Cumhuriyet'in ilk yıllarında 1000 kadar nüfusun olduğu belirtilen mahallede 80'li yıllarda başlayan göç nedeniyle 60'a yakın kişi yaşamını sürdürüyor.
Aralarında Japon çiftin de olduğu çok sayıda kişi, Darkale'nin nostaljik atmosferinde dünyaevine girdi.
Darkale, özgün mimarisi ve doğası sayesinde son dönemlerde hafta sonları bisiklet, kaya tırmanışı, fotoğraf tutkunları ile yürüyüş gruplarının ilgisini çekip popüler olmaya başlasa da Kovid-19 nedeniyle bu dönemde yine eski yalnızlığına dönmüş görünüyor.
"SALGIN SONRASI HERKESİ BURAYA DAVET EDİYORUZ" -
Darkale Doğa Koruma ve Yaşatma Derneği Başkanı Mustafa Küçükkayapalı, yaklaşık 1,5 yıl önce dernekte göreve başladığını söyledi.
Bölgenin hak ettiği değeri görmesi için çalışmalar yürüttüğünü belirten Küçükkayapalı, şunları kaydetti:
"Birtakım çalışmalara başladık ama şu koronavirüs yüzünden bütün planlarımızı ertelemek durumunda kaldık ancak pes etmedik, yetkililerin de desteğiyle 2000 yılı aşan tarihe sahip bu güzel beldeyi turizme kazandırmak ve tanıtmak istiyoruz. Yerli ve yabancı turistleri buraya çekmek için ünlü isimleri ve bazı tur şirketlerini buraya davet etmek istiyoruz. Kuvayimilliye'nin silah deposu olarak kullanılmış çok özel bir yer burası. Salgın sonrası herkesi buraya davet ediyoruz."
Küçükkayapalı, yürütülen çalışmalar sayesinde tarihi hamamın gün yüzüne çıkarıldığına işaret ederek, "Kırk oluğumuz güzel bir hale getirildi. Bunlar hep devletimizin yaptığı güzel çalışmalar. Bunları takdirle karşılıyoruz ve arkasının gelmesini istiyoruz. Korona öncesi çok sayıda ziyaretçimiz vardı, biz de onlarla en güzel şekilde ilgilenmeye çalışıyoruz. Hakikaten, tarihi dokusu, mimarisi ve havasıyla görülmesi gereken bir yer burası." diye konuştu.
Ziyaretçilerin burada ayrıca meşhur yöresel ürünleri de tadabildiğini belirten Mustafa Küçükkayapalı, konukların ilgisini çekebilecek bir kanyon projelerinin bulunduğunu dile getirdi.
Kültür ve Turizm Bakanlığınca kentsel sit alanı ilan edilen Darkale'nin yürütülecek çalışmalarla yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını sonrası cazibe merkezi olması hedefleniyor.
AA'nın haberine göre Tarihi Bergama Krallığı'na değin uzanan, Bizans ve Osmanlı döneminde de önemli bir yerleşim birimi olan mahalle, Safranbolu, Beypazarı evleri gibi yapıları ve doğal güzellikleriyle ziyaretçilerini hayran bırakıyor.
Derince bir vadinin içinde sırtını kayalık dağlara yaslamış "Tarhala" olarak da bilinen Soma'ya 3 kilometre uzaklıktaki 800 haneli Darkale Mahallesi, tarih, yürüyüş, kaya tırmanışı ve fotoğraf meraklısı turistlerin ilgisini çekebilecek birçok güzellik barındırıyor.
"TAM YAŞANACAK ZAMAN" -
Darkale'de 20 yıl muhtarlık yapan ve halen birinci aza olarak hizmetini sürdüren 75 yaşındaki Mustafa Güven de bu dönemde ziyaretçilerin rahatça gezebilmesi için yolları yeniden yaptıklarını ve bu sayede her tarafa araçların girebildiğini anlattı.
Daha önce ulaşımın ancak hayvanlarla yapılabildiğini ve bu nedenle sıkıntı yaşandığını kaydeden Güven, şunları söyledi:
"20 yıl önce burada 500 kişi yaşardı. Şu anda 50-60 kişi anca kaldı. Gençler ilçeye gitti, kimileri Almanya'ya... Aslında şimdi burada tam yaşanacak zaman. Yollar yapıldı, sıkıntı kalmadı. Sonuç olarak artık burası bir turistik köy oldu. Pandemi öncesi hafta sonları hem yerli hem de yabancı ziyaretçilerimiz gelirdi. Ayrıca Japonlar gelip düğün yaptı. At bindiler. Onlar da köyün tanıtımına katkı sundu."
