Gergin meclis… Soyer’den AK Parti’ye: İzmir’iz, haklıyız, talep ediyoruz!

Mehmet İŞLER /EGEDESONSÖZ- İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin Şubat ayı meclis toplantısının ilk oturumu Başkan Mustafa Tunç Soyer idaresinde gerçekleşti. Oturumda gündem dışı konuşma talepleri bölümünde AK Parti ve Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) gurupları arasında tartışma yaşandı.  

AK Partili Meclis Üyesi Erhan Çalışkan deprem üzerinden yaptığı konuşmada İzmir Deprem Master Planı hakkında bilgi istedi. Belediyenin yetki sınırlarının genişlemesiyle birlikte konuyla ilgili yapılan bir çalışma olup olmadığını soran Çalışkan “Fay hatları üzerinde yapılaşma var mı? Ulaşım köprüleri, hastane, okul gibi binalar var mı?” dedi.

- BÜYÜKŞEHİR MECLİSİNDE DİKKAT ÇEKEN 'KUM SAATİ' DETAYI!

Belediye Başkanı Soyer ise, “Siz hep Türkiye’de yaşadınız değil mi? 81 vilayetimiz var. Hangisinde bu söyledikleriniz yapılıyor? Acaba o okulları, köprüleri yolları, hastaneleri Türkiye Cumhuriyeti yapmadı mı? Niye güçsüz oldu? Niye güçlendirmek gerekiyor? Bu soruların büyük bölümünün cevabını tüm Türkiye Devletinin vermesi gerekiyor ama biz soru önergenizi cevaplayacağız. Bu meselelerin siyasi bir argüman olarak bir kent bunları yapmıyor diğerleri yapıyormuş gibi algı yaratacak şekilde sormanızı yadırgadım” çıkışında bulundu.

Çalışkan, “Bu soru önergesinde hiçbir siyasi konu yok” dedi. Bunu üzerine Soyer, “Tamamen siyasi” cevabını verdi.  Çalışkan ısrarla, “Hiçbir siyasi durum yok” diye konuştu.  Soyer de “Tamam ben yanlış anladım” ifadelerini kullandı.

İZMİR’DEKİ YAPI STOKU DEPREME DAYANIKLI HALE GETİRİLMELİDİR
AK Parti Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, “Maalesef bu coğrafyada, İzmir’imizde bir deprem gerçeği var. Gönül isterdi ki deprem riski olmayan bir yerde yaşayalım. Siyaset çözüm üreten bir sanattır. Biz bununla ilgili bir önerge verdik. İzmir’de deprem komisyonu kurulmasına yönelik önerge verdik. Deprem Master Planı’nın revize edilmesine yönelik bir önerge… Ben meseleye başka bir noktadan bakacağım. Siz bir konuşmanızda, ‘İzmir şehir olarak depreme hazır değil ama Büyükşehir Belediyesi hazır’ dediniz. Bir şehir depreme hazır değilse sorumluluk sahibi Büyükşehir Belediyesi’nin depreme hazır olmadığı anlamı çıkar. İzmir’in yapı stokunun ne kadar sıkıntılı olduğunu biliyoruz. İzmir’de 7 alanda 35 bin konutun değiştirilmesi planlanmışken 10 yıllık sürede toplam dönüştürülen konut sayısı bindir! 35’te 1! Şehrin depreme hazır olması noktasında en temel görev Büyükşehir Belediyesi’ne düşüyor. Kentsel dönüşüm çalışmalarının çok hızlı bir şekilde çözülmesi gerekiyor. İhaleyle ilgili bir sorun varsa, uzlaşı sorunu varsa yeni bir yöntemin düşünülmesi gerekiyor. Binaların dış yüzeyinin boyandığını biliyoruz, dönüşümün böyle olmaması gerekiyor. İzmir’deki yapı stoku depreme dayanıklı hale getirilmelidir” dedi.

