HABERLER>YEREL YÖNETİMLER
12 Ekim 2020 Pazartesi - 12:38

Başkan Soyer, SonSöz TV'ye konuştu: İzmir'de rızam olmadan kimse bir şey yapamaz!

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kent gündemi ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu. İzmir'de hükümet nezdinde yapılacak projeler için konuşan Soyer, "Bu kentin doğasına sahip çıkmak benim asli görevim. Nasıl atalarımız bize bu kentin doğasını bıraktılar, biz de bizden sonraki nesle cennet olarak bırakmak istiyoruz. Biz buna zarar getirecek bir şeyi kimsenin yapmasına izin vermeyiz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ben bu şehrin seçilmiş en büyük otoritesi benim. Benim rızam olmadan, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin rızası olmadan bu şehirde kimse bir şey yapmaz" dedi.

Başkan Soyer, SonSöz TV ye konuştu: İzmir de rızam olmadan kimse bir şey yapamaz!

EGEDESONSÖZ - İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, SonSöz TV’de Gazeteci-Yazar Fatih Yapar’ın sorularını yanıtladı.

Soyer, programda pandemiden kent gündemine ve siyasete kadar geniş bir yelpazede değerlendirmeler yaptı.

PANDEMİDE İYİ SINAV VERDİK
Pandemi sürecinde Büyükşehir Belediyesi olarak iyi bir sınav verdiklerini söyleyen Başkan Soyer, “Gerçekten son derede titiz ve iyi bir strateji izledik. Bu bizim keşfettiğimiz, bulduğumuz bir şey değil. Biz büyükşehir belediye başkanlığı görevine geldiğimizde toplum sağlığı daire başkanlığını kurmuştuk. Düşündük ki İzmir doğal felaketlere açık ve kırılgan bir şehir… İyi ki bunu oluşturmuşuz. Pandemi patladığı adına bir bilim kurulu oluşturduk ve onlar bize rota çizip yol gösterdiler. Ayrıca kriz üst yönetimi diye bir yönetim oluşturduk. Kriz belediyeciliği adını verdiğimiz bir model kurmaya çalıştık. Çünkü bu dönem bildiğimiz her şeyi bir tarafa koymak zorunda kaldığımız bir dönem oldu. Kriz üst yönetimi bizim aklımızı ve vizyonumuzu genişleten bir olay oldu. Bu şekilde daha fazla derde derman olacak çözümler ürettik. Başlarda İstanbul’un ardından en çok vakanın görüldüğü yer İzmir'di ancak şimdi düşüşe geçti ve şu an iyi durumdayız” dedi.

207 BİN AİLEYE ULAŞTIK
Pandemi döneminde 207 bin haneye ulaştıklarını söyleyen Soyer, “Aslında bu kriz dönemleri bizim birbirimize ne kadar ihtiyacımız olduğunu gösteriyor. Kriz belediyeciliği adını verdiğimiz süreç başlar başlamaz şehrin en arka mahallelerine ulaşma ihtiyacı duyduk. Çünkü onlar bu süreçten en çok etkilenenler oldu. Pandemi ile o bölgeler daha çok sarsıldı. O dönemde 207 bin haneye ulaştık ve gıda paketi taşıdık. Yaşlılarına telefon paketi, gençlere 4 GB internet… Birçok şey yapmaya çalıştık. 207 bin paketin 44 binini kurduğumuz dayanışma ağı ile İzmirliler ulaştırdı. Çünkü bunların maliyeti yüksek paketlerdi. Bu çok kıymetli bir şey… Bizim insanımızın vicdanı diri ve sağlam, acı çekmesine  yokluk çekmesine izin vermiyor.  Biz bunun aracılığını yapmaktan gurur duyuyoruz” dedi.

