Cezaevi tartışmaları tam gaz… Mecliste ‘Atı alan Üsküdar'ı geçti’ polemiği

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediyesi Ekim ayı olağan meclisinin ilk oturumunu gerçekleştirdi. Büyükşehir Meclis toplantı salonunda gerçekleştirilen oturuma yurtdışı ziyaretinde olan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yerine Başkan Vekili Mustafa Özuslu Başkanlık yaptı.

Meclisin gündemine ise Buca Cezaevi alanı için hayata geçirilmek istenen plan değişikliği önerisi damga vurdu.

AK PARTİ'DEN KRİTİK ‘EGE MAHALLESİ’ ÖNERGESİ
AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal ve AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız, Ege Mahallesi’nde yaşanan kentsel dönüşüm süreci ile ilgili İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’ne yazılı önerge verdi.

Bölgede ipotekli olan alanlar ile ilgili İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne çalışma yapılması önerisinde bulunan önergede, “İzmir kamuoyu tarafından Ege Mahallesi olarak bilinen, resmi adres olarak Kuruçay Mahallesinde yer alan başta 1371 ada olmak üzere çevredeki ada ve parsellerde kentsel dönüşüm çalışmasının 2.etabında kalan yerler üzerinde geçmiş yıllardan gelen Belediye ipoteklerinin kaldırılması amacıyla İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı tarafından ipoteğin kaldırılması için dava açılmış ve bir çok vatandaşımızın yaşadığı ve mülk sahibi olduğu bu yerlerle ilgili mahkemece davalı vatandaşların İzmir Büyükşehir Belediyesine ana para ve yasal faiziyle birlikte 10 bin TL ile 30 bin TL arasında bedel ödemesine karar verilmiştir. Ancak içinde hak sahibi olan vatandaşlarımızın başta bu bedelleri ödeme durumlarının olmaması, ödeme yapan varsa da çok eski bir işlem olması ya da mülkiyetin el değiştirmesinden kaynaklı olarak ödeme evraklarını ibraz edemediklerinden dolayı bu alanda İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından yapılması planlanan kentsel dönüşüm projesi tapu devirleri yapılamadığı için ilerleyememektedir.

Yapılması planlanan bu kentsel dönüşümün devamı ve vatandaşlarımızın daha insani şartlardaki yaşam standartlarına ulaşması için 5393 sayılı Belediye Kanunu'nun Belediye Meclisinin görevlerini belirttiği 18. maddenin H bendinde; 'Vergi, resim ve harçlar dışında kalan ve miktarı 5.000 TL'den fazla dava konusu olan belediye uyuşmazlıklarını sulh ile tasfiyeye, kabul ve feragate karar vermek' denmektedir.
Buna göre bahsi geçen alacaklardan feragat edilip edilemeyeceğinin belirlenmesi için önergenin ilgili komisyonlara havale edilerek konunun incelenmesini talep ederiz.” İfadelerine yer verildi.

İlgili yazılı önerge ise oy birliğiyle  Kentsel dönüşüm, hukuk ve bütçe komisyonlarına sevk edildi.

‘HÜLYA ONAYLI’ SONRASI CUMHUR İTTİFAKI’NDAN ÖNEMLİ HAMLE
İzmir'in Konak ilçesindeki Tramvay Köprü durağında güvenlik görevlisi olarak çalışan Hülya Onaylı görev yaptığı yerden ihtiyacını gidermek için karşıdan karşıya geçerken geçirdiği kaza sonrası hayatını kaybetmişti. Geçmiş yıllarda sendikanın da sıkça dile getirdi talep doğrultusunda AK Parti ve Milliyetçi Hareket Partisi gruplarından bir öneri geldi. Tramvay duraklarında görev yapan personellerin temel ihtiyaçlarının ve sendika tarafından geçmişte verilen taleplerin neler olduğu, idarenin ne kadar sürede cevap verdiği, ne kadarına olumlu yanıt verip verilmediği ve sorumlu şirketlerden  kaynaklı eksikliklerin neler olduğu yönünde komisyonlar tarafından rapor hazırlanması önerisinde bulundu.

