HABERLER>İŞ DÜNYASI
26 Nisan 2023 Çarşamba - 18:03

Başkan Özgener’den seçim sonrası mesajı: 5 yıllık hedef gerçekçi revize edilmeli

İZTO Nisan ayı meclis toplantısında konuşan İZTO Yönetim Kurulu Başkanı Mahmut Özgener, yaklaşan seçimlerin ardından ekonomik beklentilerini açıkladı. Özgener, “Enflasyondaki düşüşün nasıl sağlanacağıyla ilgili soru işaretlerinin giderilmesi amacıyla enflasyonla ilgili önümüzdeki 5 yıllık hedeflerin gerçekçi bir şekilde revize edilmesini bekliyoruz. Ülkemizin yeniden güçlü bir şekilde doğrudan yabancı sermaye akımlarını çekmesi için uluslararası finans dünyasına güven tesis edilmesine yönelik adımların atılmasını diliyoruz” dedi.

Başkan Özgener’den seçim sonrası mesajı: 5 yıllık hedef gerçekçi revize edilmeli

Diren ÇELİK / EGEDESONSÖZ- İZTO Nisan ayı meclis toplantısı, meclis başkanı Selami Özpoyraz yönetiminde meclis salonunda gerçekleştirildi. Toplantıda Nisan ayı faaliyet sunumu sinevizyon ile gerçekleştirildi. “14 Mayısa yaklaşırken aday listeleri belli oldu. Seçimlerin milletimiz için hayırlı olmasını diliyorum” diyerek sözlerine başlayan Başkan Özgener, ekonomik gelişmeler hakkında meclis üyelerine bilgi aktardı.

Yaklaşan seçimler dolayısıyla ekonominin geri planda kaldığını kaydeden Başkan Özgener,Dünya piyasaları, ekonominin gelecekte yol alacağı boyutlara odaklanmışken; ülkemizde seçim gündemi ön plana çıktığı için ekonominin ikinci plana atıldığını ve gündemin kısa vadeli tartışmalar etrafında döndüğünü, çözüm için odaklanılması gereken asıl politikalar yerine detaylar üzerine yoğunlaşıldığını görüyoruz” diye konuştu.

GERÇEKÇİ ŞEKİLDE REVİZE EDİLMELİ
Seçimlerin ardından enflasyonla ilgili soru işaretlerinin giderilmesi gerektiğini ifade eden Özgener, “Ülkemizin seçim sonrası ekonomi politikalarında, kim için, nasıl ve ne fayda yaratılacağı konusunda bir vizyon sunulması giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu kapsamda seçim sonrası dönemde hayata geçirilmesini beklediğimiz konularla ilgili görüş ve önerilerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.  Enflasyondaki düşüşün nasıl sağlanacağıyla ilgili soru işaretlerinin giderilmesi amacıyla enflasyonla ilgili önümüzdeki 5 yıllık hedeflerin gerçekçi bir şekilde revize edilmesini bekliyoruz. Ülkemizin yeniden güçlü bir şekilde doğrudan yabancı sermaye akımlarını çekmesi için uluslararası finans dünyasına güven tesis edilmesine yönelik adımların atılmasını diliyoruz” dedi

Yeni Ekonomik Program’la ortaya çıkan kur korumalı mevduatlarda önemli değişiklikler yapıldığını ifade eden Özgener, “Türk Lirası mevduata geçişi özendirmek amacıyla Aralık 2021’de ortaya çıkarılan bu tasarruf aracıyla, Nisan ayı başına kadar üç ay vadeli ve politika faizi artı 3 puan primle mevduat toplanıyordu.31 Mart’ta Resmi Gazetede yayımlanan yeni bir düzenlemeyle hem faizde üst tavan, hem de üç ay vade şartı kaldırıldı.” İfadelerini kullandı.