Tarhala Barana geleneği yaşatılıyor
Darkale doğal güzelliklerinin yanı sıra gelenek ve göreneklerini de kaybetmemiş bir köy. Köyde yaşayanlardan kurulan folklor ekibinin sergiledikleri oyunlar özgün ve tamamen geleneksel yapıda sahneye aktarılıyor. 2006 yılında davet edildikleri Kültür Bakanlığı Mahalli Halk Dansları Yarışması’nda oyunları ve kıyafetleriyle büyük beğeni kazanan ekip sonrasında birçok ulusal televizyon kanalında Darkale ve Soma kültürünü yansıtmak amacıyla oyunlar sergilemiş. Bu ekibin en önemli özelliği unutulmaya yüz tutmuş Tarhala Barana oyunlarını tekrar gün yüzüne çıkarması.
Güven, bölgedeki tarihi yapıların restore edilmesini istediklerini sözlerine ekledi.
Köyün fiziki olarak yenilenmesi, tarihi, kültürel ve sosyolojik araştırmaların bilimsel verilere dayandırılarak derin bir analizle ortaya konulması ve tüm bunların turizme kazandırılması amacıyla yürütülen çalışmalar böylece meyvesini vermeye başlamış.
Truva-Bergama-Efes hattına yeni bir destinasyon -
Darkale Projesi Koordinatörleri’nden, aynı zamanda Soma Belediyesi’nin tek kadın meclis üyesi olan Şule Doğan, söz konusu projenin temellerinin sivil insiyatif tarafından atıldığının altını çiziyor. Gönülülerden oluşan bir grubun öncülük ettiği ve Opet’in sponsorluğunda yürütülen projeyle Darkale’nin Truva-Bergama-Efes hattına yeni bir destinasyon olarak eklenmesini istediklerini ifade eden Doğan, köyün hem kültür turizmine hem de kırsal turizme olanak tanıdığını vurguluyor.
Doğan, Darkale’deki 150 hanede toplam 120 kişinin yaşadığını ve yaşlı nüfusun ağırlıklı olduğunu belirterek köy halkının da turizm yatırımlarına sıcak baktığını söylüyor.
Doğan, “Gönüllülerden oluşan bir grup tarafından temelleri atılan bu projenin köylerin kalkınması anlamında örnek teşkil etmesini ve Darkale’nin 5 yıl içerisinde Şirince gibi bir turizm destinasyonu olmasını istiyoruz” diyor.
Köydeki geleneksel yaşam, tarihi evler, daracık sokaklar, mimari doku gezginlerin ve fotoğrafçıların da ilgisini çekiyor. Birçok fotoğraf derneği ve fotoğrafçı Darkale’ye gezi düzenleyerek bu eşsiz görüntüleri yakalayabiliyor.
Mahalleye dikkati çekmek isteyen bir grup gönüllü, bölgeyi turizmle ayakta tutmak için el birliğiyle çalışıyor.
Darkale'nin bir başka özelliği de tarihi Kırkoluk Camisi'nin altındaki çeşmenin suyu. Çevre mahallelerde yaşayanlar, yumuşak içimli suyu bidonlarına doldurup evlerine götürüyor.
Doğa sporlarına çok elverişli
Çevresi çam ormanlarıyla kaplı olan Darkale doğa sporları meraklılarının aradığı birçok önemli zenginliğe sahip. Sırtını yasladığı Asartepe ve Tuzlutepe’nin dik kayaları her yıl dağcıları ve kaya tırmanıcılarını ağırlıyor. Köyün çevresinde bulunan sayısız yürüyüş ve bisiklet parkuru doğa sporları meraklılarını Darkale’ye çekiyor. Bölgede doğa yürüyüşü yapanlar bir yandan manzaranın tadını çıkarırken diğer yanda antik çağda köyü Bergama’ya bağlayan Bergama Krallığı döneminden kalma antik yollarda yürüyebiliyorlar. Darkale doğal yaşamla öylesine iç içe ki yürüyüş yaparken köyün 3-5 kilometre ötesinde yaşayan yabani atlarları görebilmek mümkün.
'Darkale Yenileme ve Yaşatma Projesi'ni başlatan gönüllülerin, Manisa Valiliği, Soma Kaymakamlığı, Soma Belediyesi, Soma Ticaret ve Sanayi Odasının desteğiyle yürüttüğü çalışmalar meyvesini vermeye başladı.
