EGEDESONSÖZ- İntegral Araştırma Koordinatörü Ümit Yaldız ile Gazeteci Fatih Yapar, SonSöz TV yayınında ülke ve kent gündemine ilişkin konuları yorumladı.

Programın gündeminde kent gündemini kirlilik sebebiyle meşgul eden ve Bornova’da bulunan Çimentaş ve Batıçim isimli çimento fabrikalarının geleceği konusu ele alındı.,

Gazeteci Fatih Yapar, Bornova-Altındağ’da bulunan İtalyanlara ait Çimentaş isimli çimento fabrikasının mahkeme kararı ile taşınmasının önünün açıldığını ancak davayı açan büyükşehir belediyesinin tutum değiştirerek “ekonomik ömrünü doldurduktan sonra” fabrikanın taşınması konusunda büyükşehir meclisinden karar geçirdiğini hatırlattı.

Yaldiz Yapar-1

İzmir manzaralı ihalede kim/ne teklif verdi?
İzmir manzaralı ihalede kim/ne teklif verdi?
İçeriği Görüntüle

BÜYÜKŞEHİR’İN KARARI HEM ÇİMENTAŞ’I HEM BATIÇİM’İ BAĞLIYOR
Gazeteci Yapar, yaptığı değerlendirmede “Şehir merkezindeki sanayi tesislerinin şehir dışına alınması konusunda Büyükşehir karar aldı. Bu karar var Soyer döneminde alınmıştı. Batıçim, Çimentaş gibi kentsel yerleşik alanda kalan sanayi tesisleri şehrine dışına çıkmalı diye geçti bu karar. Çimentaş da dava açtı, idare mahkemesinde davayı kazandı. Bölge İdare Mahkemesi’nde kaybetti. Kesin tebligat yapıldı. Buradan fabrikaları çıkartacaksınız dendi. Tekrar bir meclis kararı alındı. Burada alınan plan kararı tüm sanayi tesislerini, kentsel yerleşik alanda kalan tüm ağır sanayi kuruluşları için geçerli. Bu herkesi kapsıyor. Batıçim’e de ayrı, Çimentaş’a ayrı yada başka bir beton santraline ayrı bir durum değil. Orada biraz daha Çimantaş’ın mahkeme sürecine taşımasından kaynaklı zaman kazanması durumu var. Geçen ay belediye meclisine bir karar geldi ve bir düzenleme yapıldı. Düzenleme plan notunda ‘ömrünü tamamlayınca taşınması’ diye geçti. Bu Çimentaş için de Batıçim için de geçerli. Hatta İZBETON’un Naldöken’deki tesisi için de geçerli. Altındağ, Pınarbaşı, Naldöken bölgesinde sanayi faaliyeti yapan fabrikalar için de geçerli. Çimentaş, İtalyanlar tarafından yönetiliyor. İtalyanlar sadece burada değil Türkiye’nin birçok yerinde de çimento ve beton fabrikaları var. İtalyan şirketi, bunu İtalya’ya taşımaktansa, Avrupa’da yeni bir yer bulmaktansa hazır yer var, burayı işleyeyim, limana yakın, ulaşımı rahat diyor. İnsanları çalıştırıyor. Vergisini de veriyor. Ağırlık olarak tesisler şehir merkezinde kaldığında da tartışılıyor. Büyükşehir ile daha çok diyalogu olan, dava açan, karşı hamleler yapan bu firma” dedi.