KÖKKILINÇ: DİLEKÇE BİLGİ EDİNMEYE YÖNELİK
Önerge ile ilgili söz alan CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, “Elim bir kazada kaybettiğimiz bir genç hanım… Üzüntümüzü paylaştık. Başkanımız da ailesini ziyaret etti. Sorumlulukluları hakkında Cumhuriyet  savcılığına suç duyurusunda bulunuldu. İBB’nin hiçbir bağının olmadığı yönünde herhangi bir sorumluluk atfedilemedi. Ancak arkadaşlarımızın dilekçesi bilgi edinmeye yöneliktir, ona göre değerlendirilsin” dedi.

YILDIZ: OBJEKTİF BİR ÇALIŞMA YAPMALIYIZ
Önerge sahiplerinden AK Parti Grup Sözcüsü Hakan Yıldız da söz alarak Onaylı’nın yetim kalan çocukları içinde sözlü önerge verirken, “Kazadan bir hafta sonra rahmetli hanımefendinin abisi üzüntüden beyin kanamasından hayatını kaybetti. İki tane çok küçük yaşta yetim evlat bıraktı. SMA’lı çocuklar için nasıl bir kampanya yaptıksak ümit ederim ki bu söylediğimde önerge olarak kabul edilir ve 2 yetim kardeşimizin eğitim hayatı için bir kampanyayı el birliği ile başlatabiliriz. Ancak önergemizin 2 ayağı var. Birinci ayağını sorduk. Biz hiçbir kurumu suçlamak için söylemiyoruz. Büyükşehir Belediyemiz 10 taneye yakın geçici tuvalet koydu. Ancak orada  arkadaşlarımızın çok ciddi fiziki sıkıntıları da var. Geçmişte sendika defalarca iletmiş olmasına rağmen bir çözüm geliştirilemedi. Daha acı sonuçlar yaşamadan ki çıkan sonucun tablosundan Büyükşehir Belediyesi sorumlu oluyor, 10 tuvalet kondu ancak yeterli değil. Biz diyoruz ki Aliağa'ya gelen gemi için araştırma komisyonu kurduk bu da çok önemli bir sorun. Bu noktada Ulaşım Komisyonu meseleyi incelemesi gerekiyor. Daha başka sorunlar ve acılar yaşamamak adına objektif bir çalışma yapmalıyız” ifadelerini kullandı.

ŞAHİN: DİKKATE ALMAK LAZIM
MHP Grup Başkanvekili Selahattin Şahin ise, “Tedbiri al, takdiri bana bırak diye bir şey var. Bizim tedbir almamız gerekiyor. Bu konuyla ilgili ne gerekiyorsa yapmamız lazım. Bu önergeyle ilgili söz konusu olan kurumları dikkate almak lazım. Bu, siyaset üstü bir konu. Bu konu dikkate alınması gereken bir konu” diye konuştu.

MHP’DEN ‘UZUNDERE’ HAMLESİ... KOMİSYONLARA SEVK EDİLDİ
İzmir’de yaşanan 30 Ekim 2020 depremi sonrası İzmir Büyükşehir Belediyesi evlerini kaybeden vatandaşlar için Uzundere’de bulunan ve bünyesinde yer alan konutları açmıştı. Depremzede vatandaşları konutlara yerleştiren ve kira, su, internet gibi birçok kalemi ücretsiz olarak depremzedelere sunan Büyükşehir Belediyesi’nde Belediye Başkanı Tunç Soyer 15 Mart tarihinde Sonsöz TV'ye konuk olarak  "30 Kasım'dan itibaren oraya yerleştirdiğimiz vatandaşların bütün eşyaları sağlandı, elektrik ve suyunun tamamını Büyükşehir karşılıyor. Biz vatandaşlara çıkacağınız zaman bunları götürebilirsiniz dedik. Biz bu evlerin uzun vadeli, uzun taksitle içeride oturan vatandaşlar isterse, onlara satmak istiyoruz. Eğer memnun kalıp evi gibi hissettiyse, içinde eşyası da mevcut, eğer ev sahibi olmak isterse bunları onlara satmak istiyoruz. 224 aile var, bunlar burada öncelikli olacak" ifadelerini kullanmıştı.

