Gördes suyu İzmir'e pahalıya patlayacak!

İZMİR - DSİ tarafından İzmir'in içme suyu ihtiyacını karşılamak amacıyla inşa edilen Gördes Barajı, İzmir'in yüzünü güldürürken yörede tarım ve hayvancılıkla uğraşan 30 bin çiftçiyi mağdur etti. Yeniasır’dan Ertan Gürcaner’in haberine göre İZSU, kente yıllık 60 milyon metreküp içme suyu sağlayacak barajdaki suyun kirlenmesini önlemek amacıyla Su Havzaları Koruma Yönetmeliği hazırladı. Gördes Barajı çevresindeki 1050 kilometrekare alanı da içme suyu koruma alanı ilan etti. Durum böyle olunca tarım alanlarında suni gübre ve zirai ilaçların kullanımı yasaklandı. Ayrıca köylülerin imar uygulamalarına da kısıt geldi. Tarım ve hayvancılıkla uğraşan binlerce çiftçi, koruma yönetmeliğinin getirdiği kısıtlamalar nedeniyle mağdur oldu.

GÖZLER YARGITAY'DA
Yörede tarlası bulunan İbrahim Solak isimli vatandaş İZSU'nun bölgede yürürlüğe koyduğu yönetmelik nedeniyle zarara uğratıldığını ve mülkiyet haklarının kısıtlandığını iddia ederek İzmir 2. Asliye Hukuk Mahkemesi'ne açtığı davayı kazandı. Mahkeme bilirkişinin yaptığı tespit doğrultusunda davacının tarladaki hissesi dikkate alındığında 15 bin 737 liralık değer kaybına uğradığını ve bu paranın İZSU tarafından davacıya ödenmesini hükmetti. Rakam, mahkeme masrafları ve avukatlık ücreti ile birlikte yaklaşık 20 bin lirayı buldu. İZSU kararı temyiz ederken Solak'ın avukatı ve aynı zamanda da İzmir'de yaşayan Gördesliler Derneği'nin Başkanlığını yürüten İbrahim Büke bölgede çiftçilikle uğraşan ve yönetmelik nedeniyle mağduriyet yaşayan 30 bin çiftçinin gözünün kulağının Yargıtay'da olduğuna dikkat çekti. Yargıtay'ın mahkeme kararını onaması halinde 30 bin çiftçinin kararı emsal gösterip İZSU'ya dava açacağını belirten Büke: "Bu işin faturası İZSU'ya ağır olacak. İZSU açılan davalar sonucu 1 milyar dolara yakın para ödemek zorunda kalabilir" uyarısında bulundu. 1050 kilometrekarelik alanın yüzde 30'u, yani 350 bin dönümünün tarım arazisi olduğuna dikkat çeken Büke, "Bu davada olduğu gibi İZSU, dönüm başına 500 lira ödemek zorunda kalırsa, İZSU Genel Müdürlüğü yaklaşık 1 milyar dolar yani 1.5 katrilyon lira gibi bir para ödemek zorunda kalacak. Avukatlık ücretleri ve yargılama giderleri de dikkate alındığında bu rakam çok daha fazla olacak. İZSU bu parayı ödemek yerine bölgede mağdur olan çiftçilere yönelik bir proje geliştirmeli. Tahtalı Barajı Koruma Havzası'nda olduğu gibi burada da çiftçileri organik tarıma geçişte desteklemeli. Aksi takdirde açılan davalar sonucu ortaya çıkacak bedeller İZSU'da büyük sıkıntı yaratacak" diye konuştu. Büke, koruma havzası içinde kalan alanda yeni tesis yapmak isteyenlere "İZSU'dan izin almak zorundasınız" dendiğini hatırlattı. Büke, "Bugün Gördes'te en ufak bir dam bile yapacak olsanız İZSU'ya 'istediğiniz zaman yıkacağım' diye taahhütname vermeniz yazım. Vermezseniz hiçbir şekilde ruhsat alamıyorsunuz. Bu insanların tarımdan başka gelirleri yok. İZSU gelip 'sen bundan sonra tarım yapamazsın. Yaparsın ama sadece organik tarım yapabilirsin. Organik tarıma geçiş için sana hiçbir şey ödemem' diyor. Organik tarıma geçiş için 3 yıl süreyle o araziye bir şey ekilmemesi gerekiyor. Bu süreçte insanların desteklenmesi organik tarım konusunda eğitilmesi lazım. Öyle su havzası ilan ettik demekle iş bitmiyor" dedi.

 

"ARAZİLER DEĞER KAYBETTİ"
İZSU'nun kısıtlamasından sonra arazi değerlerinin düştüğünü belirten İbrahim Büke, "İlk etapta açtığımız dava ile arazimizdeki değer düşümünü talep ettik. Yatırımcı artık Gördes'ten arazi satın almıyor. Çünkü aldığı takdirde su kuyusu dahi kazdıramıyor. Arazilerin dönümü 3-4 bin liralardan bin liraya düştü. Açtığımız dava ile arazilerimizin uğradığı değer kaybını İZSU'dan talep ettik. Bilirkişi dönüm başına 500 lira değer kaybı belirledi. Biz de örnek teşkil etsin diye değer düşük olmasına rağmen üstüne gitmedik. Mahkeme de kabul etti" diye konuştu.

 

"KOCAOĞLU BİZİ DİNLESİN"
Defalarca Başkan Kocaoğlu'nu ulaşmaya çalıştıklarını fakat başarısız olduklarını belirten İbrahim Büke, "Sadece baraj bölgesini su havzası ilan etselerdi sorun yoktu. Baraja su taşıyan tüm dereleri mutlak koruma alanı içine aldılar. İZSU, barajdan 20 kilometre ötedeki tesise su havzasındasın diyor. İçinde miyim yoksa dışında mıyım kimse bilmiyor. Herkes şaşkın. Başkan Kocaoğlu'ndan bizi dinlemesini istiyoruz" dedi.