ÇİMENTAŞ’IN EKONOMİK ÖMRÜNÜN NE ZAMAN BİTECEĞİ BELİRSİZ
Yapar, Çimentaş için alınan “doğal ömrünü doldurunca bölgeden çıkar” kararının kaç yılı kapsadığının belirsiz olduğunu belirterek “Biz dedik ki burada garip işler oluyor. Firma, sizi mahkemeye vermiş ve kaybetmiş. Mahkeme kararını meclise getiriyorsunuz. Meclisteki önergede kabul maddesine ‘doğal ömrü tamamlanınca çıkacak’ diyorsunuz. Bunun doğal ömrü kaç yıldır? Bu tesis 1950’de faaliyete geçmiş. Aradan 75 yıl geçti. Aradan kaç hükümet, kaç başbakan, kaç bakan, kaç cumhurbaşkanı değişmiş. Ama bu firma kalmış. 75 yıldır burada ve kentin merkezinde kaldılar. Hem Çimentaş hem Batıçim. Çimentaş doğal ömrünü tamamladığında çıkacak diyor kararda. Bu tarih ne zaman, bir 75 yıl daha mı? Hazine arazisi tahsisi 49 yıllığına yapılır. Devletten yer istersen en çok 49 yıllığına verir. 100 yıllık tahsis duymadım. Adam 75 yıldır burada. Tahsis süresi bakanlığın verdiği izin süresi kadardır. 29 yıllığına burayı verdiysem orayı işliyorsa tesisin ömrü süre kadardır, faaliyeti biter diyor” açıklamasını yaptı.

ÇİMENTAŞ GİTMEK İSTEMİYOR HATTA BETON TESİSİ KURMAK İÇİN BAŞVURUSU VAR
Çimentaş firmasının alanda beton tesisi yapmak için bakanlığa yeni bir başvuru yaptığını da söyleyen Yapar, “Büyükşehir’e, ilçe belediyesine kurum görüşü sormayacaklar mı? Bornova Belediyesi’ne başvuruyu yaptı. Büyükşehir’in bilgisi de var. Bu ikinci hamle. Burada kalmak istiyor firma. Bornova Belediyesi, içerideki beton santraline ruhsat verdi diyelim. Büyükşehir’in çevre sağlık başkanlığı, ruhsat birimi ve ilgili dairelerle yazışması yok mu? Yapılan değerlendirmeye göre ruhsat verilmeyecek mi? Bakkal açsan yan sokağa itfaiye raporu, gıda mühendislerinden rapor derken en az 20 evrak topluyorsun. Bornova Belediyesi ruhsat verirken büyükşehirin ilgili kurumundan kurum görüşleri olacak. Olumsuz görüş verilirse Bornova ruhsat veremez. Doğal ömrünü tamamladıktan sonra çıkacak diyorsunuz. Doğal ömrünü uzatmak için de suni teneffüs yapıyorsunuz. Niye bu firmaya ayrıcalık yapıyorsunuz?” şeklinde konuştu.

ARAZİYE GENEL MÜDÜR GİREMEMİŞ, YANIT YOK!
İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin konuyla ilgili bir yazılı açıklama yaptığını ancak açıklamanın halk sağlığına zarar veren beton-çimento fabrikalarının bölgeden çıkarılması bağlamından koparılarak Büyükşehir Şirketler Koordinatörü ve belediye avukatı Ahmet Okyay’ın “Çimentaş’ın şimdi de geçmişte de avukatı olmadığı” konusuna indirgendiğini söyleyen Gazeteci Fatih Yapar, “Bu firma ile ilgili büyükşehirin hukuk danışmanı Ahmet Okyay hakkında açıklaması var. Büyükşehir’in şirketler koordinatörü kendisi. Büyükşehir’in açıklamasında Ahmet Okyay ile ilgili savunmalar var. Çimentaş’ın avukatlığını yaptı mı, büyükşehirin davalık olduğu süreçte ‘belediye şirketler koordinatörünün bunlarla ilişkisi var mı?’ sorusunu sorduk. ‘Şahsi ilişki olmasa da büronuzda çalışan avukatlarınızın var mı?’ diyoruz. ‘Bunlarla görüştünüz mü?’ diyoruz. Soru soruyoruz. ‘Bu adamlar nasıl böyle racon kesiyor?’ diyoruz. Büyükşehir açıklamasında ‘açılan davalarda Okyay karşı tarafın avukatı değildir’ diyor. O kadar da amatör değildir herhalde. Bunu kimse yapmaz zaten. Burada anlattığımız mevzuda birkaç konu daha vardı. Çimentaş arazisinin içinde büyükşehirin mülkiyeti var diyoruz. 7 tane farklı büyüklükte 236 bin metrekare arazi var. Çimentaş’ın faaliyet sahasında kalmış. İzbeton’a devredilmiş bu parseller ticaret mahkemesi tarafından… Bugünün parası ile 1 milyar TL paha biçilen bir yer. Klimanın 24’e ayarlanması için uğraşan belediye başkanına ‘236 dönüm araziyi birileri ham yapmış, buranın peşinden gitmiyor musunuz?’ diyoruz. Değerli bir arazi. İzbeton’un genel müdürü bu araziyi görmek için gitmiş. Gidelim malımıza, mülkümüze bakalım demiş. Oraya gittiğinde içeri adamı almamışlar diyoruz. Büyükşehir’in açıklamasında böyle bir açıklama yok. Araziye genel müdür girememiş diyoruz, yanıt yok” dedi.