BENİM RIZAM OLMADAN KİMSE BİR ŞEY YAPAMAZ
Çeşme Projesi ile ilgili değerlendirme yapan Soyer, “Benim hayatımda en önemli noktalardan birisi empatidir… Bakanlıktan böyle öneri geldiğinde önce anlamaya çalışmak lazım dedik ve sorgulamaya başladık. Bakan bey bizim için hayranlık oluşturan bir model oluşturdu ve bizi dahil eti. Her şeyi açıkça sordu, sormamıza izin verdi. Biz de baştan itibaren kaygılarımızı dile getiriyoruz. Aslında ortada bir proje yok, sadece bir fikir var. Biz de bu süreçte en büyük kaygılarımızı dile getiriyoruz… Mesela su yok, diyoruz. Onlar da suyu nasıl getireceklerini söylüyor. Şimdiye kadar böyle geldik… Yanlış hatırlamıyorsam beş defa falan bir görüşme gerçekleştirdik. Masada hem hassasiyetlerimizi söylemek, hem de ortada ne olduğunu görmek için masadayız. İlk defa bir proje heyetine aktarıldı dosya. Oradan da proje taslakları gelecek. Onun üzerinde konuşmaya başlayacağız. Ortada henüz bir proje yok, sadece fikir var. Eğer bir şeye karşı çıkılacaksa İzmirliler hiç merak etmesin… Bu kentin doğasına sahip çıkmak benim asli görevim. Nasıl atalarımız bize bu kentin doğasını bıraktılar, biz de bizden sonraki nesile cennet olarak bırakmak istiyoruz. Biz buna zarar getirecek bir şeyi kimsenin yapmasına izin vermeyiz. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak ben, bu şehrin seçilmiş en büyük otoritesi benim. Benim rızam olmadan, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin rızası olmadan bu şehirde kimse bir şey yapmaz. Herkes anlaması lazım ki bu şehrin, bu kentin bir koruyucu vardır. Ben bu kente son nefesime kadar sahip çıkacağım” dedi.

PAGOS ELEŞTİRİSİNE YANIT: HOMEROS’A NASIL SAHİP ÇIKMAZSINIZ?
MHP’den kendisine yöneltilen “Pagos” eleştirisi için ise “Bu coğrafyanın buranın bir kilometre taşını nasıl yok sayarsınız, nasıl görmezden gelirsiniz? Eğer köklerinizden koparsanız o kökleri yok sayarsanız, nasıl ayakta durursunuz? Homeros'a nasıl sahip çıkmazsınız? Homeros sadece bütün dünyada sizi markaya yapmaya yetecek bir güç… Bu kadar önemli bir güç… Yani 'Homeros, Yunanlı o zaman niye sahip çıkacağız?' böyle bir bakış açısı olabilir mi? Yunanca bir isim… Bu coğrafyanın insanı… Bizimde atalarımızdan biri, yani bunu nasıl yok sayacağız? Gerçekten bu akıl alacak bir şey değil” dedi.

HER GÜN, PKK KAHROLSUN, DİYE GÜNE BAŞLASAK NEYE YARAYACAK?
Hatay’daki yangın ile ilgili olarak MHP’li Tamer Osmanağaoğlu’nun Soyer’e yaptığı “PKK’yı kına” çağrısına yanıt veren Soyer, “Her gün PKK kahrolsun diye güne başlasak, neye yarayacak? Biz birbirimize bunu sürekli söyleyerek neyi kanıtlamış olacağız? Bütün işi gücü bir kenara bırakarak güne böyle başlayacağız. Bu nasıl bir mantık? Hayata böyle bakmak… Ben bunlara cevap vermeyi bile doğru bulmuyorum” dedi.