İKİNCİ ÇEVRE YOLU İÇİN DESTEK VERİN, DESTEK VERMEYECEKSİNİZ ENGEL OLMAYIN!
Hızal ayrıca, “İkinci bir çevre yolu ile ilgili bir açıklama yaptınız. Elbette Büyükşehir Belediye Başkanı bazı hassasiyetler güderek bazı açıklamalar yapacak. Ama kentin en önemli sorunu ulaşımdır. Her geçen gün içinden çıkılmaz bir hal alıyor. Önceki dönemlerde haftanın belli saatlerinde yoğunluk görüyorduk ama şu an günün hemen hemen her saatinde trafik görüyoruz. Trafik sorununu çözecek olan da Büyükşehir Belediyesi’dir. Hükümet bir çevre yolu yapmış mı? Evet! İkinci yolu planlıyor mu? Evet! 'Biz bunu yaptırmayacağız’ demenizden ziyade bir alternatif ortaya koymanız gerekiyor. Güzergahla ilgili bir takım problemlerin olduğunu söylemek İzmirlilere haksızlık yapmaktır. Sürecin desteklenmesini, eğer desteklemeyecekseniz en azından engellemeyeceğinizi, trafik sorununun ortadan kaldırılması noktasında bu projenin bir an önce yapılmasına yardımınızı diliyorum” ifadelerini kullandı.

‘YAPTIRMAYACAĞIZ’ DEMEDİM!
Soyer de, “Sadece şunu söyleyeyim; İzmir depreme hazır değil ama Büyükşehir hazır’ demede kastım, kriz anında hazır olduğumuzu söylemektir. Kim müdahale edecek anlamında bir durumu kast ettim. Yoksa elbette İzmir hazır değilse Büyükşehir de hazır değildir. Çevre yoluyla ilgili de ‘yaptırmayacağız’ gibi bir ifadem olmadı. Başka çareler de arıyoruz anlamında söyledim. Çevre yolu tahribatına karşı yapılacak başka çözüm var mı? Ona bakmak için söylemiştim” dedi.  

AK PARTİ’DEN MENDERES’TE YAPILACAK ÇÖP TESİSİ İÇİN REFERANDUM TALEBİ!
Menderes’te yapılması planlanan katı atık entegre tesisi için söz alan AK Partili Meclis Üyesi Mümin Bayram açıklamalarda bulundu. Çöp tesisinin sadece AK Partililer tarafından değil ilçe halkının büyük bir kesimince de istenmediğini söyleyen Bayram, “Bir halk oylaması yapılabilir mi? En azından halkın sesine kulak vermiş oluruz” diye konuştu. Tespitlerini aktaran Bayram çöp tesisinin ilçeye ve çevre ilçelere vereceği olası zararlar hakkında açıklama yaptı.

AK PARTİLİ BOZTEPE, SEFERİHİSAR’IN SAYIŞTAY RAPORUNU GÜNDEME GETİRDİ, OTURUM GERİLDİ!
AK Partili Meclis Üyesi Hüsnü Boztepe, Seferihisar Belediyesi’nin Sayıştay raporundan bilgiler verdi. Başkan Soyer’in ilçede görev yaptığı 2018 dönemindeki bazı usulsüzlüklerin raporda yer aldığını belirten Boztepe, “Aslan yattığı yerden belli olur. Pazarlık usulüyle yapılan ihalelerde usule uymayan şeylerin yapıldığı belirtilmiş” dedi. Soyer araya girerek, “Savunmamız var mı?” sorusunu yöneltti. Boztepe, “Savunmayı da siz söylerseniz” cevabını verdi. Soyer bu kez, “Madem benimle ilgili bir şey söylüyorsunuz, savunmayı da söyleyin” diye konuştu.

Boztepe sözlerini sürdürdü, “Dana karkas eti alınmış 450 bin TL… Çeşitli malzemeler alınmış. İstediğiniz firmalara işleri vermişsiniz. İş kıyafeti alınmış 123 bin TL. Yine parçalara bölünenerek alınmış. Aslan yattığı yerden belli olur” dedi. Bu sözler üzerine Soyer çok sinirlendi ve “Benim yattığım yeri siz…” dedi ve sözlerini tamamlamadı. Soyer sonrasında, “Burada yaptığınız siyasi ahlaka yakışmayan bir şey” diye konuştu.  Boztepe, “Bunda siyasi ahlaka uymayan ne var?” sorusunu yöneltti.  Soyer, “Bunda benim savunmam var. Bu yokmuş gibi hakimlik, yargıçlık yapıyorsunuz. Size cevap vermem söz konusu değil. Ben Sayıştay’a gerekli cevabı verdim. Sizin burada benim savunmamı söylemeden gündeme getirmeniz çok yakışıksız bir şey. Kapsam dışı konuşma bölümünde benimle ilgili bir şeyi getirmeniz çok yakışıksız” dedi ve Boztepe’nin sözünü kesti.  

