Kutay GÜROCAK/EGEDESONSÖZ - Savunma sanayinin ihtiyaçlarının karşılanma noktasında yerli sanayiye önemli görevler düştüğünü belirten Savunma Sanayi Müsteşarı Murad Bayar, Türkiye'nin bu konuda önemli mesafeler kat ettiğini söyledi.

Savunma Sanayi Müsteşarlığı (SSM), Ege Bölgesi Sanayi Odası (EBSO) ve Savunma Sanayi İmalatçılar Derneği (SASAD) tarafından düzenlenen İzmir Savunma Sanayi Buluşması'nda konuşan Bayar, 'Bir ülkenin sanayisi neredeyse, elde edilen sonuçlar da buna eşit oluyor. Savunma sanayimizin ihtiyaçlarının yüzde 54'lük kısmı kendi sanayimiz tarafından karşılanıyor. Bundan 10 yıl önce, bu oranın yüzde 20'lerde olduğunu görüyorduk. Fakat önemli olan nokta 'kalan yüzde 50'yi nasıl doldururuz' buna bakmak. Yani bardağın boş tarafını nasıl doldurabiliriz? bunu düşünmemiz gerekiyor' diye konuştu.

İzmir'de güçlü bir sanayi altyapısı bulunduğuna dikkat çeken Murad, 'Savunma sanayinin ihtiyaçlarının karşılanması noktasında İzmir'den azami ölçüde yararlanmak istiyoruz. Bizim temel hedefimiz, askeri ihtiyaçları karşılamak. Fakat geçen yıl bu hedeflerimize güvenlik kuruluşları da dahil oldu. Artık Milli İstihbarat Teşkilatı ile Emniyet Genel Müdürlüğü'nün ihtiyaçlarının karşılanması görevlerini üstlendik. Bunu yaparken, bu ihtiyaçları ülke sanayimizden karşılama hususunda piyasa, bize bu görevi verdi. Biz de bu anlamda ayrılıyoruz. Çünkü diğer bakanlıkların ülke sanayinden tercihler yapma konusunda bizim kadar net görüşleri bulunmuyor. Biz, ihtiyaçları giderme konusunda ülke sanayini etkin şekilde kullanmamız gerekiyor. Bunun nedeni silahlı kuvvetlerin güçlenmesi ve dışa bağımlılığın azaltılması' dedi.