Yaşanan süreçte ‘Sayıştay baskı yapıyor’ ifadelerini kullanan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer depremzedelerin konutlardan çıkarılmasının mecbur olduğunu belirtirken, Milliyetçi Hareket Partisi Grup Başkanvekili Selahattin Şahin Tunç Soyer’in sözünü hatırlatarak konutların depremzedelere verilmesi yönünde yazılı önergesini meclis divanına sundu. İlgili yazılı önerge ile ilgili söz alan CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, önergenin gündeme alınması önerisinde bulundu. Gündeme alınan önerge oy birliği ile  Afet deprem, kentsel dönüşüm ve hukuk komisyonlarına sevk edildi.

'CEZAEVİ' GERGİNLİK YARATTI
AK Parti ve Buca Belediyesi’nin ortak çalışması ile kent içinden kaldırılan ancak mevcut planlarda AVM olarak geçene cezaevi alanı ile ilgili Park ve Bahçeler Dairesi Başkanlığı’ndan gelen talep doğrultusunda ilçenin kamusal açık alanlara olan ihtiyacının karşılanmasına yönelik talebi nedeniyle İnönü Mahallesi, 673 ada 4, 5, 12, 101, 166, 171, 172, 173, 175, 177, 190, 192, 202, 213, 222 parseller ve çevresinin, Rekreasyon Alanı ve Genel Otopark Alanı olarak belirlenmesine yönelik hazırlanan, 1/5000 ölçekli Nazım İmar Planı Değişikliği önerisi meclis gündemine geldi. İlgili önerge meclis üyelerinin oyları ile İmar Komisyonu’na sevk edilirken, AK Parti’den itiraz geldi.

HIZAL: ÖN HAREKET ALABİLİR MİYİZ ANLAYIŞI SEZİYORUZ
Gündem maddesi ile ilgili söz alan AK Parti Grup Sözcüsü Özgür Hızal, bakanlığın yaptığı planları hatırlatarak İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yüklenirken, “İzmir’de şu anda gündemde olan Buca Cezaevi arazisi ile ilgili plan değişikliği... Cezaevinin kaldırılması bu mecliste sıkça tartışıldı. İlk gündeme getiren Buca Belediye Başkanıydı. O süreçten sonra partiler işbirliği yaparak partiler üstü bir çalışma ile o bölgeden kaldırıldı. Bugün İBB Başkanlığı önümüzde bir önerge getirdi. Bu alanın plan değişikliği yapılması ile ilgili. Plan, bugün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından yapıldı ve askıya çıkarıldı. Atı alan Üsküdar'ı geçti. Plan yapıldı. İBB’nin geçmişte AVM olarak yaptığı alanı bugün Çevre ve Şehircilik Bakanlığı askıya çıkardı. Ortada bir plan var. Burası bakanlık tarafından 2020 tarihinde rezerv alan olarak ilan edildi. Rezerv alanlarda bakanlık belediyeye yetki vermediyse orada belediyenin plan  yapma yetkisi yoktur. Bugün bu önergeyi komisyonlara sevk edip görüşmemiz yasal değildir. Bir suç işleniyor. Elbette komisyonlarda değerlendirilecektir ancak ben önden uyarımı yapmak istiyorum. İBB olarak en fazla plana itiraz etme hakkınız vardır. Onun haricinde alana plan yapma yetkiniz yoktur. AVM planı kaldırıldı. Orda 44 bin metrekarelik sosyal donatı alanı İzmirlilere kazandırıldı.Biz önergenin bu şekliyle gelmesinin yeşil alan hassasiyetinden değil, bakanlığın yapmış olduğu planlara karşı ön hareket alabilir miyiz anlayışı seziyoruz. Yetkinizi aşarak bir plan yapma çabası içindeyiz” dedi.