GÜVENİN AZALDIĞI SİNYALLERİ VERİLİYOR
Son dönemlerde döviz alış satış arasında oluşan farkın oluştuğunu kaydeden Özgener,Son iki haftada ise döviz alış-satış arasındaki marjın gittikçe arttığını, Merkez Bankası kuru ile serbest piyasa kurları arasında farkın açılmaya başladığını, bankaların alım-satım işlemleri arasında 1 liralık bir fark oluştuğunu görüyoruz.  1 liralık fark, alış-satış farkının %5 olması anlamına geliyor. Bu durum, ihracat karşılığı dövizi bozduran firmanın aynı zamanda dövizle ödeme taahhüdü veya döviz kredisi varsa, bankadan alacağı dövizin maliyetini artırdığından zarar etmesine neden oluyor ve döviz taahhüdünü kapatamıyor.İhracatçılarımızı doğrudan etkileyen bu gibi mevzuat değişiklikleri, ihracatçılarımızın işlerini sürdürmelerinde engel teşkil ediyor. Finansmana erişim ve döviz işlemlerinde serbest piyasa, serbest kur ve serbest kambiyo rejimine uygun olmayan uygulama ve işlemler yapılmakta. Özellikle de, ihracatçılarımızı doğrudan etkileyen regülasyonlar, maalesef ihracatçılarımızı nefes alamayacakları noktaya getirdi. İhracat bedellerinin en az %40'ının düzenleyen bankaya satılması zorunluluğu uygulaması başta olmak üzere, dövize alım-satımına yönelik getirilen ve her geçen gün değişen uygulamalar; piyasalarımızı gereğinden fazla sıkıştırıyor ve kararlar piyasalardaki oynaklığı daha fazla artırıyor.Bildiğiniz üzere, 13 Haziran 2022'de "İhracat Ve Döviz Kazandırıcı Hizmetler Reeskont Kredisi Uygulama Talimatı"nı güncelleyen Merkez Bankası, Türk Lirası cinsi reeskont kredisi kullanacak ihracatçılar için vadeleri uzattı, faiz oranlarını düşürdü ve ihracatçının "bir ay döviz almamayı taahhüt etmesi" zorunluluğunu getirdi. Buna göre, Türk Lirası reeskont kredilerinden yararlanmak için ihracat bedellerinde mevcutta uygulanan "yüzde 40 Merkez Bankası'na satış koşulu"na ilave olarak, firma yine bu bedelin en az yüzde 30'unu bir bankaya satmayı da taahhüt edecek.Ayrıca, Merkez Bankasının bankalara dövizde işlem saati kısıtlaması getirmesini ve müşterileri için piyasadan saat 13.00’e kadar döviz alabilmelerine izin vermesini, tüm müşterilere her bankanın satabileceği toplam döviz miktarına banka bazında ayrı ayrı günlük limit getirilmesini son derece hatalı bir karar olarak değerlendiriyoruz.

Bütün bu uygulamalar döviz işlemleri üzerindeki artan kısıtlamalara işaret ediyor ve belirsizliğin yarattığı güven ortamı ile ilgili önemli sinyaller veriyor.Dünya ekonomisi ile bütünleşme çabalarını sürdüren Türkiye’nin dış imajına zarar verebilecek ve serbest piyasa ekonomisinden adım adım uzaklaşma olarak algılanabilecek bu kararlardan bir an önce vazgeçilmesini bekliyoruz.İş insanları para, sermaye ve döviz piyasalarında her türlü işlemi serbestçe yaparak üretim, ihracat ve ithalat için gereken nakit yönetimini gerçekleştirmek zorundadır.Unutulmamalıdır ki; en pahalı para, olmayan paradır.

Bütün konuşmalarımda sürekli olarak dikkat çektiğim güven, istikrar, tutarlılık ve öngürülebilirlik gibi kavramlar, biz iş insanlarının beklentileri olarak bugün her zamankinden daha önemli hale gelmiştir.

Bu değişiklikler, faizleri düşük tutmak amaçlı politikaların yarattığı tahribatı da işaret ediyor. Çünkü politika faizleri düşük tutulmaya devam edilse bile, piyasalar enflasyon ve reel faize göre kendi fiyatlamalarını yapmak durumunda kalıyor” şeklinde konuştu.

