Başkan Soyer'den EBSO üyelerine İktisat Kongresi çağrısı: Türkiye'nin geleceğini İzmir'den inşa edelim!

Diren ÇELİK/ EGEDESONSÖZ- Ege Bölgesi Sanayi Odası Kasım ayı olağan meclis toplantısı İZQ İnovasyon Merkezi’ndeki toplantı salonunda gerçekleştirildi.  

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, EBSO Yönetim Kurulu Başkanı Ender Yorgancılar, meclis üyeleri ve sanayiciler katılım gösterdi. 

Meclis genel kurulunun ardından toplanan ilk oturumuna konuk olarak katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer meclis üyelerine İzmir İktisat Kongresini anlattı.  

Toplantıda Başkan Yorgancılar, söz alarak Başkan Soyer’den Aliağa ve Kınık Organize Sanayi Bölgeleri'nin büyütülmesi için planlama çağrısı yaptı. Başkan Soyer ise, “Mevcut alanla ilgili sıkıntı var. Yeni alanlar açmak gerekiyor. Bununla ilgili Ocak ayındaki toplantının ardından Daha sonra ihtiyaç dahilinde belediyede planlama daire başkanlığı ve organize sanayi yetkilileri ile sizlerin talebini iletelim” dedi.

İzmir İktisat Kongresi hakkında bilgilendirme yapan Soyer, “2023 yılının Şubat ayında İzmir’de İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ni gerçekleştireceğiz. Bir asır önce İzmir İktisat Kongresi’nde henüz Cumhuriyet kurulmamışken alınan kararlar, Türkiye’nin orta ve uzun vadeli iktisadi stratejisini belirledi. Dahası bu kongre Birinci Dünya Savaşı’nın yıkıntıları arasında kendisine çıkış yolu arayan birçok yeni devlete de ilham verdi. Bugün ise çok daha karmaşık, deyim yerindeyse çoklu krizlerin yarattığı risklerle dolu bir dünyada yaşıyoruz. Bunların başında birbirine düğümlenmiş üç konu; ekoloji, ekonomi ve demokrasiyle ilgili krizler yer alıyor. İklim krizinin yarattığı ekolojik yıkım bilimsel tahminlerin çok ötesinde bir hızla ilerliyor. Ekolojik yıkımın en korkutucu sonuçlarından birini acı bir şekilde deneyimledik aslında: Covid-19 pandemisi. Başlangıcından yaklaşık üç yıl sonra, pandeminin en önemli nedeninin ormansızlaşma ve buna bağlı olarak doğal hayatın tahribatı olduğu anlaşılıyor” dedi.

‘GENÇLERİN YÜZDE 70’İ UMUTSUZ’
Üretimden kopuk bir finansallaşmanın yarattığı ekonomik risklerden bahseden Başkan Soyer, “Pandemiyle birlikte 2007-2008 finansal krizinden bu yana çözülemeyen sorunlar giderek daha da ağırlaşmıştı. Türkiye, bu sorunu çok daha derin bir şekilde yaşıyor. Üçüncü önemli başlık ise, belki de en akut haliyle Türkiye’de yaşadığımız demokrasi krizi. Yazık ki yurttaşların hak ve özgürlüklerinin temel güvencesi olan anayasal hukuk düzenini hiçe sayan otokratik eğilimlerin birçok farklı coğrafyada güçlendiğini görüyoruz. Tüm bunlar özellikle genç kuşak üzerinde derin bir tahribat bırakıyor. Türkiye’nin gençleri umutsuz ve dahası hayalsiz. Konda tarafından yapılan yeni bir araştırmaya göre Türkiye’de gençlerin yüzde 70’i umutsuz. Çoktandır gençlerle ilgili bu tür anket sonuçlarına alıştık ama daha da feci olan sadece yüzde 16'sının bir hayali var, geri kalanının ise hiçbir hayali yok. “Ne yapmak istiyorsunuz?” sorusuna cevaben yüzde 84’ü “Bir fikrim yok” diyor” ifadelerini kullandı.

Başkan Soyer sözlerinin devamında şu ifadelere yer verdi:

İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’ne yüz yıl sonra yine İzmir’de ev sahipliği yapmamızın nedeni tam da bu konular. Biz bu kongreyi düzenleyerek yüz yıllık bir Cumhuriyet mirasına sahip çıkıyor ve aynı zamanda Türkiye’nin geleceğini inşa etmek için sivil bir hareket başlatıyoruz. Yeni bir Türkiye için hayal kurmamızı sağlayan kongre süreci bir yandan umudumuzu çoğaltırken, diğer yandan ülkemizin geleceğiyle ilgili sözü ele geçirmemizi sağlıyor. Tıpkı yüz yıl önce atalarımızın yaptığı gibi.

ORTAK AKIL HAREKETİ 
Bunun için İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi üç ana sıfata sahip: Sivil, katılımcı ve şeffaf. Bu doğrultuda geleceğin Türkiye’sini inşa eden bir ortak akıl hareketi oluşturuyoruz. Kongrenin ana muhatabı ve dayanağı yüz yıl önce olduğu gibi ekonominin can damarı olan sektörlerin seçilmiş temsilcileri. Türkiye’nin yedi bölgesindeki işçi, çiftçi, sanayici, tüccar ve esnaf gruplarını temsil eden yöneticilerle kapsamlı ve bir defaya mahsus olmayan buluşmalar düzenliyoruz. 

