Yeşim YAVUZER/EGEDESONSÖZ - Menemen'de her yıl 23 Aralık'ta yapılan Asteğmen Mustafa Fahmi Kubilay'ı anma törenlerinde, Belediye Başkanı Tahir Şahin'in konuşmasının yasaklanmasından sonra, basına da kısıtlama gelmiş ve Genelkurmay Başkanlığı ilk kez akreditasyon uygulaması getirerek törenleri sadece devlet ajansı AA ile TRT'nin izleyebileceğini duyurmuştu.
Uygulamayla ilgili tartışmalar sürerken, Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’in, Türk-İş, İzmir Barosu, Atatürkçü Düşünce Derneği, Karşıyaka Latife Hanım Grubu, Tabib Odası, Türkiye Gazeteciler Sendikası gibi birçok sivil toplum örgütünün desteği ve katılımıyla basın açıklaması yaptı. Açıklamaya, CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır da katıldı.
İzmir Büyükşehir Belediyesi binasında yapılan açıklamada Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’in konuşmasının yasaklanmasına ve basına getirilen kısıtlamaya tepki verilerek, anma törenlerine kitlesel olarak katılacakları bildirildi.
Tüm Yerel-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Tamer Yiğit Güler, tören günü bir protesto eylemi düzenleyeceklerini duyurdu. Toplantı, Tahir Şahin ve Tacettin Bayır’ın konuşmalarının ardından basına kapalı olarak devam etti.
TAHİR ŞAHİN’İ SUSTURMAK MENEMENLİLERİ SUSTURMAKTIR
Tüm Yerel-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Tamer Yiğit Güler tarafından yapıldı. Menemen’in Cumhuriyet’in kalesi olduğunu ifade eden Güler, “16 yıldır Menemenliler adına söylevde bulunan Belediye Başkanı Tahir Şahin’e “Sen Sus Konuşma” diyorlar. Soruyoruz, halkın seçtiği temsilcisi konuşmayacaksa bu demokrasiyi yok sayma değildir de nedir? Menemen halkı cumhuriyetçidir. Laiktir. Menemen Cumhuriyet’in kalesidir. Tahir Şahin’i susturmak Menemenlileri susturmaktır. Unutmayın ki Yıldıztepe Menemen’dedir” dedi. Güler, Genelkurmay Başkanlığı’nın basına yönelik uyguladığı akreditasyonla ilgili ise, “O kadar manidardır ki aynı Genel Kurmay silah arkadaşlarını önemsemezken, Kubilay’ı anma etkinliklerinde devletin değil, iktidarın yayın organları haline gelmiş olan Anadolu Ajansı ve TRT’nin dışındaki tüm basın mensuplarına yasak getirmiştir” dedi.
‘SUSTURAMAYACAKSINIZ, UNUTMAYACAĞIZ, UNUTTURAMAYACAKSINIZ’
Nazım Hikmet’in dizeleriyle seslenen, Güler sözlerini şu şekilde tamamladı: “Alçaklığın, hainliğin, ikiyüzlülüğün, puştluğun kısacası; cümle kokuşmuşluğun at oynattığı bir dönemde, yaşamdan zevk alabilmek ancak zayıfların bahtiyarlığıdır. Esas olan sadece yaşamak değil, insana yakışır şekilde ve onurlu yaşamaktır. Teslim olmadan, boyun eğmeden, sürünmeden, ele etek öpmeden yaşamaktır. İşte bu duyguları yüreğinde taşıyan, ve bu uğurda canını seve seve verecek olan bu salonda bulunan demokratik kitle ve sivil toplum örgütleri olarak, 23 Aralık saat 08.30’da Menemen İzban önünde buluşarak bu yılda tüm İzmirlilerle akın edeceğiz Yıldıztepe’ye. Kubilay ve arkadaşlarının düştüğü yerden yükselen milyonlarız biz. Susturamayacaksınız, unutmayacağız, unutturamayacaksınız.”
BU, MENEMEN HALKININ SUSTURULMASI DEMEKTİR
Konunun Tahir Şahin değil, Cumhuriyete ve Cumhuriyet’e bağlı ilkelere saldırı olduğunu ifade eden Güler, sözü Menemen Belediye Başkanı Tahir Şahin’e bıraktı. Yıllardır bu törenlerde bu olayın Menemenlilerle ilgisi olmadığını, Menemenlilerin laik ve Cumhuriyet’e bağlı olduklarını anlatmaya çalıştıklarını Şahin, “Olayın Menemen’de olmasından dolayı, Menemen halkını temsilen Belediye Başkanı’na konuşmak hakkı verilmiştir. Konuşma hakkımın alınması Menemen halkının konuşma hakkının alınması, Menemen halkının susturulması demektir” diye konuştu.
