Gazeteci Halit Tunç’un hazırlayıp sunduğu Kanal 35’te yayınlanan Z Raporu programı bu hafta Ege Radyo Televizyon ve İnternet Yayıncıları Derneği yöneticilerini ağırladı.
EGE RATİNDER Yönetim Kurulu Başkanı Abdülhekim Bingöl ile Egedesonsöz Yönetim Kurulu Başkanı Fahrettik Dokak yerel medya ana başlığı altında sektörlerin sorunlarını masaya yatırdı.
Aynı zamanda İzmir Ticaret Odası Medyadan Sorumlu Meclis Üyesi olan Bingöl yerel medyanın her geçen daha da gerilemesi durumunu ‘bir radyocu’ olarak radyoculuk perspektifinden anlattı.
“Radyo, Televizyon ve gazeteler ilan sürecinde oldukça geri kalırken internet medyası da Meclis kapısında yasayı bekliyor” diyen Bingöl, “Mevcut koşullarda ‘akar’ sıkıntısı yaşandığı için yetişmiş, kaliteli eleman ihtiyacı karşılanamıyor. Üstelik bir de telif hakkı meselesi var. Birkaç yıl öncesine kadar tek kurum talep ederken şimdi 8 kurum telif talep ediyor. Bu da radyoları çok zor duruma sokuyor. Yerel radyolar, ulusal radyolarla aynı koşullarda telif ödüyor. Oldukça adaletsiz bir durum…” şeklinde konuştu.
‘BIRAKIN YARDIM ALMAYI…’
Bingöl ayrıca “Radyo ve televizyonlar yerel medya yerel yönetimlerden de reklam alma konusunda geri kalıyor. Duyurularını yerel medyadan yapması gereken kurumlar çok az reklam veriyor. Bir radyonun haber tema ağırlıklı olabilmesi için 3-4 haber ajansına üye olması gerekiyor. Haber ajanslarına üye olmanın da ciddi meblağları var. Bu durum da işi zora sokuyor.Tüm bu sorunların aşılmasını bırakın radyolar, 24 saat vericisi açık kurumlar TRT vergisi ödüyor. Bırakın yardım almayı para da ödüyoruz” dedi.
KOTA SİSTEMİ
Sektör ve dernek tarafından talep edilen kota uygulaması hakkında da bilgi veren Bingöl, “Avrupa’da da uygulanan bir sistem bu… Örneğin Türkiye’de yabancı sermayeli bir market Türk firmalarının ürününden de belli ölçüde satmak zorunda… Benzer olarak reklam veren firmalar için bir yerel medyaya da reklam verme kotası olması lazım… Bu sistem geniş ölçekte televizyon ve gazeteler için de uygulanmalıdır” ifadelerini kullandı.
İNTERNET MEDYASININ ‘Z RAPORU’
Fahrettin Dokak ise Yönetim Kurulu Başkanı olduğu Egedesonsöz’ün kısa öyküsünü anlatırken, internet gazetelerinin Meclis kapısında beklediği yasa hakkındaki süreç, yasayla nelerin değişeceği ve yasanın olası sıkıntıları hakkında çok önemli bilgiler verdi.
Dokak, “Biz yaklaşık 5.5 yıl önce bazı şeyleri görerek yola çıktık. O dönem bu nedenle eleştirilere bile maruz kaldık ama kentte bir ilki gerçekleştirdik. 4 kişilik bir ekip, 15 tıklanmayla yola çıktı bugün 15 kişilik kadroyla 50-60 bin görüntüleme sağlıyoruz. Bizim için bir diğer önemli nokta tüm ekibin gazeteci olması…” diye konuştu. Süreçte ulusal gündeme taşınarak büyük ses getiren Egedesonsöz haberlerini de sayan Dokak, “Üç önemli CHP’nin yeniden şekillenmesine neden olan süreçte Ümit Yaldız’ın yaptığı Önder Sav röportajı çok ses getirdi. Daha sonra Fatih Yapar arkadaşımızın Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın başbakan olduğu dönemde geçirdiği ameliyat sonrası kafalardaki soru işaretlere nokta koyan haber… Ve son olarak da CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun kardeşi Celal Kılıçdaroğlu’nun bekçilik hikayesi…” dedi.