CHP’Lİ KÖKKILINÇ: BOZTEPE’NİN SÖZÜ KESİLSİN!
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç da kapsam dışı söz alma bölümü hakkında bilgi verdi ve Boztepe’ye tepki gösterdi. Kökkılınç, “Biz büyükşehir meclisini yönetmeliğe göre yürütüyoruz. Belediye çalışma yönetmeliğini okuduğumuzda belediye başkanı söz verir ise meclis üyesi söz alabilir, vermezse alamaz diye bir madde var. Grup başkan vekilleri de uyum birlikteliği yaptılar. Sayı anlamında kısıtlama getirmediler. Ama bu suistimal edildiği takdirde yönetmelikten doğan istisnayı kullanma hakkına sahiptir. Ben bu sözün kesilmesinden yanayım. Suiistimal edilen konuşmalar kesilsin! Seferihisar Belediyesi’nin Sayıştay raporu İzmir Büyükşehir Belediye meclisinin konusu da değil” çıkışında bulundu.  

BİR TARAFTAN DEMOKRASİDEN DEM VURACAKSINIZ BİR TARAFTAN ‘SINIRLAMA GETİRİLSİN’ DEMENİZ DOĞRU DEĞİL!
AK Partili Hızal da, “Yetki elbette ki sizde ama neler konuştuğumuzu sizler de biliyorsunuz. Biz burada hiçbir meclis üyesi arkadaşımızın sözünün kesilmesini istemiyoruz. Bu meclis çatısı altında her konuyu konuşacağız. ‘İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı ve meclis başkanı olarak ben tüm arkadaşların konuşmasını’ diliyorum derken CHP grup sözcüsünün bu teklifi getirmesini kabul etmiyorum. Bir taraftan demokrasiden dem vuracaksınız bir taraftan ‘sınırlama getirilsin’ ifadesi çok doğru değil” dedi.

ETİK ŞUNU GEREKTİRİR…
CHP Grup Başkan Vekili Mustafa Özuslu da, 2018 yılına ait raporun gündeme getirilmesini doğru bulmadığını aktardı. Özuslu, “Başkanımızın Seferihisar’da yürüttüğü sürece dair bir rapor. Ve ona o zaman cevap verilmiş. Etik şunu gerektirir, ikisini de koyarsınız ve ‘takdir kamuoyunundur’ dersiniz” diye konuştu.  

SUSUN, YOKSA SİZİ SALONDAN ATTIRACAĞIM!
Soyer yine söz aldı ve “Mesele şahsi ve siyasi ahlakla ilgili… Buradaki herkes meclis üyesidir. Herkes haddini bilsin. Siyasi ahlaka aykırı davranmasın” açıklamasını yaptı. Boztepe oturduğu sıradan tepkisini sergileyince Soyer bu kez sert bir şekilde, “Lütfen susar mısınız?” dedi. Boztepe ise, “Dövecek misiniz?” diye sordu. Soyer de, “Size söz vermiyorum. Bana cevap vermeyin ve lütfen susun” çıkışını yaptı. Boztepe de, “Siyasi ahlaki sizden öğrenecek değilim” dedi. Soyer, “ Lütfen susar mısınız? Yoksa sizi salondan attıracağım” ifadelerini kullandı.  

BAŞKAN SELVİTOPU: SORUMLULUK HEPİMİZİNDİR!
AK Partililerin deprem üzerinden Büyükeşhir Belediyesi’nin sorumluluğunu hatırlatmasına ilişkin konuşan Karabağlar Belediye Başkanı CHP’li Muhittin Selvitopu önemli açıklamalar yaptı. Belediye Başkanı Selvitopu merkezi iktidarın yetki ve sorumluluklarına vurgu yaparken yerel yönetimlerin tek başına sorunun çözümü için yeterli olmadığını ifade etti. Başkan Selvitopu, “Depreme topyekun hazırlıklı olmalıyız. Yerel yönetimlerin bunu tek başına yapması mümkün değildir. Sorumluluk hepimizindir. Yasal düzenlemeler gerçekleştiği ve kurumlar da görevlerini ciddiye aldığı takdirde bu ülkenin bu sorunlarla başa çıkabilecek birikimi vardır. Bir kurumun üzerine bu sorumluluğu yüklememiz bana göre doğru değildir. Konuyu bu şekilde tartışmalıyız” dedi.   