KAÇAK VİLLA İDDİASINA YANIT: SIĞ VE ÇİRKİN BİR SALDIRIYA UĞRUYORUZ
Seferihisar’da bulunan arazisi ile ilgili olarak “imar değişikliği ve kaçak havuz” iddialarına yanıt veren Başkan Soyer, “Biz 30 sene boyunca Seferihisar’da tatil köyü işlettik ve evimiz içindeydi. Tatil köyünü devrettik ve evimiz kalmadı. Bu süreçte çocuklarımız ile nerede yaşayacağımızı konuştuk… Bizim görevimiz aslında kamu nöbetçiliği. Eşim yıllardır gönüllü kooperatifçilik yapıyor. Dolayısıyla bir gün bitecek görevler ve bir emekli hayatı yaşanacak. Bir kere biz Seferihisar’dan ayrılmak istemiyoruz. Dedik ki ‘bir zeytinlik alalım’ ve sonunda eşim bir alan buldu. Alanda nasıl yapılaşma olduğuna baktık. Yolu ve elektiriği olmayan bir yerde, 75 metrekarelik yaşam alanını yaptık. 216 metrekarelik zeytin işleme yerini yaptık… Böyle bir hayalimiz var… Ancak öyle bir anlatılıyor ki kaçak inşaat, kaçak barbekü, yüzme havuzu… Neresinden baksanız anlaşılır gibi değil, çok üzücü. Siyasetin asıl önündeki engeller bunlar. Siz böyle bir nedenle böyle bir saldırı yaparsanız, ülkede temiz siyaset yapmak isteyenleri korkutup uzak tutarsınız. Bu memleketin genç insanları nasıl siyasete girecekler? Gerçekten çok üzülüyoruz. Ancak bizim üzüntümüzden daha vahim bir şey var. Bu memleketi ileriye taşıyacak gençlerin siyasete yakın durmasının teşvik edilmesi lazım… Nasıl teşvik edeceksiniz? Asıl zararı böyle veriyorlar. Eşim misyoner gibi çalışıyor. Eşim gerçekten de hiçbir karşılık beklemeden büyük bir gönüllülükle bunu yapıyor. Biz şeffafız, mal varlıklarımız ortada. Dilerim bütün siyasetçiler ve rektörler bunu yapsın ve görelim. Bizim her şeyimiz ortada… Mercekle inceleniyoruz ancak buna rağmen sığ ve çirkin bir saldırıya uğruyoruz. Bundan zerre kadar güç kaybetmiyoruz. Biz bildiğimiz yolda devam edeceğiz. Biz bu milleti seviyoruz, İzmir'e aşığız… Onların da bizlere teveccüh gösterdiğini biliyoruz… Ben biliyorum ki, arkamızda güzel İzmir'in güzel insanları var… Onlar arkamızda olduğu sürece istedikleri kadar saldırsınlar” dedi.

‘Şato’ üzerinden gelen eleştirilere de yanıt veren Soyer, “Şato dediğimiz, belediyenin misafirhanesidir. Biz kimin, nerede yaşadığını biliyoruz. 3 oda 1 salon yerde yaşamasın mı belediye başkanı? Biz belediye imkanları ile yer tutmayı da bilirdik” dedi.

ZAM YAPMAMAK EN KOLAYI…
Ulaşıma yapılan zammın gerekçelerini açıklayan Başkan Soyer, “1 milyar TL kaybımız var. Bu kimin kaybı? Bu hepimizin kaybı… Tüm İzmirlilerin kaybı… 1 milyar TL Büyükşehir bütçesinden eksilme söz konusuysa bu hepimizin cebine yansıyor. Belediye bir şirket değil ki… Zam yapmamak en kolayı… Yapmazsanız, 1 milyar TL daha zarar edersiniz… Bizim yapmamız gereken, sizin cebinizden en az paranın çıkmasını sağlamak. Biz 90 dakikayı 120 dakikaya çıkardık. Sadece 2'nci aktarmada ve 3'ncü aktarmada 50 kuruş koyduk. Bunu yapmasak belki 1 milyar daha İzmirlilerin cebinden çıkacaktı. Giderler artıyor ve bunu böyle sürdüremezdik. En azından otobüs kullananların kullandığı kadar bedel ödemesi lazım… Biz buna rağmen yine tüm maliyeti yansıtmıyoruz” dedi.

