21’inci yüzyılın en büyük problemlerinden biri olan çevre kirliliği, her gün daha ileri bir boyutu aşarak dünyayı yaşanmaz bir yere dönüştürüyor. Atıkların toplanması, imha edilmesi gibi süreçlerde yönetimlere büyük görevler düşse de bu konuda en önemli nokta çevre bilincinin kazandırılması.
2019 Aralık ayında ortaya çıkan ve tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs, insanlara yeni alışkanlıklar kazandırdı. Virüsten korunmanın en önemli yolları olan; maske, mesafe, hijyen bir kural haline dönüştü ancak bu süreçte insanların yanlarından ayırmadığı kişisel hijyen ürünlerin toplanılması da büyük bir önem arz ediyor. Özellikle koronavirüse yakalanmış kişilerin kullandığı kişisel koruyucu ekipmanlarının toplanması ve imha edilmesi özel ilgi gerektiren konulardan.
BAKANLIK GENELGE ÇIKARMIŞTI…
Aralık ayında virüsün ortaya çıkmasıyla beraber büyük bir kaosa sürüklenen insanlar; virüsün 11 Mart’ta Türkiye’ye girişiyle birlikte başlarda maske ve eldivene ulaşma konusunda bir takım sıkıntılar çekti. Maske dağıtımında düzenin sağlanmasıyla birlikte ikinci önemli bir konu gündeme geldi. Kişisel hijyen ürünlerinin imhası. Bu konuya ilişkin; Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından; tek kullanımlık maske, eldiven gibi kişisel hijyen malzeme atıklarının yönetiminde Covid-19 tedbirlerine ilişkin 2020/12 genelgesi 8 Nisan 2020 tarihinde yayımlandı. Ancak başlangıçta maske, mesafe, hijyen kurallarına dikkat etmemekte ısrarcı olan vatandaşlar, pandeminin başından beri uyulması gereken o çok önemli kural konusunda sınıfta kaldı. Yapılan araştırmalar doğrultusunda kişisel koruyucu ekipmanların 2021 yılında denizlerde 1 milyarın üzerinde kirliliğe sebep olacağını gösteriyor.
PANDEMİNİN ASIL SEBEBİ ÇEVRE KİRLİLİĞİ!
Menduha Ceylan’ın haberine göre, insanlara çevre bilincinin kazandırılması gerektiğine vurgu yapan Dr. Ülkümen Radoplu, “2019 yılında başlayan ve 2020’yi içine alan büyük bir olasılıkla 2021’i de içine alacağı bu pandemi sürecinin asıl sebebi çevre kirliliği. Bu süreç, doğaya özen göstermemiz, doğada bizimle beraber yaşayan canlılara saygı duymamızdan kaynaklanıyor. Maske, eldiven ve o salgın döneminde bizi koruyan dezenfektanlar, o dezenfektanların içinde olduğu şişeler, plastikler bütün bunların yok edilmesinden bunların ayrıca toplanmasına insanlar sorumludur. Her birey kendi kullandığı malzemenin toplanmasından sorumlu… Bırakın denize, doğaya, sokağa atılmasını onun ayrıca poşetlenmesi lazım. Yerel yönetimlere de devlete de ayrı bir iş düşüyor. Devlet ve yerel yönetimlerin bu atıkların; ayrıca toplanması, poşetlenmesi ve imha edilmesi konusunda halkı bilinçlendirmesi gerekiyor” dedi.
“İZMİRİMİZDE HİÇ BİLLBOARD GÖRDÜNÜZ MÜ?”
Kişisel hijyen ürünlerinin toplanması konusunun hiç konuşulmadığını belirten Dr. Rodoplu, “Ne bir arkadaşım, ne bir tanıdığım sormadı; kimse de konuşmuyor bu konuyu. Bakanlık yasayı çıkarıyor bitiriyor sorumluluğu. Bitmez, eğitmesi lazım. Bir eğitim var mı bu konuda? Bir televizyon reklamı gördünüz mü? Mesela çağdaş İzmirimizde hiç billboard gördünüz mü? Bununla ilgili bir kampanya gördünüz mü? Bununla ilgili bir belediye başkanının konuştuğunu gördünüz mü? Yani vatandaş da farkında değil, devlet yerel yönetimler de farkında değil ve biz yine kirletmeye devam ediyoruz, dünyayı yok etmeye devam ediyoruz ama aslında yok olan kendimiziz, gelecek nesillerimiz. Maskelerin içindeki maddeyi doğanın yok edebilmesi yıllar alıyor. Enfeksiyon riski var, onun kirlenip kontamine olup bakteri üreme riski var” diye ifade etti.
“KORONALI MASKELER HAVADA UÇUŞUYOR”
Koronalı cenazeler bile özel olarak defnedilirken, koronalı maskeler her yerde uçuştuğunu söyleyen Dr. Rodoplu, “Maskeler rüzgarla savruluyor onu köpekler, kediler alıyor VE kokluyor. Birçok ilave sorunu beraberinde getirecek bu durum. İçinde insan kokusu olduğu için belki hayvanlar kendine yakın hissediyor. O kadar çok boyutu var ki ama çok ilginçtir ki üniversiteler de bu konuda sessiz, meslek örgütleri de odalar da. Devlet zaten sessiz yasayı çıkardım bitti diyor, yerel yönetimler de öyle. El birliğiyle bu konu halının altına süpürülüyor” diye konuştu.