Dünya'nın savunma sanayinde iki modeli takip ettiğini hatırlatan Bayar, 'Bunun bir tarafında Batı, bir tarafında ise Doğu modeli bulunuyor. Soğuk savaş döneminden beri bu ikisi takip ediliyor. Her ikisi de teknolojik silah geliştirilme noktasında başarılı oldu. Fakat iki arasındaki temel fark, benzer yatırım ve teknolojik harcamalara karşın; Batı'nın savunma sanayini özel sektör üzerinden geliştirmesi. Bu durum ülkelere, sivil sektör birikimi olarak geri dönüyor. Bizde aynı sonucu almaya çalıyoruz' ifadesinde bulundu.
ÜLKE SANAYİSİ İLE ELDE EDİLEN ÇIKTI AYNI
Türkiye'nin bulunduğu coğrafya nedeniyle savunma sanayine yatırım yapmak zorunda olduğunun altını çizen Bayar, ülke ihtiyaçların sürekli olduğu söyledi. Bayar, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Ülke sanayisi hangi seviyedeyse, biz de onlardan o kadar çıktı alabiliriz. Yani sanayicinin bulunduğu seviye, bizim hedeflerimizi belirliyor. Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK)'dan bir talep geldiğinde çok kapsamlı bir çalışma yapıyoruz. İlk olarak bu teçhizatı Türkiye'de kendi mühendislerimizle yapabilir miyiz? Bunu değerlendiriyoruz. Sonuç evetse ve makul bir yatırımla bu iş yapılabilecekse birinci tercihimiz bu yönde oluyor. İkinci alternatifimiz konsorsiyum veya ortaklıkla nasıl yapılabilir buna bakıyoruz. Üçüncü aşamada ise bunun bir örneği varsa bunun lisansını alıp ülkemizde üretebiliyor muyuz? buna değerlendiriyoruz. Son aşamada dışarıdan alıyoruz.'
'YERLİ ÜRETİM MUTLAK BİR İHTİYAÇ'
Toplantıda konuşan EBSO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı İbrahim Gökçüoğlu ise savunma sanayinin yerli üretimle karşılanmasının mutlak bir ihtiyaç olduğunu vurgulayarak, 'Yerli üretimin artırılması, dışa bağımlılığın azılmasına, sanayicinin para kazanmasına neden olacaktır. Bu şekilde Türkiye ekonomisi de kazanacak. Üstelik sektörün güçlenmesi cari açığın kapatılabilmesi için de gerekli. Böylece Türkiye'nin sırtındaki cari açık problemi ortadan kalkacak. Şu anda savunma sanayimiz ihtiyacının yüzde 54'ünü yaptığı projelerle karşılanıyor. Bu oranı daha da yukarı çıkartabilmek için küçük ve orta boy tedarikçilerin desteklemesi gerekiyor. Ayrıca bunların iş yaptırma oranlarını daha da yukarı çekmesi lazım' diye konuştu.
Teşvik programıyla ilgili değerlendirmelerde de bulunan Gökçüoğlu, 'Savunma sanayinin öncelikli yatırımlar içinde 5'nci bölge teşviklerinden yararlanmasından dolayı mutluluk duyuyoruz. Bu sektör için bir ilktir' dedi.
KATMA DEĞERİ ÇOK YÜKSEK
Savunma sanayinin katma değeri çok yüksek olduğunu ifade eden Gökçüoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: 'Aynı zamanda sektörde sürekli Ar-Ge ve inovasyon yatırımları yapılıyor. Geçen yıl Ar-Ge'ye ayrılan kaynak 672 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti. Yapılan Ar-Ge'nin ve elde edilen katma değeri bir örnekle açıklamak gerekirse; 1 ton kirazı bin 500 dolara, 1 ton uçak simülatörü 72 milyon dolara, 1 ton kalp sitendini ise 10 milyar dolara satabilirsiniz. Kiraz üretmeyi bırakıp simülatör ve stend ihraç ettiğimiz sürece ülkemiz sıkıntılarından kurtulacaktır'.'
İDEF 2014'Ü İZMİR'DE GÖRMEK İSTİYORUZ
Ege Bölgesi'ndeki firmaların savunma sanayinden hak ettiği payı alması için EBSO olarak çalışmaların sürdürdüklerini kaydeden Gökçüoğlu, 'İzmirli firmaların özellikle savunma sanayi ihalelerinde yer almasını istiyoruz. Ulusalararası Savunma Sanayi Fuarı (IDEF)'in de 2014 yılında İzmir'de gerçekleşmesini arzu ediyoruz. İzmir, bu fuarı başarılı şekilde sonuçlandırabilir' ifadesinde bulundu. Savunma sanayinin yapılanmasında birinci sırada yer alan ana sistem firmalarının başarılı olması için işbirliği yapması gerektiğinin altını çizen Gökçüoğlu, sektöre ana yüklenici olarak hizmet eden kurumları İzmir'deki sanayi kuruluşlarını düzenlenen etkinlikte bir arada görmekten mutluluk duyduklarını söyledi.
4.4 MİLYAR DOLARLIK GÜÇ
Toplantıda Türkiye'nin savunma sanayinin 4.4 milyar dolarlık bir büyüklüğe ulaştığını kaydeden Savunma Sanayi İmalatçılar Derneği (SASAD) Genel Sekreteri Hüseyin Baysak, sektörün 1 milyar dolarlık ihracat yaptığı bildirdi. Baysak, bu ramakların son yıllarda hızla arttığına işaret ederek, dernek olarak dayanışmaya her zaman önem verdiklerini belirtti.