FİNANS YAPIMIZ OLAĞANÜSTÜ GÜÇLÜ
İzmir Büyükşehir ekonomisinin uluslararası düzeyde takdir gördüğünü belirten Başkan Soyer, “İzmir’in tüm Türkiye'ye sunduğu nasıl bir tarım modeli varsa, bir de finans modeli var. Son dönemde bunu iyice oturttuk. Biz pandemiye rağmen uluslararası finans firmalarında takdir edilen bir şehiriz. Ocak ayında Dünya Bankası’na gittik ve uzun uzun konuştuk. Sonunda ise İzmir'i hayran bıraktırdık ve güven doğdu. Bunun karşılığını, pandeminin en yoğun döneminde Narlıdere Metrosu için Avrupa Kalkınma Bankası, 50 milyon dolar kredi açtı. Banka dünyada ilk defa, bir belediyeye 50 milyon dolarlık bir kredi açtı… Bunu imza töreni sırasında genel müdürü 'İlk kez belediyeye böyle bir finansman açıyoruz ve umarım önünüzü açacaktır' dedi. O banka, kente bir yatırım aktardığında, yatırımcılarında dikkatini çekiyor ve yatırımcılara cesarete veriyoruz. Biz İpek Yolu’nun son noktası olmakla övünürdük. Şimdi onun ete kemiğe bürünmüş hali bu finansal kredilerdir. Bu kentte yatırım yapacaklar cesaret buluyorlar. İzmir'in bu finansman yapısı olağan üstü güçlü” dedi.

ÇEKİCİ NİYE ELEŞTİRİLİYOR, ANLAMIYORUM
İzmir ulaşımında çözümler için çalıştıklarını ancak haksız eleştiriler de aldıklarını belirten Başkan Soyer, “Toplu ulaşımda düşüş olduğunu bunun da trafik yoğunluğu olduğunu belirtmiştim. Geçen seneye göre bu sene 125 bin daha fazla araç trafiğe katılmış. Bir yandan kendi otobüsleriniz o yollarda giderken, diğer yandan da o araçlar oralara geliyor. İzmir'in trafiği ve altyapısı bunu kaldıracak durumda değil. Bununla ilgili Altınyol'da ek şerit açılması oldu. Bu da trafikteki akışı inanılmaz rahatlattı. Cumhuriyet Bulvarı’ndaki tek yön uygulamasını değiştirmiş olmamız, Mustafa Kemal Caddesi'nde refüjleri daraltmış olmamız… Bunlar trafiği inanılmaz rahatlattı. Çekici niye eleştiriliyor, anlamıyorum. O kadar pratik çözümler buluyor ki… Ücretsiz çekiciler, trafiği tıkayan araçları alıyor ve götürüyor. Bir yeri su basıyor, hemen birileri çıkıp bunun sorumlusu şudur diyor… Adeta bundan mutluluk duyuyorlar. Aslında küçücük bir şehirde yaşıyoruz. Kutuplaştırma politikalarını anlıyorum ancak bu şehirde yaşayan insanların birbirine ihtiyacı var. Pandemi uluslararası bir insanlık felaketi… Döviz, altın, faiz, işsizlik yükseliyor… Türkiye şu an bir yangın yeri… Dövizin yükselişi durdurulamıyor. Bizim çekici ile dalga geçmek, su bastığında memnuniyet duymak… Bu nereye kadar? Biz el ele verebilirsek ancak bu tahribatları, zararları azaltırız. Ben burada bir kere daha söylüyorum. İzmir'in bütün seçilmişlerine sesleniyorum... Ne olur el ele verelim, birbirimize destek olalım. Siyaset nasıl yürüyorsa yürüsün, biz birbirimizi performans üzerinden eleştirelim. Ancak bunu yapmadan çekici ile alay et ,su bastı diye şunu suçla… Böyle olmaz” dedi.

