İzmir’deki FETÖ iddianamesinde ‘Haşhaşi’ vurgusu!

İzmir’de, Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik yürütülen soruşturma kapsamında tutuklanan polis memuru Emin Tahtalı hakkında 'silahlı terör örgütü üyesi olmak' suçlamasıyla 10 yıl hapis cezası istemiyle dava açıldı. İddianamede, Hasan Sabbah tarafından kurulan 'Haşhaşi' tarikatıyla FETÖ/PDY'nin benzerliği vurgulandı.

Meslekten ihraç edilen ve tutuklanan polis memuru Emin Tahtalı hakkında, soruşturmayı yürüten Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcısı tarafından iddianame hazırlandı ve ilginç detaylara yer verildi. Hasan Sabbah tarafından 1090 yılında kurulan 'Haşhaşi' tarikatının, dönemin Sünni, siyasi ve dini çevrelerini düşman olarak görüp, özellikle Abbasi halifeliği ve onun koruyucusu olan Büyük Selçuklu Devleti'nin esas düşmanı olduğu anlatılan iddianamede, bu tarikatın en önemli özelliğinin, ileride suikast düzenlemeyi düşündüğü siyaset adamları ve Sünni alimlerin yanına, yıllarca kendini gizleyen adamlar yerleştirip günü geldiği suikasti gerçekleştirmek olduğu belirtildi.

İddianamenin devamında ise FETÖ/PDY ile ilgili olarak, "1970'li yıllardan 2013 yılına kadar büyük bir gizlilik içerisinde hareket eden örgüt üyelerinin, devletin bütün kademelerinin çoğuna yerleştikten sonra yeterince olgunlaştıkları düşüncesiyle, gerek 17-25 Aralık 2013 olayları, gerek akabinde gelişen MİT TIR'larının durdurulması olayı gibi kamuoyunun gündemine oturmuş operasyonlarla, legal kurumlardan hesap sorar hale gelerek, tıpkı 'Haşhaşiler' gibi, Türkiye Cumhuriyeti devletinin gelişmesini, demokratik işleyişini engelleyecek faaliyetlere giriştikleri anlaşılmaktadır. 15 Temmuz 2016'da Türk Silahlı Kuvvetleri'ne yerleştirdikleri elemanları vasıtasıyla, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı'nı öldürmeye teşebbüs ettikleri, ülke yönetimini ele geçirmek için savaş uçakları, helikopterler ve tanklarla darbe yapmaya kalkıştıkları, darbeye engel olmak isteyen, bu nedenle sokağa dökülen yaklaşık 240 sivil masum vatandaşımızı, düşman ülkelerinin yapmaya dahi cesaret edemediği şekilde hunharca şehit ettikleri ortadadır. Dolayısıyla örgütün silahsız olduğunu savunmak bir yana, dünyada eşi benzeri olmayan cübbeli, önlüklü, üniformalı, tanklı, toplu ve savaş uçakları olan bir örgütten bahsedilmesi gerekiyor. FETÖ'nün, devlet yapılanmasında paralel bir yapılanmaya gittiği, her kurum içerisine sızan örgütün, bu kurumlardan sorumlu gizli bir yapılanma oluşturduğu ortadadır" denildi.

İddianamede ayrıca, son derece gizli örgütlenen FETÖ mensuplarının her birine kod adı verildiği, bazılarına üyeliklerini gösteren 1 ABD dolarlarının dağıtıldığı belirtilen iddianamede, örgütün bu haliyle uluslararası camiada bilinen 'İlluminati', 'Opus Dei' ya da İtalya'daki 'P2 Mason Locası' gibi bir yapılanmaya sahip olduğu ve üyelerinin tespitinin oldukça güç olduğu vurgulandı.

Sözde liderliğini Fetullah Gülen'in yaptığı FETÖ'nün yapısının, tarihte kurulan ve kuruldukları coğrafyada gizli bir şekilde örgütlenen örgütler ile tarikatların yapısının irdelenmeden anlaşılamayacağı belirtilen iddianamede, Pakistan'da Mirza Gulam Ahmed tarafından kurulan 'Kadıyani' tarikatı, Irak'ta Saddam Hüseyin'in damadının başında olduğu 'Kesnizani' tarikatına da atıfta bulunuldu. 'Kesnizani' tarikatının başka bir ülkenin istihbarat örgütüyle bağlantılı olduğu, üyelerinin Irak ordusuna yayıldıkları ve 2003 yılında Irak'ın istilasında ordunun hiç savaşmadığı da belirtilirken, "15 Temmuz 2016 tarihinde, asker üniformalı teröristlerin kanlı darbe girişimi gözetildiğinde, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün amacı daha iyi anlaşılacaktır" ifadesine yer verildi.