İSTİKRARI ZEDELEDİĞİNİ GÖRÜYORUZ
Seçimlerin ardından cari işlemlerin daha hassas bir şekilde yönetilmesi gerektiğini vurgulayan  Özgener, “İçinden geçilen bu süreçte, ülkemiz ekonomisinde cari işlemler dengesinin üstelik kurun baskılanmasına karşın giderek bozulduğuna şahit oluyoruz. Kura müdahale süresi ve boyutunun uzamasının finansal piyasalardaki istikrarı da zedelediğini görüyoruz. Bu durumun şirket ve banka bilançolarında da tahribat yaratması sözkonusu. Cari işlemler açığı, kurların seviyesi, banka ve hane halkı bilançolarındaki bozulma gibi konuların seçim sonrası dönemde hassasiyetle yönetilmesi gerektiği düşüncesindeyim. Seçimden sonra belirsizliklerin hızla kaldırılması, Merkez Bankası’nın döviz arz ve talebindeki hassas dengeler gözeterek para politikasının normalleştirilmesi büyük önem taşıyor. Cari işlemler açığındaki mevcut genişlemenin; ancak ekonomi soğutularak daralma eğilimine girebileceğini ve sonrasında istikrarlı ekonomi politikalarının uygulamaya alınmasıyla makro ekonomik göstergelerin sürdürülebilir hale dönebileceğini öngörüyoruz. En son olarak sanayi üretiminden de olumsuz bir veri geldi.Elbette depremin etkisi var ama sanayi üretiminin bir önceki aya göre yüzde 6, yıllık bazda yüzde 8,2 azalması ve Mayıs 2020'den beri en büyük yıllık düşüş olarak kayda geçmesi, üzerinde durulması gereken bir konu.Sanayi üretiminin canlanması için girdi maliyetlerindeki iyileşmeler de önem taşıyor. Bu kapsamda, Nisan ayı itibariyle elektrik ve sanayide kullanılan doğal gaza yapılan indirimleri memnuniyetle karşılıyoruz. Bu indirimlerin kalıcı olmasının ve devamının gelmesinin işletmelerimiz için can suyu olacağına inanıyorum.Reel sektörün üretim maliyetlerini önemli ölçüde azaltacak bu adımların aynı zamanda, enflasyonla mücadeleye de ciddi katkı sağlayacağına inanıyoruz. Bu noktada vurgulamak isterim ki; cari denge, bilançolar, büyüme politikaları elbette çok önemli ama yeni ekonomi yönetiminin önündeki en büyük sorun enflasyon. Bu anlamda kalıcı hale gelme riski bulunan enflasyonu düşürmeden asgari ücret, maaşlar ve diğer sosyal haklar konusunda iyileştirme yapılmasının da uzun vadede pek bir anlam taşımayacağını ve bir kısır döngüye yol açacağını tekrar vurgulamak istiyorum” ifadelerini kullandı.

Türkiye’nin para politikasını normalleştirerek enflasyonu kontrol altına alması, üretimdeki birçok darboğazı aşmasında yardımcı olacağının altını çizen Özgener, “Bunun ötesinde yurtiçi tasarruf eğilimlerinin normalleşmesine ve yurtdışı yatırımcıların ülkemizi tekrar radarlarına almasını da sağlayacak. Bu bağlamda Nisan ayında Hazine tarafından uluslararası sermaye piyasalarındaki ilk yeşil tahvil ihracına dikkatinizi çekmek isterim.

Çevresel, Sosyal ve Yönetişim - (Environmental, Social and Governance (ESG) tahvil ihracında 2,5 milyar dolarlık satış gerçekleşti. Sene başından beri İsrail ve Hong-Kong’tan sonra 3. Yeşil bono ihraç eden ülke olduk.   Fakat 13 Nisan 2030 vadeli yeşil tahvilin kupon oranı yüzde 9,12, getiri oranı ise yüzde 9,30 oldu. Oysa diğer iki ülke olan İsrail ve Hong-Kong için bu oran sadece %4.05.  Bu gelişme, uluslararası sermaye çevrelerinden finansman sağlanması açısından olumlu olarak değerlendirilse de yüksek faiz oranı konusunda dikkatli olunması gerektiğini gösteriyor” dedi

Küresel piyasalar hakkında gelişmeleri aktaran Özgener konuşmalarının devamında şöyle konuştu: Küresel arenada yeşil ve dijital dönüşüm hareketi hızla devam ediyor. Bu dönüşümü ıskalayan ülkeler rekabette geriye düşüyor. Bu anlamda, ülkemizin yeşil ve dijital dönüşüm konusunda attığı adımları yakından takip ediyoruz. KOSGEB ve Kredi Garanti Fonu bu konularda Odamızın da talepleri doğrultusunda yeni destek paketlerini hayata geçirmişti. En son olarak, 20 Nisan’da yayımlanan Resmi Gazete ile “Yatırımlarda Devlet Yardımları Hakkında Kararda Değişiklik Yapılmasına Dair Karar” gereğince Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından yeşil ve dijital dönüşüme yatırım teşviki verilmesine başlandı. Bu alanlardaki yatırımlar, tüm Türkiye genelinde öncelikli yatırım kapsamına alındı. Böylece tüm illerimiz, normalde sosyoekonomik anlamda az gelişmiş illere verilen ve daha yüksek mali teşvikleri içeren 5. Bölge koşullarından yararlanma şansına sahip olacak.  

