EGEDESONSÖZ- İzmir’in Torbalı İlçesi Devlet Hastanesi’ne soğuk algınlığı ve yüksek ateş şikayeti nedeniyle gelen Hasan Kamer isimli bir vatandaşa muayene sonrasında antibiyotik iğne yapıldı. Hastane hemşiresi tarafından yapılan iğne sonrasında kalçasında yoğun ağrı yaşayan Kamer tekrar hastaneye gitti. Yeniden muayene olan hasta Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne sevk edildi. Burada yapılan tetkikler sonrasında sağ ayak siyatik sinirinde meydana gelen hasar nedeniyle ‘düşük ayak’ teşhisi konuldu. Hastanenin fizik tedavi rehabilitasyon merkezinde 15 gün boyunca yapılan tedaviden bir sonuç alınamayınca tedaviye son verildi.
Zararının tanzimi için idareye başvuru yapan hasta Kamer sonuç alamayınca konuyu mahkemeye taşıdı. İzmir 1. İdare Mahkemesi’nde açılan davada Kamer, yüzde 46 oranında çalışma gücü kaybı yaşadığını, desteksiz yürüyemez hale geldiğini, psikolojisinin bozulduğunu, hastane enjeksiyon kaydının olmadığını ilişkin hastane savunmasının ise gerçeği yansıtmadığını belirterek 2 bini maddi, 75 bin manevi tazminat talebinde bulundu. Hastane ise hastanın iddialarının aksine geldiğinde enjeksiyon yapılmadığını, konulan tanı ile tedavinin alakası olmadığını vurguladı.
Bilirkişi incelemesi sonrasında mahkeme enjeksiyon yapılıp yapılmadığının belli olmadığını, sağlık personelinde kusur olmadığını bildirerek manevi tazminat talebini ret ederken psikolojik çöküntü, ruhsal durum gerekçesiyle 30 bin TL tazminat ödenmesine hükmetti. İzmir Bölge İdare Mahkemesi ise idarenin yaptığı itirazı yerinde bularak alt mahkemenin tazminat kararını bozdu.
KONU ANAYASA MAHKEMESİNE TAŞINDI
Hasta Kamer’in mahkeme kararları sonrasında Anayasa Mahkemesi’ne yaptığı başvuru değerlendirildi. Ayrıntılı yapılan inceleme sonrasında kişinin maddi ve manevi varlığını koruma hakkının ihlal edildiğine hükmedildi. Başvurucunun tazminat talebi ret edilirken yeniden yargılama yapılmasına karar verildi.
Kamer, yapılan iğne sonucu engelli olduğunu, marketini kapatmak zorunda kaldığını, eşinin evi terk ederek üç çocuğunu kendisine bıraktığını anlattı. Ayrıca, psikolojik ve ruhsal olarak ciddi çöküntü yaşadığını söyledi.
Anayasa Mahkemesi, Torbalı Devlet Hastanesi’nde hasta kayıt ve Acil Tıp Kaydı evrakının tutulmamasını ise kusur olarak nitelendirdi. Hasta hakkında tutulan tüm tıbbi müdahale evraklarını saklama ve istenildiğinde yetkili mercilere sunma görevinin hastanelerin sorumluluğunda olduğunun da altı çizildi.