AYDIN: GÖRÜŞLERİNİ KOMİSYONDA DA BELİRTMESİNİ DİLERİM
Eleştiriler sonrası söz alan CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, “Hukukun egemen olduğu yerlerde kimse atıp Üsküdar’ı geçemez. Kimse oldu bitti ile bir şehrin hakkını hukukunu bertaraf edemez. Sayın grup başkanvekili sürekli suç söylemi ile mecliste. Kendisi bir hukukçu olmasına rağmen iki de bir meclis parmak sallayıp suç işliyorsunuz demesini doğru bulmuyorum. Burada pek çok önergeleri komisyona gönderdik ve komisyon uygun bulmadı, geri gönderdik. CHP Grubu bu önergenin komisyonda tartışılması gerektiğini savunmaktadır. Kendisi de komisyondadır, bu görüşlerini komisyonda da belirtmesini dilerim” ifadelerini kullandı.

HIZAL: SUÇ DUYURUSUNDA BULUNACAĞIZ
Gündem dışı konuşmalarda söz alan AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal Çiğli’de yaşanan arbedeye değinirken, “Bugün 59 madde oy birliği ile geldi. Bu herhalde ‘meclisi engelliyorsunuz’ suçlamasına en güzel cevaptı. Biz meclisin önünü açmak için çaba gösteriyoruz ancak birileri bizi engellemeye çalışıyor.Geçen hafta bu şehirde gündem olan bir konu hakkında doğru bilgileri çeşitli platformlarda vermeye çalıştım ancak burada  net bir şekilde anlatmak istiyorum. Geçen hafta sayın il başkanımız ile birlikte İzmir'deki koku sorununa değinmek adına bir basın toplantısı yapmak ihtiyacı hissettik. Bunu Sasalı bölgesi olarak tabir edilen Çiğli bölgesinde planladık. Çünkü hem kokunun yoğun yaşandığı bölge hem de uzak da olsa kokunun kaynağı olduğunu söylediğimiz ve sizin de kabul ettiğiniz arıtma tesisini gören bir nokta.Oraya gelen basın mensubu arkadaşların uzaktan görüntü alması için bu bölgeyi tercih ettik. Biz bu tarz yerinde sorunları dile getireceğimize yönelik toplantıları ilk kez yapmadık. Bunları kamusal alanlarda yaptık. Geçen hafta yapmış olduğumuz ancak birilerini engellemek istediği basın toplantısını da kamuya açık bir alanda yaptık. Biz alana gittiğimizde ve toplantı yapmak istediğimizde birileri güvenlik görevlisi arkadaşlarımızı oraya koymuşlardı ve bizim o bölgeye girişimizin engellendiğini gördük. Orada bazı hadiseler yaşandı ve Sayın Soyer bir açıklama yaptı. Biz arıtma tesisinin önünde, yanında, içinde basın toplantısı yapmak için gitmedik. Kimseden izin almak durumda değildik. Ancak bugüne kadar karşılaşmadığımız bir biçimde güvenlik görevlilerini oraya dizmişlerdi. Ben güvenlik görevlisi arkadaşlarla görüşürken güvenlik görevlilerini oraya dizen güvenlik amiri Metin Aciv, görevlileri oraya dizip oradan kaçmıştır. Normal koşullarda bu belediye bürokratı herhangi bir meclis üyesini gördüğünde gelip konuşması gerekiyor.Burada yaratılmak istenen algı ve söylenenlerin tamı yanlış. Biz asla ama asla bir tesisin önüne gitmiş değiliz. Bundan 1,5-2 yıl önce bir meclis toplantımızda bir anda arkamızdan bir uğultu ile  bir grubun meclis salona girdiğini gördük. O güvenlik görevlilerin hakkını ve hukukunu koruması gereken sendika yetkilileri ve sendika başkanı. Bu belediyeyi ailesinin çiftliğine çevirmiş sendika başkanı. O güvenlik görevlisi arkadaşlarımızı eze eze salona girdiler. 150 yıllık meclis tarihinde yaşanmamış bir durum. Suç duyurusunda bulunuldu mu o kişiler ile ilgili? Suç işlediler ancak suç duyurusunda bulunulmadı. Ancak Tunç Bey bilgi sahibi olmadan işin önünü arkasını araştırması gerekirdi. o gün güvenlik görevlilerini oraya dizen siyasi akıl bu güvenlik amirleri. Bunun sorumluları ile ilgili suç duyurusunda bulunacağız" dedi.

