Nuray ÖTGÜNÇ
Perşembenin gelişi çarşambadan belli...
16 Nisan 2010 Cuma

Sayın Yılmaz Özdil bir yazı yazdı Türkiye karıştı.  
Aslında bazılarının midesine yumruk gibi inen, o yumruk yazısında anlatmak istediklerini hepimiz gayet net anlıyoruz ama ne yazık ki anlatılmak istenilenleri yine anlamak istediğimiz gibi anlıyoruz.’¶ 
Hiç şaşırmıyorum. Bence sizde şaşırmayın. 
Zorla eğitimsizleştirilmiş bir toplumda görülmesi olağan görüntüler bunlar. 
Köy enstitülerini kapatıp yerine imam hatipleri dikenlerin şaheserleri... 
80 sonrası jenerasyonun apolitik ama keyifli, yaşlılara saygı gösterecek kadar duyarsız fakat kendi yaşamını sevecek kadar duyarlı, sencilik olgusuna erişememiş bencil neslin yetişmesini sağlayanların marifetleri. 
Ne yazık ki kötülerin kaybetmediği bir ülkede çocuklar asla ahlakı öğrenemiyor.  
Bir ülke hala kendi içinde doğru dürüst konuşma kültürünü yerleştirememişse eğer, herkes bir diğerinin sesini kısmak için var gücüyle uğraşıyorsa, siyasi rekabet birbirini parçalama ölçüsünde iğrençleşmişse maalesef sokaklara vandalların doluşması kaçınılmazdır. 
İşte bu yüzden, 
Sokakta otobüste yakılır, Ahmet Türk’’e yumrukta atılır, Deniz Baykal’’a yumurtayla da saldırılır. 
Güya demokratik hakların kullanıldığı ve ne yazık ki günümüz Türkiye’’sinde, azınlığın çoğunluğa diktatörlüğü anlamına gelen demokrasinin eseri bunlar. 
Uyuduk, uyutulduk. 
Kişiselleştik kendi kabuğumuza çekildik. 
Kişiselleştikçe yalnızlıklarımızı çoğalttık.  
Yalnızlıklarımız çoğaldıkça duyarlılığımızı yitirdik.  
Duyarlı yanlarımızı yitirince basitleştik.  
Basitleşince, her şeyden uzak durmaya başladık.
  
Uzak durdukça gözlerimizi kapatıp, kulaklarımızı tıkadık.  
Üç maymunu oynamaya devam ederken, tepkilerimizi azalttık.  
Derken, 
Tepkilerimiz azaldıkça da ne yazık ki düşmanlarımızı arsızlaştırıp, azgınlaştırdık. 
Yıllar yılları kovaladı. 
Şimdi, 
Sessiz suskunluğumuz içerisinde, artık bakışlarla herkes birbirine soruyor ama bu arada pimi çekilmiş patlamaya hazır bir bomba edasında neler oluyor? Diye.  
Nihayet, halk yavaş yavaş ülkenin ciddi bir tehdit altında olduğunu görmekte, ama düşmanın kim olduğunu ve nasıl bir döngünün içinde olduğumuzu tam olarak bilemediklerinden tedirgin bir bekleyiş içinde.

 
Yumruk meselesine gelince’…  
Elbette o yumruk haklı bir yumruk değil ama o yumruk niye indi? 
Ciddi anlamda onu sorgulamamız lazım öncelikle. 
Bence büyüklerimiz boşuna dememişler perşembenin gelişi çarşambadan bellidir diye.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
 Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 

Bu haber henüz yorumlanmamış...

FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Mutluluğun ‘resmi’ budur!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva