile geçti. Ama CHP'de 3 milletvekili istifa etti, akşama kadar köşeler kurulup konuşuyorlar. Çünkü CHP ve Millet İttifakı'ndan korkuyorlar.  İşi o yüzden köpürtüyorlar. İstifalar her partide olur. Parti içi demokrasi yok diyorlar, ancak Genel Başkanı mektup yazıyorsun, TV'lerde konuşuyorsun… Bunu başka bir partide yapsanız ya."

"BAŞARI YA DA BAŞARISIZLIK BİR SİYASİ PAYDAŞLIĞIDIR"
Menemen'de eski Başkan Serdar Aksoy'un tutuklanması ile başlayan 'Başkan Vekilliği' seçimi süreci için 'Sorumluluk hepimizin' diye Arslan, sözlerini şu şekilde sürdürdü:

"Parti içinde değerlendiriyoruz tabii. Menemen ile ilgili partimize ulaşan bilgi ve belgeler neticesinde parti bir karar verdi ve bu belediye başkanı ile yol yürüyemeyiz, o bizim belediye başkanımızı değildir dedik ve partiden ihraç ettik. Sonrasında bir operasyon oldu ve görevden el çektirildi. Sonrasında bir oylama yaptırıldı ve kuraya kadar giden süreçte kazanan, CHP'li Deniz Karakurt oldu. Menemen ile ilgili aday belirleme sürecinde Menemen'e gidildi, belediye meclis üyeleri ile tek tek görüşüldü. Öncesinde siyaset yapmış parti büyükleri ile görüşüldü. Değerlendirme sonucunda, İl Başkanı görüşmelere katılmadı. Genel Merkez bu görüşmeleri yaptı. Oradan çıkan sonuçta ise Deniz Hanım'ın en çok oyu alabileceği görüldü. Siyasette başarılı olduğunuzda kimse başarılı oldunuz demiyor. Bu işin sorumlusu hepimiziz. Benim bildiğim kadarıyla İl Başkanı'nın adayı Serdar Aksoy değildi ancak aday yapıldı.  Başarı ya da başarısızlık bir siyasi paydaşlığıdır. 30 ilçeyi kazanmış olsak Deniz Yücel'e, bu başarı senin mi diyeceğiz? Bu başarı hepimizin değil mi? Başarısızlık olduğunda ise neden sadece birine yüklüyoruz? Menemen'de bir yol kazası yaşandı, ilerleyen süreçte de kurayı bizim adayımız kazandı. Siz orada kuraya hep birlikte karar vermişsiniz, herkes hemfikir olmuş ancak sonra yargıya gidilmiş. Oradan sen çıksaydın gidecek miydin yargıya? Hukuku da zorlayarak seçimi iptal ettiler. Sonraki süreçte yeniden kura çekildi. Bir seçim yenilenirse, baştan yenilenmesi lazım. Ya o seçim tamamen iptal edilmeliydi, yada kabul edilmeliydi. Bence işleyen süreçte de hiçbir sorun yoktu. Biz gidip bu konuyu sayın valimize anlattık. Bu sürecin yürütmeyi durdurma olduğunu ve esas kararın beklenmesi gerektiğini söyledik. Bunlar siyasetin içinde olan şeyler. Biz oraya yine Büyükşehir aracılığı ile hizmet etmeye devam edeceğiz. Genel Başkanımız da üzüldü tabii. Kim helal oylar ile alınmış biri yeri kaybetmek ister. Bu yaşanmış bir yol kazası ve sorumluluk hepimizin. Bundan sonra adaylarımızı belirlerken biraz daha derin bir araştırmaya tutmamız gerekiyor."