Ülkemizde ve dünyadaki ekonomik yapının artan dönüşüm ihtiyacı; ekonomik programların içeriğinin, problemlere bakış açısının ve uygulanışının, vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde tasarlanmasını zorunlu kılıyor. Ülkemizin seçim sonrası ekonomi politikalarında, kim için, nasıl ve ne fayda yaratılacağı konusunda bir vizyon sunulması giderek daha fazla önem kazanıyor. Bu kapsamda seçim sonrası dönemde hayata geçirilmesini beklediğimiz konularla ilgili görüş ve önerilerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum.  Enflasyondaki düşüşün nasıl sağlanacağıyla ilgili soru işaretlerinin giderilmesi amacıyla enflasyonla ilgili önümüzdeki 5 yıllık hedeflerin gerçekçi bir şekilde revize edilmesini bekliyoruz. Ülkemizin yeniden güçlü bir şekilde doğrudan yabancı sermaye akımlarını çekmesi için uluslararası finans dünyasına güven tesis edilmesine yönelik adımların atılmasını diliyoruz. Yapısal olarak cari işlemler açığını düzeltmek için seçim sonrası eylem planının oluşturulması önem verdiğimiz bir diğer konu.

Dolar kurunun Türk Lirası karşısında ÜFE veya TÜFE oranında değerlenmemesi nedeniyle, ihracat ürünlerimiz diğer rakiplere göre pahalı hale geldi. Katma değerli ihracat yapılması, ihracatın madde ve ülke bazında çeşitlendirilmesinin teşviki ve ihracatımızın ithalatı karşılama oranının arttırılmasına yönelik uygulamaların devreye girmesini bekliyoruz. Banka ve özel sektörde bilançoların bozulma riskine karşı sermayelendirme ihtiyacı ile ilgili çözüm alternatiflerinin açıklanmasını diliyoruz. Uluslararası çevreden gelebilecek negatif şoklara karşı, dayanıklılığın artırılması için enflasyon-cari açık-büyüme üçgeninde alternatif senaryo çalışmalarının yapılmasını istiyoruz. Reel sektörün finansman ihtiyacının karşılanmasına yönelik kredi ve teşvik politikalarına ağırlık verilmesini bekliyoruz. Seçim sürecinin başlamasıyla birlikte toplumun her kesimine yönelik olarak açıklanan finansal destekler, “Emeklilikte Yaşa Takılan”ların sosyal güvenlik sistemine getireceği ek yük, devlet memurlarına, emeklilere ve asgari ücrete yapılacak zamlar gibi uygulamalarla artan bütçe açığının kontrolü için atılacak adımların belirlenmesi önem taşıyor.

Bir diğer önemli beklentimiz ise, büyümenin kamu altyapı yatırımları ve inşaat sektörü ağırlıklı yapıdan üretken sektörlerin teşviki ile sanayi üretimine ve ihracata dayalı büyümeye dönüştürülmesi için alınacak önlemlerin açıklanması. Bu anlamda, toplumun tüm kesimlerinin faydalandığı topyekûn bir kalkınma hamlesinin oluşturulması için ekonomik büyümenin makroekonomik istikrarla desteklenmesini ve öngörülebilirliğin sağlanmasını önemsiyoruz. Bu adımların atılmasıyla birlikte ihracatımız artarken dış ticaret açığımızın azalacağını, artan finansman imkanları ve sermaye birikimiyle işlerimizin daha sağlıklı büyüyeceğini, daha çok istihdam olanağı yaratılacağını ve büyümenin her kesimde hissedilir olacağı kanaatindeyiz. Yaşadığımız deprem felaketinin üzerinden 2 ay 20 gün geçti. Halen yaralarımızı sarmaya devam ediyoruz. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliğimiz tarafından 1 Nisan’da "İş Dünyası Konut Seferberliği Kampanyası" lansman toplantısı gerçekleştirildi. Kampanya ile iş dünyası olarak felaket bölgesindeki kentlerimizde depreme dayanıklı ve güvenli konutlar inşa edilmesi amaçlanıyor. TOBB ve iştiraklerinde zorunlu olanlar dışında tüm harcama ve yatırımlar durduruldu ve tüm kaynaklar bu hayırlı işe seferber edildi. Kampanya, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği ve iştirakleri tarafından 1 milyar Türk Lirası nakdi katkı verilerek başlatıldı. Konut yapılacak bölgeler, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından belirlenecek, arsa tahsisi ve altyapılar Bakanlık tarafından gerçekleştirilecek, konut yapım ihaleleri ise TOBB tarafından gerçekleştirilecek. Konut Seferberliği kampanyasını öncelikle web sitemiz ve sosyal medyamız yoluyla üyelerimize duyurduk. Siz değerli meclis üyelerimiz başta olmak üzere iş dünyası derneklerimizin ve tüm üyelerimizin kampanyaya katkı sağlamasını diliyorum.