OKYAY, BATIÇİM’İN AVUKATI!

Yapar şunları söyledi:

“Çimentaş’ta yok ama Batıçim’le avukatlık sözleşmesi var Ahmet Okyay’ın… Tarih söyleyeceğim; 25 Ağustos 2025 tarihli, 25195 yevmiye numaralı Bornova 3. Noteri’nden verilmiş bir vekaletname var. 1 Eylül 2026’ya kadar Ahmet Okyay’ın başında bulunduğu, 15 avukatın çalıştığı Okyay Hukuk Bürosu’na Batıçim tarafından verilmiş vekaletname var”

BATIÇİM İLE BÜYÜKŞEHİR DAVALIK!
Yapar, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Batıçim’in Bornova’da Topçu Kışlası’nın karşısında bulunan arazinin imara açılması ile ilgili davalık olduğunu da hatırlatarak “Batıçim, Manisa yolunda bir alanı imara açmak istiyorlar. Büyükşehir ise buraya davçtı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, ‘dava açtık, doğru iş yapmıyorlar, yasalar ve yönetmelikler sanayi kuruluşlarından yana. Batıçim’in yaptığı doğru değil, buradan gitmeliler, arazileri imara açmak istiyorlar, bunların başka arazileri de var’ diyor. Batıçim hakkında olumsuz eleştiri yapıyor. Başkan bunu toplantıda eski belediye başkanı, eski milletvekili, sanayiciler var, orda konuşuyor. Batıçim ile ilgili konuda senin en yakınındaki şirketler koordinatörün hatta avukatın Batıçim’in avukatı. Büyükşehir, Batıçim’in imar planına dava açtı. Araziyi imara açmış adam, Topçu Tugayı’nın karşısındaki yerle ilgili restleşiyorsun ve dava ediyorsun. Şehir merkezlerindeki sanayi kuruluşları ile ilgili değerlendirme yaptığın yerde senin en yakınındaki isim Batıçim’in avukatı. Vekalet var” dedi.

ESKİDEN ÇEVRECİ AVUKATTI, BU NE PERHİZ BU NE LAHANA TURŞUSU!
Okyay’ın Noyan Özkan döneminde İzmir Barosu’nun çevre komisyonu başkanlığını yaptığını da söyleyen Yapar, “Okyay, İzmir Baro başkanlığını yapan rahmetli Noyan Özkan’ın yönetimindeydi, başkan yardımcısıydı ve çevre komisyonu başkanıydı. Ne yapmış, çevreye zarar veren şirketlere dava açmış, İzmir Barosu olarak çevre konusunda şehrin hakkını savunmuş. Sermaye doğayı katletmeye çalıştığında direnmiş olan baronun çevre komisyonunu bu işlerle biliyoruz. Komisyon, çevre konularında şehri korur ve hukuk mücadelesi yapar. O zaman çevre savunucusuydun, şimdi de doğa ve çevre konusunda tepkilere neden olan firmanın avukatlığını yapıyorsun. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu” ifadelerini kullandı.

OKYAY’IN GEÇMİŞİNİ SAVUNMAK BÜYÜKŞEHİRE Mİ KALDI? HA ÇİMENTAŞ HA BATIÇİM!
Araştırmacı Ümit Yaldız, yaptığı değerlendirmede “Büyükşehire, kendisine soru soruldu, Çimentaş ile ilgili avukatlık ilişkisi konusu ele alındı. Büyükşehir kurumsalı ‘Okyay’ın adı geçen Çimentaş ile ilişkisi yoktur, büyükşehir ile taraf olunan davalarda karşı tarafın avukatlığını yapmamıştır. Geçmişte de olmamıştır’ diyor. Okyay’ın geçmişini savunmak büyükşehir kurumsalına mı kalır? Kim kimin avukatı? Okyay mı büyükşehirin avukatı, büyükşehir mi Okyay’ın avukatı? Ha Çimentaş ha Batıçim! İkisi de Bornova’yı katleden, miadı dolmuş, doğal ömrünü 30 yıl önce tamamlamış ağır sanayi kuruluşları. Sağlıklı Kentler Birliği Başkanı tarafından yönetilen İzmir’e yakışıyor mu bu tablo? Siz önce kendi kentinizi sağlıklı hale getirmek, bunun savaşını vermek zorundasınız. Çevresel olaylarda en önde yürüyeceksiniz ki, bu kent arkanızda yürüsün. Sağlık Kentler Birliği Başkanıyım ama şehrin merkezinde toz kusan, çamur kusan, orayı kirleten bir tesisin ömrünü suni tenefüs veriyor başkanı olduğunuz meclisler. Soyer gibi çık kardeşim diyemiyorsunuz. Yabancı sermayeye ihtiyacımız var, buna karşı değiliz. ‘Bunlar şehrin içinde yakışmıyor’ diyoruz. Sağlıklı bir kentte olmaması gereken, taşınması gereken yerler. Bornova’da daha önce taş ocakları arkaya taşındı örneğin. Şehri o zaman bunların yanından taşıyın. Hangisi daha kolay? Şehirle insan sağlığı ile çimento fabrikası dip dibe olmaz. Tugay da olmaz diyor ama olmaz derken ki ses tonu sert değil” dedi.

ÇİMENTAŞ’I ÇIKARIN, KATI ATIK TESİSİ YAPIN!

Yaldız şunları söyledi:

“Sayın Okyay, önemli bir hukukçu olmasaydı sayın büyükşehir belediye başkanı özel olarak seçip kritik konularda, milyarlık ihalelerin döndüğü noktada kendisini tutmazdı. Eşini de genel sekreter yardımcısı yaptı. Böyle değerli bir ismin büyükşehirin dava açtığı bir kuruluşun hukukçusu nasıl oluyor? Etik açıdan sıkıntılı değil mi? Sayın Tugay buna da bir açıklama yapsın o zaman. Çimentaş da Batıçim de ikisi de Bornova’yı eşit düzeyde kirletiyor. İkisinin arasında fark yok. İkisi de aynı. İzmir’den derhal, hemen bugün çıkması gereken kuruluşlar. Yer bulun bunlara. Büyükşehir’in Çimentaş’ın hammadde kullandığı alanda yer alan, çevrili olan arazisi var. Büyükşehir 236 kuruşa mermi atıyor. Her yerden haciz, maaşlarda gecikmeler var. Büyükşehir, aylarca fellik fellik çöp tesis için yeri aradı. Burası 236 dönüm. Taş zemin, sızıntı yok her yerden ulaşımı mümkün. Çıkarın Çimentaş’ı, alın tesis yapın. Kimse bir şey demez. Tozu, kokusu, pisliği ile BU tesisi gönderip modern, kapalı devre çalışan, yakma üniteleri olan sağlıklı bir tesisi burada kurun. Alın size yer. Yerinize gidip yerinizi göremezken Çimentaş bunu engellerken nasıl olacak bu iş? Sapla samanın karışmaması lazım. Biz burada sermaye düşmanlığı yapmayız. İtalyan iki firma daha gelsin iş yapsın. İzmir’de bu yatırımı yapılacak şehrin dışında yerler vardır. Bulunmalıdır. Bu şirketleri yönetenler de hava fotoğraflarına baktıklarına bulundukları yerin doğru olmadığını anlamalılardır. Doğal ömrünü tamamlamıştır, bir an önce çıkmalıdır diyemiyor büyükşehir belediyesi. Doğal ömrünü tamamlayınca çıkacaktır diyor. İnsanların doğal ömrü gidiyor bu yüzden. Çimento tozu soluyor insanlar, akciğer kanseri oluyor insanlar. Ondan sonra da Sağlıklı Kentler Birliği Başkanıyım diyorsunuz”

TUGAY KONUNUN ÖZÜNE DÖNMELİDİR
Geçtiğimiz aylarda hem Batıçim’e hem Çimentaş’a “kartelleşme” iddiasıyla yüklü miktarda ceza kesildiğini hatırlatan Gazeteci Yapar, “Rekabet Kurulu, siz piyasa koşullarını beraber belirlediniz, müşterileri paylaştınız, fiyatı tekelden belirlediniz, beton ve kireç fiyatları ile ilgili lobi yapıyorsunuz diye 100 milyon TL ceza kesti. Bu ceza kestikleri firmaların içinde Batıçim ve Çimentaş da var. Siz birlikte hareket ediyorsunuz diyor. İtalyanlar, İzmir’in beton ihtiyacına göre bir fiyat belirleyelim demez. Şirketin yönetim kurulları, alt birimleri, avukatları, hukuk müşavirleri var. Altta yapılan görüşmelerle ilgili mutlaka veriler, tutanaklar vardır. O cezalar boşuna kesilmez. Çimentaş’ın avukatı değilsin ama Batıçim’in avukatısın, berabersiniz. İkiniz de şehre zarar veriyorsunuz. Belediyenin kararı ikinizi de ilgilendiriyor. İkisi fabrika arasında 3 km kuş uçuşu mesafe yok. Büyükşehir belediye başkanı Tugay konunun özüne dönmelidir. Avukatın avukatlığını yaparak büyükşehiri avukatın avukatlığını yapacak şekilde basın metinleri yollayarak bu iş olmaz. Sayın başkan Sağlıklı Kentler Birliği’nin başkanlığını nasıl yapıyorsa bu konuda üzerine düşeni yapmalıdır.

YA ALTINDAĞ’I, NALDÖKEN’İ TAŞI, ORAYI SANAYİYE TERK ET YA DA FABRİKAYI TAŞI!

Ümit Yaldız “Kaldı ki en önemli konu sağlık. Sadece çimento fabrikaları değil, diğer fabrikaların da sanayi bölgelerine taşınması lazım. Olması gereken buyken büyükşehirin anladığı başka bir şey. Konunun özü ne? Şirketin avukatı değil, geçmişte de yapmamıştır. Bize ne öncesinden?” diyerek şunları söyledi:

“Koskoca Büyükşehir Belediyesi, 168 yıllık kurum, açıklamasında bir avukatın geçmişini savunuyor. Avukat tali bir konu burada. Avukat işin merkezinde değil. Araştırdığımızda gördük ki Batıçim’in avukatı çıktı. Cemil Tugay ‘3 gün önce Batıçim’in imar planlarına dava açtık’ derken Batıçim’le ilgili Okyay’ın avukatlığını nereye koyacak o düşünecek.

Bu şehrin yönetenlerine katkı koymak istiyoruz. Niyetimiz bu. Kimseyi karalamak, aşağı çekmek, yabancı sermayeyi yok etmek değil derdimiz. Bu şehirde sağlık içinde, huzur içinde bir arada yaşayacaksak yapılması gerekenler var. Şehrin göbeğinde ağır sanayi tesisi olmaz. Oto sanayicileri gitsin mi kalsın mı derken ve bunu tartışırken çimento fabrikasını mı tartışmayalım? Çimento fabrikaları derhal, hemen bugünden tezi yok buradan gitmelidir. Ya da gitmesi ile ilgili takvim açıklamalıdır. Taşınıp başka yerde üretimi sürdürmelidir. İnsanı yaşat ki devleti yaşasın. İnsan sağlığı her şeyden önemlidir. Sanayiye yer bulunur. Ya Altındağ’ı, Naldöken’i taşı, orayı sanayiye terk et. Ya da fabrikayı taşı. Radikal kararlar alıp taşınması için ne gerekiyorsa yap. Biz de destekleyelim. Biz sağlıklı bir İzmir’i hedefliyoruz. Bunun için konuşuyoruz.