DEVLET BİZİ TANIMIYOR!
Aynı zamanda EGE RATİNDER Başkan Yardımcısı olan Dokak sektör için hayati yasa sürecini “Bizi şu anda devlet tanımıyor! Vergimizi ödüyoruz, tüm yükümlülüklerimizi yerine getiriyoruz ama Basın Kanunu’na tabi bile değiliz. Yargılanırken bile ceza yasasından yargılanıyoruz. 5 yıldan beri beklediğimiz bir yasa tasarısı var. Geçtiğimiz aylarda yasallaşmak üzere üst komisyona gönderildi. Gerek EGE RATİNDER olarak gerek başka STK’lar eşliğinde bu yasanın çıkması için girişimlerimiz sürüyor. Son olarak Başbakan Yardımcısı Sayın Yalçın Akdoğan’a durumumuzu ilettik” ifadelerini kullandı.
Dokak yasanın hayata geçmesi durumunda nelerin değişeceğini ise şu sözlerle özetledi: Hangi platform olduğu önemli değil biz gazeteciliği gazetecilik gibi yapılmasını istiyoruz. Örneğin her gün kent gündemini belirleyen, ülke gündeminde ses getiren bir nevi ajans görevi gören bir kurum olarak hiçbirimiz resmi olarak gazeteci olamıyoruz. Sarı basın kartı alamıyoruz.
Tasarı da bunu yok edecek bir madde var. Aynen şöyle; ‘Bundan sonraki süreçte internet gazeteleri de gazete sayılacaktır’ diye…
MERDİVENALTI SİTELER ELENECEK!
Bu yasalaşma sürecinin katacağı en büyük değer internet gazetelerine zorunlu kurumsallık kazandıracak ve merdiven altı siteleri silecek olması… Biz 15 kişilik ekiple, 3 ajansa üye olarak can hıraç çalışıyoruz. Aynı anda bize rakip olduğunu ileri süren 2-3 kişiyle kes-kopyala-yapıştır sistemiyle çalışan çok sayıda haber sitesi var. Bu haksızlığın ortadan kalkması lazım…
Geride kalan yıl teknik servisle bir araştırma yaptık, 100’ün üzerinde haberimiz noktası-virgülüne kadar kullanılmış. En azından kaynak gösterilebilir, o da yok!
Burada bir açıklama da yapmak istiyorum. Çok sayıda seminerde ‘merdivenaltı’ tabirini kullanırken meslektaşlarımıza haksızlık yaptığını düşünenler oldu. Oysa benim söylediğim şudur ki bu iş bir yasaya tabi olmalı ve herkes eşit olarak buna tabi tutulmalıdır. Herkes çıkacak yasanın gereklerini yerine getirmelidir.
Dokak bu temel faydanın yanı sıra yasanın hayata geçmesiyle Basın İlan Kurumu’ndan destek alacağını, bu yolla gelirlerin artacağını ve kurum ile kurumda çalışan kalitesinin de aynı oranda artırılabileceğini söyledi.
GAZETELER DEĞİL AMA İNTERNET GAZETELERİ TABİ OLACAK!
Dokak yasa sürecindeki en büyük sıkıntının ise Meclis Komisyonu’nun cezai yaptırımlar için topu Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’na atması olduğunu söyledi. Dokak, “Bu durumda TİB gerektiğinde haber kaynağını isteyebiliyor. Bu özgürlük Basın Kanunu’nda bile korunmuştur. Bu zorlama inanılır gibi değil zira gazeteler için geçerli olmayan bir maddenin aynı kanuna tabi olacak internet siteleri için geçerli olması akıl karı değil!” dedi.
YEREL MEDYANA SAHİP ÇIK!
Z Raporu programını takip edenler EGE RATİNDER’in yeni ve anlamlı projesiyle de tanışmış oldu. Başkan Güngör özel olarak hazırlatılan ‘Yerel medyana sahip çık’ afişlerini kentin dört bir yanına asacaklarını söyledi. Güngör projenin amacını “Bakkaldan para üstü diye almadığımız 25 kuruşlarla bile bir yerel gazete alsak hem biz bilgileniriz hem de o gazeteler yaşar” örneğiyle açıkladı.