Sinan DOĞAN / EGEDESONSÖZ - Rıza Seyyar, Türkiye’nin önde gelen gıda firmalarından Yonca Gıda’nın Yönetim Kurulu Başkan Vekili. Salça Dondurulmuş ve Konserve Gıda Sanayicileri Derneği Yönetim Kurulu Başkanı. İki dönemdir Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği’nde Yönetim Kurulu Başkan Vekilliği görevini yürütüyor.
Rıza Seyyar, geçtiğimiz nisan ayında Ege Yaş Meyve ve Sebze İhracatçıları Birliği Başkanlığını Mustafa Türkmenoğlu’ndan devraldı. Geçtiğimiz günlerde de Türkiye İhracatçılar Meclisi’nin (TİM) Sektörler Konseyi’nde yaş meyve sebze ve mamulleri grubunu temsil etme görevini üstlendi.
Rıza Seyyar ile Türkiye’nin özellikle meyve sektöründe geleceğini konuştuk. Bir yandan şiddetli yağışlar ve don, diğer yandan kuraklık tehdidi nedeniyle keyifli bir sezon yaşamayan meyve ve sebze sektöründe sıkıntılara dikkat çeken Seyyar, Ortadoğu’da yaşanan ve giderek yayılan savaşın da hem insanlık hem de Türkiye’nin ihracatı açısından endişe verici olduğunu dile getiriyor.
İHRACATA DARBE
Bu sezon iklim koşulları meyvecilik için pek iyi gitmedi. İhracatçılar açısından ciddi endişeleriniz vardı. Haziran ortasında tablo nasıl?
Meyve çok korkutuyordu. Korktuğumuz gibi oldu. Kayısı ve fındığı don vurdu. Kirazda rekolte düşüşü yok ama kalite olarak çok sıkıntı var. Yağmur nedeniyle çatlama ve kurt sorunu başladı. Ürünün yüzde 80'i satılabilir gibi değil. Kiraz daha çok meyve suyu fabrikalarına gidecek. Bu durum kiraz ihracatını da olumsuz etkileyecek. Bağ alanlarında ilaçlama devam ediyor. Aşırı yağışlar külleme ve benzeri hastalıkları da taşıyor.
Sebzecilik açısından da sıkıntı var mı?
Sebze yetiştiriciliğinde de ciddi sıkıntılar doğacak gibi. Domateste yukarı bölge dediğimiz Bursa bölgesinde yağışlardan dolayı azalışta yüzde 202-25 azalış var. Yağışlar nedeniyle domates dikilemedi, dikilse bile geç dikilen fidanlardan arzulanan verim alınamıyor. Rekolte düşüklüğü ile karşı karşıyayız. Sebze ve meyvede son yılların en kötü sezonundan birini geçireceğiz gibi görünüyor.
Türk yaş meyve ve sebze sektörünün ihracat pazarları açısından tablo nedir?
Suriye'den dolayı çok ciddi bir sıkıntı var. İhracat rakamları belli, kaybettiğimiz pazarlar ortada. Suriye'ye satış yapamamanın yanı sıra bu ülkeyi kullanarak Ortadoğu’ya gönderdiğimiz mallardan dolayı da kayıp var. İhracat devam etse bile maliyet artıyor. Frigo konteynerler kullanıyoruz. Veya normal ürünlerde Basra’ya 45 güne varan teslimatlar söz konusu… Bu da maliyet ve zaman azısından ihracatı zorluyor.
ORTADOĞU’DA KAOS BİTSİN
Çözümünüz nedir?
Temel çözüm Ortadoğu’nun durulması. Mevcut kaosun ortadan kalkması. Ulusların sınırları içine çekilip yeniden kendilerini inşa edip medeni şekilde yaşamaları. Ama oradaki kardeş kavgası devam edecek gibi görünüyor. Suriye durulsa Irak'ta sorun başlıyor. Ortadoğu'yu birçok sorun bekliyor.
Türkiye’nin geleneksel ihracat pazarı Avrupa’da durum ne?
Avrupa Birliği ile ilgili bir sıkıntımız yok. Sektörümüzün en iyi bildiği pazarlardan biri Avrupa. Dağıtım kanalı, pazarlama, malın teslim zamanı, kalitesi konularında ihracatçı son derece tecrübeli. Orada bir sorunumuz yok. Tır ve konteyner hareketinde de bir sorun görünmüyor.
Bu sezon üzüm üretiminde ciddi artış bekleniyor. Kuru üzümde fiyat düşerken, ürün miktarı artıyor. Yaş üzüm ihracatını artırmak çözüm olabilir mi?
Kuru üzümde ürün az olduğu yıllarda fiyat çok hızlı artıyor. Bu da asıl pazarları kaybetme tehlikesi doğuruyor. Mevcut pazarları İran, Amerika gibi rakiplere kaptırıyorsunuz. Üzümde bu sene bir önceki yıldan daha fazla rekolte olacak. İklim normal giderse ve sergideyken yağmur almazsa üretim fazla gerçekleşecek. Fiyat eski seviyelere dönecektir. Ama alıcılar tarafından çok aşağı fiyat düşünülürse veya Türk satıcılar baskı altına alınırsa kuru üzümün fiyatı 2.5-3 lira bandına sıkışıp kalır. Bu noktada her üzümü taze olarak gönderemeyeceğimizi söylemeliyiz. Bağların başından itibaren tazeye hazırlanması gerekiyor. Alaşehir ve Sarıgöl gibi ancak bu konuda uzmanlaşmış bölgelerden taze üzüm ihracatı yapılıyor. Sanırım bu yıl yaş üzüm ihracatı da artacaktır.
YONCA 260 BASAMAK ATLADI
Siz Yonca Gıda’nın Yönetim Kurulu Başkan Vekilisiniz. Yonca Gıda olarak hedefleriniz nedir?
Yonca Gıda’nın amiral gemisi yağ. Bütün yağlı tohumları işliyoruz. Ayçiçeği, kanola, mısır, palm, soya, fındık ve benzeri bütün tohumları işliyoruz. Bunun yanında iki lokasyonda iki tesisimiz var. Konserve, pastörize ürünler, ketçap, mayonez, salça, pizza sosları gibi çok geniş bir ürün yelpazesine sahibiz. Markamız güçlü. Uluslararası büyük markalara uzun yıllardır hizmet veriyoruz. Tesislerimiz her yıl düzenli olarak denetleniyor. ISO ve BRC Belgelerimiz var. Tesislerimiz BRC'de tam gıda güvenliğine sahip. Yonca, 2013’te ihracatını en fazla artıran ilk 10 şirket arasında 7. sırada yer aldı. İhracatımızı yüzde 103 artırmayı başardık. İlk 500 büyük ihracatçı sıralamasında 260 basamak birden yükseldik. Şu an Türkiye’nin 203. büyük ihracatçısıyız. Bu çok iyi bir performans... İnşallah bunu devam ettiririz. Öyle de görünüyor. Belki aynı oranda olmaz ama ihracat performansımız artmaya devam edecek.
Yeni yatırımınız olacak mı?
Sanayicilik insanı rahat bırakmıyor. Sürekli yeni yatırımlar planlıyorsunuz. Bizim de ana işimiz gıda olduğu için gıda ambalajını düşünerek çok katlı fleksibıl ambalajlar üretecek bir tesis planladık. Bina ve makine montajı bitmek üzere… Temmuz sonu gibi deneme üretimlerine başlayacağız. Oksijen geçirgenliği olmayan ambalaj bunlar. Turşu ve salça gibi akla gelen birçok üründe kullanabilir. Türkiye bugüne kadar bu ambalajı ithal ediyordu. Bu yatırım ithalatı ikame edecek. Küçük de olsa cari açığın kapanmasına katkıda bulunacağız.