 "ÖNSEÇİMDEN NE KORKAN, NE DE KAÇAN BİRİYİM"
Menemen'de ve Urla'da yaşanan siyasi ve adli gelişmeler sonrası sıkça dile getirilen 'ön seçim' tartışmaları hakkında konuşan Ednan Arslan, ortak bir yolun bulunması gerektiğini belirtti:

"Ben önseçim ile milletvekilliğine gelen biriyim. Önseçimden ne korkan nede kaçan biriyim. Bizim partimiz yeri geldiğinde önseçim yapan biri ancak ittifak yapan bir partiyiz. Ben de hep demişimdir, önseçim, her zaman atamadan daha iyidir, diye. Ancak şartların da oluşması lazım. İttifak gereği bazen küçük partilerden bazı isimlerin, listenizden aday gösterilmesi gerekir. Ondan dolayı orta bir yol bulunabilir. Bazen hiç bilmediğimiz arkadaşlarımız önseçimlerden ön sıralardan çıkabiliyor. Bu da olabiliyor. O yüzden orta yollu bir konuyu hep birlikte konuşarak oluşturabiliriz."

 "İNCİRALTI'NDA VAHŞİ BİR PLANLAMAYA BEN KARŞIYIM"
Hükümetin İzmir ile ilgili yürüttüğü çalışmaları değerlendiren CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan, İzmir'de yürütülen tüm kentsel dönüşüm projelerini İzmir Büyükşehir Belediyesi yürüttüğünü ifade ederken, şu yorumları yaptı:

"Bu kentte yürüyen kentsel dönüşüm projelerini kim hayata geçiriyor? İzmir Büyükşehir Belediyesi geçiriyor. Karabağlar'da Demokrasi Üniversitesi arazisi var. Orada 80 hektarlık bir alan var. Oranın 42 hektarını konut yapmak istiyorlar. Bu 80 hektarın tamamının üniversite yapılması yönünde yargı karar verdi.  Bize dönüp diyorlar ki, siz sosyal konut yapılmasına karışı mısınız? Biz destekleriz ancak bir sürü alan var, oralarda yapalım sosyal konutları.  Boş alana bina dikmek ile kentsel dönüşüm yapılmaz. Kentsel dönüşüm, konut olan alanların sağlıklı konutlara dönüştürülmesidir Ancak bununla ilgili herhangi bir adım yok. Halkapınar metrosunu niye onaylamıyorsunuz? Bıraksaydınız orayı 10 defa Büyükşehir yapmıştı. Yapmıyorlar sonra da, İzmir'in el ele tutulabilir bir projesi yok, diyorlar. İnciraltı planlaması ile ilgili de yapıyorlar ama kimle yapıyorlar? Bu kentin dinamikleri ile işbirliği yapılıyor mu? Bakan geliyor ancak cebindeki projeyi çıkartıp proje bu diyor. Siz İnciraltı'nı planlayacaksınız ama bununla ilgili kimle görüştünüz? İnciraltı bu kent için önemli bir yer. Orada öyle bir plan yapılmalı ki hem doğası korunmalı hem de turizm açısında bir cazibe merkezi olmalı. Eğer siz İnciraltı'nı herhangi bir yerde yapabiliyorsanız, buyurun planları hayata geçirin, ancak bunlar kolay değil. Vahşi bir planlamaya ben karşıyım. Konut stokunun yoğun olduğu bir planlamaya karşıyım. Orada toprak sahibinin kazanacağı, kentin kazanacağı, doğru bir planlama yapılırsa, olur. Bu Çeşme için de geçerli.  Biz İzmir milletvekilleri olarak biraz daha birbirleri ile diyalog kurabilen kişileriz. AK Partili birkaç arkadaş bununla ilgili özel ilgilendiğini biliyorum ancak diğer arkadaşların bu konuda bilgisi olduğunu ben de düşünmüyorum. Özel olarak gidip ilgilenmediyse, bildiğini düşünmüyorum.  Biz bilgi sahibiyiz, bunları biliyoruz diyorsa, kendilerinden şunu talep ederiz: Bildiklerinizi bizimle paylaşın. Bize de bilgi verin, biz de bilelim."