AK Parti'den iki yıl değerlendirmesi: Büyükşehir'e kırık not!

Oktay GÜÇTEKİN / EGEDESONSÖZ - AK Parti İzmir İl Başkanlığı, 31 Mart 2019 tarihinde gerçekleşen yerel seçimler sonrası Cumhuriyet Halk Partisi adayı olarak göreve seçilen İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'in göreve gelişi üzerinden geçen 2 yılı değerlendirmek için basın toplantısı düzenledi.

AK Parti İzmir İl Binası'nda İl Başkanı Kerem Ali Sürekli'nin başkanlığında gerçekleştirilen toplantıya ayrıca, Yerel Yönetimlerden Sorumlu İl Başkan Yardımcısı İsmail Çiftçioğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi AK Parti Grup Başkanvekili Özgür Hızal da katıldı.

Gerçekleştirilen basın açıklamasında Sürekli, Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer'i, 'koku, körfez ve vaatler' üzerinden eleştirdi.

BAL YAPMAYAN ARI GİBİ
Büyükşehir Belediyesi’nin iki yıllık performansında değişiklik olmadığını ifade eden Başkan Sürekli, “Tabii ki artan borçları yanlı karar ve uygulamalardaki artışları saymazsak…  Ne yazık ki İzmir’in güvenip umudunu bağladığı CHP’li İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu dönemin 2 yılını geride bırakırken hizmet karnesiyle tam bir sükut-u hayal yaratmıştır. Bu sadece bizim değil İzmir sokaklarının pişmanlık sözü. Bal yapmaz arı tabiri uyuyor. Ses yüksek, hareket çok ama hizmet yok. İzmir CHP eliyle yazılan tarihi bir yoklar dönemini yaşıyor. PR ile geçirilen 2 yıl İzmir’in gelecek hanesinden çalınan 2 yıl… Kurumsal işleyişini oturtamamış, şehri gerileten bir tabloyla karşı karşıyayız” dedi.

HAYRIN FATURASI MI OLUR?
Geçtiğimiz günlerde sosyal medyada gündem olan ve Başkan Soyer’in bakkallardaki veresiye defterleri borçlarını kapattığına ilişkin bakkallara yazı asılması konusunda da değinen İl Başkanı Sürekli, ‘samimiyet’ eleştirisi yaptı. Borcu kapatılan bakkallardan fatura alındığını da söyleyen Sürekli, faturanın fotoğrafını gösterdi ve “Bir vezir-i azam edasıyla ‘biz hayırseveriz’ deyip sokaklarda gezinen, bir ekmek için başkanını alkışlatan büyükşehir bürokratlarıyla karşı karşıyayız. Bu içler acısı bir manzaradır. Veresiye defteri kapatma konusu Osmanlı’dan bugüne gelen bir hayır konusudur. İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu dönemde bunu uygulamıştır. Evet güzel bir uygulamadır ama bunun reklamı olmaz. Samimi olmaları gerekiyor. Bizler de yıllardır yapıyoruz ama bunu kimseyle paylaşmadık. Bu doğru bir şey değil. Başkana sosyal medyadaki fotoğrafları soruyorlar ‘Benim haberim yok’ diyor. Sizin yetkilileriniz bütün bakkalları dolaşıp bu yazıları astırıldılar. Hani alan el, veren eli görmeyecekti. Bunu kabul etmiyor ve şiddetle kınıyoruz. Bunun yanında hayırseverlerle organizasyon yapıp borçları kapatıyorlar. Borç 22 bin lira… 7 bin lira ödüyorlar ve bakkalla vatandaşı karşı karşıya bırakıyorlar. Bunların yanında ilginç bir şey var. Hayırseverler, kapattıkları borçlar karşılığında bakkaldan fatura alıyorlar. Hayrın faturası mı olur?” diye konuştu.