İNCİRALTI YORUMU: ASLİ GÖREVİMİZ ORAYI KORUMAK VE SAHİP ÇIKMAK
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İnciraltı için başlattığı planlama çalışmasında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin davet edilmesinden memnuniyet duyduklarını söyleyen Soyer, “Büyükşehir’in söyleyeceği çok önemli şeyler var… Biz başından beri olduğumuz yerde duruyoruz. Nihayet böyle bir davet geldiği için çok mutluyum. İnciraltı, EXPO döneminde sağlık turizm alanı ilan edilmişti. Biz aynı noktadayız. Biz İzmir'in sağlık kenti olarak anılmasını çok arzu ediyorduk. Pandemi döneminde bunun ne kadar önemli olduğu gördük. İnciraltı’nın da bu konuda oldukça önemli olduğunu gördük. Biz bu görüşmede bu konuyu söyleyeceğiz. Bir belgesel var ve Çernobil ile başlıyor… Bugünü çekmiş bir belgeselci… Şehir, ormana dönmüş. Doğa aslında müdahale etmezseniz ve elinizi ayağınızı çekerseniz, kendini o kadar yenileyebiliyor ki… Bu körfezde de aynısı. Biz kirletmezsek, temizliğini koruyabilirsek temizlenecektir. Aynı şey, İzmir'in doğası için de geçerli… Bir belediye başkanının asli görevi kentinin doğasını korumaktır… İnciraltı, bu İzmir'in en parlak noktalarından biri. Gerçekten bir cennet alanı… Bizim asli görevimiz, orayı korumak ve sahip çıkmak. Bunu yaparken, coğrafyanın ürettiği refahı da orada yaşayan insanlara aktarmamız lazım… Onların da menfaatlerini koruyacak bir denge… Bunlar masada olacak” dedi.

GÖREV SÜREM BİTMEDEN KÖRFEZDE YÜZECEĞİM
İzmir Körfezi’nin temizlenmesinde yol kat ettiklerini söyleyen Soyer, “Körfezin temizliği ilgili bütün dereleri temizlemeye başladık… Asıl büyük hikaye, Kültürpark ile ilgili olacak. Orada ekosistem rekreasyonu düşünüyoruz. Bu Meles ile bağlanacak ve yeşil bir koridora dönüşecek. Maalesef İzmir'in altyapı kanalı ile birlikte yağmur suyu kanalı birlikte akıyor. Biz bunun ihalesine çıkıyoruz… Körfeze pis su akışını engelleyeceğiz ve bununla birlikte doğal olarak sirkülasyonu sağlayacağız. Daha geçenlerde körfezde caretta caretta çıktı. İzmir'de daha önce kaybolmuş deniz canlıları yeniden ortaya çıktı. Biz ilk defa Güzelbahçe’de mavi bayraklı plaj açtık… Bu, suyun temizliğini işaret eder. Kısacası umut ettiğimiz seviyeye ulaşıyoruz. Ben 3 sene sonra yüzeceğim demiştim, bunu görev sürem ile düzenleyeceğim. Görev sürem bitmeden körfezde yüzeceğim” dedi.

KÜLTÜRPARK İÇİN REFERANDUM
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın “Kültürpark, Millet Bahçesi olsun” çağrısına yanıt veren Soyer, “Kültürpark, zaten millet bahçesi… Adına, etiketine illa yazmak mı gerekiyor? Kültürpark ile ilgili zaten çalışıyoruz… Çok ciddi raporlar çıktı. Bu meclise yetiştirmeyi hedefliyorduk ancak bir sonraki meclise yetiştireceğiz. Orada ortak akıla çıkacak bir mutabakat olacak. O da bizim rehberimiz olacak. Zaman zaman halka danışacağımız, referandum oluşturacağımız konular olacak” dedi..

MAVİŞEHİR TOKİ VE SPOR ALANI KARŞILAŞTIRMASI
Mavişehir’de TOKİ’nin sattığı arazi ile Büyükşehir Belediyesi’nin yine Karşıyaka’da bulunan spor alanını özel eğitim alanına dönüştürülmesi için konuşlan Soyer, “İki alan arasında bir benzerlik yok. Orada bir eğitim kurumunun yapılması söz konusu. Burayı satanlara sormak lazımdı, orası kimindi, kime ve neden sattınız, diye... Ben bu sığlıkta konuşmaya gerek duymuyorum” dedi.

