EGEDESONSÖZ - Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili ve Parti Meclisi Üyesi Ednan Arslan Sonsöz TV'nin konuğu olduğu. Gazeteci Fatih Yapar'ın sorularını yanıtlayan Arslan, gündeme dair değerlendirmelerde bulundu.
Meclis arası ve aşı karşıtları ile ilgili değerlendirmelerde bulunan Arslan, mecliste de vakaların yaygın olduğunu belirtirken, "Mecliste bir tatil yok aslında. Çok fazla koronaya yakalanmış vekil var. Meclisin çalışmasında muhalefet sorumlu değil, hükümet sorumlu diyor. Kanun yok, diyorlar. Bizim verdiğimiz kanun tekliflerini görmezden geliyorlar, muhalefetin verdiği onlarca önerge var ama gündeme alınmıyor. Tabii korona da yaygın. Kimse bana bir şey olmasın, demesin. Yakınlarımızdan vefat haberleri duyuyoruz. Korona bir şey yapmaz denmemesi lazım. Aşı karşıtlarına da bir şey söylemek lazım. Geçen ay 40 yaş altı, 4 aşı karşıtı kardeşimizi kaybettik. Ne olur aşı olun" dedi.
BUNLARI KİM DENETLEYECEK?
Meclislerde milletvekillerinin bakanları göremediğini belirten Arslan, denetim mekanizmasının ortadan kaldırıldığı yönünde eleştiride bulunurken şunları söyledi:
“Bakanları, iktidar partisi milletvekilleri de görmüyor. Bütçeden bütçeye gelirse, görebiliyoruz. O da çok kısıtlıdır. Günün sonunda, birkaç soruya cevap verip geri kalana yazılı olarak tarafınıza ulaştırılacaktır denilip bütçe kapatılıyor. Eskiden parlamenter sistem vardı ve bakanlar, milletvekilleri içinde çıkıyordu ve milletin vekili konuşurken bakan oradan dinliyordu. Şimdi milletvekili bir şey söylüyor, AK Parti'nin o konuda bir milletvekili varsa o konuşuyor, yoksa kendi aralarında polemik oluyor, sonra kapanıyor. Ancak ilgili bakanın çıkıp konuşması daha önemli. Bu sistemde yetki sınırsız ancak sorumsuz. Bu devletin ve milletin parasını harcıyoruz. Bu belediye başkanları içinde geçerli bakanlar için de Cumhurbaşkanı için de geçerlidir. Kimse çocuğunun sünnetinde toplanan altınları bozdurup harcamıyor. Şehir hastaneleri ile ilgili bir tartışma vardı. Sağlık Bakanı bilgi ve belgeleri yolladık diyor ancak Sayıştay raporuna baktığımızda ilgili raporlar yollanmamıştır deniliyor. Bakan yolladık diyor, ancak Sayıştay Raporu ortada. Bunu nasıl inceleyeceğiz? AK Parti'nin yaptığı bir şey var. Biz bakıyoruz getirdiklerine, Sayıştay'a tabii mi ya da kamu ihale kanuna tabii mi diye. Ancak bunların böyle olmadığını görüyoruz. Bunları kim denetleyecek? Denetim yapılması hükümetin lehine bir durumdur. Muhalefetin bile denetim yapma yetkisi yok. Şurada bir eksik var, şurası için araştırma komisyonu kuralım diyoruz. Ancak bunlar kabul edilmiyor. Denetleme ile ilgili ciddi bir sıkıntı var. Bizim ucube tek adam rejimi dediğimiz konudaki sıkıntı tam olarak işte bu. Her şeye tek bir kişi karar veriyor."