FRENİ PATLAMIŞ KAMYONDAN FARKSIZ
Başkan Sürekli, geçtiğimiz hafta Konak Pier civarından körfeze akıtılan pis suları da hatırlattı. Altyapı çalışmalarına değinen Sürekli, “Suyunu temizleyemeyen ama halkına en pahalıya satan, sel taşkınında topu gökyüzüne ve iklim değişikliğine atan bir belediye başkanı freni patlamış kamyondan farksızdır. Sayın Soyer, tele hizmetleri gerçekleştirme konusunda inanılmaz başarısız olmuştur. Öyle ki kendi hemşerilerinden gelen şikâyetlere bakarlarsa su ve altyapı şikâyetlerinin yoğunluğunu göreceklerdir. Yaşananlar göstermiştir ki İzmir’in altyapısı perişandır. En azından 5 bin km yeni hatta ihtiyaç vardır. Ancak, mevcut; 640 kilometre yani yüzde 12 civarındadır. Yağmur suyu ve kanalizasyon ayrıştırma projelerini öteleyip, topu gökyüzüne atmak, iklim değişiyor demek çare değildir. Sel taşkınları, yaşanan mağduriyetler artık İzmir’in de canına tak etmiştir. Bunu Genel Başkanları Kemal Kılıçdaroğlu da bizzat yaşamıştır. İzmir halkı, altyapı isyanlarını yüzlerine haykırdı. Çok değil, 1 hafta önce Konak’ta denize deşarj ettikleri kirli suyun hesabını vermek dahi kendilerine zul gelmiştir. Açıklama yapma yerine bize gönderme yaparak meseleyi siyasi bir boyuta taşımışlardır. Arkasından ‘Olayı siyasi tarafa çekiyorsunuz’ diye cevap verdiler. Yahu gerçekleri açıklasanıza… Neymiş akıtılan su temizmiş. Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü yetkilileri gelip numune almak istediler ama kendileri geldiğinde işlem durdurulmuş. Madem yanlış bir şey yok neden alelacele durdurdunuz. Sonuç olarak numune alınamadığı için suyun kirli olup olmadığın tespit edilemedi. Bu, Çevre Kanunu’na aykırı… Burada çökertme, ayrıştırma ve filtreleme işlemi yapılması lazım. Ne oldu? Bizim bunu gündeme getirmemiz siyasi rant elde etmem mi halkın dikkatini çekmek mi? Biraz samimi olalım, İzmirlilerin sesine kulak verelim” dedi.

SUDA 660 MİLYON TL’LİK KAYIP-KAÇAK
Su fiyatlarına yapılan zamlara da değinen Başkan Sürekli “İzmir su fiyatlarında pahalılık yönünden ilk sıradadır. 2020 yılına göre İzmir halkının yıllık tükettiği içme suyu 197.820.384 M3’tür.Kayıp kaçaktan korunamayan yıllık içme suyu ise 94.579.006 M3’tür. Maddi kayıp; 660 Milyon TL’dir ve bu da İZSU gelirlerinin neredeyse yarısına eşittir. Su kesintilerinin ve kayıp kaçak oranlarının had safhalara ulaştığı son iki yıl içinde,  suya 3 kez zam yapılmıştır. Ocak 2021’de yapılan yüzde 15’lik zamla birlikte toplamda yüzde 70’in üzerinde zam gören su; bugün İzmir’deki her hanenin isyanıdır. Bugün kayıp kaçak nedeniyle İZSU’nun maddi kaybı 660 milyondan fazladır. Yani gelirleler yarısını kayıp-kaçakta kaybediyoruz. Tıpkı deprem felaketinde olduğu gibi sel mağduriyetinde de sosyal yardım yapmak sorunun kökten çözmemektedir.”

KEŞKE SAYIN SOYER BAŞARILI OLSAYDI DA BİZ DE BU SIKINTILARI ÇEKMESEYDİK
Belediye Başkanı Soyer’in trafik konusunda verdiği vaatlerin de hiçbirinin yerine getirilmediğini ifade eden İl Başkanı Sürekli, “Trafik ve ulaşım tam bir kabusa döndü. Yatırım vaatleri ve çözüm sözleri askıdadır. ‘Altın bir dokunuşla trafiğin kilitlenmesine neden olan 111 noktada kavşak düzenlemesi yapacağım. Basmane Garı, Alsancak Garı ve Karşıyaka Vapur İskelesi önünde trafiği yerin altına alacağım’ sözlerinde arpa boyu yol almamışlardır.  Keşke Sayın Soyer başarılı olsaydı da biz de bu sıkıntıları çekmeseydik. Buca Metrosu ve Bayraklı Buca hattındaki yeni arteller vaatleri de sözde kalmıştır. 90 dakika uygulamasının vatandaşın aleyhine düzenlenmesine tüm kesimlerden tepki gelmesine rağmen geri adım atmamıştır. İzmir'in ulaşım altyapısının büyük oranda aktarma sistemine dayandığı düşünüldüğünde, sorunun vatandaş açısından ne anlama geldiği anlaşılacaktır” diye konuştu.

VAADETTİKLERİ RAKAMA 68 YILDA ULAŞACAKLAR
İzmir’de gerçekleştirilen kentsel dönüşüm politikalarına da değinen Başkan Sürekli, Başkan Soyer’in, merkezi iktidarın tüm desteklerine rağmen ‘şov peşinde olduğunu’ söyleyerek “İzmir’in CHP’li yerel idareleri, yıllardır kentsel dönüşüm sorununu da askıda tutmaktadır. Uzundere, Ege, Örnekköy, Ballıkuyu, Bayraklı, Aktepe ve Emrez Mahallerinde 19 bin 382 konutluk bir dönüşüm vaat eden Sayın Soyer, renkli görseller yayınlamaktan öteye geçemiyor. 874 konutu teslim edecek noktaya geldiler ki bunun 300’ü zaten Sayın Kocaoğlu döneminde temeli atılan projeler.  Bu durumda, 2 yılda 574 konut yapıyorlarsa, vaat ettikleri rakama 68 yılda ulaşacaklar “dedi.

“BİR MİRASYEDİNİN KANDIRMACASIDIR”
Büyükşehir’in borç yükünün arttığına dikkat çeken Başkan Sürekli, “Belediye bütçesinin şirazesi bozulmuştur. Kaynak savurganlığı had safhadadır. Yama üstüne yama yaparak nereye kadar? Bir türlü iki yakayı bir araya getirememişler; kontrolsüz harcamalar, zamansız, yanlış ve şaibeli yatırımlar ile şiraze tamamen bozulmuştur.  Aziz Kocaoğlu'ndan Büyükşehir Belediyesi'ni 3 milyar 63 milyon lira borçla devir alan Başkan Soyer dönemindeki borçlanma, 2020 yılında 8 milyar 700 milyon lira, 2021 yılında ise 12 milyar 100 milyon liradır. Soyer’in son olarak yurt dışı kaynaklı borçlanma girişimi için Cumhurbaşkanımız’dan destek istediği bilinmektedir. Gündeme gelen bu kredinin de mali disiplinsizlik ve kaynak kullanımındaki savurganlıkları nedeniyle amacına ulaşamayacağını görebiliyoruz. Asıl vahamet şudur ki; Büyükşehir Belediyesi’nin borçlanma ve satıp savma üzerine kurduğu mali yönetimi ortadayken, kredi girişimlerini İzmir’e yapılan bir yatırımmış gibi lanse etmeleridir. Sayın Soyer; borçlar sorulduğunda gayet rahat… ‘Borcumuz bir yıllık gelirimize denk’ diyor. Biz de sormak zorunda kalıyoruz. Bu durumda; bir yıl maaş ödemeyecek, yardım ve yatırım yapmayacak, İzmir halkının hiç bir ihtiyacını karşılamayacak; yani bir yıl boyunca İzmir de hayatı mı donduracak? Bu, batık bir geminin kaptanının savunmasıdır. Bir mirasyedinin kandırmacasıdır” ifadelerini kullandı.

REKLAMLA ŞİŞİRİLMİŞ İŞLERLE BELEDİYE BAŞKANLIĞI YAPMAKTADIR
Belediye Başkanı Soyer’in Seferihisar Belediye Başkanlığı döneminden kalan borçlarına da değinen Başkan Sürekli, “Seferihisar'da 2 dönem belediye başkanlığı yapan Soyer’in arkasında 130 Milyon TL borç bıraktığını biliyoruz. Soyer’in ekonomi ve istihdam yaklaşımı, borçlanma ve satma alışkanlığı ne yazık ki Büyükşehir Belediyesi’ne de sirayet etmiştir ve burada yaratacağı enkazın ayak sesleri de yaklaşmıştır. Soyer; iki yıldır bir ilçe belediyesi kıvamında, reklamla şişirilmiş işlerle Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmaktadır ve artık 30 ilçenin ve Türkiye’nin 3. büyük şehri İzmir’in Başkanı olduğunun farkına varması gerekmektedir. ” diye konuştu.

