Yusuf TOMRUK/EGEDESONSÖZ - Karaosmanzade Hacı Mustafa Ağa Vakfı’nın 2005 yılında Mütevilli’si olan Mehmet Tüzün Aykut, Küçük Karaosmanoğlu Han’ın restorasyonunu yine vakfa ait olan İstanbul’daki Karaosmanoğlu Apartmanı’ndan gelen yüzde 20’lik kira geliri, İzmir Hürriyet Caddesi’ndeki hanın kirası ve bankadaki hesaplarını sermaye yaparak 2011 yılının Kasım ayında başlattı.
Mütevelli Aykut hemen hemen aynı zamanda vakfın kendinden önceki dönemde İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü’nün koruması altındaki taşınmazları hakkında araştırma yaptığını söyledi. Aykut, ‘Vakfımıza ait sayılan İzmir Manisa ve Türkiye de ki çeşitli şehirlerde bulunan yaklaşık 170 adet taşınmaz bulunuyor. Geçmiş yıllar içinde Vakfımızın elinden çıkmış olan gayrimenkullerin, mülk satış, hayrat satış, kira, kamulaştırma ve taviz bedeller ile Vakıflar Bankası’ndaki hissemize tekabül eden ve yıllarca Vakfımıza ödenmeyen tüm gelirlerin, bugünkü değerleri üzerinden hesaplanarak yasal faizi ile birlikte vakfımıza iadesi için Manisa 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nde dava açtık. Mahkemenin 11 Kasım.2010 ve 7 Mart 2012 tarihli kararı ile Vakıflar Bankası ve Başbakanlık Vakıflar Genel Müdürlüğü’nden vakfımıza ait menkul ve gayrimenkullerin tamamının dökümünü istedik” diye konuştu.
Davanın reddedilmesi üzerine Yargıtay’a kararın temyizi için başvurduklarını dile getiren Aykut, “Bunun üzerine Yargıtay 18. Hukuk Dairesi temyiz talebimizi haklı buldu ve vakfımıza ödenmesi gereken meblağın hesaplanması için dosyayı bilirkişiye havale etti. Bu süreçte vakfımıza müfettiş gönderildi. Hazırlanan müfettiş raporunda Karaosmanoğlu Apartmanı’nın yüzde 20’lik hissesinin bize ait olmadığı sonucuna varıldı. Ayrıca rapor bize ulaşmadan ve savunma yapmamıza bile fırsat tanınmadan, 3 yıldır kirasını aldığımız apartmandan bize ödenen miktar geri istendi” dedi.
VAKIFBANK KREDİ VERMEDİ
Ellerinde kalan İzmir Hürriyet Caddesi’ndeki hanın kirasıyla Küçük Karaosmanoğlu Han’ın restorasyonunu gerçekleştiremeyecekleri için, vakfın hissedarı olduğu Vakıfbank’tan kredi talebinde bulunduklarını belirten Aykut, “İstanbul’daki Karaosmanoğlu Apartmanı’nın kira gelirlerinden mahrum kalmamız ve Han inşaatının müteahhit ödemelerini yapamamamız üzerine, Vakıflar Bankası’ndan kredi talebinde bulunduk. Kredi talebimizi gerekçesiz olarak reddettiler. Biz vakıf olarak, Vakıfbank’ın kuruluşu sırasında vakfımıza ait olan taşınmazların Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından satılması suretiyle elde edilen gelirin sermayede kullanılmasıyla, bankanın kurucu hissedarlarındanız. Bize neden kredi verilmediğini anlamadık. Neden kredi vermediklerine dair bir dilekçe verdik ona da cevap alamadık” ifadesinde bulundu.
‘DAVALARINIZDAN VAZGEÇİN’
Dava ve müfettiş soruşturması sürecinde dönemin İzmir Vakıflar Bölge Müdürlüğü Mülhak Vakıflardan Sorumlu Şube Müdürü Emin Doğan ile bir toplantı yaptıklarını hatırlatan Aykut, ‘Vakıflar İzmir Bölge Müdürlüğü’nde, Mülhak Vakıflardan sorumlu olan müdür Emin Bey’in odasında, avukatımız, danışmanımız, eşim ve benim katılımımla 8 Mayıs 2012 günü yaptığımız toplantıda, ‘Açtığınız davalardan vazgeçin. Oğulların babalarına dava açtığı nerede görülmüştür? Han inşaatına devam etmeyin. İstanbul’dan gelecek kira gelirlerinize de güvenmeyin ya kesilirse ne yaparsınız? Çalıştığınız danışmanlık şirketi ile çalışmayın. Generaller bile hapishaneye alınıyor, sizin bu yaştan sonra böyle şeyler yaşamanıza üzülürüm, yeni evlisiniz eşinizle ikinci baharınızı yaşayın’ şeklinde bir konuşma geçti. Ben davalardan vazgeçmeyeceğimi belirtince başımıza bu durum geldi. Hissedarı olduğumuz bankadan kredi bile alamadık” şeklinde konuştu.
YAP İŞLET DEVRET İLE HANI BİTİRECEĞİZ
Aykut, kredi taleplerine olumsuz yanıt aldıktan sonra başka bir bankadan kredi aldıklarını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü: “Bizim şu anki tek hedefimiz, yüzde 65’ini tamamladığımız Küçük Karaosmanoğlu Han’ın yatırımcılar vasıtasıyla tamamlanması ve kullanıma açılmasıdır. Han’ı yap-işlet-devret modeliyle kiraya vermek ve kredi borcumuzu ödemek istiyoruz. Bu han tarihi değere sahip bir alandır. Kızlarağası Han’ın bir benzeri olan Küçük Osmanoğlu Han’ını İzmir’e hem kültürel hem de ticari bir değer olarak kazandırmak istiyoruz.”