ELEKTRİK DÜNYADA TEMEL İNSAN HAKKIDIR
Son aylarda Türkiye'nin gündemine meşgul eden elektrik zamları hakkında geçmişi hatırlatan Arslan, kayıp kaçak ücretlerine ve KDV'ye de vurgu yaptı:
"Karşımızda çok fahiş bir zam duruyor. Bu zamlar tamamen dağıtım şirketlerini koruyan kollayan zamdır. EPİAŞ açıklama yapıyor ve ocak ayında maliyet 1,08 kuruş diyor, esnafa 2 lira 22 kuruştan veriyoruz. Tarımsal sulamaya 1,70 kuruştan veriyoruz. EPİAŞ açıklama yapmış ve maliyeti söylemiş. Yanlış bir özelleştirme sonucunda deniz bitmiş, kara gözüktü, noktasına geldik. Şirketler kayıp kaçakla mücadele etmiyor. Elektrik faturası bile 6 kuruş. O bile halkın cebinden çıkıyor. Kayıp kaçak ile mücadele yok. Kayıp kaçak yüzde 12… Dağıtım şirketine sorduk, bununla ilgili bir mücadele var mı diye.. "Bizim sözleşmemizde böyle bir madde yok" diyor. Kayıp kaçağın faturası, her ay namuslu dürüst bir şekilde kendi faturasını ödeyen kişiye yükleniyor. Başka bir durum daha var. Kayıp kaçağı ödüyorsun, bir de bunun KDV'sini ödüyorsun. Çok ucube ve tuhaf bir durum var. En son yapılan zamlar enerjide ülkenin geldiği noktayı gösteriyor. Dışa bağımlılık, dolar ile verilen garantiler… Dünyada en fazla kamu ihalesi alan 5'li çete bu enerji dağıtımında da karşımıza çıkıyor. Kim bu şirketler? Elektrik dünyada temel insan hakkıdır. Kimse elektrik olmadan yaşamını idame ettiremez. Niye özelleştiriyoruz bunu? Bunu devlet ve kamu eliyle yapsak olmaz mıydı? Özelleştirildiğinde ne vaat ediyorlardı? Ucuz, kaliteli ve kesintisiz elektrik demişlerdi. Bunların hangisi var şimdi?"
Isparta Valisi Ömer Seymenoğlu'nun yaşanan elektrik kesintileri sonrası görevden alınmasını da değerlendiren Arslan, "Birine fatura kesilecekti, Valiye kestiler. Sayın valinin dağıtım şirketlerinin üzerindeki yetkisi nedir ki? Özelleştirme yaptıklarında yaptıkları ilk şey kurum hafızasını yok etme oldular. İlk özelleştirildiğinde maliyeti yüksek diye yıllardır çalışan ve oraları bilen personeli emekli ettiler. Isparta'da da artık bunun gitmediğini gördüler. Yapılan bazı yanlış bağlantılardan dolayı evinde cihazları yanan vatandaşlar var" diye konuştu.
ELEKTRİK FATURASINI ÖDEYEMEYEN İNSANLARA DESTEK VERİN
Hükümet tarafından yapılan açıklamakların 'elektrik zamları geri alınacak' olarak yorumlanmasını da değerlendiren Arslan, insanların geçinemediğini belirtirken sözlerini şu şekilde sürdürdü:
"Enerji bakanı bir açıklama yaptı, doğalgazı yüzde 75, elektriği yüzde 25 biz sübvanse ediyoruz dedi. Şu anda desteklendiğini söyledi. Yani yapılan zamların geri alınacağını düşünmüyoruz. Kademeli fatura gibi bir şey icat ettiler. 4 kişilik bir ailenin elektrik faturasını minimilize edecek şekilde yardım uygulayın dedik. Ancak bunlar ne yaptı? Fakirlere yüzde 50, biraz daha az fakirlere yüzde 127 zam yaptılar. Geçmişte elektrik faturalarında hiç bu kadar zam olmamıştı. Esnaf elektrik faturası üzerinden tartışıyor. Fahiş zamlar geri çekilmeli, KDV yüzde 1'e düşürülmeli, en azından kış ayları için bu yapılmalı. Elektrik faturasını ödeyemeyen insanlara destek verin. İnsanlar geçinemiyor, zor durumda."
ÇIKARKEN YAPTIĞINIZ ZAMLARI, DÜŞÜNCE NEDEN İNDİRİM YAPMADINIZ?
Hükümet yetkililerinin dünya çapındaki enerji maliyetlerinin arttığını söylemesi sonrası araştırma yaptıklarını vurgulayan Ednan Arslan, kademeli faturalandırma dönemindeki ilk faturada gelen farkın geri ödenip ödenmeyeceğini sorarak şunları söyledi:
"Dünyada elektrik için kullanılan kömür fiyatları 5 kat arttı, doğalgaz fiyatları 10 kat arttı, dediler. Kömür 5 değil, 2 kat artmış. Doğalgaza baktığımızda da 10 katlık bir artış yok. Biz zam yapmıyoruz dünyada bir kriz var, diyorlar. Doları 8 TL'den 18 TL'lere biz mi çıkardık? Makyajladıkları rakamlar bile mızrağın çuvala sığmadığını gösteriyor. Enerji maliyetleri dünyada arttı diye siz topu dünya piyasalarına atacaksınız, peki doğalgaz fiyatları 100 dolara düştüğünde siz neden depoları doldurmadınız? O zaman çok daha uyguna elektrik üretebilirdik. Enerjiye zam yaptığınız sürece gıda fiyatları düşmez. Üretici olsanız maliyetin altına ürün satabilir misiniz? Bir ara zincir marketlere kafayı taktılar. Gidin o marketlere bakın, her gün etiket değişiyor. Yükselen bir maliyet var, iğneden ipliğe her şeye zam geliyor. Doları Ednan Arslan çıkardı, Erdoğan düşürdü gibi bir algı var. Neden 18 TL'ye çıktı? Dolar çıkarken yaptığınız zamları, düşünce neden indirim yapmadınız?"
