Büşra ÇETİNKAYA / EGEDESONSÖZ – İzmir'in ilçesi Urla’nın simgelerinden enginarın hasat dönemi Mart ayında başlarken zirai don sebebiyle 1 hafta gecikme yaşandı.

Coğrafi tescilli sakız enginarının anavatanı olan Urla’da imar baskısı sebebiyle tarımsal üretim gittikçe azalırken bir avuç üreticinin tek umudu festival… Çiftçiye can suyu niteliği taşıyan Uluslararası Urla Enginar Festivali’nin bu yıl 11’incisi düzenlendi. Egedesonsöz’e konuşan Urla Ziraat Odası Başkanı Muharrem Uslucan, enginar festivalinin üreticiye etkisini değerlendirdi.

“227 BİN ADET ENGİNAR SATILDI”
Uslucan, festivalin üretici açısından verimli geçtiğini söyleyerek “Festival üretici için çok faydalı bir şey. Dün üreticilerin beyanına göre hesaplama yaptık. 227 bin adet enginar satılmış. 3 günde iyi bir rakam, üreticiler tarlalarını boşalttı” dedi.

“ENGİNARI ZİRAİ DON VURDU”
Tarım ürünlerinin zirai dondan olumsuz etkilendiğine değinen Uslucan, “Soğuk hava nedeniyle enginar biraz geç kaldı. Mart ayındaki soğuk ve don ürünleri etkiledi. Enginarlar bu yüzden çabuk topladı. Maliyetler arttı ama üretici kendini toparlamaya çalışıyor. Hava şartları çok etkiliyor. Ege bölgesinde kuraklık tarımı çok etkiliyor” diye sözlerine devam etti.

“TARLADA 20 LİRA”
Enginar fiyatları ile ilgili konuşan Uslucan, “Festivalden önce işlenmemiş enginar tarlada 20 TL, pazarda 30-35 TL idi. Soyulmuş, çanak enginar olarak satılanların fiyatları biraz daha yüksek oluyor. Fiyatlar ne olursa olsun bu maliyetlerle üretici de tüketici de gülmüyor. Bir şekilde maliyetleri düşürüp üreticinin önünü açmak lazım” ifadelerini kullandı.

İzmir'de trafiğe kayıtlı araç sayısında azalış!
İzmir'de trafiğe kayıtlı araç sayısında azalış!
İçeriği Görüntüle

“TARIMA BAŞLAYAN HİÇ YOK DENECEK KADAR AZ”
Uslucan, tarımda planlı hareket etmenin gerektiğine ve devlet politikası uygulanmasının şart olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:

“Ülkemizin kesinlikle planlı tarım üretimine geçmeli. Çiftçi kaderine terk edilmemeli. Bu sene bir ürün çok para yapıyor, ertesi sene herkes onu ekiyor ve o ürün tarlada kalıyor. Girdi maliyetleri yüksek… 50 TL mazot ile bu kadar pahalı elektrik ve gübre maliyetleriyle tarım devam edemez. Çiftçilerde yaş ortalaması çok arttı, gençler tarımla, toprakla ilgilenmiyor. Gençleri toprakla barıştırmak zorundayız. Bu kuşak da gitti mi üretim yapacak kimse kalmayacak. Özel teşviklerle gençler tarıma özendirilmeli. Bütün olumsuzluklara rağmen bir avuç üretici üretime devam ediyor. Geçen yıldan bu yana üretimi bırakan birçok üreticimiz var. İmkansızlıktan, arazi bulamamaktan, para kazanamamaktan bırakıyorlar. Yeni başlayan ise yok denecek kadar az bizim bölgemizde. Tarıma başlayan hiç yok denecek kadar az. İnsanlar turizme, gıda sektörüne yöneliyor.”

“ÜRETİCİ PARA KAZANIRSA TOPRAĞINI NEDEN SATSIN?”
Urla’nın turizm açısından geliştiğini, bu sebeple tarımsal arazilerin satışlarının olduğunu dile getiren Uslucan, “Bizim verimli topraklarımıza beton diktiler maalesef. Ruhsatlı ya da ruhsatsız hala betonlaşma hızlı bir şekilde devam ediyor. Araziler elden gidiyor. Bu şartlarda çiftçilik yapmak da çok zor. Bir tarafta milyonluk villalar var, bir tarafta çiftçi para kazanmaya çalışıyor. Bu adaletsiz bir düzen. Urla, turizm açısından çok gelişti. Agroturizm geliştirilirse, arazileri elinde olanlara kolaylık sağlanırsa belki araziler o şekilde elde kalabilir. Üretici para kazanırsa toprağını neden satsın?” dedi.

“PARASI OLMAYAN URLA’DA YAŞAYAMAZ”
Uslucan, Urla’ya gelip yerleşenlerin gelir düzeyinin yüksek olduğunu belirterek eski yıllarda bu durumun tam tersi olduğunu kaydetti.

Uslucan şunları söyledi: “Urla’ya parası olan geliyor. Hiçbir şey yapamazsa 5 dilim araziye bir villa konduruyor, üretim olmuyor. 25-30 yıl önce Urla, işçilerin küçük Almanya’sıydı. İşçiler gelirdi, para kazanıp memleketine götürürlerdi. Şimdi tam tersi oldu. Urla, parası olan için yaşanan bir yer haline geldi. Parası olmayan yaşayamaz. Memurlar bile artık Urla’ya gelmek istemiyor. Ev kiraları, yaşam çok pahalı…”