Deprem bölgesinin sadece günlük ihtiyaçlarının karşılanması değil, buradaki ticari hayatın da bir an önce normale dödürülmesi amacıyla “İzmir Yardıma Koşuyor” kampanyamız kapsamında, Ege Bölgesi Sanayi Odası, İzmir Ticaret Borsası ve Ege İhracatçı Birlikleri ile birlikte başlattığımız prefabrik iş yeri merkezi çalışmalarımız da hızla devam ediyor. İlk etapta, Hatay Merkez’de, her biri 25 metrekare olan 160 prefabrik iş yerinin yapımı ve kurulumu tamamlanmak üzere. Sonrasında 160 prefabrik iş yerini İskenderun’a kazandırmayı planlıyoruz. Dileğimiz, Deprem Bölgesinde yaraların en kısa sürede sarılması ve ekonomik ve gündelik hayatın normale dönmesi. Konuşmamın başında da değindiğim üzere dünya ekonomisine dair olumlu-olumsuz haberlerin geldiği, ülkemizde ise seçim öncesi ve sonrası belirsizliklerin sürdüğü bir dönemde üyelerimizi güçlendirmek için faaliyetlerimize ara vermeden devam ediyoruz. Çünkü güçlü kent ve güçlü ülke olmanın temel koşullarından birini, işleyen üretim ve yürüyen ticari faaliyetler olarak görüyoruz. Bu kapsamda Ticaret Bakanlığı yetkililerinin katılımıyla “Yeni Nesil İhracat Destekleri ve Prefinansman Modeli” toplantımızı dün bu salonda gerçekleştirdik. Geniş bir katılımla gerçekleşen toplantıda ihracat konusunda yaşanan sıkıntıları ve çözüm önerilerimizi, kentimizin sahip olduğu potansiyeli ve bu potansiyeli en iyi şekilde değerlendirmemiz için yapmamız gerekenleri konuştuk.