2 YIL İÇİNDE TAM TERSİ BİR TABLO YARATMAYI BAŞARMIŞTIR
Projelere dönük eleştirilerini sürdüren  Sürekli, "Bakınız işler ne kadar yolunda? Dev olarak duyurdukları projelerin akıbeti belli değildir. Basmane’de bulunan tarihi Yıldız Sineması’nı ve Bıçakçı Han’ı 26 Milyon TL’ye satın almışlardır, tadilat hesapları bu bedeli aşınca projeden haber alınamaz hale gelmiştir. 2018 yılında başlatılan ve halen temel aşamasında olan Opera Binası için 2018'de 65.9 milyon TL, 2019'da 60.7 milyon TL, 2020 yılında ise 26.4 milyon TL harcanmıştır. Toplamda '153 Milyon TL’nin bu aşamadaki bir yatırıma aktarılmış olması tartışma konusudur. Gazetecinin adının geçtiği adrese teslim okuryazarlık işinin nasıl ihale edildiğini herkes biliyor. Ayrıntı vermeye gerek yok… Her imzayı atarken tekrar tekrar düşündüğünü iddia eden Soyer, bu konuda neyi atlamıştır, merak ediyoruz. Olayın finali malumunuzdur. Önce kaçamak cevaplar, ardından ihalenin iptali ve ortakların yargıya taşınan gerginliği. Çok değil, bir dönem önce,İzmir’in mallarını satmamakla ve yaptıkları kamulaştırma ve kredi notlarıyla övünen CHP’li Büyükşehir Belediyesi, 2 yıl içinde tam tersi bir tablo yaratmayı başarmıştır. Mevcut kaynaklarını ise İzmir’in önceliği olmayan, arkası yarın denilen ama o yarının bir türlü gelmediği işlere harcamaktadır"

"İki lokomotif şirket, İZSU ve İZBETON’da durum içler acısı… Belediyenin bel kemiği olan ve 1,2 Milyar bütçeye sahip İZBETON; temel işlevini yerine getirecek kadro ve işleyişten yoksundur ve borç batağındadır. Hal böyleyken; Büyükşehir Belediyesinin son 8 yıldır kendi şirketi İZBETON’a verdiği araç makine kiralama ihalesini, bu yıl başka firmaya devretmesine de akıl sır ermemektedir. Ciddi yatırımlarla açılan Bergama ve Bayındır şantiyelerinin kapasitesi oldukça yüksek olmasına rağmen verimli bir şekilde çalıştırılamamakta. İZSU ise İzmir’in sorun gördüğü kurumların başında gelmektedir ve liyakattan uzak kadrolara teslim edilerek kaderine terk edilmiştir. Alt yapı yenileme ve yatırımlarının şartnamelere uygunluğu denetlenmemektedir ki İzmir yapboz tahtasına dönmüştür. Açılan çukurlar kapanmamakta; 1 haftalık işler, 3 ay sürmektedir.  İstihdam ve kadro atamalarında olduğu gibi; hizmet alımlarında da birçok taşın altından seçim planlarının çıkması ise başlı başına büyük bir meseledir ve İzmir halkı da bu tutuma karşıdır. Seferihisar'da 2 dönem belediye başkanlığı yapan Soyer’in arkasında 130 Milyon TL borç bıraktığını biliyoruz. Belediye halen bu borç altında debelenirken,5 aydır personel maaşlarını ödeyemediklerini, 10 Bin-30 Bin TL arasında alacağı olan işçiler olduğunu biliyoruz… Orada yarattığı enkazı kaldırmaya çalışırken; ilçeden çok sayıda personel ve hizmeti Büyükşehir Belediyesi bünyesine geçirmesi oldukça düşündürücüdür. Soyer’in ekonomi ve istihdam yaklaşımı, borçlanma ve satma alışkanlığı ne yazık ki Büyükşehir Belediyesi’ne de sirayet etmiştir ve burada yaratacağı enkazın ayak sesleri de yaklaşmıştır. Soyer; 2 yıldır bir ilçe belediyesi kıvamında, reklamla şişirilmiş işlerle Büyükşehir Belediye Başkanlığı yapmaktadır ve artık 30 ilçenin ve Türkiye’nin 3. büyük şehri İzmir’in Başkanı olduğunun farkına varması gerekmektedir."