TÜM BELEDİYE BAŞKANLARIMIZA YAZI GÖNDERİLDİ
Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun 'Zamlar geri alınana kadar faturamı ödemeyeceğim' söylemine milletvekillerinin katılıp katılmayacağının sorulmasını da değerlendiren Arslan, şunları söyledi;
"Mesele faturayı ödeyip ödemeyeceğim meselesi değil. Mesele bu ülkede en yüksek oy alan partinin genel başkanı faturamı ödemeyeceğim, dediyse burada ciddi bir durum vardır. Bu bireysel bir karardır, kurumsal bir karar değildir. Genel Başkanımız kimse ödemesin falan demiyor. İktidar partisi bir muhalefete baksın, muhalefet partisi ne diyor. Hiç mi doğru bir şey söylemiyoruz? Bir Genel Başkan faturamı ödemeyeceğim dedikten sonra, yoksul vatandaşları faturasını ödeyin, bu zor dönemde askıda fatura uygulamanız ile yarım etmek isteyenin parası ile yardıma muhtaç kişileri bir araya getirin ve insanların acılarına derman olun, diyor. Bundan sıkıntı ne? Dün tüm belediye başkanlarımıza yazı gönderildi ve faturasını ödeyemeyen vatandaşın faturasını ödeyin denildi."
O HADDİNİ VE ÇAPINI AŞMIŞ
AK Parti Amasya Milletvekili Hasan Çilez'in CHP Lideri'nin açıklaması sonrası "Hadi ödeme. Ödersen namertsin. Senin elektrik faturanı ben ödeyeceğim" ifadelerini kullanmasını değerlendiren Arslan,
"O haddini ve çapını aşmış. Ben de cevabı çaktım. Ben Genel Başkanın çağrısını değerli buluyorum. Ödeyemeyen vatandaşların da faturasına destek olmaya çalışacağım. Genel Başkanın istediği de budur. Bu çağda bunun tartışmasını yapıyoruz. Kimse 5'li çeteyi, dolar garantisini tartışmıyor! Maliye Bakanı yastık altındaki altınlara göz dikti. Yastık altında altın yok, doğalgaz ve elektrik faturası var. Cumhurbaşkanı çıkacak, yine bir formül sunacak ve 'yine sorunu Cumhurbaşkanı çözdü' diyecekler."
ERKEN SEÇİM KARARINI VERECEK KİŞİ, CUMHURBAŞKANI
Muhalefetin 'erken seçim' taleplerinin vatandaşlar için olduğunu belirten Arslan, seçim için karar verecek kişinin Cumhurbaşkanı olduğunu ifade etti:
"Biz bu seçimi vatandaşın ıstırabı dinsin diye istiyoruz. Çünkü yönetemiyorlar. 20 yıldır her şeyi denediler. Geldiğimiz nokta, vatandaşın isyanı. Eğer esnaf, çiftçi, vatandaş hayatından memnunsa verir insanlar oylarını, yine gelirler. Bu da bizim başımızın üstünde. Biz de buna saygı duyarız. Ancak geldiğimiz noktada yönetilemeyen, savrulan, kaynakları heba olan ülke görüyoruz. Bir bütçe getirdiler, bütçe görüşmelerini başladığı ve bittiği sürede bütçe yüzde 50 eridi. Bizim istediğimiz hemen seçim. Ancak buna karar verecek kişi, Cumhurbaşkanı. İsterse bunu kendi ilan eder ya da kendi grubu aracılığı ile mecliste ilan eder. Onun haricinde kimse bu tarihte olsun diyemez. Biz sadece sokaktaki vatandaşın talebini söylüyoruz. Seçim tarihi belli olduğunda adayımız ilan edilecek. Bizim Cumhurbaşkanımız her şeye karar veren, gece kararname yayınlayan bir cumhurbaşkanı olmayacak."