Türkiye Cumhuriyeti Devleti…

Son 20 küsur yıl içinde yaşadığı iki önemli tarihi…

Asla ama asla unutamaz…

***

Takvimdeki ilk yaprak, Büyük Marmara Depremi’dir…

17 Ağustos 1999 sabaha karşı 7.5 ile sarsıldık…

Kocaeli vurgun yedi; Gölcük haritadan silindi…

Resmi olmayan bilgilere göre ise 50 bin yurttaşımızı kaybettik…

Türkiye’yi DSP, MHP ve ANAP Koalisyonu yönetiyordu…

Öylesine acz içinde kaldık ki…

Bi’daha toparlanamadık…

O günün Cumhurbaşkanı ile Başbakanı arasında…

Anayasa kitapçığı havada uçuşa geçince…

19 Şubat 2001’de “Kara Çarşamba” geldi; çattı…

Kitapçık krizi, ekonomik krize dönüştü…

Enflasyon patladı, borçlar katlandı…

Deniz bitmişti!

***

Takvimdeki ikinci yaprak, 2002 Erken Genel Seçimi’dir…

Cumhuriyet Tarihi’nde eşi yoktur…

Başbakan Ecevit, 4 Mayıs 2002’de hastaneye kaldırıldı…

MHP Lideri Bahçeli, 3 Kasım 2002’de erken seçim istedi…

Ne Ecevit’ten ne de Mesut Yılmaz’dan itiraz gelmedi…

***

Sonuçta n’oldu?

Siyaset’en tam bir hüsran yaşandı!

***

3 Kasım 2002 seçimlerine 18 parti katıldı…

En gıcır parti…

100 gün önce kurulan Cem Uzan’ın “Genç Partisi”ydi…

Vatandaş, hayat pahalılığından inim inim inliyordu…

Erken seçime ilgi düşük oldu; katılım %79’da kaldı…

Seçimlere katılan 18 siyasi partiden…

Sadece AK Parti ile CHP…

Ülke barajını aşarak TBMM’de temsil edilmeyi başardı…

AK Parti %34.5 ile hükümet oldu…

O’nu %19.5 ile CHP izledi…

Ne ilginçtir ki…

DYP %9.52 ile… MHP %8.35’le… Genç Parti %7.24’le… DEHAP %6.13’le… ANAP ise %5.12 gibi sonuçlarla…

Sandığa gömüldüler…

***

Saçlarını “Politika Değirmeni”nde ağartan…

Saygıdeğer bir büyüğüme sordum:

“20 yıl önce 20 yıl sonra durum nasıl?”

Üç saniye bile düşünmedi; “2002’den daha olumsuz!” dedi ve…

Gerisini şöyle getirdi:

“Erken seçim olur mu; şu anda pek renk vermiyor Cumhur İttifakı… Ancak zamanında bile olsa o seçim, iktidar partisi için hayli sıkıntılı… Ancak olası bir seçim zemini ders niteliğinde bile olsa geçmişte kalan 2002 erken seçimini acayip hatırlatıyor…”

Nasıl hatırlatıyor?

Şöyle hatırlatıyor…

Aslında, şu sıralarda…

Oylarını arttırma çabasındaki İYİ Parti’den daha çok…

DEVA Partisi’ne bakmak gerekir…

Ali Babacan’ın komutasındaki DEVA…

2002’nin Genç Partisi olabilir…

Sürprizlerle dolu bir lider Babacan…

Cumhur İttifakı’nı zorlayacaktır…

Mesela…

Genç Parti de…

Fi tarihindeki performansıyla…

Kendisine hayrı dokunmasa da…

Baraj’ı aşması kesin DYP ile MHP’yi çizginin altında bırakmıştı!

Kime yaradı, dersiniz?

AK Parti ise son derece zeki ataklarla…

Beklenmedik bi’şekilde…

Yüzde 34.5 ile iktidar oldu; 365 milletvekili çıkardı…

Bu sonuç her ne kadar garipsense de tek kelimeyle müthişti…

Seçim tarihimizde böyle bi’şi yaşanmamıştı…

CHP, 177 milletvekilinde kaldı…

İlaveten “8 Bağımsız” milletvekili Meclis’e girdi…

Tabloya bakar mısınız?

“İki parti ve sekiz bağımsız!”

***

Kestirmeden gidelim…

Çok donanımlı bir Cumhurbaşkanı adayı…

Millet İttifakı’nın elini…

Cumhur İttifakı’na karşı “güçlü” kılar…

Şu sıralarda…

Kamuoyu araştırmalarında %4.5 gibi görünen DEVA…

Yolu açan siyasi parti olur…

Parlamenter Sisteme geçmeyi…

Birbirlerine taahhüt etmiş bir ittifakın…

Bu memleketin çoğunluğun içine sindirebileceği…

Bir cumhurbaşkanı adayında buluşmalarına…

Şaşırmamak gerekir…

Ancaaak…

Bu cumhurbaşkanı adayı…

CHP’den… İYİ Parti’den… DEVA’dan… Gelecek Partisi’nden… Saadet’ten… (Hatta HDP’den…) oy alabilecek bir isim olmalı…

Her partinin ilk tur için “Ben adayımı çıkarayım da ikinci tur’a bizim cepheden kim kalırsa O’nu destekleriz…” masalının…

Garantili bir sonuç vereceğini kim söyleyebilir?

Bu yüzden…

Millet İttifakı’nın taaa baştan itibaren…

Tek “Cumhurbaşkanı Adayı”nda buluşması hayırlı olur…

***

Peki, kim olabilir “Millet İttifatı”nın Cumhurbaşkanı adayı?

Önce…

Kimler olmaz’a bakalım…

Kılıçdaroğlu olmaz, çünkü…

Meral Hanım’ın tabanından oy alamaz…

Meral Hanım da olmaz, çünkü…

CHP’nin tabanından oy devşirir ama HDP’den O’na su sızmaz!

Peki, kim olabilir?

Herkese “sıcak” bakan…

Ve “söz vermesi”ni bilen biri olabilir…

Böyle biri var mı?

Şu sıralarda Ekrem İmamoğlu…

Bu konuda yelkenleri şişirmiş görünüyor…

Hem “sessiz”…

Hem “sakin”…

Üstelik tüm hazırlıklarını zamanından önce…

Yapmaya endekslenmiş bir “kafa” isim…Bütün yük DEVA’nın patronu Ali Babacan’da…

Çünkü…

Sadece O’nun partisi…

AK Parti’nin gelenekçi tabanından oy alabilir…

Zamanında…

Cumhurbaşkanlığı için “iki isim” için çalışmış olsa da…

Bu olay entelektüel tabanda tartışılır ve unutulur…

Önemli olan…

Sokakta konuşulanlar...

Bi’kulak verin vatandaşa…

Bakın Cumhur neler anlatıyor neler!

Nokta…

SonSöz: “Politikada hiç bir şey kazayla olmaz… Olmuşsa öyle planlanmıştır! / Franklin D. Roosevel – ABD eski Başkanı…”