‘BUNU GERİCİLER, YOBAZLAR YAPTI’ DEDİRTTİK
Yaptığı konuşmaların ideolojik olmasından dolayı çevresinden uyarılar aldığını söyleyen Şahin, “Bu iktidarın yapmayacağı şey yok, tehlikeye giriyorsun uyarıları aldım. Ancak ben sorumlu bir yöneticiysem mutlaka orada ne söylemem gerekiyorsa söylemek zorundayım düşüncesi var. Aklıma ne geliyorsa değil, ne yaşandıysa ve yaşanabilirse onları söylemeyi tercih ediyorum. Konuşmalarımızla bu zamana kadar bu işte Menemenlilerin günahı olmadığını anlattık ve artık hep birlikte ‘Bu işi gericiler yapmıştır, yobazlar yapmıştır’ dedirtebildik. Konuşma hakkımızın alınmasının özü; olayın bu ufak ilçeden alınıp gericilerin üzerine götürüldüğünü gördüler ve konuşmamı yasakladılar. Bundan rahatsız oldular. Önümüzdeki yıllarda yaptığımız yürüyüşü de engelleyeceklerini bekliyoruz” dedi. Şahin, konuyu CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’na bizzat ilettiğini ifade etti.
DİYECEKLERİMİZİ TEMEL ATMA TÖRENİNDE SÖYLEYECEĞİZ
Menemen’in laikliğin mabedi haline geldiğini ve bundan gurur duyduğunu vurgulayan Şahin, sözlerini “ şu şekilde tamamladı: “ Bu yıl daha yüksek bir katılımın olacağını düşünüyorum. Önemli olan sağ duyuyla o günü geçirmek. Provokasyonlara dikkat etmek gerekiyor. Sivil toplum örgütlerinin tepki vereceğini düşünüyorum ama anlamlı ve sağ duyulu bir tepki vereceğini düşünüyorum. Belediye olarak ‘Kubilay Kültür Merkezi’ yapıyoruz. Törenden sonra temel atma törenimiz olacak. Diyeceklerimizi aşağıdaki temel atma kürsüsünden diyeceğiz. Büyükşehir Belediye Başkanımız da törene katılacak, onun da diyecekleri vardır. Başkanımız, ‘aldığınız her karar ben de katılıyorum’ diyerek, açık ve net olarak destek verdi. Milletvekillerimiz de bizi destekliyor. Laiklik adına yapılan en anlamlı törenlerden biri Kubilay’ı Anma Törenleri’dir. Çarşamba günü orada görüşmek üzere.”
SESİMİZİ ASLA KESEMEZLER
CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır ise, Atilla Sertel ile bu konuyu TBMM’ye taşıdıklarını söyleyerek, “Biz atanmışların, seçilmişlerin konuşma hakkını elinden alınmasına müsaade etmeyiz. Tahir Şahin halkın oyuyla seçilmiştir. Birilerinin iki dudağı arasından çıkan lafla atanmamıştır. Kaymakam’ın konuştuğu yerde Belediye Başkanı’nın konuşmamasını kabul edemeyiz” ifadelerini kullandı. Bayır sözlerini şu şekilde sürdürdü: “TBMM’de bile AKP’nin grup başkanı arkadaş çıkıp ‘devlet başkanı’ diyor, Cumhurbaşkanı demiyor. Bunlar Cumhuriyet’e o kadar karşılar ki artık Cumhurbaşkanı’na hitap ederken ‘devlet başkanı’ diye hitap ediyorlar. Türkiye’de faşist yönetim, valiler ve kaymakamlıklarla uygulanıyor. Onlar devletin değil AKP’nin il başkanları, ilçe başkanları olarak çalışıyorlar. İzmir’de başkaldırısı yüksek, Cumhuriyetçi ve laik insanlar olarak direniyoruz. Onlar bize ‘gavur İzmir’ dese de ne dediğimizi biliyoruz. Bu uygulamaların dozajı artıyor. Bunlar bizi sınıyor arkadaşlar. Buna tepkisiz kalırsanız arkasında daha çok şeyler gelecek. Bizim sesimiz, kongrelerde, yürüyüşlerde kısılır, bizim sesimizi asla kesemezler.”