Engin ÖNEN
İki fanatizm arasında…
30 Temmuz 2022 Cumartesi

Yirmi yıllık Erdoğan ve AKP iktidarının çok büyük zararları oldu bu ülkeye. En büyük tahribatlardan biri kurumsal tahribat olmuştur. Adalet, Üniversiteler, Merkez Bankası ve TÜİK gibi özerk olması gereken, daha önce kısmi özerklik yaşayan kurumlar bu dönemde Tek Adam Rejimine endeksli hale gelerek kurumsal amaçlarının dışına çıkmışlardır.

 

Ordu ve emniyet teşkilatı zaten iyi durumda değildi ama hiç bu kadar işlevlerinden uzaklaşmamışlardı.

 

Bu iktidarın, bunca ekonomik ve siyasi krize rağmen bu kadar uzun süreli var olması önemli ölçüde kutuplaşma ve fanatizm sayesinde olmuştur. Başta Erdoğan olmak üzere, birçok parti ve lider bu kutuplaşma sürecinin otomatik desteğinden yararlanmıştır.

 

Böyle bir ortamda bloklar ve partiler arası seçmen geçişleri zor olduğu için en kolayı, mevcut desteği konsolide etmekti.

 

Erdoğan iktidarının ülkeye verdiği en büyük zararlardan biri de rakiplerini ve muhalif kitleleri kendine düşmanlaştırmak ve fanatikleştirmek olmuştur. Kendi kitlesini inanç ve kültürel kodlar aracılığıyla (tabii ki himaye desteği ile) fanatikleştiren bu iktidar, karşısındakileri şeytanlaştırarak fanatikleşmesine katkı yapmıştır.

 

Böylece iktidara destek olanlar ile muhalif olanlar birbirlerini düşmanlaştırırken akılsız ve sürü olarak nitelemeye başlamıştır. Yani partililik, particilik (ya da Erdoğancılık) bir süre sonra rasyonel tercih olmaktan çıkmış, duygusal ve inançsal bir bağlılığa dönüşmüştür.

 

Böyle olunca liderlerin veya partilerin yanlışları kendi kitleleri açısından görünmez hale gelmiştir. Kısmi eleştiriler ve uyarılar ise her iki kesimde de mahallenin namusuna hakaret olarak algılanmış ve aydın/eleştirel akıl ihtiyacı ortadan kalkmıştır.

 

Zaman zaman eş dost sosyal medyada benim eleştirilerime alınmakta ve bazıları da bunu dile getirmektedir. Şimdi sırası mı, bu düşmanın işine yarar vb. Kimse benim yazıp çizdiklerime göre parti tercih etmez veya parti tercihini değiştirmez. Bu rahatsızlık, fanatizmin duygusallığından kaynaklanan bir durum. Haksızsın demekten çok, söylemezsen iyi olur minvalinde.

 

Mesela ben Kemal Kılıçdaroğlu’nun ana muhalefet lideri olarak, Adalet Yürüyüşünü destekledim. TÜİK ve Merkez Bankası eylemlerini de. Çünkü kurumsal çöküşe tepki muhalefetin görevi. Haksızlığa karşı çıkmaktı bunlar.

 

Ama “bütün öğretmenleri ve din adamlarını atayacağım” sözü beni rahatsız etti, doğru bulmadım ve bunu ifade ettim. Dine ve dinciliğe yatırım yapan Erdoğan bu ülkeye telafisi zor zararlar vermiştir. Devletin dinciliği beslemesine karşı çıkmak, dine ve dindar insanlara karşı çıkmak değildir.

 

Nasıl ki, her Ziraat Fakültesi mezunu atanmıyorsa, her İlahiyat Fakültesi mezunu da atanmak zorunda değildir. Hatta hepimiz bu alanda aşırı bir kadro şişmesi olduğunu biliyoruz.

 

Türkiye’de kurumsal ve toplumsal olmaktan ziyade ideolojik ihtiyaç olarak dine ve dinsel kurumlara verilen destek doğru değildir. Bu sorunu popülizme feda etmek de doğru değildir. Diyanet İşleri başkanlığı şu anda bir kamu kurumu olmaktan ziyade, ideolojik bir aygıttır ve ayrımcı bir kurumdur.

 

Bu nedenle İmamoğlu’nun geçen gün HaberTürk’teki konuşmasında, “O Başkan benim Başkanım değildir” sözü doğrudur. Herkesin başkanı olmayan bir kurumun başkanını eleştirmek de doğrudur.

 

Fanatik, her zaman doğruyu duymak istemez. Lideri veya partisi popülizm uğruna yanlış yapsa, o bu durum için mazeret bularak rahatlar. Ama herkesin fanatik olduğu bir yerde aydın ve akıl tatile çıkar.

Yazdır   Önceki sayfa   Sayfa başına git  
YORUMLAR
Toplam 1 yorum var, 1 adet görüntüleniyor. Onay bekleyen yorum yok.

Küfür, hakaret içeren; dil, din, ırk ayrımı yapan; yasalara aykırı ifade ve beyanda bulunan ve tamamı büyük harflerle yazılan yorumlar yayınlanmayacaktır.
Neleri kabul ediyorum: IP adresimin kaydedileceğini, adli makamlarca istenmesi durumunda ip adresimin yetkililerle paylaşılacağını, yazılan yorumların sorumluluğunun tarafıma ait olduğunu, yazımın, yetkililerce, fikrim sorulmaksızın yayından kaldırılabileceğini bu siteye girdiğim andan itibaren kabul etmiş sayılırım.
 
TC misafir 31 Temmuz 2022 Pazar 09:20

Toplum vatandaş olduğunu unuttu, siyaset futbol maçına döndü, seçmen de taraftar maç ise hakemsiz.

Yorumu oyla      2      3  
FACEBOOK YORUM
Yorumlarınızı Facebook hesabınız üzerinden yapın hemen onaylansın...
Ümit YALDIZ
Ümit YALDIZ
Değişimin ayak sesleri!
Muhittin AKBEL
Muhittin AKBEL
Büyük Altaylılar haydi kongreye!
Mehmet KARABEL
Mehmet KARABEL
Mutluluğun ‘resmi’ budur!
Dr. Berna BRIDGE
Dr. Berna BRIDGE
19 Mayıs'tan Lozan'a...
Tayfun MARO
Tayfun MARO
İzmir’in sosyal demokratları
Dr. Hakan Tartan
Dr. Hakan Tartan
Tasarruf öyle olmaz; böyle olur!
Engin ÖNEN
Engin ÖNEN
Asıl sorun Arapça tabelalar mı?
Nedim ATİLLA
Nedim ATİLLA
Pâyidar… Son Balo…
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Prof. Dr. Mustafa KAYMAKÇI
Hayvancılıkta neden geriledik?
İhsan Özbelge ÖZDURAN
İhsan Özbelge ÖZDURAN
Toptan ve perakende anılar…
ÇOK OKUNANLAR
ÇOK YORUMLANANLAR
FACEBOOK'TA EGE'DE SON SÖZ
GAZETE EGE'DE SONSÖZ
KünyeKünye İletişimİletişim FacebookFacebook TwitterTwitter Google+Google+ RSSRSS Sitene EkleSitene Ekle Günün HaberleriGünün Haberleri
Maxiva