AYDIN: HOŞGELDİNİZ TÜRKİYE'YE
AK Partili Hızal'ın sözlerine yanıt veren CHP Grup Başkanvekili Murat Aydın, "Sayın Hızal'ı dinlerken olay olduğunda beri 2 duygu içindeyim. Birincisi İzmir'e ve kendilerine yakışmamıştır.  Hukuk bilen, yol yordam bilen insanlardır. Onlara bu tavır yakışmamıştır kimden kaynaklanırsa kaynaklansın. Bu şehrin AK Parti İl Başkanı ve grup başkan vekilinin arbede içinde bulunması hoş değildir. Beyefendiler bu ülkenin sokaklarında basın açıklaması yapan insanların neler çektiğini bilmediği için, bu ülkenin yurttaşlarının sokaklarda basın açıklaması yapmak için tomalarla, biber gazları ile mücadele etmek zorunda kaldığını ve en temel hakkı olan açıklama yapma hakkının kendi iktidarları döneminde yok edildiğini unutuluyor. Bunları unuttukları için özel güvenlikçilere 'asker gibi duramazsınız' diyorlar. Nasıl duracakmış özel güvenlikçiler. Bu ülkede adalet arayanların karşısına geçen polis nasıl davranıyor?  Bu ülkeyi İsveç haline getirdiler de bizim mi haberimiz yok. Bu ülkenin yurttaşlarının basın açıklaması yapma hakkını sağladılar da bizim mi haberimiz yok. Biber gazı yemek ne demektir biliyor mu kendileri? Bunları bilmezler. Çünkü onlar saraylarda yaşıyorlar. Biz sokaklardayız. Bu tesis atık arıtma tesisi bölgesidir. Herkesin girip çıkabileceği yer değildir. Orası özel güvenlik koruma bölgesidir, bunun yetkisi de İzmir Valiliği'nden alınmıştır. Bu yol halka açıkmış, herkes girip çıkıyormuş beyefendiler engellenmiş. Burada 1 milyon metrekare çamur havuzu bulunmakta. Zaman zaman oraya kontrol dışı hayvanlar girip kaybolmuştur. Hemen yanında Kaklıç askeri alanı var, oraya da kimseye haber vermeden gidip açıklama yapsınlar. İBB'nin bir tesisinde araştırma yapmak istediler de onlara hayır mı dendi? Hiç güvenlik görevlisi yok bizim için getirdiler dediği güvenlik kulübesine gece gidip bakıldığında güvenliklerin olduğu görülüyor. Hatta kulübede  klima bile var. Ancak orada güvenlik görevlisi yok o gün için getirildi derseniz ayıp olur. Bu ülkenin ana muhalefet partisi lideri devletin resmi idari binalarına giremedi. Devletin alanına bu ülkenin milletvekili giremiyor ancak sayın il başkanı 'ben eski milletvekiliyim' diyor. Eski milletvekillerinin dokunulmazlığı mı var? Meclis üyelerinin dokunulmazlığı mı var? Bu ülkede resmi tesise bu şekilde giremezsiniz. Girdiniz, tavır gösterdiniz tamam. Oradaki özel güvenlik görevlilerine hakarete varan sözlerle rencie etmek, tartaklamak nedir? Hoşgeldiniz Türkiye'ye... Bu ülkede insanlar sokaklarda, basın açıklamalarında bile polisin sıktığı biber gazı ile karşılaşıyor" ifadelerini kullandı.

BOZTEPE: KAPILARDA KARŞILANACAKTI
AK Partili Hüsnü Boztepe geçmişte yaşadığı bir olay üzerinden değerlendirmelerde bulunurken, "AK Parti daha kurulmamıştı. Sabri Ergül arkadaşımız vardı. Manisa il emniyet müdürünün kapısına  bu işyerinde işkence var diye yazı aşmıştı. O yolu bilen bilir ancak en iyi bilen benimdir. O yolu midyeci arkadaşlarımızın hepsi kullanıyor. Orada bir tahrik olmuştur ve sonrasında da olay ortaya çıkmışlar ve Özgür başkanımız çok güzel anlatmıştır. Bundan 3 yıl önce çöp tesisine gittim  ve buyrun dediler ve ben dedim ki CHP meclis üyesiyim. Gittim video çektim, resimler çektim.  Aradan biraz zaman geçti, basın yazdı çıktı. Orada bir arkadaş var arazisine girmek istiyor ancak giremedi. Yine gittik ve inanın kapıda 5-6 kişi ellerinde otomatik silahlarla arabamın etrafını sardı.  O gün ben inanıyorum ki kapıda Murat Bey gitmiş olsaydı kapılarda karşılanıp içeri alınacaktı. Bizim arkadaşlar kapıda basın açıklaması yapacağı zaman olaylar oldu. Bu bizi üzmüştür. İzmir'deki en beyefendi kişilerden biridir İl başkanımız" dedi.

ÖZUSLU:ELİNİZİ VİCDANINIZA KOYACAKSINIZ
Son olarak söz alan Başkan Vekili Mustafa Özuslu, "Tabii ki AK Parti İl Başkanı Kerem Ali Sürekli kendisini tanırım beyefendi biridir. Sayın Hızal siyaseten kendilerini bakış açısından meselenin nasıl göründüğüne yönelik her yerde basın açıklaması yapmakta özgürdürler. İktidar mensubu bir partinin üyeleri olarak konforlu bir alanda basın açıklamalarını yüzlerce kere yaptılar. Ancak bu şu anlama gelmez, bir kere algıladığımız ve bize yüklenen çerçeve kapsamında iş olup bitmiş ayrılıyorlar. Sayın Sürekli ellerini sıkıyor çocukların ancak Sayın Hızal'ın ısrarla yanlış yapıyorsunuz demiş olması... Burada 50 bin defa söyledim. Elimizi vicdanımıza koyacağız, eğri oturup doğru konuşacağız. Eleştireceğiz tabii. Türkiye'deki bütün meclisleri izleyin eleştirilere bu kadar açık bir tane meclis gösterirseniz dişimi kıracağım. Sizin niyetiniz nedir? Bir meseleyi dile getirmek. Eyvallah. Tunç Başkanımızın da bu konudaki emeklerini görmezden gelmeyin. Başkanımızın açıklamalarının ardından 1 litre çamur bile oraya dökülmedi. Yakında o havuzun üstünde açıklama yapacağız. Sayın Hızal Sayın Başkanımıza çok rahat ulaşabilir, bu konuda bilgi verseydi birlikte gezelim derdi zaten Tunç Başkan.Bu basın açıklaması yapmak için izin almak değil, özel güvenlik bölgesi ile ilgili konu. Orada o açıklama başka türlü yapılabilirdi. Yetkililere biz geleceğiz diyebilirdi. Çay kahve de ikram edilirdi kendilerine. Burada nasıl söyleyeceklerini söylüyorlarsa  orada da söyleyebilirlerdi” dedi.