PAYDAŞLARIMIZ KENDİ ÖZLEMLERİNİ İÇEREN BİLDİRGE HAZIRLADI
Ağustos ayından bu yana seçilmiş sivil paydaşlarla toplam üç kere bir araya geldik: Kurumların niyet beyanlarını ifade ettiği ön buluşmalar, kurum uzmanlarının katıldığı teknik çalıştaylar ve son olarak da kurum yöneticilerinin taslak sonuç bildirgelerini tartıştığı nihai buluşmalar. Bu buluşmaların ardından üzerinde uzlaşıya varılan sonuç metinlerini, tüm çekince ve şerhlerle birlikte kamuoyuna ilan ediyoruz. Paydaşlarımız bu süreçte toplam dokuz toplantıdan oluşan bir programla Türkiye ekonomisine yön vermek üzere kendi özlemlerini içeren birer bildirge hazırladı. Çiftçi ve işçi grupları bildirgelerini tamamladı. 
1 Aralık’ta ise tüccar ve sanayici bildirgesi yayınlanacak. Her bildirge, onu aşkın ilke ve farklı başlıklar altında toplanan ilke kararlarından oluşuyor. Burada arkadaşlarımın sizlerle paylaştığı ara raporlarda bildirgelerin metinlerine ulaşabilirsiniz. Kongre hazırlıklarının bundan sonraki safhasında hazırlanan taslak bildirgeler demokrasi, doğa, tarih ve inovasyon alanlarında çalışan dört uzman topluluğunun değerlendirmesine açılacak. Bu metinler ayrıca çok sayıda değerli isimden oluşan Kongre Yüksek İstişare Kurulu’na sunulacak.

KONGRE DELEGELERİNE SUNULACAK
Kongrenin bu ikinci safhasında Türkiye’nin kılcallarında yaşamın içinden gelen deneyimleri, uzman ve akademisyenlerin kavramsal bilgi ve tecrübeleriyle buluşturmak istiyoruz. Özetle, Türkiye için sivil, katılımcı ve şeffaf bir yöntemle bütüncül ve bilimsel bir iktisadi yol haritası hazırlama gayreti içindeyiz. Son aşamada ise Şubat 2023’te ana kongre gerçekleşecek. Hazırlık sürecinde elde edilen tüm çıktıları belirli bir program çerçevesinde kongre delegelerinin tartışmasına sunacağız.

ÜÇ BİLEŞENLİ ENDEKS
Tüm bildirgelerde Türkiye için yeni iktisadi kararlar tanımlamaya gayret ediyoruz. Örneğin çiftçi buluşmasında ürün planlamasıyla ilgili stratejik bir endeks tanımladık. Dedik ki, ürün planlamasında suyun asgari kullanımına dayalı üretim esastır ve stratejik ürünler, üreticinin gelir artışı, tüketicinin sağlıklı gıdaya erişimi ve ekolojik maliyet olmak üzere üç bileşenli bir endeks kullanılarak yapılacaktır. Dikkat ederseniz bu karar sadece ürün planlamasını düzenlemiyor. Üreticiyi destekliyor, derinleşen gıda kriziyle mücadele ediyor ve aynı zamanda doğanın korunmasını sağlıyor.

VAHŞİ BÜYÜMENİN SÜRDÜRÜLEMEZ OLDUĞU ANLAŞILDI
“İnsan türünün yerküre ve atmosfer üzerinde bıraktığı ayak izi, parçası olduğumuz ekosistemin kendini yenileme eşiğini ileri derecede aşmıştır. İklim krizi bunun sonuçlarından biridir. Doğanın ekolojik döngüleri ve insan türünün ekonomik düzeni arasındaki bu mütekabiliyet dışı koşullar, bizatihi insan da dahil tüm canlıların geleceğini tehdit etmektedir. Geleceğin Türkiyesi, ekoloji ve ekonomi arasında ayrılmaz bir ilişki olduğunu kabul eden yeni bir iktisat felsefesi üzerinde inşa edilecek, ticaret ve sanayi yatırımlarının bu yönde gelişimi sağlanacaktır. Vahşi büyümenin yerelde ve küresel ölçekte sürdürülemez olduğu anlaşılmış ve bu iktisat anlayışının sonuna gelinmiştir. Ticaret ve sanayi, saldırgan sermaye modeli yerine çalışanların, ticari tarafların, toplumun ve nihayet doğanın da mutluluğunu esas alan duyarlı bir anlayışa evrilmek zorundadır.”

ÜLKEMİZİN GELECEĞİNİ İNŞA ETME GAYRETİMİZİ BÜYÜTMEYİ DİLİYORUM
1 Aralık’ta gerçekleşecek Sanayici, Tüccar ve Esnaf buluşmasında tartışmaya açılacak bu cümleler, İkinci Yüzyılın İktisat Kongresi’nin menzilinin Türkiye’yi de aştığını gösteren çok değerli bulgular içeriyor. Bu bulguları yüzlerce katılımcı ve ona yakın toplantıdan süzülen güçlü bir ortak akılla ortaya koyduk. Görüyoruz ki, ortak aklın gücüne inandığımızda umudu büyütmek de geleceği inşa etmek de tahmin ettiğimizden çok daha kolay. EBSO yönetimi ve uzmanlarına şu ana kadar kongre sürecine verdiği değerli katkılar için çok teşekkür ediyorum. Ülkemizin geleceğini İzmir’den inşa etme gayretimizi hep birlikte daha da büyütmeyi diliyorum.