Yusuf TOMRUK/EGEDESONSÖZ - Gaziemir Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen konferans katılım beklenenden oldukça düşük kalırken, Panel yaklaşık yarım saat geç başladı. Konferans modaratörlüğünü CHP İzmir İl Genel Meclisi Üyesi ve aynı zamanda Ziraat Yüksek Mühendisi Yusuf Vangöl’ün yaparken, konuşmacı olarak Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarım Ekonomisi Bölümünden Prof. Dr. Tayfun Özkaya ve CHP İzmir İl Başkanlığı Bilim Yönetim ve Kültür Platformu Tarım Grubu Başkanı Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı katıldı. Panelin açılış konuşmasını yapan Vangül son olarak Mersin’de patlak veren GDO’lu pirinç skandalı sonrası vatandaşın artık aldığım ürün acaba GDO’lu mu dediğini ve bu durumun Tarım ve Havyacılık Bakanlığının görevinin yapmadığının bir göstergesi olduğunu söyledi.
Mersin’deki olayın bir benzerini zamanın AK Partili Maliye Bakanı Kemal Unakıtan’ın oğlu tarafından mısır ithalatı şeklinde gerçekleştiğini belirterek “Kemal’in oğlu bu durumun bir benzerini mısır ithal ederek gerçekleşti. Bu mısırların bir kısmı şekere dönüştürülerek içecek sektöründe kullanılırken, bir kısmı da yem olarak piyasaya sürüldü. Yani hepimizi GDO’lu ürünlerden yemiş bulunduk” dedi.
YERLİ TOHUMA YÖNELİNMELİ
Vangöl’den sonra söz alan Prof. Dr. Tayfun Özkaya ise GDO’lu ürünlerin iddia edilenin aksine daha yüksek verime sahip olmadığı söyleyerek, “Ülkemize GDO’lu ürün üretmek yasak. Ancak bir sorun var GDO’lu ürün ithal etmek yasak değil. GDO’nun iyi bir şey olduğu yönünde halkımızı ikna etmeye çalışıyorlar. GDO’lu ürünler ciddi ölçüde kanserojen koruyucu maddeler içerir. GDO’lu ürünlere piyasanın yönelmesinin sebebi yerli tohuma izin verilmemesidir. Mevcut olan tohum yasası derhal değişmelidir. Köylü kendi tohumunu kullanamamaktadır. Yeni düzenlemeyle aktarlarında tohum satması yasaklandı. Artık sadece pazarlarda tohum bulabiliyoruz. Kendi geleceğimiz için yerel pazarlara yönelmeli ve mümkün olduğunca yerli meyve ve sebze tüketmeliyiz” dedi.
800 GDO’LU ÜRÜN VAR!
Konferansta son olarak söz alan Prof. Dr. Mustafa Kaymakçı sözlerine Türkiye piyasalarında şu an 800 GDO’lu ürün var diyerek başladı. Kaymakçı, “AKP iktidarıyla birlikte ithalata cennetine döndük. Türkiye’de tarım batmıştır. Sürekli olarak açık veriyoruz. Tarımda kendine yeten ülkeler arasında gösterilirken, şu an saman ithal ediyoruz. Aynı zamanda hayvancılıkta lider ülkeler arasındayken, geçen sene 3 milyon TL’lik et ithalatı yaptık. Hatta Tarım ve Hayvancılık Bakanı Methi Eker, Fransa’dan şövalyelik unvanı aldı. Nasıl mı aldı? Çünkü Fransa’dan 250 milyon’un üzerinde canlı hayvan ithal ettik. Ayrıca hükümet tarımı kesinlikle desteklememektedir. Tarım kanunu çerçevesinde Türkiye Gayri Safi Milli Hasılası’nın(GSHM) yüzde 1’nden az olmayacak şekilde destekleme yapılması gerekmektedir. AKP bu yıl 7.5 milyar TL tarımı desteklerken, aslında 12.1 milyar TL’lik destekleme yapması gerekiyordu. Bu rakamları da ben vermiyorum TÜİK’in rakmalarıdır. Bunu utanmadan açıklayan ise şu sıralarda Akil İnsan olarak ortalıklarda dolaşan, Türkiye Ziraat Odası Başkanı Şemsi Bayraktardır. Yani AKP tarımı desteklemiyor köstekliyor. Ayrıca sadece çiftçinin kullandığı mazottan 9 milyar TL’lik vergi geliri elde etti. Türkiye’nin tarım ve hayvancılığı AKP’nin 10 yıllık iktidarında çökertilmiştir. Bütünşehir yasasıyla direnmeye çalışan küçük ve orta ölçekli çiftçiler yok edilecektir. Türkiye’de yaklaşık 4 milyon tarım işletmesi bulunmaktadır. Bunun büyük çoğunluğu küçük ve orta ölçekli işletmelerdir. Şunu unutmamalıyız kentler köylere bağımlı olarak yaşarlar” diye konuştu.