TÜCCARIN ÜRETİCİ ÜZERİNDE BASKI KURMASINA İZİN VERMEDİK
Büyükşehir Belediyesi’nin üreticiye verdiği desteklerden bahseden Soyer, “ Bizim bereketli topraklarımızda daha çok şey üretmek zorundayız. Tüccarın üretici üzerinde baskı kurmasına izin vermiyoruz. Bizim amacımız üreticiye nefes aldırmak. Üreticiden 65 ton bakla, 200 ton patates aldık. Ürün almaya yetişemediğimiz yerde hasat yaptık. Büyükşehir olarak aracı olmak istiyoruz… Hollanda tarım ihracat eden dünyada 2'nci ülke… İzmir'in arkasında bir Hollanda var, yani çok verimli topraklarımız var. 2-3 hafta önce muhtarlarla buluştuk. Yerinde çözüm üretmeye çalışıyoruz. Kiraz'da yaptığımız toplantıda bir muhtar arkadaşımız dedi ki ‘biz 10 sene önceye kadar 10 metreden su çekerdik, ancak şimdi 250 metrelerden su bulamıyoruz’ Düşünsenize yeraltı kaynaklarını tüketiyorsunuz. Büyükşehir sondaj açıyor, açamaya devam edecek, 8 tane daha açacağız” dedi.

BÜYÜKŞEHİR, ÖRNEK BİR TARIM PROJESİ OLUŞTURUYOR
Tarım ve hayvancılıkta ciddi bir politikaya ihtiyaç duyulduğunu söyleyen Soyer, “Düzenli bir tarım planlamamız yok. Hollanda kadar büyük bir tarımsal alandan bahsediyoruz… Siz burada tarım planlaması yapmıyorsunuz. Üretici ne kadar patates, ne kadar enginar ekecek bilmiyor. Sadece geçmiş dönem rakamlara bakarak ekiyor. Yani burada devletin ciddi bir yönetici rolü üstlenmesi lazım ancak bunu yapmıyor. Bir gün geliyor patates para etmiyor, sonra enginar para yapmıyor. Büyükbaş hayvan yemi için yetiştirilen bitkimiz 84 litre su ile büyüyor ve hayvan yemi oluyor… Doğal olarak bizim küçükbaş hayvancılığı daha fazla desteklememiz lazım. Bunu ancak adını koyarak, tarih ederek, üreticiye bilgi vererek tarım yapmak gerek… Hollanda tarımda 2'nci olur siz de 4 metreden su çıkartırken şimdi 200 metreden su çıkartamazsınız. Bakanın bunları benden öğrenecek hali yok… Bunlardan mutlaka bilgisi vardır. Ancak burada siyasal tercihler veya başka şeyler rol oynuyor olabilir… Bunları bilmemesi mümkün değil… Bu ülkede çok değerli tarım mühendisleri var… Bu konuda alarm çalındığının farkına varmak lazım. Bunu görmelerini diliyoruz. Biz kendi gücümüzde bunu yapmaya başladık. Biz önümüzdeki yıllardan itibaren üreticimize diyeceğiz ki ‘bu haftada bunu yetiştirirsen, şu fiyattan şu kadara alırız’ diyeceğiz… Küçükbaş hayvancılığı, büyükbaş hayvancılığı ne kadar destekleriz, bunları çalışıyoruz… Özetle Türkiye'nin tarım politikası ile ilgili çok büyük boşluklar var… Türkiye çok güçlü bir tarım memleketidir ve bizim mutlaka bununla ilgili yapacaklarımız var. Süt kuzusu projesini 11 ilçeden 30'a çıkarttık. Bu konuda tarıma vereceğimiz destek çok büyük ve artmaya devam edecek. Eskiden bize ‘buğday ambarı’ derlerdi. Ancak bu özelliğimizi kaybettik. Bizim olağan üstü kaynaklarımız var. Bizim bu plansız gidişe dur dememiz lazım. Büyükşehir olarak örnek bir tarım projesi oluşturuyoruz” dedi.