POLİTİKALARIN SAVURGANLIKTAN BAŞKA BİR ŞEY OLMADIĞI GÖRÜLMEKTEDİR
"Biz çalışanın ve emeğin karşısında değiliz; Doğru işin, İzmir’e çakacakları bir tek çivinin destekçisi oluruz!  Liyakattan yanayız, savurganlığın karşısındayız. Büyükşehir Belediyesi ve iştiraklerine 2 yılda 5 bin personel alınmıştır.  İhtiyaçtır amenna… Liyakata göre alım yapılmıştır amenna… Belediyeyi altından kalkamayacağı bir iş ve maliyet yükü altında bırakan bu istihdam politikası bu bakış açısından uzaktır ve tartışmaya açıktır.  2019 Nisan ayından bugüne kadar 5 bin yeni personel alınmıştır. Büyük çoğunluğu büro elemanıdır, kalifiye personel ihtiyacı karşılanmadığı gibi; yine taşı kaldırdığınızda altından gizli ittifak pazarlıkları ve Seferihisar sürecinden başlayan Büyükşehir Başkanlığı hayalinin sözleri ortaya çıkmaktadır.  Aksi halde; ihtiyaç ve liyakatla yapılan, İzmir’in hakkını teslim eden, adil bir istihdam politikasına karşı çıkmamız mümkün değildir. Sayın Soyer, aynısını Seferihisar’da yapmıştır… Öyle ki; halefi, borçlardan bunalarak, kendisine ‘bankamatikçilerini geri al” çağrısında dahi bulunmuştur. Bu eleştirimiz, belediye şirketlerinin yönetim kurullarına bakıldığında da haklı bulunacaktır. Şirketlerin neredeyse hepsi borç batağında çırpınırken, daha önceki dönemlerde ücret almayan Yönetim Kurulu Başkanları bu dönem 10-15 Bin TL aralığında ücretler almaktadır. Birçok şirketin işlevsiz olması ve karanlık mali tabloları göz önüne alındığında; bu politikaların da savurganlıktan başka bir şey olmadığı görülmektedir."

HAYAL DÜNYASINDA YAŞAMANIN KİMSEYE FAYDASI YOK
"Gönül isterdi ki; paylaşmak zorunda olduğumuz tablo bu olmasın, gönül isterdi ki eleştirilerimize olumlu veriler, fotoğraflar ekleyebilelim ve yine gönül isterdi ki 2 yılda yaptıklarını İzmir halkının gözlerinin içine bakıp bir bir anlatabilsinler… Soyer 2'nci yılında sadece birkaç gazeteye verdiği demeçlerden birinde diyor ki “Kafamızı oy sandıklarına gömüp ufku 5 yılı aşmayan kısa vadeli stratejilerle geleceği inşa edemeyiz. En az 20 yıl, 30 yıl sonrasını hayal edip planlamak zorundayız.” Kendisinin; 10 yıllık Seferihisar Başkanlığı boyunca; Büyükşehir Başkanlığını hayal edip planladığını düşündüğümüzde; haklı olarak İzmir için kaygılanıyoruz. Biz, hayali olmayanın gerçeği olmaz, diyoruz ama hayal dünyasında yaşamanın da kimseye faydası yoktur. İzmir’in CHP’li yerel idareleri dönemlerinin 2 yılını tamamlamıştır ve performanslarına bakıldığında, elde sadece koca bir “yok” vardır. "

2024’TE BÜYÜKŞEHİR’İ KAZANMAYI HEDEFLİYORUZ
AK Parti’ni İzmir’deki geleceğine olumlu baktıklarını ifade eden Başkan Sürekli, “Biz muhalefet görevimizi en iyi şekilde yapmaya çalışıyoruz. 2002 yılından beri biz İzmir’de yüzde 17 ile başladık, yüzde 40'a kadar bir rakam ulaştık. Biz ümitliyiz. 2024'de hem Büyükşehir hem de birçok ilçe belediyesini kazanmayı hedefliyoruz. Sunu unutmamak lazım, Cumhurbaşkanımız İstanbul'da yüzde 6 oy oranı ile başlamıştı” dedi.

KARABAĞLAR TOKİ’YE YENİ DÜZENLEME MESAJI
Karabağlar’daki üniversite-TOKİ gerilimine ilişkin sorulan soruyu yanıtlayan Başkan Sürekli, yeni bir düzenleme mesajı verdi ve “Orada büyük bir haksızlık yapılıyor. 750 kişimin hak kaybı var orada. Orada sosyal konut yapılacak. Hem üniversite hem de sosyal konut yapılacak. Belediyenin engeli, sosyal konutlaradır. Halkın sosyal konutlara ulaşması engelleniyor Yeni bir düzenlemekle hem üniversite hem de sosyal konutlar yapılacak” ifadelerini kullandı.