İzmir'de veteriner hekimlerin başkanı Özdemir: Hayvan polisleri geliyor!

EGEDESONSÖZ- İzmir Veteriner Hekimler Odası Başkanı Gökhan Özdemir, SonsözTV’de yayınlanan Günaydın Ege programına katılarak Aslı Eren’in sorularını yanıtladı.

Başkan Özdemir, hayvanlara yönelik uygulanan şiddet olayları ve TBMM Hayvan Hakları Komisyon Raporu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.

YASADA MUĞLAK MADDE KALMAMALI
TBMM Hayvan Hakları Araştırma Komisyonu tarafından hazırlanan rapor hakkında konuşan Başkan Özdemir, “Hayvan haklarının korunması ile ilgili bir yasa hazırlanıyor. Güzel bir çalışma oldu ancak herkesi memnun etmiyor. Bazı maddeler taslakta yer alıyor ancak hayvan haklarını diğer yönetmeliklerin de düzenlenmesiyle biraz iyileştirebiliriz. Kanunlarda bazı maddeler muğlak olduğunda böyle durumda kalınıyor. Kanunda maddelerin net olması gerekiyor. Şimdi hazırlanan taslağa baktığınızda hayvanlar bir mal olmaktan çıkarılıp can olarak görülüyor. Yasanın ne kadar etkili olduğunu zamanla göreceğiz. Umarız bu yasa tasarısı ile sıkıntılar giderilir” dedi.

BELEDİYELER VETERİNER İSTİHDAM ETMELİ
Belediyelerin veteriner istihdam etmesi gerektiğinin altını çizen Özdemir, “Ülke olarak gerilerdeyiz. Türkiye’de 32 veteriner fakültesi var, bu sayı çok fazla. Biz yıllardır bu fakültelerin azaltılması için mücadele veriyoruz. Her yıl 1500 meslektaşımız sahaya geliyor. Bu kadar istihdam şansımız yok. Belediyelerin veteriner hekim istihdamı olması gerekirken bunu yapmıyorlar. İzmir bu konuda çok iyi konumda ancak diğer kentler bunu yapmıyor. Bu kanunla her belediyede rehabilitasyon merkezi zorunluluğu da getiriliyor” diye konuştu.

SAHİPLİ HAYVANLAR KAYIT ALTINA ALINMADAN SOKAKTAKİ POPÜLASYON KONTROL EDİLEMEZ
Sahiplenen hayvanların kayıt altına alınmasının önemine değinen Özdemir, “Hayvan nüfusu kontrolü diye bir şey var, biz bunu neden uygulayamıyoruz. Sahipli hayvanları kayıt altına almazsak sokaktaki popülasyonu kontrol edemeyiz. 2004 yılında kanun çıktığında çok önemli bir konu vardı, mikroçip getirilmesi gerekiyordu. Bunun zorunlu olması gerekiyor. Bu canın kayıt altına alınması gerekiyor ve sokağa atıldığında mikroçip sayesinde sahibinin bulunması gerekiyor. İnsanlar AVM’den kıyafet alır gibi kedi köpek alıyor.  Yeni yasa ile mikroçip zorunluluğu da getiriliyor. Bir klinik veya belediyeye gittiğinizde mikroçip hayvana takılacak. O mikroçip pirinç tanesi kadar bir parça ve deri altına yerleştiriliyor. Çipin içerisine sahibinin ve hayvanların tüm bilgileri işlenecek. Hayvan ileriki günlerde sokağa atıldığında veya bir olaya karıştığında o çip okutularak sahibinin bilgileri ve hayvanın aşıları kontrol edilebilecek” açıklamasını yaptı.

HAYVAN SAHİBİ OLMAK İSTEYENLER SORUMLULUĞU GÖZE ALMALI
Hayvan sahibi olmak isteyenlerin 20 yıl kadar birlikte olmanın getireceği sorumluluğu bilmesi gerektiğini vurgulayan Özdemir, “Hayvan almadan önce bir eğitim programına katılmak gerekiyor. O hayvanı aldığınızda 20 yıl birlikte olacağınızı düşünmeniz gerekiyor, bu sorumluluğu kabul etmek gerekiyor. Hastalandığında yaşlandığında tedavi edilmesi gerekiyor. Yaşlandıklarında merdiven çıkamıyorlar, eklem problemleri olabiliyor bunları düşünmek gerekiyor. Herkes cin hayvan alacak diye bir şey yok belki de sokaktaki hayvanlara sevgimizi göstermeliyiz. Hayvanları bir süre baktıktan sonra barınağa bırakıyorlar ve o hayvanlar orada ağlıyor. Çip takıldıktan sonra hayvanı sokağa ter ederseniz yeni yasaya göre 10 bin lira kadar bir para cezası söz konusu” ifadelerini kullandı.

HAYVAN POLİSLERİ GELİYOR
Komisyon raporunda yer alan yeniliklere değinen Özdemir, “Bu yasa ile bir de hayvan polisi gündeme geliyor. Sokakta hayvanların kontrolleri yapılacak ve aşıları ile durumları kontrol edilecek. Yine kuşların göç yolları üzerindeki elektrik kablolarının yer altına alınması yer alıyor yasa tasarısında. Öte yandan hayvanların yer aldığı sirklerin yasaklanması da bu yasa tasarısı ile gündeme geliyor. Bu yasanın 2020 yılının başında hayata geçmesi öngörülüyor, bunun da takipçisi olacağız. Hayvanların dövüştürülmesi ve güreştirilmesi ile ilgili olarak yasa tasarısında bir muğlaklık var, çünkü mesela geleneksek adı altında deve güreşleri yapılıyor. Bu konuda tasarının ardından nasıl bir yasa olacağı önemli” dedi.