Ülkede demokrasi ile ilgili sorunların yaşandığını belirten Başkan Soyer, “Demokrasiye sonuna kadar sadık kalmaya devam edeceğiz. Demokrasi çok kıymetli… Üzülsek de kırılsak da bundan uzaklaşmayacağız… Demokrasiden uzaklaştıkça yoksullaşıyoruz. Cumhuriyet'in ne büyük bir erdem olduğu bölgemize bakında daha iyi anlıyoruz. Her taraf ateş içinde… Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet ne kadar önemliymiş, görüyoruz. Şimdi bir yüzyıl doluyor ve ikinci yüzyıla taşıyoruz… Diliyoruz ki, yeni yüzyılı demokrasi ile taçlandırırız” dedi.

Meslek odalarıyla dayanışma içerisinde olduklarını söyleyen Soyer, “Meslek odaları belki de bu ülkenin en demokratik unsurlarıdır. 80 öncesinde hakikaten Türkiye’nin rotasını çizerken akıl danıştığı kurumlardır. Onlarca odanın her birinin o mesleki alanda eğitim görmüş insanların birlikteliği ile oluşan odalar bunlar… Bunlara belediye olarak da ülke olarak da ihtiyacımız var. Biz belediye olarak bunlardan yararlanmak istiyoruz” diye konuştu.

Seferihisar’daki Orkinos Çiftliği’ne karşı açılan davada mahkemeye şirket aleyhine bilirkişi raporu gelmesi ile ilgili konuşan Soyer,  “Seferihisar, 'Sakin Şehir' ile ilgili bu gelişmeden haberim yoktu. Seferihisar, ‘sakin şehir’ oldu ve Türkiye’nin 17 kenti daha buna katıldı. Bu unvan şehirlere bir güç kazandırıyor… Türkiye'de değil, dünyada bir marka haline geldi Seferihisar… Bunu nasıl görmezler?” dedi. 

 
İzmir kulüpleri Hatay için el ele
 
Başkan Gümrükçü 6. parkı açıyor
YORUMLAR
Toplam 17 yorum var, 10 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
bahtiyar 13 Ekim 2020 Salı 09:40

Hüdaverdi bey kimmiş o eşi tenisi çok seven vekil merak ettim, eğer bu iddia doğruysa çok sıkıntılar bekliyor demektir chp'yi!

Yorumu oyla      3      3  
hdpli çıktın 12 Ekim 2020 Pazartesi 18:53

Sana oy veren kalbimize yazık. PKK'yı niye kınamıyorsun kardeşim? Hergün kına ne olacak? sarı yeşil bakkal dükkanlarını Allah'ın her günü açmayı biliyorsun ama...!

Yorumu oyla      2      3  
Efe Arda 12 Ekim 2020 Pazartesi 18:19

Helal olsun size sayın Soyer siz seçilmiş bir başkansınız atanmış olanlara itibar etmeyiniz

Yorumu oyla      2      3  
ABY 12 Ekim 2020 Pazartesi 18:00

Sayın Başkan, Atakent ile Mavişehir'de TOKİ' nin sattığı alan arasında çok benzerlik var, hatta aynı olayın tekrarı. Atakent'teki spor alanı 2010 yılında TOKİ tarafından ihale edilip satılmış, Mavişehir'deki 2020 yılında satılmış. İkisini de TOKİ satmış, ikisi de özel şahıslara satılmış. Aradan zaman geçtikten sonra Mavişehir deki alan içinde Atakent teki gibi ŞARTLI PLAN NOTUYLA imar değişikliği yapacakmısınız? Bu imar değişikliği kararı ile Atakent halkını ve şehircilik ve planlama ilkelerini yok saydınız. 4 tane okulun yanına 5. okula onay verdiniz.

Yorumu oyla      3      3  
izmirli 12 Ekim 2020 Pazartesi 17:37

laf laf laf.icraat sıfır. olan izmir e ve izmirliye oluyor.

Yorumu oyla      2      3  
vatandaş 12 Ekim 2020 Pazartesi 17:24

Geldğinden beri çiçek böcek işleri daha yapıcı bi icraat göremedik...Tarım dan sorumlu baskan sanki. O işleri zaten eski başkan yapıyordu.kendisi yeni yapmış gibi anlatıyor...

Yorumu oyla      2      3  
İZMİRLİ 12 Ekim 2020 Pazartesi 17:21

Baskan ilk önce gecmişte bıraktıgı ilçeye bakmak gerekir gırtlaga kadar borc millet maas alamıyor. bu micro modeli iğdi. şimdi macroya baktığında yani izmir ili için düsünmek bille istemiyorum....

Yorumu oyla      2      3  
hüdaverdi kılıç 12 Ekim 2020 Pazartesi 17:19

sayın başkan ibb ne ait çok değerli bir arsayı eşi tenisi çok seven bir vekile tenis kulübü için tahsis ettiğiniz bilgileri her yerde çalkalanıyor, inşallah doğru değildir.

Yorumu oyla      4      3  
ali 12 Ekim 2020 Pazartesi 17:18

sizi takdir ediyoruz başkan. inanılmaz memnunuz.

Yorumu oyla      2      3  
Seferihisarlı 12 Ekim 2020 Pazartesi 14:33

Keşke sakin şehir ünvanı almasaydıkta gercekten sakin şehir kalsaydık mandalina bahcelerimizin içleri villa dolmasaydı eski binalarımız 5 katlı apartmanlar haline gelmeseydi bizbize kalabilseydik siz geldiniz ilçemize yazık oldu :( şimdi tarihe tarıma doğaya sahip cıkıyorum diyorsunuzya asıl doğa güzelliğini kazaklara satıp turizm imarlı yerlere villalar yaptırmasaydınız ya da Atatürk’ün ilçemizde ziyaret ettiği tarihi binamız olan eski belediye binamızı yıktırıp yerine ne oldugu belli olmayan yerler inşaa ettirmeseydiniz aa pardon orayıda satmıştınız...

Yorumu oyla      17      8  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
Mübadillerin anıları Konak’ta anıtlaşıyor
Başkan Batur, ocak ayında düzenlenen Mübadele Anmasında verdiği Konak’a ...
Karşıyaka’da 2. El Pazarı açıldı
Kent genelinde dayanışma ruhunu güçlendirmek ve aile bütçesine katkı sağlamak ...
'Sürdürülebilir İş Ödülleri' yarışmasında Bayraklı Belediyesi finalde
Daha yaşanabilir bir dünya amacıyla 2009 yılında kurulan Sürdürülebilirlik ...
 
Öğrencilerin maskeleri Balçova Belediyesi'nden
Koronavirüs salgınının başladığı Mart ayından itibaren ilk kez okullarına ...
Uzaktan eğitim raporu... İzmir'de kaç evde internet yok?
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, online eğitime yönelik ihtiyaçların ...
Bornova'da yatırımlara 90 milyon TL bütçe!
Bornova Belediyesi 2021 yılı bütçesini 463 milyon TL olarak belirledi. ...
 
Başkan Arda’dan Azerbaycan’a dayanışma mektubu
Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Ermenistan’ın yakın zamanda Azerbaycan’da ...
Ödemiş'te korona önlemleri: Minibüsler dezenfekte ediliyor
Ödemiş Belediyesi, koronavirüs ile mücadele tedbirleri kapsamında kentteki ...
Apartman görevlilerinin sesi Konak’tan duyuruldu
Konak Belediyesi’nin düzenlediği kahvaltıda bir araya gelen apartman görevlileri, ...
 
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Çöl tozu meselesi: Yararlı mı, zararlı mı?
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Cumhuriyet'i ve Atatürk’ü anlamak
Kemal ARI
Kemal ARI
İstediklerimiz ve sorumluluklarımız
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
O gün bugündür!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Buralara bir daha dönme Göztepe!
Oytun NALBANTOĞLU
Oytun NALBANTOĞLU
Mutlu s’on!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Keser döner sap döner!
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
'Cehaletin tek korkusu kadındır…'
Nüvit TOKDEMİR
Nüvit TOKDEMİR
Papi Mehmet
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Türk kimliğine husumet beslemek
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva