Söz Soyer’de: İlçeyi karıştıran satış değil…

EGEDESONSÖZ - Seferihisar Belediyesi’nin son dönemde aldığı satış kararları tartışmalara neden oldu. Belediye Başkanı CHP’li Tunç Soyer’in son olarak öğretmenevi arazisi ve Sığacık’ta sağlık tesis alanını satışa çıkartmasına AK Parti cephesinden tepki gelmişti. Konuyla ilgili, “Belediyenin sattığı gayrimenkullerden ve çektiği kredilerden gelen paraları hesaplayamıyoruz”  sözleriyle kendisine yüklenen AK Parti İlçe Başkanı Hamit Nişancı’ya tepki gösteren Belediye Başkanı Soyer, meselenin altında seçim kaybetme hırsı olduğunu söyledi.
 
Soyer, “Seferihisar’ı karıştıran satış değil, AKP İlçe Başkanıdır. İki dönem belediye başkanlığı yaptığı Seferihisar’da üst üste iki dönem seçim kaybettiği için olsa gerek, hırçınlaşan ve öfkesine hakim olamayıp Seferihisar’ı karıştırmaya çalışan Sayın Hamit Nişancı’dır” diye konuştu.


 
HALK BİLİYOR
Satış kararları alınan yerlerle ilgili süreci anlatan Başkan Soyer, “Kimin bağışıyla öğretmenevi arazisinin ortaya çıktığını, kimin o araziyi bedelsiz olarak Milli Eğitim Vakfı’na devrettiğini, Vakıf tarafından yapılan Öğretmenevinin yıllarca nasıl işletildiğini, kimin 650.000 TL bedelle satın aldığını, Kimin 1.000.000 TL bedelle tekrar satışa çıkardığını, kendisi de Seferihisar halkı da çok iyi bilmektedir. Seferihisar’da engelli, yaşlı bakımı ile ilgili büyük bir ihtiyaç olduğunu, Huzurevi benzeri sağlık tesisi yapmak isteyen yatırımcılar bulunduğunu, Belediyenin bu tür imalatlara uygun imarlı arazisi olduğunu, ancak kendi olanaklarıyla, böyle bir tesisi inşa edip işletmesinin yasal olarak ve fiilen  mümkün olmadığını,  bu nedenle  yatırımın yapılabilmesi için satıştan başka çare olmadığını, kendisi de Seferihisar halkı da çok iyi bilmektedir” dedi.
 
PİŞKİNLİK YA DA ÇİĞLİK
Soyer sözlerini şöyle sürdürdü: “Peki o zaman neden bu satışlardan şikayet ediyor? Gerek yasal düzenlemelerle, gerekse mali kısıtlamalarla çalışamaz hale gelmiş belediyelerin elindeki imkanların çok sınırlı olduğunu o da biliyor. Muhtemelen bu nedenle kendi döneminde bizden fazla araziyi satıyor(Hepsi belgeli, toplam 61 parsel arazi, hesapladık çok net!) Buna rağmen Türkiye’nin en borçlu belediyelerinden birini bize devrediyor, üstelik, satılanlarla ne yapıldığına dair bir yığın bilinmezle birlikte. Ancak, şimdi belediyenin bir yer satması konusunda halkın çok hassas olduğu düşünüyor ve kamuoyu nezdinde güç kazanmak için bu sataşmanın uygun bir manevra olduğuna inanıyor. İşte tam da böyle olduğu için öfke aklın da hafızanın da önüne geçebiliyor.
 
Açıklamasının son cümlesinde benim için 3-4 milyon lirayı vermedi diyor ve  Belediye Başkanı hakkında müfettişler araştırma yaptılar diyor. Kendisinin sanık olduğu bir soruşturma da  “tanık” “mağdur” ya da “şikayetçi” gibi ifadeler kullanması ise gerçekten anlaşılır gibi değil.
 
Türkçe’de bazı davranış biçimleri için pişkinlik ya da çiğlik sözcükleri kullanılır. Aslında ikisi de aynı şeyi anlatan bu sözcükler bazen siyasette geçerli akçe gibi kabullenilse de, ben siyasetin performans üzerinden yapılması gerektiğine inanıyorum. Yapılan ya da yapılmayanların eksikliklerinin kusurlarının konuşulduğu bir zeminde herkesle tartışmaya, bulunduğu mevki itibariyle de kendisiyle, Seferihisar’ın menfaatleri doğrultusunda medeni bir hizmet yarışı içine girmeye her daim hazırım.  Elbette herkes siyaseti istediği seviyede yapmak konusunda özgürdür, ancak ben de bir horoz döğüşünün tarafı olmamak konusunda özgürüm ve o seviyede siyaset için bende söz bitmiştir. Seferihisar’da hoş bir seda ve onurla anılan hizmetler bırakmak için enerjimi, zamanımı, gücümü harcamaya devam edeceğim. Seferihisarlıların da benden bunu beklediğine inanıyorum”