Darkale’nin çevresi flora açısından da oldukça zengin. Hercai menekşeler, orkideler, süsenler, ters laleler ve sayısız türde çiçekler görülmeye değer. Bahar aylarında köyün çevresinde yürümeniz bu güzelim çiçeklerle karşılaşmanız için yeterli.
Köyün bir diğer özelliği de çok eskiden beri süre gelen bir gelenek olarak köylü kadınların el emeği ve göz nuru ile ortaya çıkardıkları iğne oyaları. Gelin başı süslemede ve özel günlerde giydikleri kıyafetlerde kullandıkları bu oyalar köyün özgün folklorik değerlerinden biri olarak biliniyor.
Dünya madencilik tarihinde bir ilk -
Darkale aynı zamanda kömür rezervleriyle ünlü Soma’nın önemli bir kömür üretim merkezi. Yörede 1900’lü yılların başında Osman Ağa tarafından bulunan kömür o tarihlerde bir maden ocağı açılarak işletilmeye başlanmış. Osmanlı döneminde, 1.Dünya Savaşı sırasında köydeki erkeklerin tamamına yakınının Çanakkale ve çeşitli cephelerde savaşması nedeniyle kömür Darkaleli kadınlar tarafından yeraltından çıkarılmış. Kadınların maden ocaklarında çalışmasının hem çok zor hem de yasak olduğu çağımızda o dönem Akile Abla, Berberlerin Fatma Çavuş, Keskin Nine, Göllü Nine gibi Darkaleli kadınların yaptığı madencilik, dünya madencilik tarihinde ender rastlanan önemli bir olay olarak kayıtlara geçmiş.
Darkale’ye İzmir’den gelmek için Akhisar’dan Soma yoluna sapılır, 45 kilometre sonra Soma’ya ulaşılır. Balıkesir üzerinden gelmek isteyenler 90 kilometrelik Balıkesir-Savaştepe-Soma yolunu kullanabilir. Çanakkale yönünden gelecekler Bergama’dan 40 kilometre sonra Soma’ya ulaşabilir. Darkale’de henüz konaklama imkânı yok. Fakat yakın zamanda köydeki tarihi evlerin bir kısmında pansiyonculuğa başlanacak. Şimdilik Darkale’yi ziyaret edenler Soma’daki otellerde konaklayabilir.
Nardan doğan lezzet -
Her yıl eylül ve ekim ayları geldiğinde köyün bütün kadınlarını tatlı bir telaş sarar, Darkale’nin nar ekşisini yapma zamanı gelmiştir çünkü. Köyün içindeki sokaklarda ve çevredeki bahçelerde organik diyebileceğimiz, tamamen doğal koşullarda yetişmiş nar ağaçlarından toplanan ekşi narların önce taneleri çıkartılır, sonra suyu sıkılarak kaynatılır. Bu zahmetli işin sonucunda tadıyla, kokusuyla ve eşsiz lezzetiyle Darkale nar ekşisi ortaya çıkar. Eğer nar zamanı Darkale’ye yolunuz düşerse, her sokakta, her köşede kadınların nar ekşisi ile uğraştığına tanık olursunuz.
Meşhur Darkale dondurması -
Şimdilerde çok fazla üretilmeyen Darkale dondurması bölgede oldukça ünlü. Elektrik ve buzdolabının yaygın olmadığı 1970’li yıllardan önce Darkaleli birçok aile geçimini dondurmacılık yaparak sağlarmış. Bu dondurmaları Akhisar, Kırkağaç, Bergama gibi ilçelerde kurulan pazarlarda satarlarmış. Darkaleli dondurmacılar, yakındaki orman içlerine yaptıkları taş örgü çukurlar içine dolan karları sıkıştırıp buz haline getirir, üzerlerini çam pürçekleriyle, ağaç dallarıyla örterek Temmuz, Ağustos aylarına kadar bu karları dondurma yapımında kullanırlarmış. Meşhur Darkale dondurmasının eşsiz tadının, sütünden ve yörede bol miktarda bulunan doğal orkidelerden elde edilen salepten geldiği söylenir.
Türkiye’nin gizli kalmış, gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen, marka olabilecek önemli bir tarihsel, kültürel ve mimari hazinesi olan Darkale, sabırsızlıkla onu keşfedecek gezginleri bekliyor.