Zorlu süreçlerden geçerek yol alan ve önemli başarılara imza atan üyelerimiz için en önemli konulardan biri olan Ticaret Bakanlığı desteklerinin detaylarını dinleme olanağı bulduk. Bu toplantının, desteklerin kullanımının yaygınlaşması açısından fayda sağlayacağını düşünüyorum. Bildiğiniz gibi biz de Oda olarak Bakanlığımızın sağladığı desteklerden etkin olarak faydalanıyoruz. UR-GE ve Hiser Projelerimiz, alım heyeti ve sektörel ticaret heyeti organizasyonlarımızla üyelerimizin hem ihracata başlamasına hem de hali hazırda ihracat yapanların yeni pazarlara girmesine vesile olmaya devam ediyoruz. Bu çalışmalarımız çerçevesinde, UR-GE Kimya Projesi heyetimiz dün “Romanya Yurtdışı Pazarlama Faaliyeti” çerçevesinde Bükreş’e hareket etti. Bükreş’te önde gelen kurum ve kuruluşlar, mesleki örgütlerle yapılacak görüşmelerin ardından ikili iş görüşmeleri toplantısında Romanyalı alıcılarla bir araya gelecekler. Bu görüşmelerin Kimya sektörümüze yeni ihracat bağlantıları olarak döneceğine inanıyoruz. Ayrıca geçtiğimiz üç ay içerisinde, kendi sektöründe dünyanın en önemli etkinlikleri arasında yer alan, “Dubai Gulfood Gıda Fuarı”na, “Berlin E-Commerce Elektronik Ticaret Fuarı”na, “ISH Frankfurt İklimlendirme Fuarı”na, “Cosmoprof Bologna Kozmetik Fuarı”na ve “BAU Münih Yapı Fuarı”na grup ziyaret organizasyonları gerçekleştirdik. Şu anda bir heyetimiz kendi alanında dünyanın en önemli etkinliği olan Seafood Global Barcelona Fuarı’nda görüşmelerini sürdürüyorlar. Üyelerimizi dünyanın farklı noktalarındaki önemli sektörel buluşmalara taşımayı sürdürüyoruz. Bu süreçte, şehrimiz de önemli fuarlara ev sahipliği yapmaya devam etti. Bugün, gurur kaynağımız, kendi alanında dünya devi olan MARBLE Uluslararası Doğal Taş ve Teknolojileri Fuarı’na merhaba dedik. Önümüzdeki ay ise 9-11 Mayıs tarihleri arasında, fikir aşamasından mutfağına ve hayata geçirilmesine kadar tüm aşamalarında yer aldığımız We-Cycle 2.Geri Dönüşüm Teknolojileri Fuarı ve bu yıl ilk kez düzenlenecek, kentimizin yeni kazanımı olan WEnergy Yenilenebilir Enerji Teknolojileri Fuarı’na ev sahipliği yapacağız. Üyelerimizi bu fuarları da ziyaret etmeye çağırıyorum. Sizlerden ve üyelerimizden aldığımız güçle, fuarcılık hizmetlerimizi öncü ve örnek Oda olarak sürdürmeye devam edeceğiz. 

 
AK Partili Dağ Manisa'da konuştu: Erdoğan açık ara seçilecek!
 
Oto yıkamacıdaki kavgada bir kişi öldürülmüştü... 11 kişi yakalandı!
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
KATEGORİDEKİ DİĞER HABERLER
EGİAD Ticaret Köprüsü 9. kez buluştu
Örnek teşkil eden etkinlikler arasında yer alan EGİAD Ticaret Köprüsü, ...
Menderes köylüleri karşı çıkmıştı… Proje bakanlık masasında!
İzmir Çimento Fabrikası Türk A.Ş’nin Menderes’teki ormanlık alanda açmak ...
Marble kapılarını açtı... Sektörün kalbi İzmir'de atıyor!
Doğal taş sektörünün dünyadaki önemli fuarları arasında gösterilen ve ...
 
SOCAR Türkiye'den 18 milyar dolarlık yatırım
Türkiye'deki yatırımlarına 2008 yılında başlayan SOCAR Türkiye'nin, bugüne ...
Dünya Bankası: Nüfus yaşlandıkça rekabet artıyor
Dünya Bankası, nüfusun dünya genelinde benzeri görülmemiş bir hızda yaşlandığını, ...
Otomotivcilerden ÖTV açıklaması: Binek de kapsama alınmalı
Ege Otomotiv Derneği (EGOD) Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Torun, “ÖTV ...
 
Başkan Uçak rakamlarla konuştu… İhracata yaş sebze, meyve dopingi!
Ege Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanı Hayrettin Uçak, “2022 ...
Başkan Öztürk’ten ‘kruvaziyer’ mesajı ve sitem: Bizi abartarak dövdüler!
DTO İzmir Şube Başkanı Yusuf Öztürk, kruvaziyer gemilerinin rezervasyonları ...
Egeli madencilerden ekonomiye 40 milyar dolarlık katkı!
Egeli ihracatçıların genel kurul maratonu devam ediyor. Maden İhracatçıları ...
 
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Hepsi yaşasın anne aşkıyla!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Katılımcı değil, kayırmacı belediyecilik...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
Tüketim cehenneminde gündelik hayat
Cumhur BULUT
Cumhur BULUT
Maymunlar Cehennemi ve Cujo
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Köylüler tarımı bırakmaya başlayınca neler oldu?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
İzmirli bir hukuk kahramanı: Bekir Behlül
Rifat ÖZER
Rifat ÖZER
Düzen
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Ülkeme adalet diliyorum, gönüllere vefa!
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
İmamoğlu’nun suskunluğu!
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Can dostlar tartışması!
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva