Bakan Kasapoğlu'ndan muhalefete yüklendi: Kalp işaretinden masa yumruklamaya!

Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu'nun açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

(HDP'nin açıklaması) Erdoğan düşmanlığından başka bir şey yok. Gençler adına ümit vaat eden bir proje var mı ortada yok. Sadece Erdoğan karşıtlığı. O yüzden beni şaşırtan bir şey yok. Milletimizin gündeminde istikrar var ve müthiş bir Erdoğan sevgisi var. Erdoğan karşıtlığı üzerinden siyaset yapanlara, masaya bir güven yok. 28 Mayıs'ta milletimiz daha da güçlü bir mesaj verecektir. Milletimizin gündeminde istikrar var. Erdoğan'a müthiş bir teveccüh var. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın halkıyla olan gönül bağı git gide güçlenen bir gönül bağı. Kim kimle siyaset yapmış milletimiz gönlünde bu yok.

Karşı taraf hem HDP ile hem Zafer Partisi'yle ittifak yapıyor. Birbirine benzemeyen pek çok yapının bir araya geldiği masadaki güncel çelişmeleri de ben tutarsızlıkları olarak değerlendiriyorum. Sinan Oğan'ın arkasındaki desteğin ben Cumhurbaşkanımızın arkasında toplanacağını zannediyorum.

"OY ALMAK İÇİN YAPAMAYACAKLARI BİR ŞEY YOK"
Yeni bir ikilem kayyım konusu. Bu iş kurgulandığından beri tezatlıklar var. 14 Mayıs öncesi kalp işaretleri ne yaptılar farklı bir algı. Siz ajanslarla sloganlarla vatandaşın gönlüne giremezsiniz. Vatandaşın gönlüne girmek istiyorsanız samimi olacaksınız. Seçimden önce kalp işareti yapacaksınız daha sonra masalara yumruk atacasınız. Halk samimi lider ile yapmacıklığı görüyor. Oy almak için yapamayacakları bir şey yok. Bunlar tutmaz.

"BİZİM ONLARA TAVSİYEMİZ SAMİMİ OLUN"
Biz 21 yıldır samimi bir ruhla sürekli ürettik. Dünya birçok kriz yaşadı biz atlattık mı atlattık. Seçim öncesi oluşturulan havayı bir hatırlayın. Sosyal medya ayrı dış dünya ayrı 7 düvel bir araya geldi. Bu gönül bağı o kadar güçlü ki kimse yıkamadı. Bizim onlara tavsiyemiz samimi olun. Cumhurbaşkanımız ne yaptı tüm ittifaklara rağmen daha güçlü sandıktan çıktı. Samimiyetsizlik beceriksizlik ne ararsan var. Biz açıkçası muhalefettin güçlü olması isteriz. Cumhurbaşkanımız her zaman der güçlü muhalefet diye. Bu ülke seçim katılımı ve meşruiyeti konuda dünyanın en güçlü ülkelerinden biri.

 "DEMOKRASİNİN DİLİNİ GÜÇLENDİRMELİYİZ"
Seçime katılım, oyların tasnifi sayılması herkesin önünde cereyan eder. Ne dedi Cumhurbaşkanımız sandık sonucu ne olursa olsun bizim başımızın tacı. Demokrasinin dilini güçlendirmeliyiz. Muhalefete de çağrı yapıyorum. Korku dilini bırakın gelin demokrasi dilini güçlendirelim.

"SEÇİM SONRASI HALKIMIZA NASIL DAVRANILDIĞINI GÖRDÜK"
Halkın kararını senaryolarla, algılarla, korkularla engelleyemezsiniz. Biz 16-17 yıl seçim kazanmış bir partiyiz halkla birlikte. Halkın gönlüne girerek. Bu milletin gönlüne saygısızca davranarak giremezsiniz. Seçimler sonrası halkımıza nasıl davranıldığını gördük. Depremzede kardeşlerimizi tahkir eden bir anlayışı kabul edebilir miyiz? 6 Şubat sonrası çok üzücü bir durumla karşılaştık. Biz bu yaraları milletle beraber sardık, sarıyoruz. Bizim bize oy verene de vermeyene de saygımız var ama siz bize oy veren vatandaşlarımızı tahkir edemezsiniz. Demokrasi demek olgunluk demek. Demokrasi demek saygı demek. Bu olgunluğa ve saygıya sahip bir zihniniz ve yüreğiniz olmalı.

"YÜKSEK KATILIM DEMOKRASİ KAZANIMIDIR"
Yüksek katılım her şeyden önce bir demokrasi kazanımıdır. Ben neticede sandığa giden vatandaşlardan mesajlar alıyorum. Bu neticede de önde olduğumuzu anlıyorum. Kilometrelerce yol gidip oy kullanan vatandaşlarımız var yurtdışında. Bu seçimin kazananı Türkiye olacaktır.

"GERİ DÖNÜŞ AŞAMA AŞAMA GERÇEKLEŞİYOR"
(Özdağ'ın göçmenler konusundaki ifadeleri) Biz ciddi bir süreç yürütüyoruz. Vicdan ve uluslararası hukuk çerçevesinde. Bunlar bizim takvim olarak ortaya koyduğumuz şeyler. Bu başlatılmış bir süreç. Bu süreci uluslararası hukuki normlara uygun bir şekilde uygulanan bir süreç. Aynı mantık çerçevesinde planladığımız takvimle devam ettireceğiz. Bu konuda bizde bir soru işareti yok. Geri dönüş aşama aşama gerçekleşiyor. Burada her hangi bir aksayan durum söz konusu değil.

"BU YIL YENİ YURTLAR AÇACAĞIZ"
(KYK yurtlarında kalan afetzedeler) Yurt konusu farklı bir konu. Gençlik Bakanlığı yurtlarının dünyada başka bir örneği yok. 800 binden fazla yatağımız var. Yurtlar birer yaşam alanı. İçinde sanat, spor, kişisel gelişim var. Bununla beraber bu yurtlar gerektiğinde zor zamanlarda bizlere çare olan mekanlar. Bize ilk pandemide alternatif oldu. İzolasyon sürecinde bir uçak dolusu insanı barındırmayacak ülkelerle karşılaştık. Biz izolasyon sürecinde yolcularımızı ağırladık. Depremde ilk andan itibaren bakanlık olarak tüm imkanlarımızı depremzedelerin hizmetine sunduk. Şükürler olsun deprem sürecinde bir iki hasarlı binanın dışında hepsi sağlam. Bu yurtta sahra restoranları açtık. Online eğitim olmayan yerlerde yurtlarımız hala öğrencilerimiz hizmetinde. Bugün İzmir'de başvuran her öğrencimizi yurtlara yerleştirdik. Bu yıl yeni yurtlar açacağız. Yurtlar sığınaklı güvenli bir liman, gençler inanır mısınız tatil olduğunda yurtlarda kalmak isteyen öğrencilerimiz var.

"İSTANBUL'DA ANKARA'DA KAÇ TANE YURT YAPMIŞLAR SÖYLESİNLER"
Binlerce gencimiz gezsinler diye yurtlarımızı açtık. Yurtlar gerektiğinde öğrencilerin gerektiğinde afetzedelerin emrinde. Bu yurtlar bizim değil milletimizin. Pandemide yurtlar üzerinde algı yapmaya çalıştılar. İstanbul'da Ankara'da kaç tane yurt yapmışlar söylesinler. Toplasan bizim bir yurdumuzun kapasitesini geçmez. Ter dökeceksiniz kardeşim ter. Uzaktan ajansların size verdiği senaryolarla vatandaşın gönlüne giremezsiniz.