YAPILAN SİYASETEN AHLAKSIZLIKTIR
Soyer toplantının sonunda geniş yelpazede bir açıklama yaptı ve “10 aydır görev yaptığımız bu mecliste iki şeye çok özen göstermeye çalıştım. Birincisi; siyasi ahlakı korumaya gayret ettik. İkincisi; siyasetin seviyesini başka yerlerde olduğu gibi aşağıya çekmedik. Zarafet ve zafiyeti kimse karıştırmasın. Zarafet istismar edilmesi gereken bir şey de değildir. Büyükşehir Belediye Başkanı olarak yapmadığım şeylerle ilgili söz alan bir arkadaşımızın sözünü kesmedim. Ama kişisel saldırı noktasında hiçbir arkadaşımızın bir diğerine bunu yapmasına izin vermem, söz de vermem. Sayıştay raporları her belediyeyle ilgili bulgular tespit eder. Hiçbir belediye yoktur ki Sayıştay bir takım bulgular tespit etmemiş olsun. Sayıştay’ın görevi, işi budur. Sayıştay bir yargı organıdır, denetler. Bulguların cevaplanması istenir. Değerlendirilir ve yargı yolu açılır, açılmaz. Bütün bunlar yokken, Sayıştay’ın tespit ettiği bulguları meclis gündemine getirmek ve müzakere etmeye çalışmak 10 aydır yapmaya çalıştığımız siyasetin seviyesini aşağı düşürmektir. Yapılan siyaseten ahlaksızlıktır. Siyasi ahlaka uygun düşmez. Bundan sonra bu meclisin siyasi seviyesinin aşağı çekilmesine izin vermeyeceğim. Buradaki çoğunluk bunu istemiyor. Paçadan çeken, sataşan bir siyaset anlayışı istemiyor. Bunu yapmak isteyenlere izin vermeyeceğim” diye konuştu.

ELEKTRİK FABRİKASININ VERİLMEMESİNİN BİR GEREKÇESİ Mİ VAR?
Soyer ayrıca, “Elektrik fabrikası 10 ay oldu, balıkçı barınağı, Yassıca Ada daha da uzun. Ben de gündem dışı konuşmalarda bu dileklerimi ifade edeceğim. Bir gerekçesi mi var? Elektrik fabrikası İzmir’in malı. 35 milyon ödemeyi belediye kabul etmiş. 10 aydır verilmiyor. Bunu asla kabul etmiyoruz” dedi.

AK Partili Hızal da, “Buyurun gidelim. Bu sorunları ortadan kaldırmak için birlikte çözelim. Siz sanıyor musunuz ki sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin talepleri bekliyor. Siyasi argüman olarak bunu kullanmanız doğru değil” diye konuştu.  

Soyer de, “Özgür Bey biz kabinenin huzurunda sorunlarımızı ilettik. Biz en üst düzeyde bu talepleri yaptık. Geri dönüşler yapıldı. Hukuki düzeltmeler yapıldı. Elektrik fabrikasıyla ilgili ne gibi bir hukuki sorun olabilir? Diyelim ki İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin ihaleye girmesi uygun değil. Yine ihaleye çıkarsınız! Kamu yararıyla ilgili bir değerlendirme yapılır. Büyükşehir Belediyesi’nin gireceği bir ihaleyi yaparsınız” dedi.

ÖNÜMÜZE SİLAH OLARAK GETİRMENİZ DOĞRU DEĞİL
Hızal, “Bizim Büyükşehir Belediyesi ile ilgili eleştiriler yaptığımızda her seferinde elektrik fabrikasını silah olarak önümüze getirmeniz doğru değil” diye konuştu.

BİZ İZMİR’İZ HAKKIMIZI TALEP EDİYORUZ
Soyer, “Silah değil ama biz bunu her mecliste gündeme getireceğiz. Çünkü biz haklıyız. Bunu gündemden düşürmemek için kim ne yaparsa yapsın, biz yapıyoruz. Biz haklıyız. Biz taleplerimizi söyledik. Söylemeye devam edeceğiz. Buradan gitmesi gereken yere gitsin diye söylüyorum. Sizin gücünüz yetiyorsa siz bir şeyler yapın. Biz İzmir’iz ve hakkımızı talep ediyoruz” ifadelerini kullandı.